Kütübü Sitte
Pages: 1
Temizlik Bahsi taharet 42 By: sumeyye Date: 02 Mayýs 2010, 12:54:27
AÇIKLAMA:



Bu hadislerde, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn cünüb hali dýþýnda yani abdestli veya abdestsiz olduðu halde Kur´an-ý Kerim´i okuduðunu, okuttuðunu haber vermektedir. Helâdan çýkýnca veya et yiyince Kur´an okumasý, bunun caiz olduðunu göstermek içindir. "Et" yemenin zikredilmesi, etin bulaþýk býrakan, arkadan eli ve aðzý yýkamayý gerektiren bir bulaþmaya sebep olmasý sebebiyledir. Böylece bu çeþit bulaþýklarýn da Kur´an okumaya mâni olmadýðý belirtilmiþ oluyor, yeter ki cenabet kirliliði olmasýn. Küçük hades´in Kur´an okumaya mani olmadýðý hususunda ülemânýn icmaýndan bile bahsedilmiþtir.

Cünübün ve hayýzlýnýn Kur´an okumasý meselesi biraz ihtilaflýdýr. Büyük ekseriyet haram olduðunda ittifak etmiþtir. Ýmam Mâlik cünübün tek âyet ve o miktarda Kur´an´ý okuyamayacaðýný söylerse de hayýzlýnýn okuyabileceðini, aksi takdirde Kur´an´ý unutacaðýný söylediði rivayet edilmiþtir. "Çünkü demiþtir, hayýz müddeti günlerce uzar, cenabet hali uzamaz." Ýkrîme ve Ýbnu´l-Müseyyeb´in de cünüb´ün Kur´an okumasýnda beis görmedikleri kaydedilmiþtir.

Kur´an-ý Kerim´in cenabetken okunabileceði iddiasý daha ziyade, Müslimde yer alan bir rivayete dayanýr. Orada Hz. Âiþe (radýyallahu anhâ): "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bütün hallerinde Allah´ý zikrederdi" buyurmaktadýr.

"Bütün hallerinde" deyince buna cenâbet hali de dahildir, zikrullah´ýn içinde Kur´an kýrâati de dahildir.

Keza Ýbnu Abbas´tan kaydedilecek olan müteakip rivayetde bu görüþü teyid edecektir.

Bu iddiaya þu þekilde cevap verilmiþtir: Hz. Âiþe´nin rivayeti, sadedinde olduðumuz Ali (radýyallahu anh) hadisiyle tahsis edilmiþtir. Yanihadiste geçen zikrullah tabirinin âmm olan ma´nâsý tahsis edilerek "Kur´an kýrâatý dýþýnda kalan zikr"diye anlaþýlmýþtýr. Hatta Aynî: "Hz. Âiþe´nin hadisi, Hz. Ali´nin hadisine muâraza etmez, arada bir zýtlýk yoktur, zira Âiþe (radýyallahu anhâ) Kur´an kýrâatý dýþýndaki zikri kasdetmiþtir" der. Sübülü´s-Selam müellifi de þu açýklamayý yapar: "Hz. Âiþe hadisini, Hz. Ali hadisi ile baþka birçok hadis tahsis etmiþtir. Nitekim bu hadis, büyük ve küçük abdest bozma ve cima halleriyle de tahsis edilmiþtir. Nitekim âyet-i kerimede de öyle ifade edilmiþtir: "(Onlar) Allah´ý ayakta, oturarak ve yanlarý üstüne yattýklarý zaman zikrederler" (Âl-i Ýmrân 191).[473]



ـ3773 ـ41ـ وعن ابن عباس رَضِيَ اللّهُ عَنْهما: ]أنَّهُ لَمْ يَرَ بِالْقِرَاءَةِ لِلْجُنُبِ بَأساً[. أخرجه رزين. قلت: وَعلقه البخاري، واللّه أعلم .



