Kütübü Sitte
Pages: 1
Temizlik Bahsi taharet 28 By: sumeyye Date: 02 Mayýs 2010, 12:37:48
AÇIKLAMA:



1- Burada kaydedilen altý hadisten her biri ateþte piþen bir þey yendikten sonra abdest alýnmayacaðýný ifade eden sünnetleri aksettirmektedir. Bu mesele ile ilgili gerekli açýklamalarý 3681 numaralý hadiste yaptýðýmýz için burada tekrar etmeyeceðiz.

2- Son rivayetteki yýkama, sadece aðzýn yýkanmasýdýr, abdest deðildir. Esâsen aðýzda yemek kýrýntýlarý olduðu halde namaza durmayý Resulullah nehyetmiþ, melekleri en ziyade rahatsýz eden bir durum olarak tavsif buyurmuþtur, daha önce kaydettik.[335]



BEÞÝNCÝ FER´

DEVE ETLERÝ


ـ3688 ـ1ـ عن جابر بن سمرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّ رَجًُ سألَ رسولَ اللّهِ # أتَوَضّأ مِنْ لُحُومِ الْغَنَمِ؟ قال: إنْ شِئْتَ فَتَوضّأ، وَإنْ شِئْتَ فََ تَتَوضّأ. قالَ: أتَوَضّأ مِنْ لُحُومِ ا“بِلِ؟ قالَ: نَعَمْ. فَتَوضّأ مِنْ لُحُومِ ا“بِلِ. قالَ: أُصَلّى في مَرَابِضِ الْغَنَمِ؟ قالَ: نَعَمْ. قالَ: أُصَلِّى في مَبَارِكِ ا“بِلِ؟ قالَ: َ[. أخرجه مسلم .



1. (3688)- Câbir Ýbnu Semure (radýyallahu anh) anlatýyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a gelerek:

"Koyun eti sebebiyle abdest alayým mý?" diye sordu:

"Dilersen abdest al, dilemezsen alma!" diye cevap verdi. Adam bunun üzerine:

"Deve eti sebebiyle abdest alayým mý?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu sefer:

"Evet, deve eti sebebiyle abdest al!" cevabýný verdi. Adam tekrar:

"Koyun aðýllarýnda namaz kýlayým mý?" diye bir baþka sual sordu:

"Evet!" cevabýný aldý. Tekrar sordu:

"Pekala, deve aðýllarýnda namaz kýlayým mý?"

"Hayýr!" buyurdu Aleyhissalâtu vesselâm."[336]



ـ3689 ـ2ـ و‘بي داود والترمذي، عن البراء رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]َ تُصَلُّوا في مَبَارِكِ ا“بِلِ فإنّهَا مِنَ الشَّيَاطِينِ، وَسُئِلَ عَنْ مَرَابِضِ الْغَنَمِ. فَقَالَ صَلُّوا فِيهَا فإنّهَا بَرَكَةٌ[ .



2. (3689)- Ebû Dâvud ve Tirmizî´de Berâ (radýyallahu anh)´nýn rivayetlerine göre Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) þöyle demiþtir:

"Deve aðýllarýnda namaz kýlmayýn, çünkü onlar þeytandandýr.

Koyun aðýllarýndan soruldu:

"Oralarda kýlýn, çünkü onlar berekettir" buyurdular."[337]



AÇIKLAMA:



1- Yukarýda kaydettiðimiz Müslim hadisi, deve etinin abdesti bozacaðýný belirtiyor. Ancak ülemâ bu meselede ihtilaf eder. Hz. Ebû Bekr, Hz. Ömer, Hz.Ali, Hz. Osman, Abdullah Ýbnu Mes´ud, Übeyy Ýbnu Ka´b, Abdullah Ýbnu Abbâs, Ebû´d-Derdâ, Ebû Talha (radýyallahu anhüm) ve Tâbiîn ve Etbaut-Tabiîn´in cumhuru bu meyanda Ebû Hanîfe, Mâlik, Þâfiî hazeratý deve eti yemenin abdesti bozmayacaðýný söylerler.

Ahmed Ýbnu Hanbel, Ýshâk, Yahya Ýbnu Yahya, Ebû Bekr Ýbnu´l-Münzir, Ýbnu Huzeyme, Ýmam Beyhakî gibi bazý büyükler de deve eti yemenin abdesti bozacaðýna hükmederler.

Cumhur-u ülemâ, deve etinin abdesti bozacaðýna hükmedenlere 3684 numarada Hz. Câbir (radýyallahu anh)´den kaydettiðimiz Ebû Dâvud hadisiyle cevap verirler. Orada "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn en son iki icraatýndan birinin ateþte piþen þeyi yemek sebebiyle abdest almayý terketmek olduðu" ifade edilmektedir. Dolayýsýyla cumhur, o amelle, bu hadislerin mehsuh olduðuna hükmetmiþtir.

