Cenazeler By: neslinur Date: 04 Mayýs 2010, 02:27:19
Nuru´l-Ýzah / Cenazeler
Ölümün eþiðine gelmiþ[1] bir kimsenin, sað yanýna yatýrýlmasý innet olup sýrt üstü yatýrýlmasý da caizdir, (bu takdirde yüzü bleye gelsin diye) baþý biraz kaldýrýlýr ve yanýnda þahadet kemesini söyleyerek (kendisine) telkinde bulunulur,[2] söylemesi için rar[3] ve emredilmez. Kabirde ölüye telkin meþrudur, ancak bir kýsmý telkinin yapýlmayacaðýný söylemiþ, diðer bir kýsmý da, müstet veya menfî yönde herhangi bir þeyin emredilmeyeceðim ileri sümüþlerdir.
Ölüm döþeðindeki hastanýn yanma, akraba veya komþulan-m gelip "Yâsîn" sûresini okumalarý müstehaptýr. Bir kýsým mütehhirîn ulemasý da, "Ra´d" sûresini okumanýn iyi olacaðým söyle-aiþlerdir. Bu haldeki kimselerin yanýndan hayýzlý ve lohusa olan-arýn çýkarýlýp çýkarýlmayacaðý hususunda ise ihtilâf edilmiþtir.[4]
Ölen insanýn çenesi baðlanýr, gözleri kapatýlýr ve kapatýrken le:
"Bismillahi ve ala millet-i seyyidinâ Rasûlüllahi sallallahü leyhi vesellem, Allâhümme yessir aleyhi emrehû ve sehhil aleyhi 1ba´dehû, ve es´idhü bi likâike ve´c´al mâ harace ileyhi hayran timmâ harace anhil"[5] tarzýnda dua okunur.
Þiþmesin diye karnýnýn üzerine bir demir (parçasý) konur. Eleri göðüslerinin üzerine deðil, yanlarýna býrakýlýr. Yýkanýncaya tadar ölünün yanýnda Kur´ân-ý Kerîm okumak mekruhtur. Ölüm ýaberini insanlara duyurmanýn bir sakýncasý yoktur. Öldüðü gibi hemen, üç veya beþ kereki bu sayý tek olmalýdýr-) buhurla tütsülenmiþ[6] bir serîr üzerine, bulunduðu vaziyette konur, ki en loðrusu da budur. Avret mahalli kapatýlarak elbisesi çýkartýlýr. Eðer namazý bilmeyecek kadar küçük deðilse, aðzýna ve burnuna 3 vermeksizin abdest aldýrýlýr, cünüpse[7] aðzýna ve burnuna su da verilir. Üzerine (kokulu) Arabistan kirazýnýn yapraðýyla yahut çövenle [8]ýsýtýlmýþ su, o da yoksa sadece su dökülerek (yýkanýr). Baþý ve sakalý, hatmiyle[9] yýkanýr. Sonra sol tarafýna yatýrýlýr ve cenazenin vücudunun (teneþir) tahtasýna temas eden kýsýmlarýna varýncaya kadar suyla yýkanýr, sonra cenazeyi sað yanýna yatýrmak suretiyle ayný uygulama yapýlýr. Sonra yýkayýcý, Ölüyü oturumunun üstüne getirir, kendisine yaslar ve karnýný hafifçe mesheder, birþey çýkarsa (sadece onu) yýkar, (ölüyü) yeniden
Sokamaz. Sonra onu bir elbiseyle kurular, sakalýna ve baþýna güzel kokular[10] tatbik olunur. Secde ettiði uzuvlarýna ki bunlar alný, burnu, elleri, dizleri ve ayaklarýdýr- kâfur [11]sürülür. Zahir (açýk ve kuvvetli) rivayetlere göre yýkarken pamuk kullanýlmaz, (ölünün) týrnak ve saçlarý kesilmez, saçý ve sakalý taranmaz. Kadýn kocasýný yýkayabilir, (ama) kocasý karýsýný yýkayamaz. Týpký bunun gibi çocuk anasý olan odalýk cariye de efendisini yýkayamaz. Erkekler kendi aralarýnda ölen kadýný, kadýnlar da kendi aralarýnda ölen erkeði (yýkamayýp bir) bez parçasýyla teyemmüm ettirirler. Mahrem olan