Temizlik Bahsi taharet 33 By: sumeyye Date: 02 Mayýs 2010, 12:41:14
AÇIKLAMA:
1- Baþka rivayetlerde, Hz. Âiþe´nin mezkur kolyeyi kýz kardeþi Esmâ (radýyallahu anhâ)´dan âriyeten alýp takýndýðý belirtilir. Ayrýca bu kolyenin siyahlý beyazlý bir boncuk olup Yemen sahillerinde yer alan Zafâr veya (Zýfâr) þehrinde yapýldýðý belirtilir. Kýymeti 12 dirhemdir.
2- Ûlâtu´l-Ceyþ, 3714 numaralý rivayette Zâtu´l-Ceyþ ve Beyda olarak tesmiye edilen ayný yerin adýdýr. Zülhuleyfe nam mevki´in gerisinde bir yerin adýdýr.
3- Ta´ris, gecenin sonunda yolcunun istirahat ve uyumak için konaklamasýna denmiþtir. Dilimizdeki mola vermek tabiri gecegündüz ayýrýmý yapmadan bütün istirahatlar için kullanýlýr; "gece" ile kayýtladýk.
4- Teyemmüm, hadiste yapýlan tarife göre önce ellerin dýþ kýsmýnýn bidayetinden baþlayýp omuza kadar, sonra da avuç içinin iptidasýndan baþlayýp koltuk altýna kadar meshetme þeklinde olduðu anlaþýlmaktadýr.
5- Ebû Dâvud, bu hadise ülemânýn itibar etmediðini, yani teyemmüm sýrasýnda omuzlara, koltuk altlarýna kadar meshetme cihetine gitmediðini ifade ediyor. Ancak bazý âlimler, Zührî´nin bu hadiste tarif edildiði þekilde teyemmümde bulunduðunu rivayet etmiþtir.
6- Bu rivayetin Nesâî´de kaydedilen ziyadesinde, eller yere vurulduktan sonra ellere yerden yapýþan kaba toprak parçalarýnýn düþmesi için, ellerin þehadet parmaklarý boyunca birbirine vurulup çýrpýlmadýðý belirtiliyor. Halbuki 3718´de görüleceði üzere bazý rivayetlerde bunun aksi sabittir, yani eller önce çýrpýlýp yerden yapýþan kaba parçalar döküldükten sonra mesh´e geçilir. Çýrpmanýn bazan üflemekle yapýldýðý da zikredilmektedir.[385]
ـ3718 ـ5ـ وعن شقيق قال: ]كُنْتُ بَيْنَ عَبْدِاللّهِ بنِ مَسْعُودٍ وَأبِى مُوسى رَضِيَ اللّهُ عَنْهما فقَالَ أبُو مُوسى: أرَأيْتَ يَا أبَا عَبْدِ الرَّحْمنِ لَوْ أنَّ رَجًُ أجْنَبَ فَلَمْ يَجِدِ المَاءَ شَهْراً، كَيْفَ يَصْنَعُ بِالصََّةِ؟ فقَالَ: َ يَتَيَمَّمُ وَإنْ لَمْ يَجِدِ المَاءَ شَهْراً. فقَالَ أبُو مُوسى: كَيْفَ بهِذِهِ اŒيةِ في سُورَةِ المَائِدَةِ. فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً فَيَتَمَّمُوا صَعِيداً طَيِّباً. قالَ عَبْدُاللّهِ: لَوْ رُخِّصَ لَهُمْ في هذِهِ اŒيةِ ‘وْشَكَ إذَا بَرَدَ عَلَيْهِمْ المَاءُ أنْ يتَيَمَّمُوا بِالصَّعِيدِ. فقَالَ لَهُ أبُو مُوسى: وَإنَّمَا كَرِهْتُمْ هذَا لِذَا؟ قَالَ: نَعَمْ. فقَالَ أبُو مُوسى لِعَبْدِ اللّهِ: ألَمْ تَسْمَعْ قَوْلَ عَمّارٍ لِعُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما: بَعَثَنِى رَسولُ اللّهِ # فَأجْنَبْتُ فَلَمْ أجِدِ المَاءَ فَتَمَرَّغْتُ في الصَّعِيدِ كَمَا تَتَمَرَّغُ الدَّابَّةُ. ثُمَّ أتَيْتُ رسولَ اللّهِ # فذَكَرْتُ لَهُ ذلِكَ. فقَالَ: إنَّمَا كَانَ يَكْفِيكَ أنْ تَصْنَعَ هكَذَا، وَضَرَبَ بِكَفّيْهِ ضَرْبَةً عَلى ا‘رْضِ ثُمَّ نَفَضَهَا ثُمَّ مَسَحَ بِهَا ظَهْرَ كَفِّهِ بِشِمَالِهِ أوْ ظَهْرَ شِمَالِهِ بِكَفِّهِ، ثُمَّ مَسَحَ بِهَا وَجْهَهُ[. أخرجه الخمسة إ الترمذي .
