Temizlik Bahsi taharet 51 By: sumeyye Date: 02 Mayýs 2010, 13:07:31
AÇIKLAMA:
1- Bu hadis, önceki hadiste ismi geçen Ümmü Habîbe´nin kardeþi Hamne´nin de istihâzeli bir kadýn olduðunu göstermektedir. Bazý þârihler rivayetlerde gelen bilgilere dayanarak Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm zamanýnda müstehâze olan kadýnlarýn isimlerini tadâd eder: Ümmü Habîbe Bintu Cahþ ve bunun iki kýz kardeþi: Zeyneb ve Hamne; Resûlullah´ýn zevcelerinden Meymûne´nin anne bir kýzkardeþi Esma, Fatýma Bintu Ebî Hubeyþ, Sehle Bintu Süheyl, Sevde Bintü Zema´a (Resûlullah´ýn zevcesi), Zeynep Bintu Ümmü Seleme, Esma el-Hârisiyye ve Bâdiye Bintu Gaylân. Bunlardan bazýlarýyla ilgili rivayet gelecek.
2- Þârih Hattâbî, hadiste geçen "altýyedi gün" tabirini Resûlullah´ýn tahdid maksadýyla zikretmeyip, emsalinin durumuna göre itibar etmesine bir iþaret olarak zikrettiðini belirtir. Bu sebeple "...altý veya yedi..." þeklinde olmasý gereken tercümeyi altýyedi þeklinde yapmayý uygun bulduk. Yani kadýn, normal hayýz müddetinin hatýrlýyabilirse onu esas alacaktýr. Bu müddetin, Hanefîlere göre 3 ile 10 gün arasýnda deðiþtiðini belirtmiþ idik. Hatýrlayamazsa -ki böylelerine fýkhen mütehayyire denir- ailesindeki, kendi yaþýndaki emsallerine göre takdir edecektir. Resûlullah bu takdirde telmîhan 6-7 demiþ olmalýdýr. Hanefîler mütehayyire´nin zann-ý galible hareket edeceðini, daha da olmazsa ihtiyaten azami müddet olan 10 günü esas alýp, kendini her ay on gün hayýzlý addedeceðini söyler.
3- "Allah´ýn ilminde..." ifadesi ile senin altý gün mü yedi gün mü hayýzlý olduðunu Allah bilir. Bu müddet seninle Allah arasýndadýr, O senin ne miktar tayin edeceðini bilir" veya "Allah´ýn hükmünde yani sana emrettiðim Allah´ýn hükmüyledir", "Allah sana kadýnlarýnýn âdetini bildirmektedir: Altý veya yedidir" þeklinde farklý ma´nâlarýn kasdedilmiþ olduðuna þârihler dikkat çekmiþtir.
4- Hiç kesilmeyen kanamaya (istihâzeye) maruz kalan kadýna Resûlullah iki yol tavsiye etmektedir ki, kadýn bunlardan birini tercihte muhayyerdir:
1) Her ayda muayyen günlerde kendini hayýzlý addedip diðer günlerde temiz bilmek ve temizlik günlerinde önceki hadiste açýklandýðý þekilde, kendini özürlü addederek özürlülerin tabi olacaðý þartlara göre namazýný kýlýp, orucunu tutmaktýr.
2) Kendini her gün, bazý kayýtlarla, ibadet yapacak þekilde temiz addetmektir: Yani öðle ile ikindiyi, ikindinin ilk vakti girerken; akþamla yatýsýyý da yatsýnýn ilk vakti girerken birleþtirerek gusül üzerine kýlmaktýr. Bu þýkta meþakkat fazladýr. Çünkü günde üç kere yýkanma mevzu bahistir:
1) Sabah namazý için yýkanmak,
2) Öðle-ikindi namazlarý için yýkanmak,
3) Akþamyatsý namazlarý için yýkanmak.
Bu tarzda ayrýca ayýn her gününde namaz kýlmak durumu da mevcuttur. Meþekkati fazla olduðu için Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm -veya Hamne radýyallahu anhâ- bu tarzýn "daha hoþ" olduðunu söylemiþtir. Çünkü ücreti fazladýr. Ücret meþakkat nisbetinde artar.
