Kütübü Sitte
Pages: 1
Temizlik Bahsi taharet 17 By: sumeyye Date: 01 Mayýs 2010, 15:33:20
AÇIKLAMA:



1- Müellifimiz, Amr Ýbnu Abese´nin müslüman oluþuyla ilgili menkibe´yi Fazîletliler bölümünde kaydetmeyi vaadettiði halde, o bölüme baktýðýmýz zaman Amr Ýbnu Abese (radýyallahu anh)´la ilgili bir bab koymadýðýný görüyoruz. Gözden kaçmýþ olduðu anlaþýlýyor. Biz, burada mevzubahis olan hadisin Müslim´deki vechinin burada yer almayan kýsmýnýn tercümesini aþaðýya koymayý uygun bulduk:

"Ebû Ümame anlatýyor: "Amr Ýbnu Abese es-Sülemî þunu anlattý:

"Ben cahiliye devrinde bütün insanlarýn dalâlette olduðunu ve asla doðru yolda olmadýklarýný biliyordum. Zira insanlar putlara taparlardý. Derken iþittim ki, Mekke´de bir zat çýkmýþ, bazý haberlerde bulunuyormuþ. Derhal deveme atlayýp O´na geldim. Bir de gördüm ki, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) gizlenmiþ, (henüz açýktan tebliðde bulunmuyor). Kavmi de O´nun aleyhinde pek cür´etkâr. Bunun üzerine O´na acýyýp Mekke´de yanýna gittim. Kendisine: "Sen nesin?" dedim.

"Ben peygamberim!" diye cevap verdi. Ben tekrar sordum:

"Peygamber ne demektir?"

"Beni Allah gönderdi!" dedi. Kendisine:

"Peki seni ne ile gönderdi?" dedim.

"Beni sýla-i rahm ile, putlarý kýrmakla, Allah´ý bir bilip hiçbir ortak koþmamakla gönderdi" dedi. Ben tekrar:

"Bu iþte seninle olan kimler var?" dedim.

"Bir hür ve bir köle!" cevabýný verdi. O gün için, iman edenlerden Resûlullah´la beraber olanlar Hz. Ebû Bekr ve Hz. Bilâl idi, (radýyallahu anhümâ).

"Sana ben de uyuyorum!" dedim. Bunun üzerine (aleyhissalâtu vesselâm):

"Bugün için söylediðini yapamazsýn. Halimi ve insanlarýn halini görmüyor musun? Fakat þimdilik ailene dön. Benim ortaya çýktýðýmý iþittin mi bana gel" buyurdular. Ben de aileme döndüm.

Resûlullah Medine´ye geldiðinde ben hâlâ ailemde idim. Ben ondan haberler soruyor (geliþmeleri takip ediyordum). Medine´ye gelince de halka sormuþtum. Derken, o sýralarda Yesrib ahalisinden bir grup Medineli yanýma geldi.

"Medine´ye gelmiþ olan þu adam ne yaptý?" diye sordum.

"Ýnsanlar süratle ona koþuyor. Kendi kavmi O´nu öldürmek istedi, ancak bunda muvaffak olamadýlar" diye cevap verdiler. Kalkýp Medine´ye geldim, doðru huzuruna çýktým. "Ey Allah´ýn Resûlü dedim, beni hatýrladýnýz mý?"

"Evet! Sen bana Mekke´de gelen zât deðil misin!" buyurdular. Ben:

"Evet!" deyip sözlerime devamla:

"Ey Allah´ýn Resûlü! Allah´ýn sana öðrettiði ve benim meçhulüm olan þeylerden haber ver, bana meselâ namazdan bahset!" dedim. Þu açýklamayý lütfettiler:

"Sabah namazýný kýl, sonra güneþ doðup yükselinceye kadar namazdan uzak dur. Zira güneþ bu doðma anýnda þeytanýn iki boynuzu arasýnda doðar ve bu esnada kâfirler ona secde ederler. Sonra gölge mýzraða aðýncaya kadar namaz kýl.[177] Zira namaz meþhuddur (melekler þâhid olurlar), mahzurdur (melekler kýlýnýrken hazýr bulunurlar). Sonra tekrar namaz kýlmaktan vazgeç, zira bu sýrada cehennem kaynatýlýr. Gölge öne geçti mi tekrar namaz kýl, zira namaz meþhuddur, mahzurdur. Onu ikindiyi kýlýncaya kadar kýlmaya devam et. Sonra tekrar güneþ batýncaya kadar namaz kýlmaktan vazgeç, zira güneþ þeytanýn iki boynuzu arasýndan batar ve bu sýrada kâfirler ona secde ederler!"