5. (3718)- Þakik merhum anlatýyor: "Ben, Abdullah Ýbnu Mes´ud ile Ebû Mûsa (radýyallahu anhümâ) arasýnda idim. Ebû Musa, Ýbnu Mes´ud´a:
"Ey Ebû Abdirrahman! Bir adam cünüb olsa ve bir ay boyu su bulamasa ne yapar, namazý nasýl kýlar, ne dersin?"diye sordu.
"Suyu bir ay bulamasa da teyemmüm etmez!" dedi. Ebû Musa:
"Pekala Mâide suresindeki þu âyete ne dersin: "...Su bulamazsanýz temiz bir toprakta teyemmüm edin, yüzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin" (Mâide, 6).
Abdullah þu cevabý verdi:
"Bu âyette Ashaba ruhsat verilmiþ olsaydý çok geçmeden su soðuyunca da toprakla teyemmüm etmeye yeltenirlerdi."
Ebû Musa da ona:
"Siz teyemmümü bu sebeple mi hoþ bulmuyorsunuz?" dedi. Ýbnu Mes´ud "Evet!" deyince, Ebû Musa, Abdullah´a:
"Sen Ammâr´ýn Hz. Ömer (radýyallahu anhümâ)´e ne dediðini duymadýn mý?"
Dedi ki: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) beni bir vazifeyle yola çýkarmýþtý. Sefer esnasýnda cünüb oldum. Su da bulamadým. Bunun üzerine hayvanlarýn bulanmasý gibi ben de topraða bulandým. Sonra Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a gelip durumu kendisine arzettim. Bana:
"Sana þöyle yapman kâfi idi!" dedi (ve gösterdi), iki avucuyla yere bir vurdu, sonra avuçlarýný çýrptý, sonra soluyla (sað) avucunun sýrtýný veya sol avucunun sýrtýný (sað) avucuyla meshetti. Sonrada onunla yüzünü de meshetti."[386]
ـ3719 ـ6ـ وعند مسلم: ]إنَّمَا كَانَ يَكْفِيكَ أنْ تَقُولَ بِيَدِكَ هكَذَا، ثُمَّ ضَرَبَ بِيَدِهِ ا‘رْضَ ضَرْبَةً وَاحِدَةً. ثُمَّ مَسحَ الشِّمَالَ عَلى الْيَمِينَ، وَظَاهِرَ كَفِّهِ وَوَجْهَهُ. قالَ عَبْدُ اللّهِ: أوَلَمْ ترَ عُمَرَ لَمْ يَقْنَعْ بِقَوْلِ عَمَّارٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما[ .
6. (3719)- Müslim´in rivayetinde [Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) þöyle demiþ olmalý]: "Ellerinle þöyle yapman sana yeterdi." Sonra (bizzat göstererek) ellerini bir kere yere vurdu. Sonra soluyla saðýný, yani avucunun içini ve dýþýný meshetti.
Abdullah da: "Görmedin mi, Ömer (radýyallahu anh), Ammâr (radýyallahu anh)´ýn sözüne kanaat getiremedi" dedi."[387]
ـ3720 ـ7ـ وفي أخرى: ]أنَّ رسولَ اللّهِ # قالَ: إنَّمَا يَكْفِيكَ أنْ تَقُولَ هكذَا وَضَربَ بِيَدِهِ ا‘رْضَ فَقَبَضَ يَدَيْهِ فَمَسَحَ وَجْهَهُ وَكَفّيْهِ[. وهذا لفظ الشيخين .
7. (3720)- Bir diðer rivayette þöyle geldi: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Senin þöyle yapman sana yeterdi" buyurdular ve (göstermek için) ellerini yere vurup çýrptý, yüzünü ve avuçlarýný meshetti." Bu Sahiheyn´in ibaresidir.[388]
ـ3721 ـ8ـ وعن عبدالرحمن بن أبْزَى: ]أنّ رَجًُ أتَى عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه فقَالَ: إنِّى أجْنَبْتُ فَلَمْ أجِدْ مَاءً؟ فقَالَ لَهُ : َ تُصَلِّ. فقَالَ عَمّارٌ: أمَا تَذْكُرُ يَا أمِيرَ المُؤمِنِينَ إذْ أنَا وَأنْتَ في سَرِيّةٍ فأصَابَتْنَا جَنَابَةٌ فلَمْ نَجِدِ المَاءَ. فَأمّا أنْتَ فَلَمْ تُصَلِّ، وَأمَّا أنَا فَتَمَعَّكْتُ في التُّرَابِ وَصَلَّيْتُ؛ فقَالَ #: إنّمَا كَانَ يَكْفِيكَ أنْ تَضْرِبَ
بِيَدَيْكَ ا‘رْضَ ثُمَّ تَنْفُخُ ثُمَّ تَمْسَحُ بِهِمَا وَجْهَكَ وَكَفَّيْكَ. فقَالَ عُمَرُ: اتّقِ اللّهَ يَا عَمّارُ. فقَالَ: إنْ شِئْتَ لَمْ أُحَدِّثْ بِهِ. فقَالَ عُمَرُ: نُولِّيكَ مَا تَوَلّيْتَ[. أخرجه الخمسة إ الترمذي، وهذا لفظ الشيخين .
