Kütübü Sitte
Pages: 1
Temizlik Bahsi taharet 15 By: sumeyye Date: 01 Mayýs 2010, 15:31:40
MEKAN TEMÝZLÝGÝ:


Mekân temizliði deyince, her müslümanýn iyi bildiði bir husus, namaz kýlýnan yerin maddi yönden de temiz olmasý gereðidir. Herhangi bir maddî necasetle kirlenmiþ bulunan yerde namaz kýlýnmadýðý gibi, umumiyet itibariyle pis olan yerlerde Allah´ýn zikri de yasaklanmýþtýr. Hadislerde "mezbele, hamam, mezbaha, makbere, deve aðýlý" hususen belirtilir, buralarda ibadet yapýlamaz.

Ev temizliðinde ýsrar eden Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), necis olduðu beyan edilen köpeðin, bekletilmiþ idrarýn bulunduðu eve rahmet meleklerinin girmeyeceðini belirterek, bu çeþit mekân ve havayý kirletici þeylerden evin korunmasýný emretmiþ oluyor. Cemaate gelenin, sarmýsak, soðan gibi baþkalarýný rahatsýz edici kerih kokulardan da kaçýnmasýný emreden Hz. Peygamber bu vesile ile, insanlarý rahatsýz eden her þeyin, melekleri de rahatsýz ettiðini belirtir.

Þu halde mü´min, insanlarý rahatsýz eden her çeþit durumlardan kaçýnarak, çevresinde bunlara imkân vermemesi gerekmektedir.

Herkese açýk olan yerlerin her yönden temizliði ayrý bir ehemmiyet taþýr. Bu sebeple Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), uzak kabilelere bile yolladýðý tamimlerle "mescidlerin temiz tutulmasýný" tenbih eder. Mescid-i Nebevî´nin temizliðinde hassasiyet gösteren Ümmü Mihcen´e gösterilen hususi alaka bu vesile ile kayda deðer: Ümmü Mihcen öldüðü zaman, kendisine haber verilmeden defnedilmiþ olduðunu duyunca, duruma üzülür ve telâfi için, cemaati toplayarak yeniden "cenaze namazý" kýldýrýr.[161]



AVLU VE MEYDANLARIN TEMÝZLÝGÝ:


Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), sadece beden ve ev temizliði üzerinde durmaz. Âlimlerce, "evin dýþa uzantýsý" kabul edilerek ayrýlmaz bir parçasý bilinmiþ olan "avlular"ýn temiz tutulmasýna da ayrýca dikkat çeker: Bezzâr´ýn Müsned´inde yer alan bir rivayette þöyle buyurur:

"Allah pâk ve nazîftir, pâklýk ve nezâfeti sever; kerîm ve cömerttir, kerem ve cömertliði sever. Öyle ise, avlularýnýzý ve boþ sahalarýnýzý temiz tutun. Yahudilere de benzemeyin onlar çöplerini evlerde toplarlar."[162]



MESÎRE (PÝKNÝK) YERLERÝNÝN TEMÝZLÝGÝ:


Çevre saðlýðý deyince hatýra gelen mühim mevzulardan biri "mesîre"dir. Buna yenilerde piknik denmektedir. Mesîreye çýkmak, günümüzde bilhassa þehirlerde yaþayanlar için normal hayatýn bir parçasý, hem de kolay kolay vazgeçilemeyen, nerdeyse zarurî bir parçasý halini almýþ durumdadýr. Hafta sonlarýnda, bir haftalýk çalýþma hayatýnýn sýkýntýlarýna karþý bir ferahlama, bir dinlenme fýrsatý elde etmek üzere, imkan nisbetinde kýrlara, suyu, havasý ve manzarasý daha deðiþik, daha sakin yerlere gidilmektedir.

Mesîre yerlerinde en ziyade aranan husus güzellik, temizlik ve sukûnettir. Ancak ne var ki, çoðu kere buralarýn daha önce gelenler tarafýndan çeþitli artýklarla kirletilmiþ, koku ve manzarasýnýn bozulmuþ olduðunu üzülerek görürüz. Bilhassa yatýp yuvarlanarak oynamayý seven çocuk taifesi için tehlikeli bir hal arzeden þiþe kýrýklarýndan hâlî bir köþeyi beyhûde arar dururuz.

