Kütübü Sitte
Pages: 1
Temizlik Bahsi taharet 18 By: sumeyye Date: 01 Mayýs 2010, 15:34:08
AÇIKLAMA:



1- 3589 numaralý hadis´i Teysîr müellifi Müslim´in rivayeti olarak göstermektedir. Ancak gerek tercümede gerekse kaynak kýsmýnda gösterdiðimiz üzere rivayet Ebû Dâvud´dadýr, Müslim´de deðil. Bu bir zühuldür.

2- Yine 3589 numaralý hadisin sonunda kulaðýný meshetti ifadesinin Arabî aslý, kulaðýný yýkadý þeklinde ifade edilmiþtir. Ancak, þârihlerinde anladýðý üzere mesh olarak anlamak gereklidir. Abdestte kulaðýn yýkanmasý mevzubahis deðildir.

3- 3590 numarada kaydedilen "Baþýný üç sefer meshetti" ifadesi Hz. Osman´ýn abdest tarzýnýn bir ihtisarýdýr. Yani diðer uzuvlarý nasýl yýkadýðýný anlatmýyor, zira bu bilinmektedir. Ancak baþý üç sefer meshetmesi deðiþik bir tarz. Bu sebeple sadece onun farklý yönünü zikretmiþ olmakta. Böylece baþa da birkaç sefer ýslak elle deðmenin bir mahzuru olmadýðý anlaþýlmaktadýr.[187]



ـ3591 ـ4ـ وعن عبد خير قال: ]أتَانَا عَلِيٌّ رَضِيَ اللّهُ عَنْه وقَدْ صَلّى فَدَعَا بِطَهُورٍ، فَقُلْنَا: مَا يَصْنَعُ بِالطَّهُورِ وَقَدْ صَلّى؟ مَا يُرِيدُ إَّ لِيُعَلِّمَنَا، فَأتِىَ بِإنَاءِ فِيهِ مَاءٌ وَطَسْتٌ، فَأفْرَغَ مِنَ ا“نَاءِ عَلى يَمِينِهِ فَغَسَلَ يَدَيْهِ ثََثاً، ثُمَّ تَمَضْمَضَ وَاسْتَنْشَقَ ثَثاً، فَمَضْمَضَ وَنَثَرَ مِنَ الكَفِّ الَّذِى يَأخُذُ فِيهِ، ثُمَّ غَسَلَ وَجْهَهُ ثَثاً، وَغَسَلَ يَدَهُ الْيُمْنى ثَثاً، وَغَسَلَ يَدَهُ الشِّمَالَ ثَثاً، ثُمَّ جَعَلَ يَدَهُ في ا“نَاءِ فَمَسَحَ بِرَأسِهِ مَرَّةً وَاحِدَةً، ثُمَّ غَسَلَ رِجْلَهُ الْيُمْنى ثَثاً، وَرِجْلَهُ الْيُسْرى ثَثاً، ثُمَّ قال: مَنْ سَرَّهُ أنْ يَعْلَمَ وُضُوءَ رَسولِ اللّهِ # فَهُوَ هذَا[. أخرجه أصحاب السنن، واللفظ ‘بي داود والنسائي .



4. (3591)- Abdu Hayr anlatýyor: "Hz.Ali (radýyallahu anh) bize geldi ve namaz kýldý. (Namazdan sonra abdest) suyu istedi.

"Suyu ne yapacak, namazý kýldý ya! Herhalde bize öðretmek istiyor!" dedik. Ýçinde su olan bir kapla bir leðen getirildi. Kaptan sað eline su döktü. Üç defa ellerini yýkadý. Sonra üç kere mazmaza ve istinþakta bulundu. Mazmaza ve istinþaký su aldýðý eliyle yaptý. Sonra üç kere yüzünü yýkadý, sað elini üç kere yýkadý, üç kere sol elini yýkadý. Sonra elini kaba batýrdý, bir kere baþýný meshetti. Sonra üç kere sað ayaðýný yýkadý, üç kere sol ayaðýný yýkadý. Sonra: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn abdestini bilmek kimin hoþuna giderse, iþte o böyledir!" dedi."[188]



ـ3592 ـ5ـ وفي أخرى للنسائى: ]فَمَسَحَ بِرَأسِهِ، وَأشَارَ شُعْبَةُ مَرَّةً مِنْ نَاصِيَتِهِ إلى مُؤخَّرِ رَأسِهِ، ثُمَّ قالَ: َ أدْرِى أرَدَّهُمَا أمْ َ[ .