41. (3773)- Ýbnu Abbâs (radýyallahu anhümâ)´dan rivayet edildiðine göre, O cünüb kimsenin Kur´an okumasýnda bir beis görmezdi."[474]

Açýklama için önceki rivayete bakýlmalýdýr.



ـ3774 ـ42ـ وعن عائشة رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ]كَانَ رَسولُ اللّهِ # إذَا أرَادَ أنْ يَنَامَ وَهُوَ جُنُبٌ غَسَلَ فَرْجَهُ وَتَوَضّأ وُضُوءَهُ لِلصََّةِ[. أخرجه الستة، وهذا لفظ البخاري .



42. (3774)- Hz. Âiþe (radýyallahu anhâ) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), cünübken uyumak istediði takdirde fercini yýkar ve namaz abdestiyle abdest alýrdý."[475]



ـ3775 ـ43ـ وفي أخرى لمسلم: ]كَانَ إذا أرَادَ أنْ يَأكُلَ أوْ يَنَامَ تَوَضّأ وُضُوءَهُ لِلصََّةِ[ .



43. (3775)- Müslim´in bir rivayetinde: "...Yemek veya uyumak istediði zaman namaz abdestiyle abdest alýrdý" denmiþtir.[476]



ـ3776 ـ44ـ وله في أخرى عن عبداللّه بن أبي قيس قال: ]سَألْتُ عَائِشَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْها عَنْ وِتْرِ رَسُولِ اللّهِ # وَذَكَرَ الحَدِيثَ، وَفِيهِ قُلْتُ. كَيْفَ كَانَ يَصْنَعُ في الجَنَابَةِ، أكَانَ يَغْتَسِلُ قَبْلَ أنْ يَنَامَ، أوْ يَنَامُ قَبْلَ أنْ يَغْتَسِلَ؟ قَالَتْ: كُلُّ ذلِكَ قَدْ كَانَ يَفْعَلُ. رُبَّمَا اغْتَسَلَ وَنَامَ، وَرُبَّمَا تَوَضّأ فَنَامَ. قُلْتُ: الحَمْدُللّهِ الَّذِى جَعَلَ في ا‘مرِ سَعَةً[ .



44. (3776)- Müslim´in, Abdullah Ýbnu Ebî Kays´tan yaptýðý diðer bir rivayette Abdullah derki: "Hz. Âiþe (radýyallahu anhâ)´ye Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn vitir namazýndan sordum..." Hadisi zikreder. Hadiste þu ibare de var:

"Hz. Âiþe´ye: "Resulullah cünübken ne yapardý, uyumadan önce yýkanýr mýydý. Veya yýkanmadan önce uyur muydu?" diye sordum? Bana þu cevabý verdi: "Bunlarýn hepsini yapardý. Bazan yýkanýr ve sonra uyurdu, bazan abdest alýr ve uyurdu." Bunu iþitince:

"Bu meselede geniþlik koyan Allah´a hamdolsun!" dedim.[477]



ـ3777 ـ45ـ وفي رواية أبي داود عن غضيف بن الحارث قال: ]قلتُ لعائشة رَضِيَ اللّهُ عَنْها: أرَأيْتِ رسولَ اللّهِ # كَانَ يَغْتَسِلُ مِنَ الجَنَابَةِ في أوَّلِ اللَّيْلِ أمْ في آخِرِهِ؟ قالَتْ: رُبَّمَا اغْتَسَلَ في أوّلِ اللَّيْلِ، وَرُبَّمَا اغْتَسَلَ في آخِرِهِ. قُلْتُ: اللّهُ اَكْبَرُ، اَلحَمْدُللّهِ الَّذِِى جَعَلَ في ا‘مْرِ سَعَةً. قُلْتُ: أرَأيْتِ رسولَ اللّهِ #، كَانَ يُوِترُ أوّلَ اللَّيْلِ أمْ آخِرَهُ؟ قالَتْ: رُبَّمَا أوْتَرَ أوّلَ اللَّيْلِ وَرُبَّمَا أوْتَرَ آخِرَهُ. قُلْتُ: اللّهُ أكْبَرُ، الحَمْدُللّهِ الَّذِى جَعَلَ في ا‘مْرِ سَعَةً. قُلْتُ: أرَأيْتِ رسُولَ اللّهِ # كَانَ يَجْهَرُ بِالْقُرآنِ أمْ يَخْفِتُ بِهِ؟ قالَتْ: رُبَّمَا جَهَرَ بِهِ، وَرُبَّمَا خَفَتَ بِهِ قُلْتُ: اللّهُ أكْبَرُ، الحَمْدُللّهِ الَّذِى جَعَلَ في ا‘مْرِ سَعَةً[ .