Hadisin ma´nâsý yukarýda açýkladýðýmýz þekilde olmakla birlikte, bu ma´nâ üzere amelde bazý tereddütler hasýl olmuþtur. Hanefîler âdet görmeye baþlayan müstehâze için, Hz. Âiþe´den Müslim´de gelen ve 3851 numarada kaydedilen hadiste geçen اَمْكُنِ قَدْرَمَا كَانَتْ تَحْبِسُكِ حَيْضَتُكِ ثُمَّ اَغْتَسِلِى emr-i nebevîsini esas kýlmýþtýr. Yani önceki âdet müddetini esas alýp ona göre amel edecektir. Mütehayyire ise zann-ý galible hayýz müddetini tesbit edecektir, zann-ý galibte bulunamazsa ihtiyatý esas alýr ve azami hayýz müddeti olan 10 güne göre kendini hayýzlý bilir. Yeni hayýz görmeye baþlayan bir kýz ayný zamanda istihâzeye de maruz olursa, hayýzla istihâze kanýný ayýrdedebiliyorsa, kendi hayýz müddetini bu yolla tesbit eder. Zira hadiste: "Kan, hayýz kaný ise bu siyahtýr, renginden bilinir" buyurulmuþtur. Âdetini tefrik edemeyecek durumda olan için sadedinde olduðumuz Hamne hadisinde belirtilen 6-7 ile amel eder, zira bu kadýnlarýn çoðunluðunun durumunu dile getirmektedir diyen de olmuþtur. Þâfiî hazretleri, böyle durumdaki kýzýn -þek ile namazýn terki caiz olmaz kaziyesinden hareketle- hayýz müddetinin en azý olan bir gece ve gündüzü esas alýp, ondan sonrasýný temiz addetmesi, yýkanýp namazlarýný kýlmasý gereðine hükmetmiþtir.[593]
ـ3856 ـ7ـ وعن أسماء بنت عميس رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ]قُلْتُ يَا رَسُولَ اللّهِ إنَّ فَاطِمَةَ بِنْتِ أبِى حُبَيْشٍ اسْتُحِيضتْ مُنْذُ كَذَا وَكَذَا فَلَمْ تُصَلِّ. فقَالَ: سُبْحَانَ اللّهِ! هذَا مِنَ الشَّيْطَانِ، لِتَجْلِسْ فى مِرْكَنٍ. فَإذَا رَاَتْ صُفَرَةً فَوْقَ المَاءِ فَلْتَغْتَسِلْ لِلظُّهْرِ وَالْعَصْرِ غُسًْ وَاحِداً، وتَغْتَسِلْ لِلْمَغْرِبِ وَالْعِشَاءِ غُسًْ وَاحِداً، وَتَغْتَسِلْ لِلْظُّهْرِ وَالْعَصْرِ غُسًْ وَاحِداً، واَغْتَسِلْ لِلْمَغْرِبِ وَالْعِشَاءِ غُسًْ وَاحِداً، وَتَغْتَسِلْ لِلْفَجْرِ غُسًْ وَاحِداً، وَتَوضَّأْ فِيمَا بَيْنَ ذلِكَ. قالَ ابن عباس رَضِيَ اللّهُ عَنْهما لَمّا اشْتَدّ علَيْهَا الغُسْلُ أمَرَهَا أنْ تَجْمَعَ بَيْنَ الصََّتَيْنِ[. أخرجه أبو داود .
7. (3856)- Esma Bintu Umeys radýyallahu anhâ anlatýyor: "Ey Allah´ýn Resûlü! dedim. Fatýma Bintu Ebî Hubeyþ, þu þu kadar zamandan beri kanama geçiriyor, namazý býraktý!" (Bu sözün üzerine Aleyhissalâtu vesselâm):
"Sübhanallah! (hiç namaz býrakýlýr mý?) Bu þeytandan (bir oyun. Kapýlmamalýydý. Söyleyin ona), bir leðene (su koyup içine) otursun. Eðer suyun üstünde (kanamadan hâsýl olan) bir sarýlýk görürse, öðle ve ikindi için tek bir gusül yapsýn; akþam ve yatsý için de tek bir gusül yapsýn. Sabah için de ayrý bir gusül yapsýn. Bu arada (kýlacaðý namazlar için) abdest alsýn" buyurdular." Ýbnu Abbâs radýyallahu anhümâ der ki: "(Her namaz için) gusletmek, kadýncaðýza zor gelmeye baþlayýnca iki namazýn arasýný birleþtirmeyi emretmiþti."[594]
AÇIKLAMA:
1- Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), kanamasý olan Fatýma Bintu Ebî Hubeyþ´in, içerisinde su bulunan bir leðene oturmasýný söylemesinin sebebi, kanamanýn hayýz kanamasý mý, istihaze kanamasý mý olduðunu tefrik etmesi içindir. Çünkü, kan suyun üzerinde sarý renk hâsýl ederse bu müstehâze kanýdýr. Baþkaca bir renk ise da hayýzdýr.