8. (3721)- Abdurrahman Ýbnu Ebzâ anlatýyor: " Bir adam Hz. Ömer (radýyallahu anh)e gelerek:
"Ben cünüb oldum, su da bulamadým (ne yapayým)?" diye sordu. Hz. Ömer:
"Namaz kýlma!" diye cevap verdi. (Orada bulunan Ammâr radýyallahu anh söze girip):
"Ey mü´minlerin emîri! Hatýrlýyor musun? Ben ve sen bir seriyyede beraberdik. Cenâbet olduk ve su bulamadýk. O zaman sen namaz kýlmamýþ, ben ise topraða bulanarak kýlmýþtýk. (Sonra da bu durumu kendisine açýnca), Aleyhissalâtu vesselâm bana:
"Ellerini yere vurup sonra üfleyip sonra onlarla yüzünü ve ellerini meshetmen sana kâfi idi" buyurdular" dedi.
Hz. Ömer (radýyallahu anh):
"Ey Ammâr Allah´tan kork!" dedi. Ammâr:
"Dilersen bu hadisi kimseye söylemiyeyim!" deyince, Hz. Ömer
"(Vallahi asla! Bu meselede) seni altýna girdiðin sorumlulukla baþbaþa býrakýyorum" diye cevap verdi."[389]
ـ3722 ـ9ـ وعند أبي داود: ]إنَّمَا كَانَ يَكْفِيكَ أنْ تَقُولَ هكَذَا، وَضَربَ بِيَدِيْهِ ا‘رْضَ ثُمَّ نَفَخَهُمَا ثُمَّ مَسَحَ بِهِمَا وَجْهَهُ وَيَدَيْهِ إلى نِصْفِ الذِّرَاع[.وفي أخرى له: »وَلَمْ يَبْلُغِ الْمِرْفَقَيْنِ ضَرْبَةً وَاحِدَةً«.وفي أخرى له: »إلى الْمِرْفَقَيْنِ« .
9. (3722)- Ebû Dâvud´da rivayet þöyledir: ".Sana þöyle yapman yeterli idi" (dedi ve göstermek için) ellerini yere vurdu, sonra onlara üfürüp elleriyle yüzünü ve kollarýnýn yarýsýna kadar ellerini meshetti."
Yine Ebû Dâvud´un bir baþka rivâyetinde: ".sonra ellerini yere vurdu, sonra birbirine vurarak (yapýþan toprak parçalarýný) çýrptý, sonra yüzünü ve kol kemiðinin ortasýna kadar kollarýný meshetti, dirseðe ulaþmadý (bütün bu mesh ameliyesini yere) bir vuruþta (yaptý).
"Bir diðer rivâyette: ".dirseðe kadar" denmiþtir.[390]
ـ3723 ـ10ـ وأخرج الترمذي من هذا الحديث: ]أنّ رسولَ اللّه # أمَرَهُ بِالتّيَمُّمِ لِلْوَجْهِ وَالْكَفَّيْنِ. قال: وَقَدْ رُوِىَ عَنْهُ أنّهُ قالَ: تَيَمّمْنَا مَعَ النّبىِّ # إلى المَنَاكِبِ وَاŒبَاطِ[.»السَّريّةُ« قطعة م الجيش تبلغ أربعمائة.وقوله »نولِّيكَ ما توليتَ« أى نكلِك إلى ما قلت ونردّ إليك ما وليته نفسك ورضيت لها به .
10. (3723)- Bu hadisten Tirmizî, þu kýsmý tahric etmiþtir: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kendisine (Ammâr´a), yüze ve ellere teyemmüm yapmasýný emretti."
(Tirmizî) der ki: "Ammâr´ýn þöyle söylediði rivâyet edildi: "Biz Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´la birlikte omuzlara ve koltuk altlarýna kadar teyemmüm ettik."[391]