Nafile Namazlar By: neslinur Date: 05 Mayýs 2010, 02:45:21
Nuru´l-Ýzah / Nafile Namazlar
NAFÝLE NAMAZLAR[1]
Sabah, namazýndan önce iki;[2] öðle, akþam ve yatsý namazla nndan sonra iki; öðle ve cuma namazlarýndan önce dört ve cumadan sonra da bir selâmla olmak üzere dört rek´at namaz kýlmak müekked sünnettir.
Ýkindi ve yatsý namazýndan önce dört, yatsýdan sonra dört ve akþam namazýndan sonra da altý rek´at namaz kýlmak menduptur.
Müekked sünnet olan dört rek´atlý namazlarýn birinci oturuþlarýnda sadece "et-tahýyyâtü" ile yetinilir, üçüncü rek´ata kalkýldýðýnda, mendup namazlarýn aksine, "sübhaneke" okunmaz.
Ýki rek´attan fazla olan nafile bir namazý, sadece sonundi ;urmak suretiyle kýlmak (kýyâsen deðil de kolaylýk olmak üzerel tihsânen caizdir; çünkü bu, artýk tek bir namaz olmuþ bulundýt| undan, böyle namazlarda farz olan (sadece) son oturuþtur.
Gündüzün tek selâmla dört, geceleyin sekiz rek´attan fazla lafile) kýlmak mekruhtur. Ebu Hanîfe´ye göre en iyisi, gece ve ündüz dört rek´at kýlmaktýr, Ýmam Yûsuf ve Muhammed´e göre ise en iyisi Ýmamýn dediði gibi gündüz dört), gece ise ikiþer rek´at almaktýr ve fetva da bu yönde verilmiþtir.
Gece kýlman namaz, gündüz kýlmandan daha faziletli; ayakta azla durmak da secdede çokça kalmaktan daha iyidir.
Tahiyyetü´l-Mescid, Kuþluk Namazý ve Gecelerin Ýhyasý
1) (Camide) oturmadan evvel iki rek´at tahiyyetu 1-mescid namazý kýlmak sünnettir. (Camide) kýlman farz namaz ile, (camiye) girildiðinde (tahiyyet´e) selamlamaya niyet etmeksizin kýlman her namaz tahýyyetu 1-mescid yerine geçer.
2) Abdest aldýktan sonra henüz yaþý kurumadan iki rek´at; kuþluk vaktinde dört ve daha fazla rek´at namaz kalmak mendup-tur.
3) Ayný þekilde gece namazý, istihare[3] ve hacet namazý[4] kýlrnak da menduptur.
4) Ramazanýn son on gecesini,[5] (ramazan ve kurban) bayramlarýnýn gecelerini, zilhiccenin on gecesini, Þaban ayýnýn onbeþinci (Berat) gecesini ihya [6]etmek dahi menduptur.
Bu gecelerden herhangi birini ihya için camilerde toplanmak mekruhtur.[7]
Oturarak ve Binek (Hayvaný) Üzerinde Nafile Namaz Kýlmak
Ayakta Kýlabilecek Durumdayken Nafileyi Oturarak Kýlmak:
Ayakta kýlabilecek güce sahipken nafile namaz oturarak kýn-nabilir. Ancak oturarak kýlanlar, ayakta kýlanlarýn elde edeceði sevabýn yarýsýný elde ederler.[8] Ama bir özürden dolayý[9] oturarak kýlanlar bu hükmün dýþýndadýr. Oturarak kýlanlar, "et-Tahiyyâtü"-de oturanlar gibi otururlar. Ayakta baþlanýlan nafile bir namazýn oturarak tamamlanmasýnda bir sakýnca yoktur, (bu hususta öne sürülen görüþlerin) en doðrusu da budur.[10]
Binek (Hayvaný) Üzerinde Namaz
Þehir (olsun köy olsun yerleþim merkezlerinin) dýþýnda [11]binek üzerinde, (binek) hayvaný ne yana giderse, gitsin (vakit namazla-rýyla kýlýnmakta olan) sünnetler de dahil olmak üzere, her türlü
Lafile namaz kýhnabilir. Sonra binek üzerinde baþlanýlan namaz binekten) inerek tamamlanýlabilir;[12]ancak (yerde baþlanýlan nanaza) binek üzerinde devam edilemez. Ebû Hanîfe (Rahmetullahi ýleyhynin, diðer sünnetlerden daha kuvvetli olduðu gerekçesiyle, labah namazýnýn sünneti için (hayvandan) inilmesi (hayvan üzerinde kýlýnmamasý) gerektiðini söylediði naklolunmuþtur.