Ben tekrar:

"Ey Allah´ýn Resûlü! Ya abdest? Bana ondanda açýklamada bulunsanýz!" dedim. Aleyhissalâtu vesselâm buyurdular:

"Sizden kim abdest suyunu hazýrlar..."

Hadisin devamý, yukarýda 3583 numarada kaydettiðimiz þekilde devam eder, burada tekrar yazmaya gerek görmüyoruz.

2- Hadiste geçen "güneþin þeytanýn iki boynuzu arasýnda doðmasý" tabiri ile ilgili açýklama daha önce 2418 numaralý hadiste geçti.

3- Keza meþhud ve mahzur tabirleri de 2419 numaralý hadiste açýklandý.[178]



ـ3586 ـ9ـ وعن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما: ]أنَّ رسولَ اللّهِ # قالَ: مَنْ تَوَضّأ عَلى طُهْرِ كَتَبَ اللّهُ لَهُ بِهِ عَشْرَ حَسَنَاتٍ[. أخرجه الترمذي .



9. (3586)- Ýbnu Ömer (radýyallahu anhümâ) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim abdestli olduðu halde abdest tazelerse, Allah bu sebeple kendisine on (misli) sevab yazar."[179]



AÇIKLAMA:



Burada, abdestli olduðu halde abdest almak kastediliyor. Böylece Resûlullah daima abdestli bulunmaya teþvik etmiþ olmaktadýr.

On sevabtan maksad, abdest almanýn sevabýnýn on katýdýr. Zira sýkça geçtiði üzere, Rabbimiz Teâlâ Hazretleri Kur´ân-ý Kerîm´de, her bir hayýr amelin on misliyle deðerlendirileceði müjdesini vermektedir: مَنْ جَاءَ بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ عَشْرُ أمْثَالِهَا Ancak þunu da belirtelim: On misli sevab asgari miktardýr. Kur´an´da sevabýn yediyüz misli, otuzbin misli ve hatta hesapsýz misli de )بِغَيْرِ حِسَابٍ( vaadedilmiþtir.

Abdest üzerine abdestin, israf olmamasý için önceki abdestle bir namaz kýlýnmýþ veya meclis deðiþmiþ olmalýdýr. Buna riâyet edilmezse abdest üzerine abdest israf olacaðýndan mekruh addedilmiþtir. Abdest üzerine abdesti, nûrun ala nûr diye tavsif eden rivayetin merfû (Resûlullah´ýn sözü) olmadýðý belirtilmiþtir.[180]



ـ3587 ـ10ـ وعن أبي سعيد رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّ رسولَ اللّهِ # قال: مَنْ تَوَضّأ فقَالَ: سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ أسْتَغْفِرُكَ وَأتُوبُ إلَيْكَ. كُتِبَ في رَقٍّ، ثُمَّ طُبِعَ بِطَابِعٍ، ثُمَّ رُفِعَ تَحْتَ الْعَرْشِ فَلَمْ يُكْسَرْ إلى يَوْمِ الْقِيَامَةِ[. أخرجه رزين .



10. (3587)- Ebû Saîd (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim abdest alýp: "Sübhâneke Allahümme ve bihamdike estaðfiruke ve etûbu ileyke. (Rabbim seni tenzîh ederim, Allah´ým hamdim sanadýr, senden baðýþlanmak isterim, tevbem de sanadýr)" derse, bu bir kâðýda yazýlýr, sonra bir mühür üzerine nakþedilir, sonra da Arþ´ýn altýna kaldýrýlýr ve Kýyamete kadar (mühür) kýrýlmaz."[181]



ÝKÝNCÝ FASIL

ABDESTÝN SIFATI


ـ3588 ـ1ـ عن حمران مولى عثمان: ]أنَّ عُثْمَانَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه دَعَا بِمَاءٍ فَأفْرَغَ عَلى كَفيْهِ ثََثَ مَرَّاتٍ فَغَسَلَهُمَا، ثُمَّ ادْخَلَ يَمِينَهُ في ا“نَاءِ فَمَضْمَضَ واسْتَنْثَرَ، ثُمَّ غَسَلَ وَجْهَهُ ثََثاً وَيَدَيْهِ إلى المِرْفَقَيْنِ ثَثَ مَرَّاتٍ، ثُمَّ مَسَحَ بِرَأسِهِ، ثُمَّ غَسَلَ رِجْلَيْهِ ثََثَ مَرَّاتٍ إلى الكَعْبَيْنِ، ثُمَّ قالَ: رَأيْتُ رسولَ اللّهِ # تَوَضَّأ نَحْوَ وُضُوئِى هذَا، ثُمَّ قَالَ: مَنْ تَوَضّأ نَحْوَ وُضُوئِى هذَا، ثُمَّ صَلّى رَكْعَتَيْنِ َ يُحَدِّثُ فِيهِمَا نَفْسَهُ غفِرَ لَهُ مَا تَقَدّمَ مِنْ ذَنْبِهِ[. أخرجه الخمسة إ الترمذي، وهذا لفظ الشيخين .