Hz. Peygamber´in hadislerinde uzak çevrenin de her çeþit rahatsýzlýk verici kirletmelerden korunmasýyla ilgili emirler gelmiþtir. Müslim´in bir rivayetinde Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) þöyle buyurur: "Lânete uðramýþlardan olmaktan sakýnýn!" Ashab: "Bunlar da kim, ey Allah´ýn Resûlü?" diye sorunca, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) açýklar:

"Halkýn gelip geçtiði yolla, gölgelendikleri (kuytu) yerlerde abdest bozanlardýr."

Bazý rivayetlerde "halkýn gölgelendiði" kaydý konmaksýzýn "meyveli aðaçlarýn diplerine" abdest bozmak da yasaklanmýþtýr.

Þârihlerin de belirttiði gibi, kirletilmesi yasaklanan gölgeden murad, sadece meyveli aðaçlarýn gölgesi deðildir. Halkýn tenezzüh ve dinlenmek için oturduðu bütün gölgeler yasaða dahildir. Aðaç gölgesi, duvar gölgesi, kaya vs.gölgesi hepsi birdir. Yeter ki, insanlarýn þu veya bu maksadla iltica ve istifadeleri bilinir ve görülür olsun. Ayrýca bir mü´min hadiste ifade edilen yasaðý sadece "abdest bozma" olarak anlamaz, her çeþit kirlenmelere teþmîl eder. Zira o devir için þiþe, konserve kutusu, kaðýt paket artýðý gibi kirleticiler mevzubahis deðildi. Diðer yandan, gelip geçene rahatsýzlýk veren bir diken, bir dal parçasýnýn tek kelime ile "eza"nýn bertaraf edilmesinin ehemmiyeti ifade edilmiþtir. Bu çeþit hadislerin ma´nâyý muhaliflerini arayacak olursak, mesîre yerlerini insanlara -ve hatta hayvanlara- rahatsýzlýk verecek þeylerle kirletmenin dinen ne kadar büyük bir hata olduðunu anlarýz.[163]



YOLLARIN TEMÝZLÝGÝ:


Hadislerde yollarla ilgili talimat daha çok yer alýr. Yollarýn geniþliðinden inþâsýna, temiz tutulmasýna, baþkalarýný rahatsýz edecek iþgallerden korunmasýna kadar pek çok teferruata Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) temas etmiþtir. Biz bunlardan sadece, mevzumuzu ilgilendirenlere kýsaca temas edeceðiz:

Hadiste ýsrarla üzerinde durulan hususlardan bilhassa yollarýn temizliði ve muhafazasý, konumuzu yakýndan ilgilendirir. Bir hadiste, rahatsýzlýk veren þeylerin -ki ezâ diye ifade edilir- yollardan kaldýrýlmasý "imandan bir þube" olarak tavsif edilmiþtir:

"Ýman yetmiþ küsur þubedir. En üst þubesi "lâ ilâhe illâllah" sözü, en aþaðýsý da yoldan "ezâ"yý (rahatsýz edici þeyi) kaldýrmaktýr. Hayâ da imandan bir þubedir." Bu hadis farklý tariklerle birçok hadis kitaplarýnda yer alýr.

Yine bazý hadis kitaplarýnda yer alan bir rivayette; "yoldan "ezâ"yý kaldýrmak, "sadaka" olarak tarif edilir. Bu sadakanýn ehemmiyetini belirtmek için Hz. Peygamber ayný deðerde olan baþka "sadaka"larý da zikreder: "Ýki kiþi arasýnda adaletli iþ yapmak", "hayvanýný yüklemede bir kimseye yardýmcý olmak", "güzel söz", "namaz için atýlacak her adým" gibi.

Bir hadislerinde, yolda rastladýðý bir aðaç dalýný, insanlara zarar veriyor diye kesip kaldýran kimsenin, bu ameli sebebiyle cennete gittiðini haber veren Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), bir baþka hadislerinde þöyle buyurur:

"Ümmetimin iyi ve kötü bütün amelleri bana arzedilip gösterildi. Ýyi amelleri arasýnda, yoldan atýlmýþ olan "ezâ"yý da gördüm. Kötü amelleri arasýnda ise, (herkesin gözüne çarpan) yere gömülmemiþ tükrük de vardý."

