Kütübü Sitte
Pages: 1
Temizlik Bahsi taharet 41 By: sumeyye Date: 02 Mayýs 2010, 12:50:51
AÇIKLAMA:



Bu hadis, Mi´rac sýrasýnda cereyan eden hadiseyi kasdetmiþ olmalý. Ancak, Mi´râc gecesiyle ilgili rivayette sadece namaz mevzubahis edilmektedir: Cenâb-ý Hakk´la mülâkat yapmýþ olarak dönmekte olan Resulullah Hz. Musa´ya uðrar. Hz. Musa: "Rabbin ümmetine ne emretti?" diye sorar. Resulullah: "Elli vakit namaz!" deyince Hz. Musa bunun çok olduðunu söyler, azaltýlmasý için Allah Teâlâ´ya müracaat etmesini tavsiye eder. Resulullah´ýn müracaatý üzerine namaz bir miktar azaltýlýr. Dönüþte Hz. Musa´ya tekrar uðrar. Hz. Musa miktar için "Ümmetin bunu da yapamaz, tekrar müracaat et, azalttýr tavsiyesinde bulunur.

Resulullah bu þekilde mükerrer müracaatlarda bulunur ve beþe kadar indirtir. Hz. Musa buna da çok derse de Resulullah tekrar müracaat etmekten utanýr.

Ýþte bu rivayette, sadedinde olduðumuz hadiste zikri geçen gusül ve elbise temizliði mevzubahis edilmez.

Dehlevî der ki: "Elbisenin bir kere yýkanmasý Þâfiînin mezhebine göredir, onlarda üç kere yýkamak mendubtur. Ebu Hanîfe´ye göre görülmeyen pisliðin yýkanmasý üç kerede tahakkuk eder, bu vacibtir." Hanefî fakihlerden Burhânuddin el-Merginânî der ki: "Necaset iki çeþittir, görülen ve görülmeyen. Görülenin temizliði, onun izâlesiyle saðlanýr. Görülmeyenin temizliði , yýkayanýn "pisliðin temizlendiðine dair zann-ý gâlibi" hasýl oluncaya kadardýr. Tekrar, pisliðin çýkmasý içindir, üç rakamýnýn tesbiti, zann-ý galib çoðunlukla üçte hâsýl olduðu içindir. Bu hususu þu hadis de teyid eder: "Biriniz uykudan uyandýðý zaman üç sefer yýkamadýkça elini suya batýrmasýn."

Hadisin mânasý: "Hýtmînin yýkandýðý su ile yetinirdi (onunla birlikte cenabetten de temizlenmeye niyet ederdi)" demektir.[465]



ـ3768 ـ36ـ وعن عائشة رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ]رُبَّمَا اغْتَسَلَ رَسولُ اللّهِ # مِنَ الجَنَابَةِ ثُمَّ جَاءَ فَاسْتَدْفَأ بِى فَضَمَمْتُهُ إلىَّ وَأنَا لَمْ أغْتَسِلْ[. أخرجه الترمذي .



36. (3768)- Hz. Âiþe (radýyallahu anhâ) anlatýyor: "Bazen Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) cenabetten yýkanýr, sonra (üþümüþ olarak gelip) bana sokulup benim ýsýtmamý isterdi, ben de O´nu baðrýma bastýrýp ýsýtýyordum. Bundan dolayý ben ayrýca yýkanmýyordum."[466]





ـ3769 ـ37ـ وعنها رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ]كَانَ رَسولُ اللّهِ # يَغْسِلُ رَأسَهُ بِالخِطْمِىِّ وَهُوَ جُنُبٌ يَجْتَزِئُ بِذلِكَ وََ يَصُبُّ المَاءَ[. أخرجه أبو داود.ومعناه أنه كان يكتفي بالماء الذي يغسل به الخطمى فقط.



37. (3769)- Yine Hz. Âiþe (radýyallahu anhâ) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) cenabetten yýkanýrken baþýný hýtmî (denen otla) yýkardý. Bununla yetinir, (hýtmîli su) üzerine ayrýca su dökmezdi."[467]



AÇIKLAMA:



Hatmî diye de okunabilen hýtmî´nin temizlikte kullanýlan bir bitki olduðu belirtilmektedir. Hadis, Resulullah´ýn cenabetten temizlenirken baþýný hýtmî otunun karýþtýrýlmýþ yani içerisine ýslatýlmýþ bulunduðu su ile yýkandýðýný belirtmektedir. Onunla yetinip, üzerine su dökmemesi, hususi hazýrlanan bu su ile yýkadýktan sonra saf su ile ikinci bir kere yýkamadýðýný ifade etmektedir. Ýbnu Raslân der ki: "Bu iktifa iþi, sidr veya hýtmîyi baþ üzerine koyup onunla yýkama halinde caizdir. Zira bu yýkama yeterli olur, ayrýca sýrf yýkamak için bir de ikinci su dökmeye gerek kalmaz. Ancak sidri suyun içine atar, sonra onunla baþýný yýkarsa, bu durumda kâfi gelmez, arkadan ayrýca (durulamak için) saf su icabeder; iltibas edilmemesi için bu hususa dikkat edilmelidir. Muhtemeldir ki, Aleyhissalâtu vesselâm hýtmî karýþýk olan su ile yýkamazdan önce baþýný saf su ile yýkayarak baþýndan cenabeti gidermiþ, sonra da bedeninin geri kalan âzâlarýný yýkamýþtýr. Ayrýca hýtmînin az olup suyun aslî vasfýný fazla deðiþtirmemiþ olmasý da muhtemeldir."

Ýbnu Raslân´ýn bu tahdidi, suyun tâhir ve mutahhir (temiz ve temizleyici) olmasý için aslî vasýflarýný muhafaza etme þartýna binaen koyduðu izah gerektirmeyecek bir husustur.