5. (3592)- Nesâî´nin bir diðer rivayeti þöyledir: "...Baþýný meshetti." -Þu´be, bir defasýnda alnýndan baþýnýn gerisine kadar (eliyle) iþaret etti- sonra dedi ki: "Ellerini tekrar geri getirip getirmediðini bilmiyorum."[189]



ـ3593 ـ6ـ و‘بي داود في أخرى عن ابن عباس رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]دَخَلَ عَلَيَّ عَلِيٌّ رَضِيَ اللّهُ عَنْه، وَقَدْ أهْرَاقَ المَاءَ فَدَعَا بِوَضُوءِ فَأتَيْنَاهُ بِتَوْرٍ فِيهِ مَاءٌ، فقَالَ يَا ابنَ عَبَّاسٍ: أَ أُرِيكَ كَيْفَ كَانَ يَتَوضّأُ رَسولُ اللّهِ #؟ قُلْتُ: بَلَى. قَالَ: فَأصْغى ا“نَاءَ عَلى يَدَيْهِ فَغَسَلَهَا، ثُمَّ أدْخَلَ يَدَهُ الْيُمنى فَأفْرَغَ بِهَا عَلى ا‘خرى، ثُمَّ غَسَلَ كَفَيْهِ ثُمَّ تَمَضْمَضَ وَاسْتَنْثَرَ، ثُمَّ أدْخَلَ يَدَيْهِ في ا“نَاءِ جَمِيعاً فأخذَ بِهِمَا حَفْنَةً مِنْ مَاءٍ فَضَرَبَ بِهَا عَلى وَجْهِهِ، ثُمَّ ألْقََمَ إبْهَامَيْهِ مَا أقْبَلَ مِنْ أُذُنَيْهِ، ثُمَّ الثَّانِيَةَ، ثُمَّ الثَّالِثَةَ مِثْلَ ذلِكَ، ثُمَّ أخَذَ بِيَدِهِ الْيُمْنى قَبْضَةً مِنْ مَاءٍ فَصَبَّهَا عَلى نَاصِيتِهِ فَتَرَكَهَا تَسِيلُ عَلى وَجْهِهِ، ثُمَّ غَسَلَ ذِرَاعَيْهِ إلى المِرْفَقَيْنِ ثَثاً ثثاً، وَمَسَحَ رَأسَهُ وَظُهُورَ أُذُنَيْهِ، ثُمَّ أدْخَلَ يَدَيْهِ جَمِيعاً في ا“نَاءِ، فَأخذَ حَفْنَةً مِنْ مَاءٍ فَضَرَبَ بِهَا عَلى رِجْلِهِ، وَفِيهَا النَّعْلُ فَغََسَلَهَا بِهَا، ثُمَّ ا‘خْرَى مِثْلَ ذلِكَ. قالَ: قُلْتُ: وَفي النَّعْلَيْنِ؟ قالَ: وفي النّعْلَيْنِ[.وللنسائى في أخرى: »ثمّ تَمَضْمَضَ وَاسْتَنْشَقَ بِكَفِّ وَاحد ثَثَ مَرّاتٍ« .