yakýnlarýndan biri ölünün yanýnda bulunduðu takdirde bunlar bez parçasý kullanmadan da teyemmüm ettirebilirler. Ayný þekilde "hünsa-yý müþkil" (denilen erkek mi kadýn mý olduðu anlaþýlamayanlar da açýk (ve kuvvetli) rivayete göre teyemmüm ettirilirler. Cinsî arzu uyandýrmayan erkek ve kýz çocuklarýný, erkekler de kadýnlar da yýkayabilirler. Ölüyü öpmenin bir mahzuru yoktur. Karýsýný teçhiz ve tekfin etmek, fakir de olsa kocasýna düþer[12] ki en doðrusu da budur. Mal ve parasý bulunmayan cenazenin teçhiz ve tekfini, onu geçindirmekle yükümlü bulunanlara düþer. Eðer böyle bir kimsesi yoksa, teçhiz ve tekfin iþini beytülmal (yani hazine) üstlenir.[13]
Eðer beytülmal bu masrafý vermekten âciz olur yahut da bir haksýzlýk olarak vermekten imtina ederse, ölünün tekfin ve defin masraflarý (bu iþe gücü yeten) insanlar tarafýndan karþýlanýr. Teçhiz ve tekfin masraflarýný karþýlayamayacak durumda olanlarýn, bu masraflarý diðer gücü yetenlerden istemeleri gerekir.
Erkeðin, hayattayken giymekte olduðu kumaþ cinsinden olmak üzere gömlek, izâr ve lifâfe denilen giysilerle kefenlenmesi sünnettir. Sadece izâr ve lifâfe ile de kefenlenmesi yeterli olur. Kefenin pamuklu beyaz kumaþtan olmasý tercih olunur. Gerek izar ve gerekse lifâfenin baþýn saç bitim yerinden ayaða kadar olmasý gerekir. Gömleðe kol, yaka ve yýrtmaç gibi þeyler yapýlmaz, teyelle tutturulan yanlarýna ikinci bir dikiþ atýlmaz. Ölüye sarýk sarýlmaz, en doðrusu da budur. Kefen Önce solundan, sonra da sað tarafýndan sarýlýr, açýlacaðýndan korkulduðu takdirde baðlanýr.
Kadýnlar kefenlenirken (gömlek, izâr ve lifâfeye) ilâveten (baþ ve) yüzü için bir örtü ile göðüslerini sarmak için ilâve bir bez parçasý bulundurulur.[14] Kadýnlarýn tekfininde izar ve lifâfe ile yeti-nilmesi hâlinde de (baþ ve) yüzü için örtü bulundurmak gerekir. Saçlarý iki belik hâlinde göðüslerine gelecek þekilde gömleðinin üstüne konur, onun üstüne ve lifâfenin altýna (baþ ve) yüz Örtüsü konur, göðüsleri için olan bez parçasý ise lifâfenin üstünden sarýlýr. Kefenler Ölüye giydirilmeden önce (öd ve benzeri þeylerle) tek olarak (yani üç, beþ gibi tek sayýlarla) tütsülenir.
Cenazeler zaruret karþýsýnda, kefen olarak elde ne varsa onunla kefenlenirler.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] "Ölümün eþiðine gelmiþ" sözüyle, ellerinin, kollarýnýn dermansýzlaþmasý, burnunun gevþeyip sarkmasý gibi hasta üzerinde bir takým ölüm belirtilerinin meydana gelmesi kasdolunuyor. \
[2] Telkîn; hatýrlatma, uyarma ve anlatma demektir. Peygamberimiz (Aleyhissalâtü vesselam) bir hadis-i þerifinde:
Ölülerinize ´lâ ilahe illallah´ý telkin ediniz. Hiç bir müslüman yoktur ki, öldüðü sýrada bunu söylesin de cehennem azabýndan kurtulmuþ olmasýn» buyurmuþtur. Yine Peygamberimiz (Aîeyhissalâtü vesselam) þöyle buyurmuþlardýr:
«Kimin son sözü ´lâ ilahe illallah´ olursa cennete girer.»
