Hacc By: ecenur Date: 05 Mayýs 2010, 20:36:46
Hidaye Tercümesi / Hacc
Bir Fasýl
Ýhrama Girmek.
Bir Fasýl
Kýran Haccý
Temettü Haccý
Ýhramda Yasak Olan Herhangi Bir Þeyi Yapmanýn Hükmü.
Bir Fasýl
Bir Fasýl
Bir Fasýl
Ýhramsýz Olarak Mikata Geçmek.
Ýhramda Ýken Bir Diðer Ýhrama Da Girmek.
HACC BAHSÝ
(Hac. köle, deli ve çocuk olmayan ve vücudunda herhangi bir sakatlýk veya hastalýk bulunmayan kimseye -eðer hacca gidip dö-nünceye kadar yol masrafýný ve çoluk çocuðunun oturacaklarý meskenden baþka, yiyecek ve giyecek gibi zarurî ihtiyaçlarýný karþýlayacak kadar varlýðý bulunur ve yol da emniyetli olursa- vaciptir.) Yani farzdýr. Çünkü haccýn farziyeti Kur´an-ý Kerim´in; -Beyt´e gidebilme gücüne sahip olan kimseler için Beyt´i ziyaret etmek Allah´ýn gerekli kýldýðý bir görevdir- ([1]) ayeti ile sabittir.
(Hacc kiþiye, ömründe yalnýz bir defa vaciptir.) Zira Peygamber Efendimiz CAleyhiVsalâtü ve´s-selâm) :
- Hacc her yýl mý vardýr, yoksa bir kez midir? diye sorulmuþ. Peygamber Efendimiz (Aleyhi´s-salâtü ve´s-selâm) :
«Hayýr, yalnýz bir kezdir. Bir kezden fazlasý isteðe baðlýdýr» ([2]) bu-yurmuþtur. Kaldý ki haccm vücubuna sebep Beytullah olduðuna ve Beytullah´m da bir tane bulunduðuna göre, vücubunun tekrarý için sebep yoktur.
Sonra -Ýmam Ebû Yûsuf´a göre- haccm vücubu fevridir. Yani vacip olduðu ilk yýlda yerine getirilmesi gerekir. Aksi takdirde günah iþlenmiþ olur. îmam Ebû Hanife´ den de bu görüþte olduðunu gösteren bir söz naklolunmuþtur. îmam Muhammed ile îmam-ý Þafiî ise: «Fevri deðildir. Çünkü bütün ömürde bir kere vacip olduðuna göre onun vakti bütün ömürdür. Kiþi namazý, nasýl vaktinden istediði saatte kýlabilir ve bundan dolayý günah iþlemiþ olmuyorsa, hacca da ömrünün istediði yýlýnda gidebilir ve bundan ötürü günah iþlemiþ olmaz- demiþlerdir, imam Ebû Yûsuf ise; -Haccýn yýlda belli bir zamaný bulunduðuna ve yýlýn her ayýnda hacca gidilemediðine göre, eðer vacip olduðu ilk yýlda gidilmezse bir yýl beklemek gerekecektir. Bir yýlda ise, ölüm nadir olmadýðý için ihtiyatýn gereði, vacip olur olmaz gitmektir. Namaz vakti ise öyle deðildir. Zira namaz vakti kýsa olduðu için onda ölüm nadirdir- demiþtir. Haccýn vücubu için deli ve çocuk olmamanýn þartýna gelince; Zira Peygamber Efendimiz (Aleyhi´s-salâtü ve´s-selâm) :
•Hangi köle âzatlanýrsa, on defa bile hacca gitmiþ olsa, Ýslâm´ýn rüknü olan haccý bir daha yapmasý gerekir ve hangi çocuk ergenlik çaðýna girerse, on defa bile hacca gitmiþ olsa, Ýslâm´ýn rüknü olan Haccý bir daha yapmasý gerekir- ([3]) buyurmuþtur. Kaldý ki hacc bir ibadettir. Köle ile çocuk ise ibadet ile mükellef deðillerdir.