6. (3593)- Ebû Dâvud´da, Ýbnu Abbâs´tan yapýlan bir diðer rivayet þöyledir: "Ali (radýyallahu anh) yanýma girdi. Su dökmüþ (küçük abdest bozmuþ) idi. Abdest suyu istedi. Ýçinde su olan bir kap getirdik. Bana:

"Ey Ýbnu Abbâs! Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn nasýl abdest aldýðýný sana göstereyim mi?"dedi. Ben de: "Evet göster!" dedim. Bunun üzerine su kabýný elleri üzerine eðdi ve ellerini yýkadý. Sonra sað elini kaba soktu, onunla diðeri üzerine su döktü, sonra iki avucunu yýkadý. Sonra mazmaza ve istinþakta bulundu. Sonra iki elini birden kaba soktu. Ýkisiyle birlikte su avuçlayýp yüzüne çarptý. Sonra baþparmaklarýný kulaklarýnýn ön kýsmýna soktu. Sonra ikinci, üçüncü sefer ayný þeyleri tekrar etti. Sonra sað eliyle bir avuç su aldý ve bunu alnýna döktü ve yüzü üzerinde akmaya býraktý. Sonra dirseklerine kadar kollarýný üçer kere yýkadý. Baþýný ve kulaklarýnýn arkasýný meshetti. Sonra tekrar her iki elini beraberce kaba soktu. Bir avuç su alýp onu pabuç içinde olan (sað) ayaðýna vurdu ve o su ile ayaðýný yýkadý. Sonra ayný muameleyi diðer ayaðýna, (sola) yaptý."

(Abdullah el-Havlanî) der ki: "(Ýbnu Abbâs´a) sordum: "Ayaklar ayakkabý içinde olduðu halde mi?"

"Evet dedi, ayakkabý içinde olduðu halde." Ben tekrar sordum:

"Ayakkabý içinde mi?"

"Evet! dedi, ayakkabý içinde!" Ben tekrar sordum: "Ayakkabý içinde mi?"

"Evet! dedi, ayakkabý içinde."[190]

Nesâî´nin bir diðer rivayetinde þöyle denmiþtir. "...Sonra bir avuç su ile üçer defa mazmaza ve istinþakta bulundu."[191]



AÇIKLAMA:



Hz. Ali (radýyallahu anh)´ýn burada gördüðümüz abdest tarifinde bir-iki noktaya dikkat çekmemiz gerekmektedir:

1- Yüzü yýkarken, avuçlanan suyun yüze vurularak yüzün yýkanmasý esastýr. Bu, müstehab addedilmiþtir. Ancak, Þâfiî´lere göre, suyu yüze vurmamak abdestin mendublarýndan biridir.

2- Kulaðýn iç kýsmý yâni yüze bakan kýsmý yüzden sayýlmakta ve yüzle birlikte yýkanmaktadýr. Baþ parmaklarýn kulaða sokulmasýnýn ma´nâsý budur. Ancak bu husus münakaþalýdýr. Bâzý âlimler bu ibâreyi "baþ parmaðýný kulakla favori arasýnda kalan tüysüz yere (beyazlýða) koydu" diye anlamýþtýr. Nitekim bu anlayýþta olan Mâverdî, kulakla sakalýn üst uzantýsý arasýndaki bu beyazlýðý da yüzden saymýþtýr. Esasen Þâfiî mezhebinin kabulü de böyledir. Ýmam Mâlik: "Kulakla sakal arasýnda kalan beyazlýk yüzden deðil"der.

Keza kulaðýn dýþ kýsmý da baþla birlikte meshedilmelidir. Hasan Ýbnu Sâlih, Þa´bî, Zührî böyle hükmederler. Dâvud-u Zâhirî de kulaklarýn yüzden olduðuna ve yýkanmalarý gerektiðine hükmeder.

Geri kalan ülemâ, kulaðý baþtan kabul eder ve baþla birlikte meshedilmesine hükmeder.

3- Yüzün yýkanmasýndan alna dördüncü sefer su dökülmesi, ülemânýn icmaýna aykýrý bir durumdur. Bu, izahý zor bir müþkildir. Üç sefer yýkama sýrasýnda su ulaþmayan bir yer kalmýþ olabilir, burayý tamamlamak üzere buna yer vermiþ olabilir diye bir te´vile gidilmiþtir. Bazý âlimler de: "Abdest alan kimseye yüzü yýkadýktan sonra alnýna bir miktar su koyup akýtmasý müstehabtýr" diye hükmetmiþtir. Diðer taraftan Hz. Hasan´dan gelen bir rivayette, Resûlullah´ýn abdestini alýp tamamladýktan sonra bir miktar suyu alnýnda, secde ettiði yere akýttýðýný belirtmiþtir. Bu iki rivayet arasýnda farklýlýk var: Hz. Ali abdest esnasýnda yapmakta, Resûlullah ise abdesti tamamladýktan sonra.