45. (3777)- Ebû Dâvud´un rivayetine, Gudayf Ýbnu´l-Hâris der ki: "Hz. Âiþe (radýyallahu anhâ)´ye sordum:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) cenabetten gecenin baþýnda mý yýkanýrdý sonunda mý?"

"Bazan baþýnda, bazan da sonunda yýkanýrdý" dedi. Ben:

"Allahu ekber! bu meselede geniþlik veren Allah´a hamdolsun!" dedim ve tekrar sordum.

"Vitir namazýný gecenin evvelinde mi kýlardý, âhirinde mi?"

"Bazan evvelinde bazan âhirinde kýlardý" dedi. Ben:

"Allahu ekber! Bu meselede geniþlik veren Allah´a hamdolsun!" dedim ve tekrar sordum:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Kur´ân´ý açýktan mý okurdu sessiz mi okurdu?"

"Bazan açýktan okur bazan da sessiz okurdu" dedi. Ben:

"Allahu ekber! dedim. Bu meselede kolaylýk koyan Allah´a hamdolsun!"[478]



ـ3778 ـ46ـ وفي رواية الترمذي وأبي داود أيضاً: ]كَانَ رسولُ اللّهِ # يَنَامُ وَهُوَ جُنُبٌ وََ يَمَسُّ مَاءً[ .

قال الترمذي: »وَقَدْ رُوِىَ عَنْهَا أنّهُ كَانَ يَتَوضّأُ قَبْلَ أنْ يَنَامَ وَهُوَ أصَحُّ« .



46. (3778)- Tirmizî ve Ebû Dâvud´un bir rivayetinde de þöyle gelmiþtir: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), cünübken uyur ve hiç suya dokunmazdý."

Tirmizî derki: "Hz. Âiþe´den, Aleyhissalâtu vesselâm´ýn uyumazdan önce abdest aldýðý da rivayet edilmiþtir ve bu rivayet en sahih olanýdýr."[479]



ـ3779 ـ47ـ وفي رواية للنسائى: ]كَانَ إذَا أرادَ أنْ يَأكُلَ أوْ يَشْرَبَ غَسَلَ يَدَيْهِ ثُمَّ يَأكُلُ أوْ يَشْرَبُ[ .



47. (3779)- Nesâî´nin bir riveyetinde: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) yemek veya içmek istediði zaman ellerini yýkar sonra yer içerdi" denmiþtir.[480]



AÇIKLAMA:



1- Bu rivayetler, cenabetten temizlenmezden önce yani henüz gusül yapmamýþ iken:

* Uyunabileceðine,

* Yiyip içilebileceðine,delâlet etmektedir. Böylece Hz. Ali (radýyallahu anh)´den Ebû Dâvud ve baþka kitaplarda rivayet edilen: "Ýçinde köpek, resim ve cünüb bulunan eve (rahmet getiren) melekler girmez" hadisinin zayýflýðý -veya bazý te´villerle kabul edilmesi gerektiði- anlaþýlmaktadýr. Nitekim, Hattâbî, bu hadisin de sýhhatine kaildir ve ma´nâyý þöyle tevcih eder: "Buradaki cünübten murad yýkanmaktan hoþlanmayan ve terketmeyi âdet haline getiren kimsedir, yýkanmayý tehir eden kimse deðildir." Hattâbî hadisle ilgili açýklamasýna devam eder: "...Köpekten de murad beslenmesine izin verilen köpek olmamalýdýr, resim de ayak altýna atýlmýþ canlý resmi olmalýdýr."