2- Koyun ve deve aðýllarýnda namaz kýlma meselesine gelince: Hz. Berâ (radýyallahu anh)´nýn rivayetine göre, koyun aðýllarýnda namaz kýlmak caizdir. Ülemânýn hükmü de böyledir, zira aleyhte delil mevcut deðildir. Deve aðýllarýnda namaz mekruhtur. Umumiyetle kerâhet-i tenzîhiyye denmiþtir. Ancak deve pisliðine necâset diyenler, pisliðin bulunmasý halinde, deve aðýllarýndaki namaza kerâhet-i tahrîmiye hükmünü vermiþtir. Sebebi hususunda ihtilaf edilmiþtir. Bazý âlimler, deve aðýllarýnýn koyun aðýlýðýndan daha pis koktuðunu sebep göstermiþtir. Çünkü necislik yönüden aralarýnda fark gözetilmemiþtir.Yani birinin sidik veya gübresi diðerine göre daha galiz veya daha hafif iddiasýnda bulunulmamýþtýr. Sözgelimi, Ebû Hanîfe ve Ýmam Þâfiî rahimehümâllah her iki hayvanýn sidiklerinin necis olduðunu söylerken, Ýmam Mâlik her ikisinin de temiz olduðunu söylemiþtir.

Bazý âlimler, hadisteki yasaðýn deve aðýllarýna kazayý hâcet için oturmaya müteallik olduðunu söylemiþ; bazýlarý da: "Develer ürkek olduðu için, namaz kýlan kimse endiþe içinde namazýný kýlarak huzur bulamayacak, belki de namazýný bozacak; bu sebeple nehiy vârid olmuþtur" demiþtir.

Esasen hadiste gelene: "Çünkü onlar þeytandandýr" ibaresi bu çeþit ma´nâlarý çýkarmaya elveriþli mutlak bir ifadedir. "Develerin þeytandan olmasý" demek, onlardan þeytana yaraþan kötü iþler sudûr etmesi demektir. Veliyyü´d-Din el-Irâkî der ki: "Onlar þeytandandýr" sözünün, hakikatý üzere olma ihtimali de var, çünkü onlarýn nefisleri þeytandýr, nitekim Kûfe ülemâsý, þeytaný: "Ýns, cin ve hayvandan her bir mütecâviz, mütemerriddir." diye tarif etmiþtir.." der. Kini, intikamýyla meþhur olan devenin bu ma´nâda þeytan olarak tavsifi lisan-ý nübüvvete pek muvafýktýr ve hayatlarý hep develerle geçen insanlara ihtiyat uyarýsý ziyadesiyle yerindedir.

Koyunlarýn bereket olarak yadedilmesi de onlarýn mizaçlarýna muvafýk bir tabirdir. Onlarda, develerdeki gibi fýtrî bir temerrüd ve tecavüz ve kin yoktur. Mûnis ve uysal hayvanlardýr. Hatta, hadisin Þâfiî hazretlerinin kaydettiði vechinde "sekîne" tabiri de koyunlarýn tavsifi zýmnýnda gelmiþtir. Yani "sükûnet, emniyet sahibi mahluklardýr" demek olur. Öyleyse hadis, "onlarýn içinde namaz kýlacak kimse, onlardan tecavüz gelecek endiþesine düþmez, namazýný bozmaz, huzur içinde kýlar" demek istemiþtir.[338]



ALTINCI FER´:

MÜTEFERRÝK HADÝSLER


ـ3690 ـ1ـ عن ابن مسعود رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]كُنَّا َ نَتَوضّأ مِنْ مَوْطِئٍ، وَ نَكُفُّ شَعْراً وََ ثَوْباً[. أخرجه أو داود. »الموطئ«: ما يوطأ في الطريق من ا‘ذى .



1. (3690)- Ýbnu Mes´ud (radýyallahu anh) anlatýyor: "Biz, yollarda ayaða bulaþan pislik sebebiyle abdest tazelemezdik."[339]



AÇIKLAMA:



Hadiste geçen mevti´, yollarda ayaða bulaþan pisliktir. Hattâbî, Ýbnu Mes´ud´un "ayaða bulaþan pislik sebebiyle abdesti yenilemezdik, iade etmezdik" demek istediðini belirtir. Irâkî, buradaki vudû (abdest) kelimesinin lügavî ma´nâsýnda olma ihtimalini belirtir. Lügatte yýkamak ma´nâsýnda olduðuna göre "ayaða bulaþan pisliði yýkamazdýk" ma´nâsýna gelebileceðini belirtir. Ýmam Beyhakî, "Bundan maksad kuru pisliktir. Yürüyen kimsenin ayaklarý yoldaki kuru pisliklere deðmekle kirlenmiþ sayýlmaz, Ashab bu nevi pisliklere deðdi diye ayaklarýný yýkamazlardý" der. Hatta Marifet adlý kitabýna þöyle bir bab açar: "Kiþinin üzerine ayaðýyla bastýðý veya elbisesini deðdirdiði kuru pisliðin hükmünü beyan bâbý..."