4- Bu hadis, Hz. Ali´nin ayaðýnda ayakkabý olduðu halde ayaklarýný yýkadýðýný ifade etmektedir. Þârihler: Ayaklar her ne kadar ayakkabý içinde olsa da dökülen suyun ayaklarýn altýna da üstüne de ulaþmýþ olmasýnýn mümkün olduðunu belirtirler ve delil olarak rivayette: "O su ile ayaðýný yýkadý" denmiþ olmasýný gösterirler.

Râfizîler bu hadisi esas alarak ayaðýn meshedilmesinin vacib olduðunu söylemiþtir. Bazýlarý da, yine buna dayanarak: "Kiþi muhayyerdir, dilerse yýkar, dilerse mesheder" demiþtir. Ancak ulemâ: "Ayaklarýn yýkanmasýndan bahseden bundan çok daha kuvvetli deliller varken bununla amel edilemez" demiþ, ayrýca az yukarýda kaydettiðimiz üzere, bizzat rivayet, bu suyun ayaðýn altýna ve üstüne ulaþtýðýný ifade etmektedir. Ayrýca Hz. Ali´den gelen bir baþka rivayette Hz. Ali "Bu, hades vâki olmayan (yani abdesti henüz bozulmamýþ olan) kimsenin abdestidir: هذا وُضُوءُُ مَنْ لَمْ يُحْدِثْ demiþtir.

Ayakkabýnýn içinde ayaðýn yýkanmasý ve dolayýsýyla bu hadiste "ayaðýn meshedilmesi"nin kastedilmediði hususu 3599 numaralý hadiste daha geniþ olarak açýklanacaktýr.

5- Hadisin sonunda Abdullah el-Havlanî´nin "Ayaklar ayakkabý içinde olduðu halde mi?"diye üç kere sormasý ayakkabýnýn içinde ayak yýkama iþinin hayret uyandýrmasýndan ileri gelmiþtir. Þunu da belirtelim ki, bazý þârihler soru sahibinin Abdullah el-Havlânî deðil, Ýbnu Abbâs olduðunu ve soruyu cevaplayanýn da Ýbnu Abbâs olmayýp Hz. Ali olduðunu söylemiþtir (Allâhu a´lem).

6- Bu hadisin zayýf olduðu, baþta Buhârî, olmak üzere bazý âlimlerce belirtilmiþtir.[192]



ـ3594 ـ7ـ وعن عبداللّه بن زيد بن عاصم ا‘نصارى رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]وَقِيلَ لَهُ تَوَضّأ لَنَا وُضُوءَ رسولِ اللّهِ #، فَدَعَا بِإنَاءِ فَفَعَلَ نَحْوَ مَا تَقَدَّمَ، وَفِيهِ: فَمَسَحَ بِرَأسِهِ، فَأقْبَلَ بِيَدَيْهِ وَأدْبَرَ، بَدَأ بِمُقَدَّمِ رَأسِهِ، ثُمَّ ذَهَبَ بِهِمَا إلى قَفَاهُ ثُمَّ رَدَّهُمَا حَتَّى رَجَعَ إلى المَكَانِ الَّذِى بَدَأ مِنْهُ، ثُمَّ غَسَلَ رِجْلَيْهِ[. أخرجه الستة.وفي رواية لمسلم: »وَمَسَحَ بِرَأسِهِ ثَثاً« .



7. (3594)- Abdullah Ýbnu Zeyd Ýbni Âsým Ýbni´l-Ensârî (radýyallahu anh)´ýn anlattýðýna göre, kendisine:

"Bizim için, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn abdestiyle bir abdest al (da görelim)!" diye talepte bulunuldu. O, hemen bir kap [su] isteyip, önceki hadiste anlatýlan þekilde abdest aldý. Abdest alýþýný anlatan rivayette þu farklý açýklama var:

"Baþýný meshettikte ellerini (saçlarý üstünde) ileri ve geri doðru yürüttü. (Þöyle ki: Mesh ameliyesine) baþýn ön kýsmýndan baþladý ellerini enseye doðru götürdü. Sonra, baþladýðý yere kadar geri getirdi. Sonra ayaklarýný yýkadý."[193]

Müslim´in bir rivayetinde þöyle denmiþtir: "Baþýný üç kere meshetti."