[3] Yani tekrar tekrar söylememelidir. Eðer yanýnda þahadet kelimesi söylendiði zaman o da bunu bir kere olsun tekrar eder ve sonra da herhangi birþey konuþmazsa hedefe ulaþýlmýþ demektir. Ölüm döþeðinde yatan kimse-|
nin zor durumda olduðunu, sýkýlýp rahatsýzlanacaðýný dikkate alarak kendi sine ikide bir telkinde bulunmak doðru olmaz.
[4] Bu gibilerin, ölmek üzere bulunan kimsenin yanýndan, çýkarýlmalarýný savunanlar, hayýzlý ve lohusa olanlarýn bulunduðu yere meleklerin girmeyeceði düþüncesinden hareket etmiþlerdir. Nitekim hadis-i þerifte de bu hususa temas edilmiþtir.
[5] «Allah´ýn adýyla ve Rasûlullah (Sallallahü aleyhi vesellem) Efendimizin dini üzerine (bu ölünün gözlerini kapatýyorum). Allah´ým, bunun iþini kolaylaþtýr, sonunda sýkýntýya düþürme, onu kendi cemâline kavuþturmak suretiyle mes´ud eyle, gitmekte olduðu yeri ayrýldýðý yerden daha hayýrlý eyle.»
[6] Tütsü, serîrin etrafýnda üç kere veya beþ kere gezdirilir. Kimisi beþten fazla kimisi de yediden fazla gezdirilmez demiþlerdir.
[7] Alimlerin çoðu, eünüp olanlarýn da diðerleri gibi olduðunu söylemiþlerdir.
[8] Rasûlullah (Aleyhissalûtü vesselam)1 kýzýnýn ve hayvanýndan düþüp boynu kýrýlan ihramlýnýn, içine sidre (Arabistan kirazýnýn yapraðý) katýlmýþ s ile yýkanmasýný emrettiði sabittir.
[9] Hatmi veya hýtmi, Irak´ta yetiþen güzel kokulu bir bitki olup temizlikte sa bun yerine kullanýlýr.
[10] Erkeklere safran ve benzeri kokular dýþýnda güzel kokularýn her çeþidi sürülür. Ama kadýnlara istisnasýz her türlü güzel koku tatbik olunur. Yani bu uygulama, her iki cinsin ölmeden Önceki halleri dikkate alýnarak yapýlýr.
[11] Kâfur, asýl vataný Hindistan ve Çin olan ve Mýsýr´da da bol miktarda bulunan büyük bir cins aðacýn yapraklarýna denir.
[12] Bu, Ebu Yûsuf (Rahimehullah)´m görüþüdür. Ulema, Ebu Yûsuf un görüþünün tayin ve tesbitinde ihtilafa düþmüþlerdir. Bir kýsmý, Ebu Yûsuf un, yalnýzca karýnýn yoksul olmasý hâlinde tekfin ve defin masrafýnýn kocasý tarafýndan karþýlanacaðý görüþünde olduðunu naklederken; diðer bir kýsmý da Ebu Yûsuf un, karýnýn teçhiz ve tekfininin her hal ü kârda kocaya âit olduðu kanaatinde bulunduðunu söylemiþlerdir, Muhammed ise, aralarýndaki karý-koca iliþkisi her bakýmdan sona erdiði için Ölen karýnýn tekfin ve defin masrafýna kocasýnýn katlanmasý þart deðildir demiþtir.
[13] Beytülmal (hazine)de, zekât, arazîlerden alýnan gelirler, ganimetlerden elde edilen beþte birler, maden vs. gibi yeraltý servetlerinden temin edilen gelirler ile öldüðü zaman geride mirasçýsý kalmayan kimselerin mallarý gibi Müslüman devlet reisinin, memurlarý vasýtasýyla topladýðý mallar bulunur, bu bir; ikincisi öldüðünde geride mal ve para býrakmayan ve geçimini
üstlenecek kimsesi de bulunmayan müslümanlann tekfin ve defin iþleri içil gerekli harcamalar, ölüp de geride
mirasçýsý kalmayan kimselerin terekeld rinden karþýlanýr.
[14] Bu bez parçasýnýn eni göðüslerden göbeðe kadar olmalýdýr. Bir kýs bez parçasýnýn göðüslerden dizlere kadar olacaðýný söylemiþtir.
radyobeyan