2- Cünüb iken, yeme, içme ve uyuma hususlarýnda dinin saðladýðý ruhsat ve kolaylýk ashab arasýnda sevinmeye ve hamdetmeye vesile olmuþtur. Çünkü þartlarý, bunlarý gerektirebilir. Derhal yýkanma hususunda kesin emir olsaydý bazý zorluklarý beraberinde getirecekti. Sahabelerin Allahu ekber demeleri taaccüp ifade eder. Beklemedikleri bir lütufla karþýlaþmanýn sevincini böyle ifade etmek Araplarýn adetlerindendir.

3- Her þeye raðmen yani yýkanmayý te´hir etmeye, herhangi bir yýkanma veya abdeste yer vermeden yiyip içmeye ruhsat verilmiþ olmasýna raðmen avret yerlerinin ve ellerin yýkanmasý ve hatta abdest alýnmasý müstehabtýr. Þunu da belirtelim ki, bu söylenen husus ruhsattýr. Azimet, guslün ta´cilidir. Dinî hayatýmýzýn güçlenmesi için ruhsatlarla deðil, azîmetlerle amel etme gayretinde olmalýyýz. Þu halde guslün ta´cili efdaldir.

4- Bazý âlimler uyumak niyetiyle alýnacak abdestle, yemek içmek niyetiyle alýnacak abdest arasýnda fark görmek istemiþler; cumhur yeme, içme ve uyuma da namaz abdestiyle abdest alma gereðine kâil olmuþtur. Þevkânî: "Bazan namaz abdestiyle abdest almak bazanda elleri yýkamakla iktifa edilmeli" diye hükme baðlar. Ancak "elleri yýkamak´la iktifa edilecek yýkamanýn yiyip içmeye mahsus olduðunu, uyumak için ise namaz abdestiyle abdest almak gerektiðini" belirtir: "Çünkü, der bu hususa temas eden hadisler arasýnda bir ayrýlýk yok."

5- 3778 numaralý hadiste Vitr namazýnýn da tehir edilebileceðine temas edilmiþtir. Vitrin, gecenin evvelinde, ortasýnda ve âhirinde kýlýnabileceði baþka rivayetlerle sâbittir. Ýlgili bahiste açýkladýðýmýz için ona girmeyeceðiz.[481]



ـ3780 ـ48ـ وعن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]ذَكَرَ عُمَرُ بنُ الخَطَّابِ رَضِيَ اللّهُ عَنْه بِرَسُولِ اللّهِ # أنَّهُ تُصِيبُهُ الجَنَابَةُ مِنَ اللَّيْلِ. فقَالَ #: تَوَضّأ واغْسِلْ ذَكَرَكَ ثُمَّ نَمْ[. أخرجه الستة، وهذا لفظ الشيخين .



48. (3780)- Ýbnu Ömer (radýyallahu anhümâ) anlatýyor: "Ömer Ýbnu´l-Hattâb (radýyallahu anh), geceleyin cünüb olduðunu, (ne yapmasý gerektiðini) sordu. Aleyhissalâtu vesselâm: "Abdest al, uzvunu yýka, sonra uyu!" buyurdular."[482]



ـ3781 ـ49ـ وعن نافع قال: ]كَانَ ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما إذَا أرَادَ أنْ يَنَامَ أوْ يَطْعَمَ وَهُوَ جُنُبٌ غَسَلَ وَجْهَهُ وَيَدَيْهِ إلى المِرْفَقَيْنِ وَمسَحَ رَأسَهُ ثُمَّ طَعِمَ أوْ نَامَ[. أخرجه مالك .



