Kütübü Sitte
Pages: 1
Temizlik Bahsi taharet 43 By: sumeyye Date: 02 Mayýs 2010, 12:55:19
BÝRÝNCÝ FASIL

CENABETTEN GUSÜL


ـ3785 ـ53ـ وََعَنْ أبِى هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قالَ: ]أُقِيمَتِ الصََّةُ وَعُدِّلَتِ الصُّفُوفُ قِيَاماً فَخَرَجَ إلَيْنَا رَسولُ اللّهِ # فَلَمَّا قَامَ مُصََّهُ ذَكَرَ أنَّهُ جُنُبٌ. فقَالَ لَنَا: مَكَانَكُمْ. ثُمَّ رَجَعَ فَاغْتَسَلَ. ثُمَّ خَرَجَ إلَيْنَا وَرَأسُهُ يَقْطُرُ. فَكَبَّرَ وصَلّى فَصَلَّيْنَا مَعََهُ[. أخرجه الستة إ الترمذي، وهذا لفظ البخاري .



53. (3785)- Hz. Ebu Hüreyre radýyallahu anh anlatýyor: "Namaza kalkýlýp saflar düzlenmiþti ki, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) geldi, namazgahýna geçti. O anda cünüb olduðunu hatýrladý. Bize: "Yerinizde durun!" deyip, hemen ayrýlýp yýkanmaya gitti. Gusledip dönünce baþýndan henüz su damlýyordu. Tekbir getirdi, namaza durdu. Beraber namaz kýldýk..."[488]



ـ3786 ـ54ـ وعن أبي بكر رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّ رسولَ اللّهِ # دَخَلَ في صََةِ الفَجْرِ فَأوْمَأ بِيَدِهِ أنْ مَكَانَكُمْ، ثُمَّ جَاءَ وَرَأسُهُ يَقْطُرُ فصَلّى بِهِمْ[ .



54. (3786)- Ebu Bekre radýyallahu anh anlatýyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, sabah namazýný kýldýrmak üzere (mescide) girmiþti. Eliyle "Yerinizde durun!" diye iþaret buyurdu (ve çýktý). Sonra baþýndan su damladýðý halde geri geldi ve cemaate namazlarýný kýldýrdý."[489]



ـ3787 ـ55ـ وفي رواية: ]فَلَمَّا قَضى الصََّةَ قَالَ: إنَّمَا أنَا بَشَرٌ، وَإنِّى كُنْتُ جُنُباً[. أخرجه أبو داود.



55. (3787)- Bir rivayette: "...Namazý tamamlayýnca: "Ben de bir insaným. (Ýlk geldiðimde) cünübtüm" buyurdu" denmiþtir.[490]



AÇIKLAMA:



1-Yukarýdaki rivayetlerde, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn sabah vaktinde cünüb olduðunu unutarak, cemaate namaz kýldýrmak üzere camiye gelip namazgahýna kadar geçtiðini görmekteyiz. Namaza duracaðý sýrada durumunu hatýrlýyor; cemaate beklemelerini iþaret buyurarak, hemen gidip yýkanýp dönüyor ve namazý kýldýrýyor. Namazdan sonra, özrünü belirterek durumu tavzih ediyor. Ulema, bu hadisten peygamberlerin ibadet hususunda unutmalarýnýn caiz olduðu hükmünü çýkarmýþtýr.

2- Hadisten Çýkarýlan Bazý Faydalar:

Hadis, zaruret halinde, ikamet okunduktan sonra bile mescidden çýkýlabileceðine delildir. Çünkü bir hadiste Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, ezandan sonra mescidden çýkmýþ olan bir kimse için:

"Þu var ya Ebu´l-Kasým´a âsi oldu" buyurarak, namaz sýrasýnda camiden çýkmayý yasaklamýþtý. Þu halde bu yasak zaruret dýþý çýkmalarla ilgilidir.

* Mâ-i müsta´mel (abdest ve gusulde kullanýlmýþ su) temizdir.

* Ýkametle namazýn arasýný ayýrmak caizdir. Çünkü rivayet, ikametin yenilenmediðini göstermektedir. Bazý âlimler bunu "zaruret"le kayýtlamýþlardýr. Ýmam Mâlik, "Ýkametten sonra tahrim tekbiri getirilecek olursa, ikamet yenilenmelidir" diye hükmetmiþtir, yeter ki çýkma bir özre mebni olmasýn.

* Dinî meselelerde haya olamaz. Ancak abdestsizlik gibi bir durumun farkýna varan kimsenin mevhum bir özür izhar etmesi muvafýk olur: Mesela burnu kanamýþ intibaýný vermek üzere eliyle veya mendille burnunu tutarak namazdan ayrýlmasý gibi...

* Cemaat, gerektiði durumda, imamý ayakta bekleyebilir, bu caizdir. Bu, bazý hadislerdeki yasaklanmýþ olan kýyam deðildir.

* Mescidde uyurken ihtilam olan kimsenin mescidden çýkmazdan önce teyemmüm etmesi gerekmez. Bu hususu þârihler bilhassa belirtirler, zira Süfyân-ý Sevri ve Ýshak Ýbnu Râhûye ve bazý Mâlikîlerden rivayet edildiðine göre onlar böyle bir hükümde bulunmuþlardýr. Ancak hadis, bu hükmün merdud olduðu hususunda sarihtir.

* Ýkametle namaz arasýnda konuþmak caizdir.