Bu muamele, kanamanýn mahiyetini tesbit içindir. Yýkanma iþi bu suyun içinde olmaz. Zira su artýk necis olmuþtur, leðenin dýþýnda yýkanmalý veya o suyu döktükten sonra leðeni temizlik âdâbýna uygun olarak bu maksadla kullanmalýdýr.
2- "Bu arada abdest alsýn"dan maksad, mesela öðle ile ikinde için yýkanmýþsa, "ikindi namazýný kýlmaya ayrýca abdest alsýn" demektir. Akþamla yatsý için yýkanmýþsa, "yatsý namazýný kýlmazdan önce abdest alsýn" demektir. Bu meseledeki mezheplerin görüþ farklýlýklarýný daha önce belirtmiþtik (3854. hadis).[595]
ـ3857 ـ8ـ وعن أم سلمة رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ]إنَّ امْرَأةً كَانَتْ تَهْرَاقُ الدِّمَاءَ عَلى عَهْدِ رَسُولِ اللّهِ #. فَاسْتَفْتَتْ لَهَا أُمُّ سَلَمَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْها النَّبىَّ #، فقَالَ: لِتَنْظُرْ عَدَدَ ا‘يَّامِ وَاللَّيَالِى الَّتِى كَانَتْ تَحِيضُ فِيهَا مِنَ الشَّهْرِ قَبْلَ أنْ يُصِيبَهَا الَّذِى أصَابَهَا فَلْتَتْرُكِ الصََّةَ قَدْرَ ذلِكَ مِنَ الشَّهْرِ، فَإذَا خَلَّقتْ ذلِكَ فَلْتَغْتَسِلْ، ثُمَّ لَتَسْتَثفِرْ بَثَوْبٍ ثُمَّ لِتُصَلِّ[. أخرجه ا‘ربعة إ الترمذي .
8. (3857)- Ümmü Seleme radýyallahu anhâ anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) zamanýnda bir kadýnýn kanamasý vardý. Ümmü Seleme radýyallahu anhâ, onun adýna, hükmü, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm´dan soruverdi. Resûlullah:
"Ýstihâze kaný baþlamazdan önce, bir ay içerisinde, kaç gün ve gece hayýz kaný gelmekte olduðuna baksýn, her ay o kadar müddette namazý terketsin. Bu zaman çýkýnca hemen yýkansýn ve (fercine pamuk koyup) bir bezle sargý yaparak namazýný kýlsýn."[596]
AÇIKLAMA:
1- en-Nihâye´de istisfâr için þu açýklama yapýlýr: "Kadýnýn, pamuk týkadýktan sonra, fercini geniþce bir bezle sarýp bezin iki ucu üst üste kavuþunca ortasýndan bir þeyle baðlamasýdýr. Böylece kanýn akmasýna mani olur."
2- Bu hüküm, özür (istihâze) kaný baþlamazdan önce ayýn hangi günlerinde hayýz gördüðünü bilen kadýnýn hükmüdür. O müddet boyunca kendini hayýzlý bilir, müddet dolunca yýkanýr ve artýk kanamaya raðmen temiz sayýlýr. Þu farkla ki her vakit için abdest tazeleyecektir, týpký diðer özür sahipleri gibi.
3- Bu hadisi esas alan bazý âlimler: "Âdet görmekte olan bir kadýn, istihâze kanamasýna dûçar olunca, bu kanama sýrasýnda, âdet kanamasýný temyiz edebilse de edemese de, temyizi âdetine tevafuk etse de etmese de, eski âdet durumuna göre hareket eder" diye hüküm vermiþtir.[597]
ـ3858 ـ9ـ وعن سُمَىٍّ مولى بن أبي بكر بن عبدالرحمن: ]إنَّ القَعْقَاعَ وَزَيْدَ بنَ أسْلَمٍ أرْسََهُ إلى سَعِيد بنِ المُسَيِّبِ رَحِمَهُ اللّهُ. يَسْألُهُ: كَيْفَ تَغْتَسِلُ المُسْتَحَاضَةُ؟ قالَ: تَغْتَسِلُ مِنْ ظُهْرٍ إلى ظُهْرٍ وَتَتَوضَّأُ لِكُلِّ صََةٍ فَإنْ غَلَبَها الدّمُ اسْتَثْفَرَتْ بِثَوْبٍ[. أخرجه أبو داود.قال: وكذلك: روى عن ابن عمر وأنس رَضِيَ اللّهُ عَنْهم، وهو قال سالم بن عبداللّه والحسن وعطاء رحمهم اللّه.وقال مالك: أظن حديث ابن المسيب من طهر إلى طهر، إنما هو من ظهر إلى ظهر ولكن الوهم دخل فيه.ورواه المسور بن عبدالملك فقال فيه: من طهر إلى طهر. فقلبها الناس من ظهر إلى ظهر. قلت: ذكر القاضى عياض أن رواية المعجمة صحيحة. واللّه أعلم .