Haccýn vücubu için, ayrýca hasta olmamak ve vücutta herhangi bir sakatlýðýn bulunmamasý da þarttýr. Çünkü hastalýk veyahut vücutta bir sakatlýðýn bulunmasý halinde yolculuk yapmak ya büsbütün imkânsýzdýr, ya da zordur. Dinde ise zorluk yoktur. Ýmam Ebû Hanife´ye göre, iki gözden kör olan kimseye -beraberinde kendisine yardýma olacak bir kimsesi bulunsa bile- hacc vacip deðildir. Diðer iki imâm ise: «Beraberinde kendisine yardým edecek bir kimse bulunursa vaciptir- demiþlerdir, ki bu mesele namaz bahsinde de geçti. Kötürüm olan kimseye ise, eðer yardýmcýsý bulunursa, imam Ebû Hanife´ den «Vaciptir. Çünkü kötürüm, yolda kendisine yardým edecek bîr kimse bulunduðu zaman binmek için araç bulan kimseye benzer», t m a m Muhammed´ den ise: «Vacip deðildir. Çünkü eðer yardýmcýsý onu sýrtýna almazsa kendisi yürüyemez. Ýki gözden kör olan kimse ise öyle deðildir. Zira iki gözden kör olan,kimse, yolunu þaþýrmýþ olan kimse gibi eðer ona kýlavuzluk edilirse bizzat yürüyebilir» diye söyledikleri rivayet olunmaktadýr. Haccýn vücubu için, hac yolculuðunda gerekli olan azýk ve binite sahip olmak da þarttýr. Zira Peygamber Efendimiz (Aleyhi´s-sa-lâtü ve´s-selâm)´e «Haccm farziyetini bildiren âyette geçen -Beyt´e gidebilme gücü-nden murat nedir?» diye sorulduðunda, Peygamber Efendimiz (Aleyhi´s-salâtü ve´s-selâm) «Azýk ve binittir» diye cevap vermiþtir. ([4]) Buna göre, eðer kiþi ancak, kendisiyle bir baþkasýnýn sýrayla binebilecekleri bir biniti kirahyabiliyorsa, kendisine hac vâcib deðildir. Zira bu durumda olan kimseye yolculuðunun hepsinde azýk ve bineðe sahiptir, denemez. Sonra, haccm farziyeti için varlýðý þart olan azýk ve binitin, kiþinin hacca gidip gelinceye kadar çoluk çocuðunun -mesken, hizmetçi, yiyecek ve giyecek gibi- bütün zorunlu ihtiyaçlanndan fazla olmasý da þarttýr. Zira hac þeriatýn emrettiði bir ibadettir. Çoluk çocuðun nafakasý ise kul hakkýdýr Kul hakký þeriatýn emrinden önce gelir.
Mekke ve çevresinde oturan kimseler için binite sahip olmak þartý yoktur. Çünkü Mekke ve çevresinde oturanlarýn hac me-nasikini yaya olarak yerine getirmelerinde fazla bir zorluk yoktur. Onlar için haccýn menasikini yerine getirmek de nihayet cuma namazýna gitmek gibidir.
Bunlardan baþka, aynca yolun emniyetli olmasý da þarttýr. Zira hacca gidebilmek yolun emniyetli olmasýna baðlýdýr. Ancak bu þart –kimisi-: «Vücubun þartýdýr. Hatta eðer kiþi, yol emniyetli olmadýðý için hacca gitmemiþ ise, öldükten sonra yerine bir baþkasýnýn gitmesini vasiyet etmek zorunda deðildir» demiþtir, ki îmam.
Ebû Hanif e´ den rivayet olunan görüþ bu yoldadýr. Kimisi: «Vücubun deðil, haca yerine getirmenin þartýdýr. Zira Peygamber Efendimiz, (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), âyette geçen «güç-ü yalnýz azýk ve binitle açýklamýþtýr.» demiþtir. ([5]) (Hacca gitmek istiyen kadýnýn beraberinde ya kocasýnýn, ya da kendisiyle evlenmesi caiz olmayan bir yakýn akrabasýnýn bulunmasý þarttýr. Evi Mekke den üç günlük veya daha fazla mesafede olan kadýn için bunlarsýz hac yoluna çýkmaz caiz deðildir.) Ý m a m -1 Þafii: «Eðer beraberinde baþka kadýn arkadaþlarý bulunur ve bu kadýnlarýn hepsi güvenilir kimseler olursa, kadýnýn eþliðinde kocasý veya yakýn akrabasý bulunmazsa bile, caizdir. Çünkü beraberinde bunca emin kadýnlar bulununca kendisi için herhangi bir tehlike mevcut deðildir- demiþtir. Biz ise; «Hiç bir kadýn eðer beraberinde kendisiyle evlenmesi caiz olmayan bir yakm akrabasý bulunmazsa hac yoluna çýkmasýn- ([6]) hadisine dayanýyoruz. Kaldý ki beraberinde yakm akrabasý bulunmayan kadýn için -beraberinde baþka kadýnlar bulunsa bile- yine tehlike vardýr. Hatta beraberinde baþka kadýnlarýn bulunmasý tehlikeyi daha da arttýrýr. Nitekim bunun içindir ki, bir yabancý kadýnýn yanýnda yalnýz kalmak, beraberinde bir baþka kadýn bulunsa bile caiz deðildir. Fakat eðer evi Mekke´ den üç günlük mesafeden daha az olsa, o zaman beraberinde kocasý veya yakm akrabasý bulunmasa da caizdir.
