Temizlik Bahsi taharet 46 By: sumeyye Date: 02 Mayýs 2010, 13:00:41
AÇIKLAMA:
1- Bu rivayetin son kýsmýný, Ýbnu Hacer, el-Ýsâbe´de biraz farkla kaydeder. Buna göre "Biz, onun gibi uzun yaþayan bir baþka kadýn bilmiyoruz" cümlesi Hz. Peygamber´in sözü deðildir, râvinin sözüdür. Halbuki yukarýdaki rivayette bu cümle, sanki Hz. Peygamber´in "Böyle mi söylüyor, onun ömrü uzadý" ifadesinin devamýdýr ve hepsi Hz. Peygamber´in sözüdür. Ama, Ýsâbe´de araya konan Kale (dedi ki) kelimesi ile, sözün devamý râviye ait olmakta, böylece hadis hem daha net bir ma´nâ kazanmakta, hem de Sindî´nin dediði gibi Resûlullah´ýn bir mucizesi ortaya çýkmaktadýr.
2- Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn Ukkâþe´ye dediði "Böyle mi söylüyor...?" ifadesi taaccüp ifade eden bir istifhamdýr. Dolayýsiyle soðuk su ile cenaze yýkanmasýný yadýrgamamýþ, normal karþýlamýþ olmaktadýr. Ulema bunu cevaza hamletmiþtir.[525]
ـ3811 ـ5ـ وعن أبي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّ رسولَ اللّهِ # قالَ: مَنْ غَسَّلَ المَيِّتَ فَلْيَغْتَسِلْ[. أخرجه أبو داود والترمذي.وزاد: ]وَمَنْ حَمَلَهُ فَلْيَتَوَضَّأ[ .
5. (3811)- Hz. Ebu Hüreyre radýyallahu anh anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Kim ölü yýkarsa, yýkansýn" buyurdular." Ebu Dâvud´un rivayetinde: "Kim de cenaze taþýrsa abdestlensin" ziyadesi mevcuttur.[526]
AÇIKLAMA:
Bu hadis, cenaze yýkayan kimseye gusletmeyi, taþýyana da abdest almayý emretmektedir. Hadis, muhtelif tariklerden de gelmiþtir. Âlimler, hadisin sýhhatini mazbut bulmadýklarý için hükmüyle amel hususunda ihtilaf etmiþlerdir.
Hadisle ilgili olarak Tirmizî þu açýklamayý yapar: "Hadis hasendir. Ebu Hüreyre radýyallahu anh´tan mevkuf (kendi sözü) olarak da rivayet edilmiþtir. Ölüyü yýkayan kimse hakkýnda Ulema ihtilaf etmiþtir. Ashab ve daha sonra gelenlerden bir kýsým ilim ehli: "Ölü yýkayana gusletmesi gerekir" demiþtir, bazýlarý da, "Abdest gerekir" demiþtir. Ýmam Mâlik: "Ölü yýkayanýn gusletmesini müstehab addederim, bunu vacib görmüyorum" demiþtir. Þâfiî´nin hükmü de böyledir. Ahmed Ýbnu Hanbel: "Kim ölü yýkarsa ona gusletmesinin vacib olmayacaðýný ümid ediyorum. Abdeste gelince, hakkýnda söylenebilecek þeyin en azýdýr." Ýshak Ýbnu Râhûye: "Abdest gereklidir" derken, Abdullah Ýbnu Mübarek de: "Ölü yýkamaktan dolayý ne gusül, ne de abdest vardýr" demiþtir."
Bu görüþte olanlar, Beyhakî´nin Ýbnu Abbâs tarikinden kaydettiði bir rivayete daha dayanýrlar. Orada Resûlullah: "Ölülerinizi yýkama sebebiyle size gusletmek gerekmez. Ölüleriniz, tâhir olarak ölür, necis deðillerdir. Ellerinizi yýkamak size kâfidir" buyurmaktadýr. Ýbnu Hacer, bu rivayetle Ebu Hüreyre rivayetinin arasýný þöyle te´lif eder: "Ebu Hüreyre hadisindeki emir vücub deðil nedb ifade eder, veya gusül ile, Ýbnu Abbas hadisinde tasrih edildiði üzere ellerin yýkanmasý kastedilmiþtir."