49. (3781)- Nâfi rahimehullah anlatýyor: "Ýbnu Ömer (radýyallahu anhümâ), cünübken uyumak veya yemek istediði zaman, yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yýkar, baþýný mesheder, sonra yer veya uyurdu."[483]



ـ3782 ـ50ـ وعن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنّ النّبىَّ # لَقِيَهُ في بَعْضِ طُُرُقِ



المَدِينَةِ وَهُوَ جُنُبٌ فَانْخَنَسَ مِنْهُ فَذَهَبَ فَاغْتَسَلَ. ثُمَّ جَاءَ فقَالَ لَهُ: أيْنَ كُنْتَ يَا أبَا هُرَيْرَةَ؟ فقالَ: كُنْتُ جُنُباً فَكَرِهْتُ أنْ أُجَالِسَكَ وَأنَا عَلى غَيْرِ طَهَارَةٍ. قالَ: سُبْحَانَ اللّهِ! إنَّ المُؤْمِنَ َ يَنْجُسُ[. أخرجه الخمسة، وهذا لفظ البخاري. »انخنسَ«: أى استتر واختفى .



50. (3782)- Ebû Hüreyre (radýyallahu anh)´nin anlattýðýna göre: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Medine sokaklarýndan birinde kendisine rastlamýþtýr. Ebû Hüreyre bu sýrada cünüb olduðu için, Aleyhissalâtu vesselâm´ýn nazarýndan sývýþarak gidip yýkanýr gelir. Gelince Aleyhissalâtu vesselâm:

"Ey Ebû Hüreyre neredeydin?" diye sorar.

"Ben cünübtüm, pis pis sizinle oturmak istemedim" cevabýnda bulunur. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Sübhânallah! (bilmez misin ki) müslüman pis olmaz!" ferman eder."[484]



AÇIKLAMA:



1- Resulullah´ýn "Müslüman pis olmaz" sözünden bazý Zâhirîler "Kâfirin pis olduðu" hükmünü çýkarmýþlar ve necâsetu´l-ayn´a nisbet etmiþlerdir. Buradan çýkan tabii netice, onlarýn ter ve tükrüklerinin de necis sayýlmasýdýr. Bu görüþlerini "Müþrikler necis (pis)tir" (Tevbe 28) âyetiyle de delillendirmiþlerdir.

Ancak cumhur bu görüþte deðildir. Onlar hadisi: "Ondan murad, mü´min âzâlarý temizdir, çünkü o pislikten kaçýnmayý âdet edinmiþtir, müþrik onun hilafýnadýr, çünkü onda necasetten korunma gayreti yoktur." diyerek açýklamýþlardýr. Yine cumhur, âyeti de þöyle tevil eder: "Ondan murad, onlarýn itikad ve pisliðe bulaþmalarý yönüyle de necis olmalarýdýr. Nitekim Allah, Ehl-i Kitab´ýn kadýnlarýyla evlenmeyi mubah kýlmýþtýr. Bilindiði üzere, beraber yatan kimseler kadýnlarýn terlerinden sâlim kalamazlar, öyle ise kitabiye kadýnýn terinden erkeðe bulaþýr. Bununla birlikte, erkeðe, kitabiye kadýnýn guslü sebebiyle ayrý bir gusül gerekmez, onun sebebiyle de týpký müslüman kadýn sebebiyle yapýlan gusül gerekmektedir. Öyleyse, anlaþýlýrki canlý olan insan, necisu´l-ayn deðildir. Çünkü bu meselede kadýnla erkek arasýnda bir fark mevcut deðildir."

2- Ebû Hüreyre´nin sývýþmasýnýn sebebi, 3784 numaralý hadiste görüleceði üzere, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn Ashabýndan biriyle karþýlaþýnca onlarý eliyle meshedip duada bulunmasý idi. Ebû Hüreyre de zannediyordu ki, cünüb kiþi hadesle necis olmuþtur. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) mutad üzere, bu halde kendisine meshedip dokunacak diye korkmuþtu ve koþarak yýkanmaya gitmiþtir. Ama Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) onun "ben pisim" sözünden ortaya çýkan bu anlayýþýný reddetmiþ, "Sübhanallah!" diyerek, bu kadar açýk bir hususu bilmemesinden duyduðu hayreti ifade buyurmuþtur.

