Ders Notlarý ve Özetler
Pages: 1
Hukuk 11. Hafta By: zahdem Date: 04 Mayýs 2010, 09:26:09
HUKUK 11.HAFTA
FETVA-MÜFTÝ

FETVA  Fakîh olan müftînin, birisinin özel bir olay hakkýnda sorduðu soruya verdiði özel cevaptýr.fetvâ, fetâ kelimesiyle ayný köktendir. Fetâ, güçlü, kuvvetli, genç, delikanlý demektir. Sorulan soruya verilen cevaba fetva adý verilmesi, ya fetva veren insanýn, yani müftînin çeþitli deliller ve izahlarla verdiði cevabý kuvvetlendirmesinden ötürüdür, ya da fetva soran insanýn aldýðý cevap ve izahlarla kalben güçlenmesi ve mutmain olmasý sebebiyledir.

Fetva’nýn, daha iyi anlaþýlabilmesi için, ilgili bazý kavramlarý da bilmemiz gerekir. Fýkýh, kazâ ve içtihat bu kavramlarýn önemlileridir.

Fýkýh, Istýlah olarak Þeriatýn ana maksatlarýný kavrayacak düzeyde Kitabý ve Sünneti bilme demektir. Böyle olan insana Fakîh tabir edilir.Þeriatýn/dinin ana maksatlarýný bilmeyen birisi özel konulardaki maksatlarýný da bilemez ve o özel konularýn hükümlerini açýklayamaz. Öyleyse her fetva veren (müftî) ayný zamanda fakîhtir.

 

Kazâ, resmî ve uyulmasý zorunlu hüküm demektir. Bir fetva bir olayda kazâ, yani hüküm olarak kullanýlabilir. Ama her fetva kaza/hüküm deðildir. Çünkü fetva hür, sivil ve serbest bir görüþ beyanýdýr.Fert problemini ehil gördüðü birisine açar ve ondan görüþ, yani dini hüküm ister. Bunu uygulamak zorunda da deðildir. Pek çok kimseye sorar ve beðendiði açýklama ile amel eder. Kazâ ise naslara ya da içtihatlara dayalý bir kanundur. Arkasýnda devlet desteði ve nizamý vardýr. Hukukî sahalarda olur ve müeyyidesi bulunur. Fetva ise hukukî sahalarda olabileceði gibi, ahlakî ve dinî sahalarda da olabilir.

Fetva hukukî sahalarda olursa mutlaka ilgili bulunduðu baþka fert ya da fertler de vardýr. Alýnan bu fetvayý onlar da kabul ederlerse “Tahkîm” (hakem tayin etme) olayý karþýmýza çýkar. Bu da Ýslam hukukunda fetva ile yakýndan ilgili olan ve hukukun sivilleþmesi ve özellikle medenî hukuku ilgilendiren sahalarda mahkemelerin hýzlý yürümesini saðlayan bir kurumdur. Sivil bir hukuk kurumu olmasý özelliðiyle üzerinde ayrýca durulmasý gerekir.

Ýçtihat Gerçek müftî’den sadýr olan her fetva bir içtihattýr, ama her içtihat bir fetva deðildir. Çünkü içtihat bir ferde, olaya ve zamana iliþkin olmayabilir. Ama fetva mutlaka bir ferdin talebine binaen açýklanan içtihattýr ve o ferdin ya da fertlerin açýkladýklarý olayýn konumunu (ona özel þartlarý) hesaba katarak verilmiþtir. Bir baþka olaya uymayabilir.

Bu söylediklerimizi bir misalle netleþtirebiliriz: Bir gün birisi Ýbn Abbas’a gelir ve bir fetva sorar: “Bir mümini kasten ve tasarlayarak öldüreninin tövbesi kabul olur mu?” der. Ýbn Abbas, “Hayýr!

Gideceði yer cehennemdir.” cevabýný verir. Adam gittikten sonra yanýndakiler: “Ýbn Abbas, sen bize daha önce bu tövbenin kabul olacaðý yönünde fetva veriyordun, þimdi nasýl oldu?” deyince Ýbn Abbas: “Onun çok kýzgýn olduðunu ve bir mümini öldürmeyi tasarladýðýný fark ettim de onun için böyle söyledim” diye açýklamada bulunur.

 Hastalýðýn teþhisini ve ilacýný bilmek fýkýhtýr. Bunu bildikten sonra her hastanýn durumuna göre deðiþik dozlar ve komplikasyonlarý önleyecek ilave ilaç ve tedbirlerle uygulanmasý ise

fetvadýr.

Fetva kiþiden kiþiye, toplumdan topluma ve zamana göre deðiþebilir

Hz. Peygamber (sa) kendi zamanýnda yitik devlerin alýnýp korunmasýný yasaklamýþtý. Çünkü otlaklarda sahibi onlarý bir gün mutlaka bulacaktý. Ama Hz. Osman döneminde Ýslam ahlakýna tam

alýþmayan insanlar çoðalýnca böyle develerin alýnýp muhafaza edilmesini, gerekirse satýlýp parasýnýn sahibine verilmek üzere saklanmasýný emretti.