3815 numarada kaydedilecek bir Muvatta rivayetine göre, Hz. Ebu Bekr radýyallahu anh vefat edince, hanýmý Esma Bintu Umeys onu yýkar ve iþi bitince etrafýndaki muhacirlere sorar: "Bugün çok soðuk bir gün, ben oruçluyum da. Bana gusletmem gerekir mi?" Orada bulunanlar: "Hayýr!" derler.
Þu halde, bu þekilde cenaze yýkayan kimseye gusül emrinin vücub deðil, istihbab ifade ettiðine delâlet eden rivayetler mevcuttur. Öte yandan Abdullah Ýbnu Mübarek gibi, bazý büyükler de bunun müstehab bile olmayacaðýna kâil olmuþlardýr.
Sadedinde olduðumuz hadisin mensuh olduðunu söyleyenler de çýkmýþtýr. Bazý âlimler nesh iddiasýný reddederler. "Zanla nesh sübut bulmaz" derler ve hadisin ihticaca elveriþli sýhhatte olmadýðýný söylerler.
Bu mevzuyu Ýbnu Ömer´den kaydedilen bir rivayet de aydýnlatýr: "Biz ölüyü yýkardýk. (Ýþi bitince) bazýlarýmýz yýkanýrdý, bazýlarýmýz yýkanmazdý."
Hattâbî der ki: "Ölü yýkamaktan gusül yapmanýn veya taþýmaktan dolayý da abdest almanýn vacib olduðuna hükmeden tek fakih bilmiyorum. Bu meseledeki emir, istihbab için beyan edilmiþe benziyor. Þu da mümkündür: Yýkayan kimseye yýkantý suyundan sýçramalar olmuþtur, ölünün bedeninde yeri bilinmeyen bazý necaset bulaþýðý vardýr, böylece yýkayan kimseye pis su isabet eder, bu sebeple tam olarak arýnmak için tepeden týrnaða bir gusülde bulunmak muvafýk olur."
Hattâbî, taþýyanýn abdest almasýyla ilgili emrin de þöyle bir açýklamaya dahi tabi tutulduðunu kaydeder: "Taþýyan abdestli olmalýdýr, ta ki cenaze namazýna katýlabilsin."[527]
ـ3812 ـ6ـ وعن ناجية بن كعب: ]أنَّ عَلِيّاً رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: لَمَّا مَاتَ أبُو طَالِبٍ أتَيْتُ رَسُولَ اللّهِ # فَقُلْتُ: إنَّ عَمَّكَ الشَّيْخَ الضَّالَّ قَدْ مَاتَ فقَالَ: اذْهَبْ فَوَارِ أبَاكَ، ثُمَّ َ تُحْدِثَنَّ شَيْئاً حَتّى تَأتِيَنِى فَوَارَيْتُهُ فَأتَيْتُهُ فَأمَرَنِى فَاغْتَسَلْتُ فَدَعَا لِى[. أخرجه أبو داود والنسائي.»المُواراةُ«: الستر، وأراد به الدفن.
6. (3812)- Nâciye Ýbnu Ka´b anlatýyor: "Hz. Ali radýyallahu anh dedi ki: "Ebu Tâlib ölünce Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a gelip: "Dalâlette olan ihtiyar amcan öldü" dedim. Bana: "Git babaný göm! Sonra, bana gelinceye kadar hiçbir þey yapma!" buyurdular. Ben de gidip gömdüm ve Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a gelip haber verdim. Bunun üzerine bana yýkanmamý emir buyurdular ve yýkandým... Sonra bana dua ediverdi [ancak duayý ezberleyemedim]."[528]
AÇIKLAMA:
1- Bu rivayet, Hz. Ali radýyallahu anh´ýn babasý ve Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn da amcasý olan Ebu Tâlib´in defniyle ilgilidir. Rivayet müþrik olarak öldüðünü tasrih eder ve yýkanmaksýzýn ve üzerine namaz kýlýnmaksýzýn defnedildiðini belirtir.
2- Rivâyet, Resûlullah´ýn Hz. Ali´ye, definden sonra yýkanmayý emrettiðini ifade etmektedir. "Yýkanma iþinin kâfir cenazesinin defniyle alakalý bir emir olabileceði ihtimaline temas edilmiþtir." Deðilse, önceki hadiste belirttiðimiz üzere müslüman cenazeye yapýlan muamelelerden herhangi birisi sebebiyle kesin bir yýkanma emri vârid olmamýþtýr.