3- Hadisten Çýkarýlan Bazý Faydalar:

* Bu hadis, mühim iþler sýrasýnda temiz olmanýn müstehab olduðuna delildir. Ayrýca fazilet ehli kimselere hürmet ve onlarý büyükleme ve onlarla beraberliði en mükemmel bir hey´etle (kýlýkkýyafetle) yürütmenin müstehab olduðuna da delil teþkil etmektedir.

* Hadiste, tâbi olanlarýn ayrýlýrken metbu´dan yani tâbi olduðu kimseden izin almasýnýn müstehab olduðu hükmü de çýkarýlmýþtýr. Zira Resulullah, "Neredeydin?" diye sormuþtur. Buradan anlaþýlmýþtýr ki, ayrýlmazdan (sývýþmazdan) önce O´na, nereye gittiðini haber vermesi gerekirdi.

* Metbû, kendisine tabi olan kimse sormasa bile, onu doðru olana uyarmasý gerekir.

* Yýkanmayý tehir etmek caizdir.

* Cünübün teri temizdir, çünkü cenabetle bedeni pis olmuyor.

* Kadýndan saðýlan süt de pis deðildir.

* Yýkanmazdan önce bir kýsým iþleri yapmak caizdir.[485]



ـ3783 ـ51ـ وعن حذيفة بن اليمان رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّ النّبىَّ #: لَقِيَهُ وَهُوَ جُنُبٌ فَحَادَ عَنْهُ فَاغْتَسَلَ. ثُمَّ جَاءَ فقَالَ: كُنْتُ جُنُباً. قالَ: إنَّ المُسْلِمَ َ يَنْجُسُ[. أخرجه مسلم، واللفظ له، وأبو داود والنسائي .



51. (3783)- Huzeyfe Ýbnu´l-Yemân (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´la bir gün karþýlaþtýðýmýzda cünüb idim, hemen yolumu çevirip gidip yýkandým. Bilahare gelince:

"(Böyle sizi görünce alelacele sývýþmamýn sebebi) cünüb olmam idi!" dedim. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Müslüman (cenabetle) pis olmaz ki!" buyurdular."[486]



ـ3784 ـ52ـ وفي رواية النسائي: ]كَانَ رسولُ اللّهِ # إذَا لَقِىَ الرَّجُلَ مِنْ أصْحَابِهِ مَسَحَهُ وَدَعَا لَهُ. قالَ: فَرَأيْتُهُ يَوْماً بُكْرَةً، فَحُدْتُ عَنْهُ. ثُمَّ

أتَيْتُهُ حِينَ ارْتَفَعَ النَّهَارُ. فقَالَ: إنِّى رَأيْتُكَ فَحُدْتَ عَنِّى. فَقُلْتُ: ‘نِّى كُنْتُ جُنُباً فَخَشِيتُ أنْ تَمَسَّنِى. فقَالَ رسولُ اللّهِ #: إنَّ المُؤْمِنَ َ يَنْجُسُ[. »حَادَ«: أى تنحى .



52. (3784)- Nesâî´nin rivayetinde hadis þöyledir: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), Ashabýndan bir erkekle karþýlaþýnca onu mesheder ve ona dua ediverirdi. Bir gün erken vakitte Aleyhissalâtu vesselâm´ý (sokakta) gördüm. Hemen yolumu ondan çevirdim. (Eve gidip yýkandýktan sonra) güneþ yükselince yanýna geldim. Bana:

"(Sabahleyin) seni görmüþtüm, hemen yolunu benden çevirdin!" buyurdular. Ben de açýkladým:

"Çünkü ben cünübtüm (bu halde) bana dokunmanýzdan korktum."

"Þurasý muhakkak ki dedi Aleyhissalâtu vesselâm, mü´min necis olmaz!"[487]



AÇIKLAMA için 3782 numaralý hadise bakýn.


radyobeyan