Yorulduklarý takdirde nafile kýlanlarýn herhangi birþeye yaþanmalarý mekruh deðildir. Ama özürsüz olarak yaslanmak, edebe lykýrý olacaðýndan mekruh olup (bu konuda öne sürülen en kuvvetli ve) en açýk görüþ budur.
Üzerinde namaz kýlman hayvanýn üstünde pislik bulunmasý lamaza engel deðildir» hatta pisliðin eyer ve üzengilerde bulun-nasýnýn bile bir zararý olmaz. (Öne sürülen diðer görüþler arasýn-ia) en doðrusu da budur.
Yürüyerek namaz kýlmak ittifakla geçerli deðildir.
Farz ve Vacip Namazlarýn Hayvan Üstünde Kýlýnmasý
Farz namazlarýn; vitir namazý, nezredilmiþ namazlar ve baþlanýldýktan sonra bozulmuþ nafile namazlar gibi namazlarýn, cenaze namazýnýn ve âyeti yerde okunmuþ tilâvet secdesinin hayvan üzerinde eda edilmesi doðru deðildir. Ancak hýrsýz yüzünden, hayvanýndan indiði takdirde hayvanýnýn yahut elbisesinin
çalýnacaðý endiþesi gibi bir zaruretten ve yýrtýcý hayvan korkusundan, bulunulan yerin çamur olmasýndan, hayvanýnýn serkeþ olmasýndan ve hayvanýndan indiðinde tekrar binmekten âciz olup bindirecek kimsenin bulunmamasý gibi mazeretlerden dolayý mezkûr namazlar hayvan üzerinde kalýnabilir.
(Hayvan Üzerindeki) Mahfilde Namaz
Hayvan üzerindeki mahfilde[13] namaz; hayvan ister seyir halinde bulunsun ister durmakta olsun, týpký hayvan üzerinde kýlýnan namaz gibidir. (Hayvan üzerindeki) bu mahfilin altýna ahþap destekler koymak suretiyle yere tesbit edildiðinde yer hükmünde olacaðýndan böyle bir mahfil içinde ayakta farz namaz kýlýnabilir.
Gemide Namaz[14]
Ebu Hanîfe´ye göre yürümekte olan bir geminin içinde özürsüz olarak oturup rükû ve secde ederek farz namaz kýlmak caizdir. Ebu Yûsuf ile Muhammed, ancak bir özürden dolayý (oturarak) kalýnabilir demiþlerdir ki (en kuvvetli ve) en açýk görüþ de budur. Özür; baþ dönmesi ve (geminin) dýþýna çýkma imkânýnýn bulunmayýþý (gibi haller)dir. Gemide îmâ ile kýlmak ittifakla caiz deðildir. Rüzgârýn tesiriyle þiddetle sallanan gemi, seyir halindeki
gibidir. Aksi halde (bu demir atmýþ gemiler) durmakta olan jemiler gibi kabul edilir. (Ýleri sürülen görüþler içinde) en doðrusu ia budur. Eðer gemi kýyýya baðlý ise içerisinde oturarak namaz kýlmak ittifakla caiz deðildir. Bir taran karaya oturmuþ bulunan bir gemi içerisinde ayakta namaz kýlmabilir, aksi halde ayakta kýlmak doðru olmaz; ancak böyle bir gemiden dýþarý çýkýlamýyorsa kýlmabilir. Seyir halindeki bir gemide namaz kýlmak isteyen bir kimse, namaza baþlarken kýbleye yönelir, gemi kýbleden saptýkça o da yönünü namaz içinde kýbleye çevirir ve namazýný kýbleye dönük bir halde tamamlar.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Nafile, lügat itibariyle fazlalýk demektir. Þer´î yönden ise; farz, vacip ve sünnet olmayan ameller demek olup mürâdifi, kiþinin, üzerine gerekli olmadýðý halde gönüllü olarak yaptýðý hayýr demek olan "tatavvu"dxxr. Ayrýca, farz ve vacip olmayan ve fakat sünnetleri þümulüne alan amellere de nafile denir ki, burada kasdedilen budur. "Nafile kýldýðýnda, iki rek´attan fazla kýlardý" cümlesindeki nafile, birinci manadaki nafiledir.