Ýbnu Raslan “ve la yesubbu aleyhi’l-mâe” ifadesinde geçen "aleyhi"deki zamiri iki þekilde tevil eder: "Baþ´a da râci olabilir, hýtmîye de raci olabilir. Zamir "Baþ´a raci olunca ma´nâ þöyledir: Hýtmî´yi izale ettiði suyu döker, onu izâleden sonra baþ üzerine baþka bir su dökmez." Zamir hýtmî´ye râci olduðu takdirde ma´nâ "suyun, bedene taþmasýna yer vermezdi" olur.

Hadisin sonunda kaydedilen açýklamayý, Münzirî: "Dedi ki" diyerek kaydeder. Buna göre "Hýtmî ile yýkanan baþ cenabeti gidermemiþtir. Hýtmî bulaþýðýnýn gitmesi için dökülen saf su sýrasýnda cenabetin de gitmesine niyet edilmiþtir ve hýtmî bulaþýðý çýkýnca cenabetten de temizlenilmiþ olmaktadýr. Hýtmî bulaþýðý gidince, cenabetten temizlenmek için yeniden yýkanmaya gerek yoktur" demek olmaktadýr.

Bu teferruatý bilmekte fayda var. Zira çeþitli kokular, losyonlar, temizlik maddeleri ile karýþýk haldeki mayilerle cenabetten temizlenirken bunlarýn bilinmesi gerekir. Þerîatýmýza göre, bir mayi temiz bile olsa, içerisine katýlan yabancý madde ile temizleyicilik vasfýný kaybeder. Sözgelimi gülsuyu ile cenabetten temizlik yapýlamaz. Bu, onun pis addedilmesinden dolayý deðildir. Dinin koyduðu temizleyicilik vasfý olmamasýndan dolayýdýr. Suyun hem temiz, hem de temizleyici olmasý için aslî ve tabiî vasýflarýný korumasý lazým: Rengi, kokusu, tadý, akýcýlýðý deðiþmemelidir. Ýbnu Raslân´ýn açýklamalarý ile ileri sürdüðü ihtimallerin hepsi Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn hýtmî karýþýk su ile yýkandýðýna dair çok vecîz þekilde gelen rivayeti bu prensip çerçevesinde açma gayretinden ileri gelmektedir.[468]



ـ3770 ـ38ـ وعنها رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ]كُنَّا نَغْتَسِلُ وَعَلَيْنَا الضَّمَادُ، وَنَحْنُ مَعَ رَسولِ اللّهِ # مُحَِّتٍ وَمُحْرِماتٍ[. أخرجه أبو داود .



38. (3770)- Yine Hz. Âiþe (radýyallahu anhâ) anlatýyor: "Biz Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn beraberinde ihramlý ve ihramsýz her iki durumda da bulunduk. Bu esnada saçlarýmýz yapýþtýrýlmýþ bulunduðu halde yýkanýrdýk."[469]



AÇIKLAMA:



Hadiste geçen zýmâd, lügat açýsýndan sargý ma´nâsýna gelir. en-Nihâye´de Ýbnu´l-Esir der ki: "Aslý, baðlamaktýr. Rahatsýz uzvun baðlandýðý beze denmiþtir. Sonra yara vs. üzerine, sargýsýz bile olsa, ilaç koymaya denmiþtir."

Þârihler bu hadiste zýmâd ile, saçý sabit tutmak için sürülen maddenin kastedildiðini belirtirler. Bu madde tîyb denen kadýnlara ait sürünme maddesi de olabilir, baþka bir þey de. Fakat rahatsýz uzva sarýlan bez deðil. Bu durumda mâna þöyle olur: "Biz saç örgülerimizi zamk, tîyb, hýtmî vs. ile yapýþtýrýr, sonra da yýkanýrdýk, tîyb vs.den sürdüðümüz yapýþtýrma, tutturma maddesi örgüler açýlmadýðýndan, olduðu þekilde kalýrdý."

Ma´nânýn þöyle olabileceði de belirtilmiþtir: "Biz yýkanýr ve hýtmînin yýkandýðý su ile iktifa ederdik de ondan sonra baþka bir su kullanmazdýk. Yani, hýtmîyi temizlediðimiz su ile cenabetten de yýkanmaya niyet eder, sonra gusül için ayrýca baþka bir su kullanmazdýk." Ýstinbat edilen bu ma´nâyý Hz. Âiþe´den kaydettiðimiz bir önceki hadisin (3769) de teyid ettiði belirtilmiþtir.[470]



ـ3771 ـ39ـ وعن علي رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]كَانَ رَسُولُ اللّهِ # يُقْرِئُنَا الْقُرآنَ عَلى كُلِّ حَالٍ مَالَمْ يَكُنْ جُنُباً[. أخرجه أصحاب السنن، واللفظ للترمذي وصححه .



39. (3771)- Hz. Ali (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), cünüb olmadýkça her halimizde bize Kur´an okutup ta´lim ederdi."[471]



ـ3772 ـ40ـ وفي أخرى للنسائى: ]كَانَ رَسولُ اللّهِ # يَخْرُجُ مِنَ الخََءِ وَيَقْرَأُ الْقُرآنَ وَيَأكُلُ اللَّحْمَ وَلَمْ يَكُنْ يَحْجُبُهُ مِنَ الْقُرآنِ شَىْءٌ لَيْسَ الجَنَابَةُ[ .



40. (3772)- Nesâî´nin bir baþka rivayetinde þöyle gelmiþtir: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) helâdan çýkýnca Kur´an okur, bizimle et yerdi. Cenabet halinden baþka hiçbir þey O´nunla Kur´an arasýna perde olmazdý."[472]




radyobeyan