AÇIKLAMA:



1- Bu hadisi Buhârî "Baþýn tamamýný meshetme" adýný verdiði bir babta kaydeder. Her ne kadar Teysîr´e alýnan vechinde baþýn tamamýnýn meshini ifade eden sarih bir tabir yok ise de, bazý vecihlerinde ثُمَّ مَسَحَ رَأْسَهُ كَلَّهُ denilerek tamamýnýn meshi ifade edilmiþtir. Mamafih sadedinde olduðumuz vechinde meshe, baþýn ön kýsmýndan "iki elle baþlayýp enseye kadar gidilmesinin zikredilmesi, tamamýnýn meshine delâlet etmektedir. Ayrýca âyet-i kerîmenin "Baþlarýnýzý meshedin" (Mâide 6) diye mutlak emretmesi de meshin, baþýn tamamýna þâmil olmasý hususunda bâzý âlimlere kanaat vermiþtir. Ýmam Mâlik, Ýbnu Uleyye ve bir rivayette Ahmed Ýbnu Hanbel bunlardandýr. Ýmam Þâfiî, "Âyetin, baþýn tamamýný da, bir kýsmýný da kasdetme ihtimali vardýr" der. Hadisten gelen delile dayanarak "bir kýsmýnýn kastedilme" ihtimalini tercih eder. Hanefî ülemâsý da "bir kýsmýn meshi"ni esas alýr. Ancak "bu kýsým"ýn miktarý hususunda Þâfiî´ler ve Hanefîler farklý görüþlere ulaþýrlar. Þâfiî´lere göre ýslak elle saçýn tek teline dokunmak yeterlidir.Hanefîler baþýn dörtte birini kabul ederler.

2- Hadiste meshin önden arkaya mý, arkadan öne mi olacaðý çok sarih deðildir. Her iki ihtimali destekleyen yorumlar ve hatta rivayetler yapýlmýþsa da rivayetlerin mecmuundan önden arkaya doðru olma ihtimalinin daha kavî olduðu anlaþýlmýþtýr. "Önden arkaya yapýlýr, sonra tekrar öne getirilir" diyenler iki ayrý görüþü birleþtirmiþ olurlar. Biz tercümeyi, bazý ilave kelimelerle önden arkaya anlaþýlacak þekilde netleþtirerek yaptýk. Âlimlerin tahlillerini vermeyi gereksiz görüyoruz.[194]



ـ3595 ـ8ـ وللبخارى رحمه اللّه: ]أنَّ النّبىَّ # تَوَضّأ مَرَّتَيْنِ مَرَّتَيْنِ[.وفي رواية ‘بي داود عن المقدام »بن معدى كرب«: »ثُمَّ مَسَحَ بِرَأسِهِ وَأُذُنَيْهِ ظَاهِرِهِمَا وَبَاطِنِهِمَا«.وفي أخرى: »وَمَسَحَ بِأُذُنَيْهِ ظَاهِرِهِمَا وَبَاطِنِهِمَا، وَأدْخَلَ أصَابِعَهُ في صِمَاخِىْ أُذُنَيْهِ«.»وَالصِّمَاخُ«: ثقب ا‘ذن.