Sünnet iki türlüdür: Birisi müekkeddir, diðeri deðil (gayr-i müekked)dir. Müekked olmayan sünnete, mendup ve müstehap da denir. Müellifin ifâdelerinden, bunu kasdettiði anlaþýlýyor.
[2] Bu iki rek´at, sünnetler içinde en kuvvetli olanýdýr. Bu rek´atlarý kýlmaya teþvik edici bir hayli söz söylenmiþtir. Bunlardan birisi Rasûlullah (Sattalla-hu aleyhi vesellem)´in;
"O ikisini, (düþman) atlýlarý sizin peþinizden dahi gelse, terketmeyiniz" demiþtir. Bir baþka hadisinde Efendimiz (Aleyhissalûtü vesselam):
"Sabahýn iki rek´at (sünneti) bana, dünya ve içindekilerden daha sevimlidir" buyurmuþlardýr. Bu iki rek1 atýn kuvvetli sünnet oluþuna binaendir ki îmam A´zam (Rahmetullahi aleyh), ayakta kýlabilecek durumda olanlarýn, bu rek1 atlan, oturarak kýlmalarýnýn caiz olmayacaðýný söylemiþtir.
[3] Ýstihare; hayýrlý olan bir þeyi istemek demektir, (öte yandan) istihare namazý, hadis-i þerifle Özlü bir biçimde belirtilmiþ olup insanlar bu namazý, birþeyi yapmaya niyetlendiklerinde, bunun gerek dinleri, gerek (dünyevî) hayatlarý ve gerekse iþlerinin akýbeti yönünden hayýrlar getirmesini ve bu iþte kendilerini muvaffak kýlmasýný Cenâb-ý Hak´tan niyaz ederler. Buradan da anlaþýldýðý gibi, istihare namazý sadece gelecekle ilgili hususlarda söz konusudur.
[4] Burada hacet kelimesi; yarar, menfaat ve ihtiyaç manasýna gelmektedir. Hacet namazý da, baþýna herhangi bir iþ gelmiþ olan kimsenin, bunun giderilmesini Allah Teâlâ´dan istemesine yönelik bir namazdýr. Bir de bu namaz, baþa gelmesi muhtemel kötü birþeyin defi yahut arzu edilen bir þeyin temini için kýlýnabilir. Rivayet olunduðuna göre Abdullah b. Ebû Evfâ, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)´va., "Kimin ki Allah´dan, gerek kendisi için ve gerekse insanlardan herhangi biri için bir isteði, (bir haceti) olursa güzelce bir abdest alsýn, sonra iki rek´at namaz kýlsýn, sonra Allah´a hamd ü sena ve Peygamber´e salât ve selâm getirsin ve:
«Lâ ilahe illallâhü´l-halîmü´l-kertm, sühhanallahi Rabbi´l-Arþi´l-azlm, el-hamdü lillâhi Rabbi´l-âhmîn, es´elüke mûcibâti rahmetike ve azâime tnaðfîretike ve´l-ganîmete min külli birrin ve´s-selâmete min külli ismin, lâ ted´u U zenben illâ gafertehû ve lâ hemmen illâ ferectehû, ve lâ hâceten leke fîhâ rýzan illâ kazaytehâ ya erhamerrahimin´ diye duâ etsin" dediðini söylemiþtir.
Duanýn Manasý:
«Halîm ve Kerîm olan Allah´tan baþka tanrý yoktur. Büyük Arþ´ýn Rabbi Allah´ý teþbih ve tenzih ederim. Hamd ve övgü, (yalnýzca) âlemlerin Rabbi Allah´adýr. (Allah´ým), senden rahmet (ve merhamet)ini celbedici, maðfiretini gerektirid þeylerle iyilik ve ihsanýn her türlüsünden bol bol (vermeni), her türlü günahtan uzak tutmaný niyaz ediyorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi, bende affetmediðin bir (tek) günah, gidermediðin (tek) bir hüzün, karþýlamadýðýn rýzana uygun tek bir ihtiyaç býrakma!»