(Eðer hacca gitmek istiyen kadýnýn beraberinde yakm bir akrabasý bulunursa, kocasý onu hacca gitmekten alýkoyamaz.) î m a m -1 Þafii: «Alýkoyabilir. Çünkü kadýn hacca gidip dönünceye kadar kendisi bekâr hayatýný yaþamak zorunda kalmýþ olur» demiþtir.
Biz diyoruz ki: Farz olan ibadetlerin ifasý yolunda erkeðin hakký söz konusu deðildir. Hac da farz olan bir ibadettir. Hatta eðer kadýna hac farz olmamýþ veyahut onun ikinci gidiþi olursa, kocasý onu yolundan alýkoyabilir. Ancak -demiþlerdir ki- Eðer kadýnýn beraberindeki yakýn akrabasý helâl, haram bilmiyen ve güvenilmez bir kimse olursa o zaman kocasý onu gitmekten alýkoyabilir.
(Kadýnýn yakýn akrabasý -Mecusilikten baþka- hangi dinden olursa olsun kadýn onunla birlikte hacc yoluna çýkabilir. Ancak eðer Mecusî olursa onunla birlikte çýkamaz.) Zira mecûsilikte yakýn akrabalýk evlenmeye mâni deðildir. Eðer kadýnýn yakýn akrabasý çocuk veya deli olursa -kadýný koruyamadýðý için- kadýn onunla birlikte çýkamaz. Ergenlik çaðýna yaklaþýp da henüz ergenleþmemiþ olan kýz da, büyük kadýnlar gibi eðer beraberinde bir yakýn akrabasý bulunmazsa hacca gidemez. Þu da bilinmelidir ki: kadýnýn beraberinde yakm akrabasýnýn bulunmasý þart olduðuna göre, yakýn akrabasýnýn yol masrafý kadýna aittir. Ancak kadýnýn yakýn akrabasý eðer bulunmazsa, kadýna hacc vacip mi olmaz, yoksa vacip olur da edasý mý gerekmez? diye ihtilâf etmiþlerdir.
(Ýhrama girdikten sonra ergenlik çaðma giren çocuk ile azatla-nan kölenin devam ettikleri hacc, farz olan haccuý yerini tutmaz.) Zira bunlar ihrama girerken hacc kendilerine farz olmadýðý için baþladýklarý hacc nafile olup farza dönüþemez. (Fakat eðer çocuk daha Arafat´a gitmemiþken ihramýný yenileyip farz niyetini getirirse caizdir. Kölenin ise böyle de yapmasý caiz deðildir.) Zira çocuk ibadete ehil olmadýðý için, ihrama girmekle baþlamýþ olduðu haccý yüklenmiþ olmaz. Köle ise ibadete ehil olduðu için ihrama girmekle baþladýðý haccý yüklenmiþ olur ve dolayýsiyle onu bozamaz.[7]
Bir Fasýl
(Haccýn inikatlarý, yani hacca giderken ihrama girmeden geçilmesi caiz olmayan semtler beþ tane olup Medine tarafýndan gidenler için Zülhuleyfe, Irak tarafýndan gidenler için Zatuýrk, Þam tarafýndan gidenler için Cuhfe, Necid tarafýndan gidenler için Karen ve Yemen tarafýndan gidenler için de Yelemlem denilen semtlerdir.) Zira Peygamber Efendimiz (Aleyhi´s-salâtü ve´s-selâm) mikat olarak bu yerleri belirtmiþtir. ([8]) Bunun için hacca giden kimse, bu yerlerden hangisine varýrsa, ihrama girmeden daha öteye geçemez". Fakat bu yerlere varmadan ihrama girmenin bir sakýncasý yoktur. Evi bu raikatlann berisinde olan kimsenin, ister Hacc veya umre niyetiyle, ister baþka maksatla olsun M e k k e´ ye gitmek isterken, bu beþ semtten birine vardýðý zaman -biz Hanefilere göre- ihrama girmesi gerekir. Zira Peygamber Efendimiz (Aleyhi´s-salâtü ve´s-selâm); «Hiçbir kimse ihrama girmeden mikati geçemez- ([9]) buyurmuþtur. Hem de ihrama girmenin bu kutsal olan yere saygý göstermek olduðuna göre, hacc veya umre niyetiyle veyahut baþka maksatla M e k k e´ ye gidenler arasýnda