8. (3595)- Buhârî rahimehullah´ýn bir rivayetinde þöyle denmiþtir:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (abdest uzuvlarýný) ikiþer kere yýkayarak abdest aldý."[195]

Ebû Dâvud´un bir rivayetinde, Mikdâm Ýbnu Ma´dikerb´den þu kaydedilir: "Sonra baþýný, içiyle ve dýþýyla iki kulaðýný meshetti."[196]

Yine, Ebû Dâvud´un bir baþka rivayetinde þöyle denmiþtir: "Kulaklarýný içleriyle dýþlarýyla meshetti, parmaklarýný kulaklarýnýn deliklerine soktu."[197]



ـ3596 ـ9ـ وعن ابن عمرو بن العاص رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]جَاءَ أعْرَابِىٌّ إلى رسولِ اللّهِ # يَسْألُ عَنِ الْوُضُوءِ، فَأرَاهُ ثَثاً ثَثاً، ثُمَّ قالَ: هكذَا الوُضُوءُ، فَمَنْ زَادَ عَلى هذَا أسَاءَ وَتَعَدَّى وَظَلَمَ[. أخرجه أبو داود والنسائي، وهذا لفظه .



9. (3596)- Abdullah Ýbnu Amr Ýbni´l-Âs (radýyallahu anhümâ) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a bir bedevi gelerek, abdestten sordu. Resûlullah ona uzuvlarýn üçer kere yýkanmasýný gösterdi. Sonra da:

"Abdest iþte böyle alýnýr! Kim buna bir ziyâdede bulunursa, fena bir iþ yapmýþ olur, haddi aþar ve zulmeder" buyurdu."[198]

Bu metin Nesâî´ye aittir.



ـ3597 ـ10ـ وفي رواية أبي داود: ]ثُمَّ مَسَحَ بِرَأسِهِ، وَأدْخَلَ إصْبَعَيْهِ السَّبَّاحَتَيْنِ في أُذُنَيْهِ، وَمسَحَ بِإبْهَامَيْهِ عَلى ظَاهِر أُذُنَيْهِ، وَبِالسَّبَّاحَتَيْنِ بَاطِنَ أُذُنَيْهِ وفِيهَا: هكذَا الْوُضُوءُ، مَنْ زَادَ عَلى هذَا أوْ نَقَصَ فَقَدْ أسَاءَ وَظَلَمْ، أوْ ظَلَمَ وَأسَاءَ[ .



10. (3597)- Ebû Dâvud´un bir rivayetinde þöyle gelmiþtir: "...Sonra baþýný meshetti. Þehadet parmaklarýný kulaklarýna soktu. Baþparmaklarýyla kulaklarýnýn dýþlarýný meshetti. Þehadet parmaklarýyla kulaklarýn içini meshetti..." Rivâyetin sonunda þu ifade var:

"Abdest iþte böyledir. Kim buna ziyadede bulunur veya bundan eksiltme yaparsa kötü bir iþ yapmýþ ve zulmetmiþ olur -yahut zulmetmiþ ve kötü bir iþ yapmýþ olur-"[199]

Nesâî´nin rivayetinde özetle þöyle denmiþtir: "...Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a bir bedevi geldi ve ondan abdest hakkýnda sordu. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) abdestin alýnýþýný, uzuvlarý üçer sefer yýkayarak gösterdi, sonra þöyle söyledi: "Abdest iþte böyledir. Kim buna ziyâdede bulunursa kötü bir iþ yapmýþ, haddi aþmýþ ve de zulmetmiþ olur."[200]



ـ3598 ـ11ـ وعن ابن عباس رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]تَوَضّأ رسولُ اللّهِ # مَرّةً مَرّةً[. أخرجه البخاري، وهذا لفظه، وأبو داود والنسائي .



11. (3598)- Ýbnu Abbâs (radýyallahu anhümâ) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) uzuvlarýný birer kere yýkayarak abdest aldý."[201]



AÇIKLAMA:



1- Bu rivayetler, Resûlullah´ýn abdesti farklý þekillerde aldýðýný göstermektedir: Bazan uzuvlarý üçer sefer yýkamýþ, bazan ikiþer, bazan da birer. Ýçinde bulunduðu þartlarýn bunda tesiri olduðu muhakkak. Ancak, abdest uzuvlarýnýn yýkanmasýnda kesin bir standart olmadýðýný ve dolayýsýyle üçer, ikiþer ve hatta birer kere yýkamanýn câiz olduðunu göstermek için, rivayetlerde görüldüðü üzere, farklý þekillerde abdest almýþtýr. Gerçi bu þerî cevazý, Aleyhissalâtu vesselâm þifâhî olarak da duyurabilirdi, ama fiilen göstermenin ayrý bir müessiriyeti var. Suyun az, vaktin dar olduðu bazý þartlarda, Resûlullah´ýn bu sünnetine, þeriatýmýzýn bu ruhsatýna müslümanlar her zaman mürâcaat edebilirler.