[5] Ramazanýn son on gecesini ihya etmek ile, bin yýldan hayýrlý bulunan Kadir gecesinin ihyasý kasdolunuyor. Gerçi Kadir gecesinin hangi güne rastladýðý tam olarak belli deðil ise de ramazanýn son on gecesine tesadüf ettiði malumdur. Dolayýsýyla Müslümanlarýn bütün bu geceleri, Kadir gecesini amak için ihya etmeleri menduptur.
[6] Geceyi ihya etmek demek, onu ibâdetle geçirmek demektir.
[7] Çünkü ne Peygamberimiz (Aleyhissalâtü vesselâmy´m, ne de kendisinden sonra ashabýnýn böyle bir
uygulamalarýna rastlanmamýþtýr.
[8] Nitekim Efendimiz (Aleyhissalâtü vesselam): "En iyisi (namazý) ayakta kýlmaktýr; oturarak kýlana, ayakta kýlana verilen sevabýn yarýsý verilir" buyurmuþtur.
[9] Yani ayakta kýlmaya gücü yetmediði için oturarak namaz kýlan kimse de ayakta kýlanýn sevabýna eriþir. Çünkü gücü ancak buna yetmektedir ve Allah, hiçbir kimseyi altýndan kalkamayacaðý birþeyle mükellef kýlmamýþtýr.
[10] Bu, Ebu Hanîfe´nin görüþüdür. Sebebine gelince, Nafile namazýn doðru olabilmesi için ayakta kýlmak þart deðildir, binâenaleyh terki caizdir... Ebu Yûsuf ve Muhammed ise, nafileye ayakta baþlanýldýðý zaman bunun mutlaka ayakta tamamlanmasý gerekir, çünkü namaza baþlamak mutlaka bitir-. meyi gerektirir; dolayýsýyla namazýn, baþlanýldýðý zamanki durumdan daha düþük bir hal (ve pozisyon)da bitirilmesi uygun olmaz, demiþlerdir.
[11] "Þehir dýþý" ile her türlü yerleþim birimlerinin dýþý kasdedilmektedir. Bu ister þehir dýþý olsun, ister köy ve ister göçebe çadýrlarýnýn dýþý olsun fark etmez. Bize göre yolcu (seferî) olmak þart deðildir.
Hatta görülecek bir iþ için bir takým yerlere gidilse bile, binek üzerinde (nafile) namaz kýlýnabilir. Mâlik ve
Þafiî´ye göre ise, binek üzerinde namaz, ancak (seferî) yolcu olmak þartýyla caizdir. Bizim mezhebimizin imam-
larýndan Ebu Yûsuf a göre hayvan üzerinde îmâ ile namaz kýlabilmek için yerleþim biriminin dýþýna çýkmak þart
deðildir, yerleþim biriminde dahi kümabilir.
[12] Çünkü hayvandan inilmesi hâlinde rükû´ ve secde yapýlacak, kýbleye dönülecek ve (daha buna benzer hayvan üzerinde yapýlamayan) bir takým þeyler yapýlacaktýr. Ama hayvana binildiðinde rükû ve secde yerine îmâ edilecek,- kýbleye dönmek gerekmeyecek ve daha namazýn þartlarýndan ter-kedilmesme müsamaha olunan bir takým þeyler yapýlacaktýr. Binâenaleyh, noksan birþeyin tam ve kâmile doðru yürütülmesi uygundur, ama bunun aksi (yani kâmil birþeyin noksana doðru götürülmesi) uygun deðildir.
[13] Develer üzerine konulan, içerisine yolcularýn (daha çok kadýnlarýn) bindiði mahfil.
[14] Gemi bir bakýma hayvana, bir bakýma da yeryüzüne benzemektedir. Hayvana benziyor, çünkü her ikisi de insanlarý taþýyor, ama gemi deniz taþýtý, hayvansa kara taþýtýdýr... Yeryüzüne benzemesine gelince, ikisinin de üstünde rahatlýkla oturulabilmektedir. Durum bu merkezde olunca, geminin benzediði þeylere âit hükümlerin, gemiyi ilgilendiren taraflarý dikkate alýnmýþtýr. (Meselâ), gemi (binek) hayvanýna benzediði için, binek hayvanlarýnýn üzerinde oturarak namaz kýlýnabilmesi hükmü gemiye de tatbik olunmuþtur. Geminin yeryüzüne benzeyen tarafý dikkate alýnarak gemide kýlman namazlarda rükû, secde ve kýbleye dönme þartý aranmýþtýr.
radyobeyan