Yine Müslim´de kaydedilen bir rivayette Hz. Peygamber´in, kendisini (cennete götürecek) faydalý bir amel soran kimseye, þu cevabý verdiðini görmekteyiz: "Müslümanlarýn yolundan "ezâ"yý kaldýr."[164]



EZÂ NEDÝR?


Yukarýda kaydedilen hadislerde dikkatimizi çeken bir husus ezâ kelimesidir. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) yoldan temizlenecek þeyin cinsini belirterek "taþ", "diken", "pislik" vs. demiyor, hepsinin yerine geçecek "ezâ" kelimesini kullanýyor. Bu kelime lügat açýsýndan büyük olmayan zarar ve ayýp (kusur) ma´nâsýna gelir. Ancak yukarýdaki hadislerde bununla yoldan gelip geçenlere rahatsýzlýk veren her þey kastedilmektedir. Bu kelime Kur´an ve hadiste "rahatsýzlýk veren" þeyler hakkýnda sýkça kullanýlmýþtýr.[165]



YOLU KÝRLETENLERE LÂNET:


Yoldan "ezâ"yý temizlemek ne kadar ehemmiyetli, ne kadar deðerli sevaplý bir amel ise, onu kirletmek de o kadar kötü ve mezmum bir amel olmaktadýr. Yukarýda kaydedilen hadislerde bu ma´nâ mevcuttur. Ancak, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), "kirletilmesi" için de müslümanlarý uyarmýþtýr. "Müslümanlarý yollarýnda rahatsýz edenlere, onlarýn lânetleri vacib olmuþtur." Müteâkip açýklamalarýmýz, "ezâ"nýn sadece kirletmelerden ileri gelmeyip, haksýz iþgallerden de ileri gelebileceðini gösterecektir.

Yol dâhil her yerde, her durumda her halde mü´minleri rahatsýz edici þeylerden, yâni "ezâ"dan ümmetini uzaklaþtýrmak maksadýyla Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) þöyle buyurmuþtur: "Allah mü´mine eziyet edilmesini sevmez."

Bir mü´min, elbette bilerek Rabbinin hoþlanmadýðý þeyleri yapmaz. Yapsa ýsrar etmez, tevbe edip terkeder.[166]



DÖRDÜNCÜ BAB

ABDEST HAKKINDADIR


(Bu babta üç fasýl var)



*



BÝRÝNCÝ FASIL



ABDESTÝN FAZÎLETLERÝ



*



ÝKÝNCÝ FASIL



ABDESTÝN SIFATI



*



ÜÇÜNCÜ FASIL



ABDESTÝN SÜNNETLERÝ



BÝRÝNCÝ FASIL

ABDESTÝN FAZÎLETLERÝ


ـ3578 ـ1ـ عن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّ رسولَ اللّهِ # قالَ: أَ أدُلُّكُمْ عَلى مَا يَمْحُو اللّهُ بِهِ الخَطَايَا، وَيَرْفَعُ بِهِ الدَّرَجَاتِ؟ قالُوا: بَلى يَا رَسولَ اللّهِ. قالَ: إسْبَاغُ الوُضُوءِ عَلى المَكَارِهِ، وَكَثْرَةُ الخُطَا إلى المَسَاجِدِ، وَانْتِظَارُ الصََّةِ بَعْدَ الصََّةِ، فذلكُمُ الرِّبَاط، فذلِكُمُ الرِّبَاطُ، فذلِكُمْ الرِّبَاطُ[. أخرجه مسلم ومالك والترمذي والنسائي.قوله »عَلى المَكَارِهِ« معناه أن يتوضأ مع البرد الشديد والعلل التي يتأذى معها بمسّ الماء وما أشبه ذلك من ا‘سباب الشاقة.وقوله »فذلِكُمُ الرِّبَاطُ« شبه ا‘عمال المذكورة بمرابطة المجاهدين ونزّلها منزلتها .



1. (3578)- Ebû Hüreyre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Alah´ýn hatalarý silmeye ve dereceleri yükseltmeye vesile kýldýðý þeyleri size söylemiyeyim mi?"

"Evet ey Allah´ýn Resûlü, söyleyin!" dediler. Bunun üzerine saydý:

"Zahmetine raðmen abdesti tam almak. Mescide çok adým atmak. (Bir namazdan sonra diðer) Namazý beklemek. Ýþte bu ribâttýr, iþte bu ribâttýr, iþte bu ribâttýr."[167]



radyobeyan