2- Abdestin nasýl alýnacaðýný soran bedeviye Resûlullah´ýn cevabý þifahî olmayýp fiilî olmasý, yâni Aleyhissalâtu vesselâm´ýn abdest alarak bizzat göstermesi, öðretmede imkân nisbetinde göze hitabetmenin müessiriyetine bir iþarettir. Nazarî bilgiye nazaran pratik ve amelî müþâhede metodu, hem öðretme kolaylýðý ve hem de tesirli olma avantajý taþýmaktadýr. Öðretimde imkân nisbetinde bu yoldan istifade edilmelidir.[202]



ـ3599 ـ12ـ وفي رواية أبي داود عن ابن عباس رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]أتُحِبُّونَ أنْ أُرِيكُمْ كَيْفَ كَانَ رسولُ اللّهِ # يَتَوضّأ، فدَعَا بإنَاءِ فِيهِ ماءٌ فَاغْتَرَفَ غَرْفَةً بِيَدِهِ الْيُمْنى فَتَمَضْمَضَ وَاسْتَنْشَقَ، ثُمَّ أخَذَ أُخْرى فَجَمَعَ بِهَا يَديْهِ، ثُمَّ غَسَلَ وَجْهَهُ ثُمّ أخذ اُخْرَى فَغسَلَ بِهَا يَدَهُ الْيُمْنى، ثُمّ أخَذَ أُخْرى فَغَسلَ بِهَا يَدَهُ

الْيُسْرَى، ثُمّ قَبَضَ قَبْضَةَ مِنَ المَاءِ، ثُمّ نَفَضَ يَدَهُ، ثُمّ مَسَحَ رَأسَهُ وَأُذُنَيْهِ، ثُمّ قَبَضَ قَبْضَةً أُخْرى مِنَ المَاءِ فَرَشّ عَلى رِجْلِهِ الْيُمْنى وَفِيهَا النّعْلُ، ثُمَّ مَسَحَهَا بِيَدَيْهِ، يَدٌ فَوْقَ الْقَدْمِ، وََيَدٌ تَحْتَ النّعْلِ، ثُمّ صَنَعَ بِالْيُسْرى مِثْلَ ذلِكَ[ .

12. (3599)- Ebû Dâvud´un bir rivayetinde Ýbnu Abbâs (radýyallahu anhümâ) þöyle der: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn nasýl abdest aldýðýný size göstermemi ister misiniz?"

Ýçinde su olan bir kab istedi, sað eliyle bir avuç su aldý, mazmaza ve istinþak yaptý, sonra bir avuç daha aldý, bununla iki elini birleþtirip (iki eliyle) yüzünü yýkadý. Sonra bir avuç daha aldý bununla sað elini yýkadý. Sonra bir avuç daha aldý, bununla sol elini yýkadý. Sonra bir avuç su daha aldý, sonra elini çýrptý, sonra baþýný ve kulaklarýný meshetti. Sonra bir kabza su daha aldý sað ayaðýnýn üzerine serpti, ayaðýndan nalýn olduðu halde, sonra onu iki eliyle meshetti, elin biri ayaðýn üstünde, diðeri de nalýnýn altýnda. Sonra ayný þeyi sol ayaða yaptý."[203]



AÇIKLAMA:



1- Bu hadis, abdest uzuvlarýnýn birer avuç su ile yýkanýþýna örnek olmaktadýr. Mazmaza ve istinþakta, her ikisi için bir avuç su kullanýlmýþtýr.