9. (3858)- Sümeyy Mevla Ýbnu Ebî Bekr Ýbni Abdirrahman anlatýyor: "Ka´ka ve Zeyd Ýbnu Eslem, beni, Saîd Ýbnu Meseyyeb rahimehullah´a gönderip müstehâzenin nasýl yýkanacaðýný sordular. Saîd þöyle açýkladý: "Müstehâze, öðleden öðleye yýkanýr ve her namaz için abdest alýr. Þayet kan galebe çalacak olursa bir bezle sargý yapar."[598]
(Ebu Dâvud) der ki: "Ýbnu Ömer ve Enes radýyallahu anhüm´den de bu þekilde (yani "öðleden öðleye yýkanýr" diye) rivayet edildi. Bu, ayný zamanda Sâlim Ýbnu Abdillah, Hasan Basrî ve Atâ rahimehumullah´ýn görüþüdür."
Ýmam Mâlik dedi ki: "Zanným o ki, Ýbnu Müseyyeb´in hadisi "temizlik vaktinden temizlik vaktine" olacaktý: "öðle vaktinden öðle vaktine" þeklinde gelmiþtir. Herhalde buna bir vehim karýþmýþ."
Bu hadisi el-Misver Ýbnu Abdilmelik de rivayet etmiþtir. Onun rivayetinde de "temizlik vaktinden temizlik vaktine" þeklinde gelmiþtir. Þu halde râviler bunu "öðleden öðleye" diye çevirmiþ olmalý. Derim ki:[599] "Kadi Ýyaz´ýn zikrine göre, مِنْ ظُهْرٍ إلى ظُهْرٍ þeklinde noktalý rivayet sahihtir. Doðruyu Allah bilir."[600]
AÇIKLAMA:
Bu rivayete göre, Ýbnu Müseyyeb, müstahâze´nin öðleden öðleye yýkanacaðýna fetva vermiþtir. Hatta, Ebu Dâvud, Abdullah Ýbnu Ömer ve Enes Hazretlerinden de bu þekilde rivayet olduðunu, Hasan Basrî, Sâlim, Atâ gibi tâbiîn büyüklerinin de bu görüþte olduklarýný kaydeder.
Ancak ne var ki, Ýmam Mâlik bu rivayette bir tashif olacaðý kanaatindedir. Ýmla noktasýz olarak مِنْ طُهْرٍ إلى طُهْرٍ þeklinde olmalýdýr. Bu durumda ma´nâ, müstehaze´nin temizlik vaktinden temizlik vaktine yýkanacaðýný ifade eder. Bu ise hayzýn inkýta vakti demektir. Yani yýkanma öðleden öðleye deðil, hayýz kanamasýnýn kesilme anýnda yapýlýp müteakip kesilmesi anýna kadar yapýlmayacaktýr, týpký, müstehâze olmayan normal kadýndaki gibi. Hattâbî de Ýmam Mâlik´in görüþüne katýlýr ve: "Çünkü, müstehâzenin öðleden öðleye yýkanmasýnýn bir ma´nâsý yoktur" der. Ýlaveten hiçbir fakihin böyle bir kavline rastlamadýðýný belirtir ve doðrusunun مِنْ طُهْرٍ إلى طُهْرٍ
olmasý gerektiðini te´yid eder.
Münakaþaya dahil olan Ebu Bekr Ýbnu´l Arabî, Hattâbî´ye katýlmaz ve der ki: "Onun istib´adý doðru deðildir. Çünkü, müstehâze olan kadýndan, sebep olduðu meþakkat sebebiyle her namazda yýkanmak düþecek olursa, hiç olsun günde bir sefer, öðlenin sýcak vaktinde yýkanýr, bu da temizlik için uygundur."[601]
ـ3859 ـ10ـ وعن علي رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]المُسْتَحَاضةُ إذَا انْقَضَى حَيْضُهَا اغْتَسلَتْ كُلَّ يَوْمٍ وَاتّخَذَتْ صُوفَةً فِيهَا سَمْنٌ أوْزَيْتٌ[. أخرجه أبو داود .
10. (3859)- Hz. Ali radýyallahu anh anlatýyor: "Müstehâze, hayýz müddeti sona erince her gün yýkanýr. Üzerine tereyaðý veya zeytinyaðý sürülmüþ bir yün kullanýr."[602]