Dinde zorluk yoktur demek By: sumeyye Date: 10 Mayýs 2010, 13:45:36
"Dinde zorluk yoktur” demek...
Allahü teâlâ, çok merhametli olduðu için, insanlarýn zayýflýðýna ve kuvvetlerinin azlýðýna göre, bütün ibadetlerde en hafif, en kolay olanlarý emretmiþtir. Nisa suresinin 27. âyetinde mealen; (Allahü teâlâ, size hafif, kolay emretmek istedi. Çünkü insan, zayýf yaratýlmýþtýr) buyuruldu.
Allahü teâlânýn, kullarýna yapamayacaklarý þeyi emretmesi, hikmetine yakýþmaz. Kullarýna, kaldýrýlamayacak, büyük kayayý kaldýrmayý emretmeyip; herkesin çok kolay yapacaðý kýyam, rüku, secde, bir kýsa sure okumak ile meydana gelen namazý emretmiþtir. Namaz kýlmak, herkes için çok kolaydýr. Ramazan orucu da, pek kolaydýr. Zekatý da, çok hafif emretmiþ, malýn hepsini deðil, kýrkta birini verin buyurmuþtur. Hepsini veya yarýsýný vermeyi emretseydi, kullarýna güç olurdu. Merhameti, pek fazla olduðundan, emri tam yapýlamaz ise, daha da hafifletmiþtir. Mesela, abdest alamayanlara, teyemmüm etmeye, namazda ayakta duramayanlara, oturarak kýlmaya, oturamayanlara da, yatarak kýlmaya, rüku ve secde yapamayanlara, ima ile kýlmaya, bunlar gibi, daha nice kolaylýklara izin vermiþtir.
Ýslamiyet’in emirlerine dikkatle ve insafla bakan bir kimse, bu kolaylýklarý elbette görür. Allahü teâlânýn, kullarýna ne kadar çok merhametli olduðunu da, pek iyi anlar. Emirlerin kolay olmasýnýn bir þahidi de, çok kimsenin, emir olunan ibadetlerin, daha artmasýný istemesidir. Namazýn, orucun artmasýný isteyen, çok görülmüþtür. Evet, ibadet yapmak güç gelen kimseler de, yok deðildir. Böyle kimselere, ibadetlerin zor gelmesine sebep, nefslerinin karanlýðý ve þehvani arzularýnýn kötülüðüdür. Bu karanlýk ve kötülükler, nefslerinden hasýl olmaktadýr. Nefs, Allahü teâlânýn düþmanýdýr. Þura suresinin 13. âyetinde mealen; (Ýman ve ibadet etmek, müþriklere güç gelir) ve Bekara suresinin 45. âyetinde mealen; (Namaz kýlmak, yalnýz müminlere, Allahü teâlâdan korkanlara kolay gelir) buyurulmuþtur.
Bedenin hastalýðý, ibadetlerin yapýlmasýný güçleþtirdiði gibi, kalbin ve ruhun hasta olmasý da güçleþtirir. Allahü teâlâ, Ýslamiyet’i, nefs-i emmareyi yani kötülük isteyici arzularýndan, âdetlerinden vazgeçirmek için gönderdi. Nefsin istekleri ile Ýslamiyet’in istekleri birbirinin zýddýdýr, aksidir. O halde, ibadetleri yapmakta güçlük çekmek, nefsin kötülüðünü gösteren bir alamettir. Nefsin arzularýnýn kuvveti, bu güçlüðün çokluðu ile ölçülür. Nefsin istekleri kalmayýnca, güçlük de kalmaz. Ayrýca görünen uzuvlarýn kuvvetten düþmesi, ibadeti güçleþtirdiði gibi, kalbde imanýn zayýflamasý da güçleþtirmektedir. Yoksa, Ýslamiyet’in her emrinde kolaylýk vardýr. Bekara suresinin 185. âyetinde mealen; (Allahü teâlâ, size kolaylýk yapmak istiyor, güçlük çýkarmak istemiyor) buyuruldu.
Dinimizde zaruret olduðu zaman, haram iþlemeye ve farzý terk etmeye ruhsat, izin verilmiþtir yani azab yapýlmaz. Zaruret zamanýnda da, dinin emirlerini yapmaya azimet denir. Bazen, azimet olaný yapmak daha iyidir. Mesela, ölüm ile korkutulan kimsenin, imanýný gizlememesi böyledir. Öldürülürse, þehid olur. Bazen ruhsat olaný yapmak, daha iyi olur. Yolcunun oruç tutmamasý böyledir. Yolcu, orucu tutarak hastalanýr, ölürse günaha girer. Hadis-i þerifte; (Allahü teâlâ, emrettiði þeyleri yapmanýzý sevdiði gibi, izin verdiði þeyleri yapmanýzý da sever) buyuruldu.
Hadika’da buyuruluyor ki:
“Bir kimsenin nefsi, kolaylýklarý yapmak istemezse, bunun azimetleri býrakýp, ruhsatla amel etmesi efdal olur. Fakat ruhsatla amel etmek, ruhsatlarý araþtýrmaya yol açmamalýdýr. Çünkü nefse, þeytana uyarak, mezheblerin kolay yerlerini araþtýrýp toplamak yani telfîk etmek haramdýr.”
Netice olarak, dinde zorluk yoktur demek, Allahü teâlâ kolay olan emirler bildirmiþ, emretmiþ demektir. Yoksa, herkes, hoþuna giden þeyleri yapsýn, nefsine zor gelen þeyleri yapmasýn, ibadetleri rahat, kolay ve keyfine göre deðiþtirsin demek deðildir. Zira dinde ufak bir deðiþiklik yapmak, küfürdür, dinsizliktir.
ALINTI