Ancak bu noktada þu hususun da bilinmesi gerekir: Zamanla deðiþen þey, açýk ve kesin naslara dayanmayan ve belli bir maslahata göre verilen fetvalardýr. Bu itibarla fetvalar yazýlý hale getirilip, kitaplaþtýrýlarak onlara birer fýkýh kitabý gibi sürekli müracaat edilmesi her zaman doðru olmaz.

Fetvanýn toplumsal anlamý

Fetva bir Ýslam toplumundaki fertlerin, günlük hayatlarýndaki eylemlerine meþruiyet kazandýrma fonksiyonuna sahiptir. Böylece fert hem yaptýðý her hareketin doðruluðunu test etmek suretiyle gönül huzuru ve itminana kavuþacak, hem de hayatýn her parçasýný ALLAH’la irtibatlandýrarak dünyevîleþmekten (sekülerleþmekten) kurtulmuþ olacaktýr.

MÜFTÝ

Müftî fetvaya ehil olan kimsedir. Müftîde bulunmasý gereken þartlar, aynen müçtehitte bulunmasý gereken þartlardýr.

Müfti olmanýn cinsiyetle bir iliþkisi yoktur. Bu iþe ehil olan erkekte kadýn da müfti olabilir.

Müftînin yaptýðý iþin, Yani fetvanýn, ALLAH’a nispet edilen bir iþ olduðunu göz önünde bulundurmasý gerekir:

ALLAH buyurur ki, “Senden fetva isterler. De ki, ALLAH size þöyle fetva veriyor...” (4/176). Demek ki, ALLAH da (cc) fetva veriyor.

Müfti peygamberin varisidir. Yani nasýl o ALLAH adýna hükmediyor idiyse, müfti de Peygamberin vekili, varisi ve halifesi olarak yine O’nun adýna hükmediyor demektir. Bu onun son

derece dikkatli ve takvalý olmasýný gerektirir.Þöyle de söyleyebiliriz: Müfti, vekili olmak durumunda bulunduðu peygambere benzediði oranda gerçek müftîdir. ALLAH Rasulü: “Fetva verme konusunda en cesaretliniz, ateþe girmekten en korkmayanýnýzdýr”. “Bilmediði konularda, ALLAH bilir, ben bilmiyorum diyebilmesi, kiþinin fakîh olduðunun delillerindendir”.

 

Müfti zamanýnýn örfünü bilmelidir, çünkü “kuþatýcý þartlarý” hesaba katmadan fetva vermek mümkün deðildir. Örf ise böyle olan þartlar arasýndadýr. Fýkhýn, Batýdaki sosyal bilimlerin yerini tuttuðu þeklindeki görüþ büyük ölçüde doðrudur. Sosyal bilimler, ferdî ya da toplumsal düzeyde beþerî iliþkileri konu edinen bilimlerdir. Sosyoloji, antropoloji, psikoloji gibi bilimler bunlarýn baþýnda gelir. Bu bilimlerin konularý üzerinde iyice düþünülürse, bunlarýn ilgi alanlarýný yeterince bilemeyenlerin fakîh, dolayýsýyla müftî olamayacaklarý anlaþýlmýþ olur.

Dil konusu da ikinci bir hassas konudur ve özellikle müftînin çok iyi bilmesi gereken bir sahadýr. Çünkü ALLAH (cc) dini teblið ve anlatma iþini peygamberlere yüklerken, onlarýn her birerlerini kendi kavimlerinin dilleriyle göndermiþ ve bunun sebebini de; ta ki, bu görevi çok iyi yapabilsinler, diye açýklamýþtýr (Ýbrahim, 4). Peygamberler adýna fetva verecek olan müftîler de onlarýn varisleridir ve ayný özelliði onlarýn da taþýmalarý gerekir.

Müftilerin bu görevi ücretsiz olarak yerine getirmeleri de ayrý bir gerekliliktir. Fetva sivil bir kurumdur. ALLAH’ýn rýzasýný kazanmak onun birinci saiký olmalýdýr. Ta ki, dürüst ve müttakî alimler halk nazarýnda prim yapsýnlar ve meselenin ciddiyeti anlaþýlmýþ olsun. Eðer fetva kurumlaþýr ve hukuk danýþma bürolarý gibi müesseseler haline gelirse varlýðýný sürdürebilmek için belli þartlarda, mesela yazýlý bilgi verilmesi halinde maktu bir ücret alýnabilir.

Sonuç olarak, Osman Þahin’in tespitleriyle fetva þu üç önemli ilkenin göz önünde bulundurulmasý gerekir.

1.Fetvanýn saðlam þer’î delillere dayandýrýlmasý,

2.Fetvanýn, Þâri’in maksadýný gerçekleþtirici olmasý

3.Müsteftînin ihtiyacýný karþýlayacak nitelikte bulunmasý.

Müsteftî (fetva soran): Hayatýnda yeri olan ve hükmünü bilmediði bir meseleyi, bilen birisine, yani müftîye soran insandýr.


Ynt: HUKUK 11. HAFTA By: queen Date: 04 Mayýs 2010, 15:53:21
Allah razý olsun.

radyobeyan