3- Hadisin sonunda köþeli parantez içerisinde kaydettiðimiz ziyade Nesâî´nin rivayetinde mevcuttur.[529]
ـ3813 ـ7ـ وعن عائشة رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ]كَانَ رسُولُ اللّهِ # يَغْتَسِلُ مِنْ أرْبَعَةٍ: مِنَ الْجَنَابَةِ، وَلِلْجُمُعَةِ، وَمِنَ الْحِجَامَةِ، وَمِنْ غُسْلِ المَيِّتِ[. أخرجه أبو داود .
7. (3813)- Hz. Âiþe radýyallahu anhâ anlatýyor: "Resûlullah, dört þeyden dolayý guslederlerdi: "Cenâbet, cuma, hacâmat, ölü yýkamak."[530]
AÇIKLAMA:
Bu hadis, hükümleri farklý olan dört ayrý yýkanmayý, ayný hükmü, ayný vasfý taþýyor intibaýný verecek þekilde beraber zikretmiþ durumdadýr:
* Cenabetten yýkanmak farzdýr.
* Cuma güslü´nü Resûlullah´ýn yaptýðýný, istihbab olarak emir buyurduðunu daha önc belirttik.
* Hacâmat(kan aldýrma)tan sonraki gusül temizlik içindir. Hacâmat olan kimsenin üzerine kan sýçramalarý olabilir, bundan emin olunamaz. Bu sebeple vacib olmaksýzýn nezafet maksadýyla istihbab olarak yýkanmak söylenmiþ olabilir.
* Ölü yýkama sebebiyle de yýkanmanýn vacib olmayacaðý hususunda Ulemanýn ittifakýný yukarýda kaydettik.
Bu hadisin zayýf olduðuna da dikkat çekilmiþtir.[531]
ـ3814 ـ8ـ وعن نافع: ]أنَّ ابْنَ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما: حَنَّطَ ابْناً لِسَعِيدِ بَنِ زَيْدٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه وَحَمَلَهُ. ثُمَّ دَخَلَ المَسْجِدَ وَصَلّى وَلَمْ يَتَوَضّأ[. أخرجه البخاري في ترجمة ومالك .
8. (3814)- Nâfi anlatýyor: "Ýbnu Ömer radýyallahu anhümâ, Saîd Ýbnu Zeyd´in bir oðlunu mübaþereten tahnît yaptý ve (kabre) taþýdý. Sonra mescide girip, abdest almaksýzýn namaz kýldý."[532]
AÇIKLAMA:
1- Ölüyü tahnît etmek. Ölüyü kokulamak maksadýyla hanût (veya hýnat) tatbik etmek. Hanût: "Ölünün kefen ve bedenine konulan kokulu maddedir. Resûlullah´a hangi Tanûtu daha çok seversiniz? diye sormuþlar da, "Kâfûr!" diye cevap vermiþ. Bir baþka rivayette Semud kavminin, haklarýnda azabýn geleceðine kanaatleri hâsýl olunca, hemen Cife´ye dönüp pis kokmamak için kefenlenip sabýr otuyla tahnitlendikleri belirtilir.
Þu halde hanût, ölüyü kokulamak ve hatta cesedin bozulmasýný geciktirmek için ölüye tatbik edilen her çeþit koku maddesine denmiþtir.
2- Mübaþereten demek, eli ölünün cesedine deðerek demektir. Ýbnu Ömer tahnît iþini, koku maddesini eliyle cesede sürerek yapmýþ olmalý. Âlimler, müslümanýn ölümle necis olmayýp bilakis cesedinin temiz kaldýðý hususundaki kabullerine, bu hadisi de delil kýlarlar. "Þayet ceset temiz olmasaydý, Ýbnu Ömer elini deðmekten sakýnýrdý veya deðdikten sonra yýkardý" demiþlerdir. Bu kanaatte olan âlimlere göre, "Ölüyü yýkamaktan maksad temizlik deðil, teabbüddür, yani yýkama emrini yerine getirmek suretiyle kulluk yapmak, ibadet ifa etmektir. Eðer ölünün cesedi necis olsaydý ne su, ne sidre ile ne de tek baþýna su ile yýkamakla temizlenmiþ olmazdý."