Tirmizî der ki: "Bu, ilim ehlinden birçoðunun benimsediði görüþtür. Derler ki: "Kiþi, pis bir yere basarsa, ayaðýný yýkamasý vacib deðildir, yeter ki bu pislik yaþ olmasýn. Yaþ ise, sadece deðdiði yeri yýkamasý yeterlidir, (abdestini iade etmesi gerekmez)."[340]



ـ3691 ـ2ـ وعن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]بَيْنَمَا رَجُلٌ يُصَلِّى مُسْبًِ إزَارَهُ. إذْ قالَ لَهُ رسولُ اللّهِ #: اذْهَبْ فَتَوضّأ. فَذَهَبَ فَتَوَضّأ، ثُمّ جَاءَ ثُمّ قالَ: اذْهَبْ فَتَوَضّأ. فَذَهَبَ فَتَوَضّأ. ثُمَّ جَاءَ فقَالَ رَجُلٌ: يَا رسولَ اللّهِ # مَالَكَ، أمَرْتَهُ

أنْ يَتَوضّأ؟ فقَالَ: إنَّهُ كَانَ يُصَلِّى وَهُوَ مُسْبِلٌ إزَارَهُ وَإنَّ اللّهَ َ يَقْبَلُ صََةَ رَجُلٍ مُسْبِلٍ إزَارَهُ[. أخرجه أبو داود .



2. (3691)- Ebû Hüreyre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Bir adam izarýný salmýþ olarak namaz kýlarken, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona:

"Git, abdest al!" ferman buyurdu. Adam gitti abdest aldý, sonra gelip tekrar namaza durdu. [Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) tekrar]:

"Git abdest al!" emretti. Adam gitti, abdest aldý, geri geldi. Bir adam:

"Ey Allah´ýn Resûlü, ona niye abdest almasýný emir buyurdunuz?" diye sordu.

"O, dedi, izârýný sarkýtmýþ olarak namaz kýlýyordu. Allah, izarýný sarkýtan erkeðin namazýný kabul buyurmaz.!"[341]



AÇIKLAMA:



1- Ýzâr: Belden aþaðý giyilen libasa denir. Kadýnlarýn eteði gibi, veya banyodan çýkýnca belden aþaðýya örtmek üzere sarýlan uzunca havlu. Erkeklerde bu alt giysinin uzunluðu baldýr ortalarýna kadar uzamalýdýr. Daha uzunu þer´an hoþ karþýlanmamýþtýr. Hele topuklardan aþaðý inecek kadar uzatýlmasý mekruhtur. Ýþte isbâl, izâr´ýn yere deðecek kadar uzun tutulmasýdýr. Bu, kadýnlarda meþrudur. Hatta kadýnlarda yerde sürünmesine bile cevaz verilmiþtir. Ancak erkeklerde bu, kibir alameti, kadýnlara benzeme kabul edilmiþ, hoþ karþýlanmamýþtýr. Hattâ hadiste: "Ýzar´dan topuklardan aþaðý inen kýsým ateþtedir" buyurulmuþtur. Gerçi bu ifade kadýnlara da þâmil gözükmekte ise de ülemâ, baþka rivayetleri de nazar-ý dikkate alarak kadýnlarýn uzatabileceðini belirtmiþtir, ancak bu, onlar hakkýnda da bir cevazdýr, vecibe deðil. Bu mevzuya libasla ilgili bölümde (5233-5304) geniþ yer vereceðiz (5242. hadis)

2- Burada hatýra gelen bir husus þudur: Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), adama abdest tazelemeyi emretmiþtir, ama adam abdestsiz deðildir. Yani, ikinci adamýn sorusuna Aleyhissalâtu vesselâm´ýn verdiði cevabtan anlýyoruz ki, adam abdestsiz olduðu için deðil, izârýný uzun giydiði için abdest tazelemeyi emretmiþtir. Bu iki durum arasýnda irtibat bulamayan âlimler þöyle bir izah getirmiþlerdir: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona abdesti emretmiþtir, ta ki, günahkâr kimselere, hatalarýna abdestin bir kefâret olduðuna ve onlarý hatalara sevkeden gadab ve benzeri þeyleri de izale ettiðini bildirsin ve bunu içlerine iyice yerleþtirsin."

Tîbî´nin açýklamasý da þöyle: "Adam abdestli olduðu halde kendisine abdest emredilmesindeki sýr, adamýn bu emrin sebebi hususunda tefekkür etmesi ve iþlediði fiilin þenâetine (çirkinliðine) ve Cenâb-ý Hakk´ýn, -zâhirî temizlik, bâtinî temizliðe müessir olmasýna binaen- Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn zâhirî temizlik emrinin bereketiyle bâtýnýný da tekebbür ve gurur kirlerinden temizleyeceðine vakýf olmasýný saðlamaktýr."

Bazý þârihler: "Hadiste, izarý fazla uzatmanýn þiddetli bir çirkinlik olduðuna ve Cenâb-ý Hakk´ýn böyle, elbisenini uzatarak namaz kýlanlarýn namazýný kabul etmeyeceðine ve bu kimseye namazý da abdesti de iade etmesi gerekeceðine delil var" demiþtir.[342]


radyobeyan