* Cünüb, yýkanmayý hadesin vâki olduðu andan tehir edebilir, caizdir.[491]



ـ3788 ـ56ـ وعن سليمان بن ياسر: ]أنَّ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه صَلّى بِالنَّاسِ الصُبْحَ ثُمَّ غَدَا إلى أرْضِهِ بِالْجُرُفِ فَوَجَدَ فِي ثَوْبِهِ اِحْتَِماً. فقَالَ: إنَّا لَمَّا أصَبْنَا الْوَدَكَ ‘نَتِ الْعُرُوقُ فَاغْتَسَلَ وَغَسَلَ اِحْتَِمَ مِنْ ثَوْبِهِ وَعَادَ لِصََتِهِ[ .



56. (3788)- Süleyman Ýbnu Yesar rahimehullah anlatýyor: "Hz. Ömer radýyallahu anh halka sabah namazýný kýldýrdý ve arkadan Curuf nam mevkideki arazisine gitti. Orada, elbisesinde meni bulaþýðý gördü.

"Biz dedi, yaðlý yeyince, damarlarýmýz gevþedi (bu yüzden ihtilam olduk)."

Derhal yýkanda ve elbisesinde gördüðü meni bulaþýðýný da yýkadý. Sonra, namazýný iade etti."[492]



ـ3789 ـ57ـ وفي رواية بعد قوله احتماً فقال: ]لَقَدِ ابْتُلِيتُ بِاِحْتَِمِ مُنْذُولَيْتُ أمْرَ النَّاسِ، فَاغْتَسَلَ وَغَسَلَ مَا رَأى فِي ثَوْبِهِ مِنَ اِحْتَِمِ، ثُمَّ صَلّى بَعْدَ ارْتِفَاعِ الضُّحى مُتَمَكِّناً[. أخرجه مالك .



57. (3789)- Bir baþka rivayette "meni" kelimesinden sonra þu ibare yer alýr: "Halkýn iþini üzerime alalýdan beri ihtilam olmaya baþladým" dedi. Derhal yýkanýp elbisesinde gördüðü bulaþýðý yýkadý. Sonra kuþlukta güneþ tam olarak yükselince namazýný kýldý."[493]



AÇIKLAMA:



1- Curuf, Medine´ye Þam istikametinde üç mil mesafede bir yer adýdýr.

2- Meni diye çevirdiðimiz kelime ihtilam þeklinde gelmiþ, ihtilam eseri demektir, meni maksuddur.

3- Meninin Hz. Ömer nazarýnda necis olduðu anlaþýlmaktadýr. Bazý âlimlere göre, aslý itibariyle temiz sayýlsa da bevl, mezi ve vedi yolundan çýktýðý için necis addedilmesine kafidir.

4- Hz. Ömer´in: "Halkýn iþini üzerime aldýðým günden beri ihtilam olmaya baþladým" sözünün Zürkânî´ de þöyle açýklandýðýný görürüz: "Doðruyu Allah bilir ya, bu hal, onun devlet iþleriyle gece gündüz meþgul olup kadýnlarýný ihmal etmesinden ileri gelmiþtir. Bu sebeple ihtilam olma hadisesi artmýþtýr."

5- Bazý âlimler, imam ve diðer memurlarýn kendi dünyevî iþlerine de zaman ayýrmasý caizdir hükmünü çýkarmýþtýr.

6- Zürkânî, hadisi þerhederken Hz. Ömer´le ilgili olarak þunlarý kaydeder: "Dendi ki, Hz. Ömer Medine´ye gelen heyetlere yemek veriyor ve gönüllerini hoþ etmek için oturup onlarla kendisi de yiyordu. Ancak, ondan gelen meþhur habere göre, halife olunca önceki yaþayýþ tarzýný deðiþtirmemiþti, o da herkes gibi yiyor, hususi yemek yaptýrmýyordu. Böyle davranýþý onlara örnek olup, israf yapmamayý öðretmek içindi. Muhtemelen, halký bundan önce, darlýk içindeydi, bu sebeple yað ve tereyaðý gibi þeyleri yemiyordu. Bu davranýþýyla, az istihlakte diðer müslümanlar gibi olmayý hedefliyordu." Bu maksadla, tereyaðý pahalý kaldýðý müddetçe zeytinyaðý yemeye azmedip, halk tereyaðý yiyinceye kadar tereyaðý yemekten imtina ettiðini belirten Zürkânî, Hz. Ömer´in halk zenginleþip tereyaðý ve benzeri kýymetli yaðlar yemeye baþladýktan sonra onlardan yemeye baþladýðýný kaydeder.

7- Zürkânî, hadisten þu hükmü de çýkarýr: "Hz. Ömer´in namazý tek baþýna iade etmesi gösterir ki, imam unutarak yanlýþlýkla cünüb veya abdestsiz olarak namaz kýldýrýr, cemaat de onun bu halini bilmeyerek namaz kýlarsa, hatýrlayýnca imam iade etse de cemaate iade gerekmez, onlarýn namazlarý sahihtir. Tabii ki, durumu bilirlerse onlarýn namazý da bâtýl olur."

Ýmam Þâfiî ve Ýbnu Nâfi der ki: "Ýmama uyanlar bilmedikleri takdirde iki cihetinki de sahihtir. Zira cemaat, imamýn halini bilmekle mükellef deðildir. Sehv´de deðil, taammüdde imam günahkar olur."

Ebu Hanîfe: "Her iki tarafýn (yani hem imamýn hem de cemaatin) namazý da bâtýldýr. Çünkü cemaatin namazý imamýn namazýna baðlýdýr" demiþtir.[494]



radyobeyan