Þu halde bu rivayet 3811 numarada geçen hadisin zayýf olduðunu, hükmüyle amel edilmeyeceðini ifade eder. Zira Buhârî ve Muvatta´da yer almakla senet yönünden üstünlüðü açýktýr.[533]
ـ3815 ـ9ـ وعن عبداللّه بن أبي بكر بن محمد بن عمرو بن حزم: ]إنَّ أسْمَاءَ بِنْتَ عُمَيْسٍ امْرأةَ أبِى بَكْرٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما: غَسَّلَتْ أبَا بَكْرٍ حِينَ تُوُفِّىَ. ثُمَّ خَرَجَتْ فَسَألَتْ مَنْ حَضَرَهَا مِنَ المُهَاجِرِينَ، فقَالَتْ: إنِّى صَائِمَةٌ، وَإنَّ هذَا يَوْمٌ شَدِيدُ الْبَرْدِ فَهَلْ عَليّ مِنْ غُسْلِ؟ فَقَالُوا: َ[. أخرجه مالك .
9. (3815)- Abdullah Ýbnu Ebî Bekr Ýbni Muhammed Ýbni Amr Ýbni Hazm anlatýyor: "Hz. Ebu Bekr´in hanýmý Esmâ Bintu Umeys radýyallahu anhümâ vefat ettiði zaman Hz. Ebu Bekr´i yýkadý. Sonra (dýþarý) çýkýp, cenazenin yanýnda hazýr bulunan muhacirlere: "Ben oruçluyum. Þu gün de, çok soðuk bir gün. Bana gusül gerekir mi?" diye sordu. Hepsi birden, "Hayýr!" dediler."[534]
AÇIKLAMA için 3811 numaralý hadise bakýlsýn.
BEÞÝNCÝ FASIL
MÜSLÜMAN OLUNCA GUSÜL
ـ3816 ـ1ـ عن قيس بن عاصم رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]أتَيْتُ رَسُولَ اللّهِ # أُرِيدُ ا“سَْمَ. فَأمَرَنى أن أغَتَسِلَ بِمَاءٍ وَسِدْرٍ[. أخرجه أصحاب السنن.وفي رواية الترمذي والنسائي: ]أنَّهُ أسْلَمَ فَأمَرَهُ[ .
1. (3816)- Kays Ýbnu Âsým radýyallahu anh anlatýyor: "Müslüman olmak arzusuyla Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a gelmiþtim. Bana su ve sidre ile yýkanmamý emir buyurdu."[535]
Tirmizî ve Nesâî´nin bir rivayetinde: "(Kays) müslüman oldu, (Resûlullah) ona yýkanmayý emretti" denmiþtir.[536]
ـ3817 ـ2ـ وعن عُثيم بن كثير بن كليب عن أبيه عن جده: ]أنَّهُ جَاءَ رسولُ اللّهِ # فقَالَ: قَدْ أسْلَمْتُ فقَالَ لَهُ رسولُ اللّهِ #: ألْقِ عَنْكَ شَعَرَ الْكُفْرِ. يَقُولُ: إحْلِقْ قالَ: فَأخْبَرَنِى آخَرُ أنَّ النّبىَّ # قالَ خَرَ مَعَهُ: ألْقِ عَنْكَ شَعَرَ الْكُفْرِ وَاخْتَتِنْ[. أخرجه أبو داود .
2. (3817)- Useym Ýbnu Kesîr Ýbni Küleyb an ebîhi an ceddihî´nin anlattýðýna göre (ceddi Küleb), Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a gelerek: "Müslüman oldum!" der. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Üstünden küfür saçýný at!" der ve traþ olmasýný söyler, Useym´in babasý dedi ki: "Bana bir baþka (sahabî)nin bildirdiðine göre Aleyhissalâtu vesselâm, beraberinde olan bir diðerine de: "Üzerindeki küfür tüyünü at ve sünnet ol!" buyurmuþtu."[537]
AÇIKLAMA:
Bazý âlimler bu hadislerden hareketle yeni müslüman olan bir kimseye yýkanmayý emretmek gerektiðini, bu nebevî emrin vücub ifade ettiðini söylemiþtir. Ancak, Hattâbî: "Ulemanýn çoðuna göre, bu yýkanmanýn vacib olmayýp müstehab" olduðunu söylediðini belirtir. Ýmam Þâfiî merhum: "Kafir müslüman olunca, bir de yýkanmasý hoþuma gider, þayet yýkanmasa cünüb sayýlmaz, abdest alýp namaz kýlmasý ona kafidir" demiþtir.