fark bulunmamasý lâzým gelir. (Mikatlann Ötesinde oturan kimseler ise, Mekke´ye herhangi bir iþ için gitmek istediklerinde ihrama girmeden gidebilirler.) Çünkü bunlarýn Mekk e´ye gidip gelmeleri çok olduðu için eðer her bir gitmede ihrama girmekle mükellef tutulurlarsa zor olur. Bunun için bunlar da Mekke´ nin içinde oturanlar gibi ihrama girmeden M e k k e ´ ye girip çýkabilirler. Fakat Hacc veya umre niyetiyle M e k k e ´ ye gitmek istedikleri zaman ihrama girmeleri gerekir. Çünkü M e k k e´ ye her zaman Hacc veya umre niyetiyle gidilmediði için, bu maksatla giden kimselerin ihrama girmekle mükellef tutulmalarýnda zorluk yoktur. (Kiþinin bu inikatlara varmadan da ihrama girmesi caizdir.) Zira Cenâb-ý Hak. -Baþladýðýnýz Hac ve umreyi tam olarak yapýn» ([10]) buyurmuþtur. Hac ve umrenin tam olarak yapýlmasý da, Hz. Ali ile Abdullah Ibn-i M e s u d´ un yorumlarýna göre kiþinin hac veya umreye giderken kapýsý önünden ihrama girmesidir. Hatta mikata varmadan ihrama girmek, daha zor olduðu ve K â b e´ ye karþý olan saygý onda daha fazla bulunduðu için daha sevaplýdýr. Fakat î m a m Ebû Hanife´ den : «Mikata varmadan ihrama girmenin daha sevaplý olmasý ancak, sakýncalý bir duruma girmiyeceðinden emin olan kimseler içindir» diye söylediði rivayet olunmuþtur. (Mikatlann ötesinde oturanlarýn mikatý, Harem denilen kutsal çevrenin sýnýrlan ile inikatlar arasýnda kalan yerlerdir.) Zira bunlar için kapýlarý önünden ihrama girmek caiz olduðuna göre, mikat-larla Harem´in sýnýrlarý arasýnda kalan her yer için inikattýr. (Mekke´de olanlar için ise, hac mikatý Harem´in içi, umre mikatý da Harem´in dýþýdýr.) Zira Peygamber Efendimiz (Aleyhi´s-salâtü ve´s-selâm). Ashabýndan kimisine Mekke´ nin içinde hac ihramýna girmelerini emrettiði halde, muhterem eþi H z . Â i þ e ´ nin umre ihramýna girmesi için kardeþine onu T e n ´ i m´ e götürmesini emretmiþti. T e n´ i m ise, Harem´in dýþýnda olan bir semtin adîdir. Hem de haccýn rükünlerinden biri A r a f a t´ ta durmak olduðuna, Arafat´ýn da Harem´in dýþmda bulunduðuna göre, hac Harem´in dýþýnda bulunduðuna göre, hac Harem´in içinden Harem´in dýþýna doðru bir yolculuk olur. Umre ise; Harem´in içinde eda edildiði için umre ihramýna Harem´in dýþýndaki her yerde girilebilir.[11]
Ynt: Hacc By: ceren Date: 14 Haziran 2015, 19:42:29
Esselamu aleyküm.Rabbim razý olsun paylaþýmdan kardeþim.
"Haccý ve umreyi Allah için tamamlayýn. Eðer (düþman, hastalýk ve buna benzer nedenlerle) kuþatýlýrsanýz, artýk size kolay gelen kurban(ý gönderin). Kurban yerine varýncaya kadar baþlarýnýzý traþ etmeyin. Kim sizden hasta ise veya baþýndan þikayeti varsa, onun ya oruç ya sadaka veya kurban olarak fidye (vermesi gerekir). Güvenliðe kavuþursanýz, hacca kadar umre ile yararlanmak isteyene, kolayýna gelen bir kurban(ý kesmek gerekir). Bulamayana da, haccda üç gün, döndüðünüzde yedi (gün) olmak üzere, bunlar, tamý tamýna on (gün) oruç vardýr. Bu, ailesi Mescid-i Haram'da olmayanlar içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah, muhakkak cezasý pek çetin olandýr." (Bakara, 196)
radyobeyan