1. (3588)- Humrân Mevlâ Osman anlatýyor: "Hz. Osman (radýyallahu anh) su istemiþti. (Getirdim. Aldý ve) üç kere ellerine dökerek yýkadý. Sonra sað elini kaba sokup mazmaza ve istinþakta bulundu (aðzýna ve burnuna su alýp yýkadý). Sonra üç kere yüzünü, arkasýndan da dirseklerine kadar üç kere ellerini yýkadý. Sonra baþýna meshetti, sonra da topuklarýna kadar ayaklarýný üçer sefer yýkadý ve:

"Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ý, þu abdestim gibi abdest alýrken gördüm" dedi. Abdesti bitince de þöyle demiþti:

"Kim þu abdestim gibi abdest alýr, arkasýndan iki rek´at namaz kýlar ve namazda kendi kendine (dünyevî bir þey) konuþmazsa geçmiþ günahlarý affedilir."[182]



AÇIKLAMA:



Hattâbî, kiþinin namazda nefsine konuþmasýný vesvese olarak deðerlendirir. Öyle ise nefsine konuþmamasý, imkân nisbetinde vesveseye yer vermemesidir. Bâzý âlimler, "kendi kendine konuþma"yý, kiþinin namazda irâdî olarak namazýn edebine yakýþmayacak dünyevî þeyler düþünmesi, zihnini böyle þeylerle meþgul etmesi olarak yorumlar. Esâsen, irâdî olmaksýzýn zihinden geçen hâtýrât bu ümmetten affedilmiþtir, onlarýn sorumluluðu yoktur. Þu halde irâdî olarak namaz edebine uygun hâlâtýn muhâfazasýna çalýþýlacaktýr. O vakit hadiste vaadedilen feyze mazhar olunur inþaallah.[183]



ـ3589 ـ2ـ ولمسلم في أخرى عن ابن أبي مليكة قال: ]سُئِلَ عُثْمَانُ رَضِيَ اللّهُ عَنْه عَنِ الوُضُوءِ فَدَعَا بِمَاءٍ فَأُتِىَ بِمِيضأةٍ، فَأصْغَى عَلى يَدِهِ الْيُمْنِى، ثُمَّ أدْخَلَهَا في ا“نَاءِ فَمَضْمَضَ ثََثاً، وَاسْتَنْثَرَ ثََثاً، وَذَكَرُ نَحْو مَا تَقَدّمَ، وَفِيهِ: ثُمَّ أدْخَلَ يَدَهُ فَأخَذَ مَاءً فَمَسَحَ رَأسَهُ وَأُذُنَيْهِ فَغَسَلَ بُطُونَهُمَا وظُهُورَهُمَا مَرَّةً وَاحِدَةً[ .



2. (3589)- Ebû Dâvud´un Ýbnu Müleyke´den kaydettiði bir baþka rivayette þöyle gelmiþtir: "Hz. Osman (radýyallahu anh)´tan abdest hakkýnda (nasýl alýnacaðý) sorulmuþtu. Hemen su istedi ve derhal bir abdest kabý getirildi. Kaptan önce sað eli üzerine su döktü (ve onu yýkadý), sonra sað elini kaba batýrdý, üç kere mazmaza, üç kere istinþakta bulundu... [önceki hadiste geçtiði üzere zikretti. Hadiste þu ziyâde var]: "Sonra elini daldýrýp su aldý ve baþýna, kulaklarýna meshetti, kulaklarýnýn iç ve dýþlarýný birer kere meshetti."[184]



ـ3590 ـ3ـ وله في أخرى: ]فَأفْرَغَ بِيَدِهِ الْيُمْنَى عَلى الْيُسْرَى، ثُمَّ غَسَلَهُمَا إلى الْكُوعَيْنِ[. وله في أخرى: »وَمَسَحَ رَأسَهُ ثَثاً« .



3. (3590)- Yine Ebû Dâvud´un bir diðer rivayetinde þöyle gelmiþtir: "Sað eliyle sol eli üzerine su döktü, sonra her ikisini de bileklere kadar yýkadý."[185]

Yine Ebû Dâvud´un bir diðer rivayetinde "Baþýný üç kere meshetti" denmiþtir.[186]



radyobeyan