Ahmed Ýbnu Hanbel ve Ebu Sevr, hadisin zâhirinden hareketle bir kafir müslüman olduðu vakit öncelikle yýkanmasýnýn vacib olduðunu belirtirler. "Çünkü derler, kafirlik günlerinde, cima, ihtilam gibi yýkanmayý gerektiren hallerden uzak deðildir. Ancak yýkanmaz, yýkansa bile ondan (bu yýkanma) sahih ve muteber olamaz. Zira cenâbetten yýkanmak, dinin farzlarýndan bir farzdýr. Bu da, namaz ve zekat gibi, ancak imandan sonra makbuldür. O ise bu guslü, henüz imana girmezden önce yapmýþtýr."
Ýmam Mâlik de müslüman olunca kafirin yýkanmasý gerektiði görüþünde idi.
Þirkten henüz çýkmamýþ iken abdest alýp sonra müslüman olan müþrikin durumunda ihtilaf edilmiþtir. Ashab-ý Re´y´den bazýlarý: "Müþrikken aldýðý abdestle namaz kýlabilir, ancak müþrikken teyemmüm etmiþ idiyse, müslüman olunca bu teyemmümle namaz kýlmasý caiz olmaz, su bulamazsa müslüman olunca yeniden teyemmüm yapar. Bunlara göre, aradaki fark þundan ileri gelir: Teyemmümde niyet esastýr. Müþrik´in ibadet niyeti ise sahih olmaz. Halbuki su ile temizlik niyeti mütevakkýf deðildir. Öyle ise müþrikken temizlik yapmýþ ise, bu týpký müslüman kimsenin temizliði gibi sahihtir.
Ýmam Þâfiî: "Bir kimse müþrikken abdest alsa veya teyemmüm yapsa sonra müslüman olsa, namaz için abdesti yenilemesi gerekir, teyemmüm de böyledir, aralarýnda fark yoktur." Ancak, müþrik cünüblükten yýkanýp müslüman olsa, bunun durumu hakkýnda Þâfiî´nin ashabý ihtilaf etmiþtir. Bazýlarý, "yeniden gusül yapmasý vacibtir, týpký abdestte olduðu gibi" demiþtir. Bu daha muvafýk, daha doðru gözükmektedir. Bir kýsmý da "Ýkisi arasýnda fark görüp her halukârda abdesti tazelemesi gerekir, ancak guslü yenilemesi gerekmez" demiþtir. Hepsi þunu demekte ittifak eder: "Müslüman olur ve kendisine kafirken cünüblük isabet etmediðini yakinen bilirse, ona gusül gerekmez."
"Müslüman olunca, kafire yýkanmasý vacibtir" diyenlerin kavli, hadisin zahirine uygundur. Çünkü emrin hakikatý, aksine bir hüküm ifade ettiðini gösteren karîne olmadýðý müddetçe, vücub ifade eder.
2-Ýkinci hadiste saç kesilmesi mevzubahistir. Âlimler, her müslüman olan kimseye yýkanma gereði gibi bir de saçýný traþ etme diye bir vecibe yüklenmediðini, sadedinde olduðumuz hadiste geçen "küfür saçý"ndan muradýn, küffâra alamet olan bir saç olacaðýný belirtmiþlerdir. Nitekim hadiste "saçýný da kes" denmemiþ, "küfür saçýný kes" denmiþtir. Saçýn küfre nisbet edilmiþ olmasý Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn muhatabýnda küfre alamet olan hususî bir saçýn varlýðýný ifade eder. Nitekim kâfirler, her beldede kendilerine has saç þekli tesbit etmiþler, moda ortaya koymuþlardýr. Mýsýr´da, Hindistan´da, saçýn hiç kesilmeyen kýsýmlarý vardýr. Zaman zaman traþ olsalar bile, o hususi kýsma dokunmazlar. Bu bir nevi onlarýn dinlerinin, inançlarýnýn bir gereðidir, milliyet sembolüdür. Þu halde böylesi bir kýsým saç Ýslam´la küfür arasýnda bir alâmet-i farika olmaktadýr. Þu halde, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Üseym´in ceddine ve yanýndakilere, böylesi bir alamet saçýn kesilmesini emretmiþ olmalýdýr.
3- Hadis son kýsmýnda "sünnet ol!" emri de yer almaktadýr. Bazý âlimler buna dayanarak, müslüman olan kafirlerin bir de sünnet olmalarýný vacib olduðu hükmünü çýkarmýþlardýr. Ancak hadisin, zaaf sebebiyle, vücub tesbit edecek güçte olmadýðýný belirtmiþtir.[538]