2- Burada, nalýn içinde olan ayaðýna bir avuç su dökmesi, ayaðýn alt kýsmýný yýkamadýðý ma´nâsýna alýnmamýþtýr. Ýbnu Hacer: "Ýki eliyle meshetti demek, suyun ayaðýn tamamýný ihata etmesini kolaylaþtýrmaktýr" der. Nitekim Buhârî, "Nalýn Ýçindeki Ayaklarýn Yýkanmasý" diye isimlendirdiði babta, Abdullah Ýbnu Ömer´in bu mevzuyu aydýnlatan bir rivayetini kaydeder. Buna göre, Aleyhissalâtu vesselâm, tüysüz nalýnlar giymekte ve onlar ayaðýnda olduðu halde (yani nalýnlarýný ayaðýndan çýkarmadan) abdest almakta ve ayaklarýný da öylece yýkamaktadýr.

Buradaki meshetti tabirini, þârihler delketti yani ovdu diye anlarlar. Þu halde, suyun ayaðýn tamamýna ulaþmasý için eliyle yardýmcý olmuþtur.

3593 numaralý hadiste de belirtildiði gibi bu hadis, bazý izahlara tabi tutulmuþsa da sahih rivayetlere muhalefeti sebebiyle þazz ve dolayýsýyla amel edilemeyecek kadar zayýf addedilmiþtir.[204]



ـ3600 ـ13ـ وفي أخرى ‘بي داود والترمذي عن الرّبيع بنت معوذ بن عفران رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ]فَغَسَلَ كَفَّيْهِ ثَثاً، ووَضّأ وَجْهَهُ ثَثاً، ومَضْمَضَ وَاسْتَنْشَقَ مَرّةً،

وَوَضّأ يَدَيْهِ ثَثاً ثثاً، وَمَسَحَ بِرَأسِهِ مَرَّتَيْنِ بَدَأ بِمُؤَخَّرٍ رَأسِهِ، ثُمَّ بِمُقَدَّمِهِ، وَبِأذُنَيْهِ كِلْتَيْهِمَا، ظُهُورِهِمَا وَبُطُونِهِمَا، وَوَضَّأ رِجْلَيْهِ ثَثاً ثَثاً[ .



13. (3600)- Ebû Dâvud ve Tirmizî´nin bir baþka rivayetinde Rübeyyi Bintu Muavvýz Ýbni Afrâ (radýyallahu anhâ) der ki: "...avuçlarýný üç kere yýkadý, yüzünü üç kere yýkadý, bir kere mazmaza ve istinþak yaptý. Ellerini üçer üçer yýkadý. Baþýný iki kere meshetti. Baþýnýn gerisinden baþladý, sonra önünden. Ýki kulaðýný da (meshetti) içlerini de, dýþlarýný da. Ayaklarýný da üçer üçer yýkadý."[205]



ـ3601 ـ14ـ وفي أخرى: ]فَمَسَحَ الرَّأسَ كُلَّهُ مِنْ قَرْنِ الشَّعْرِ كُلَّ نَاحِيَةٍ لِمُنْصَبِّ الشَّعْرِ َ يُحَرِّكُ الشَّعْرَ عَنْ هَيْئَتِهِ[ .



14. (3601)- Bir diðer rivayette: "Baþýn tamamýný meshetti. Bunu, baþýn tepesinden baþlayýp saçýn döküldüðü her tarafa ulaþacak þekilde saçýn þeklini bozmadan icra etti" denmiþtir.[206]



ـ3602 ـ15ـ وفي أخرى: ]فَمَسَحَ رَأسَهُ، وَمَسَحَ مَا أقْبَلَ مِنْهُ وَمَا أدْبَرَ، وَصُدْغَيْهِ وَأُذُنَيْهِ مَرَّةً وَاحِدَةً[. وفي أخرى: ]مَسَحَ بِرَأسِهِ مِنْ فَضْلِ مَاءٍ كَانَ في يَدِهِ[ .



15. (3602)- Bir diðer rivayette þöyle gelmiþtir: "...Baþýný meshetti, baþýn öne gelen kýsmýný da, arkaya gelen kýsmýný da, þakaklarýný da, kulaklarýný da birer birer meshetti."[207]

Bir diðer rivayette: "Elinde arta kalan su ile baþýný meshetti" denmiþtir.[208]



radyobeyan