Hadis 10. Hafta By: zahdem Date: 30 Nisan 2010, 22:21:42
Zayýf Hadis Çesitleri
f) Mu‘allel
Ancak isin uzmaný alimlerin fark edebileceði ve sahihliðe zarar veren gizli bir kusuru (illeti) bulunan hadîse denir.Buna göre illetler hem senedlerde, hem metinlerde olabilir. Bunlarýn ortaya çýkarýlmasý çok zor olduðu için, hadis tarihinde az sayýda alim bu sahada söz söylemistir. Bu alimler arasýndan Ali ibnu’l- Medînî. Ahmed b. Hanbel, ed-Dârimî, el-Buhârî, Ebû Hâtim er-Râzî, et-Tirmizî ve ed- Dârekutnî’yi zikredebiliriz. Bu alimler, hadisin bütün rivayetlerini bir araya toplayýp sened ve metinlerini karsýlastýrarak incelemek suretiyle hadisin illetli olup olmadýðýný ortaya koymaya çalýsmýslardýr. Hadisin muallel olmasý, ravisinin zabt ve, duruma göre bazen de adalet niteliklerinin eksikliðini veya yokluðunu gösterir. Bu sebeple muallel hadis zayýftýr.
...Abdullah b. Mesûd demis ki, Resûlullah –sallellahu aleyhi ve sellem- söyle buyurmus:”Uðursuzluk anlayýsý sirkten bir çesittir. Bizden hiç kimse yoktur ki (bu anlayýs ona bulasmýs olmasýn!) Ancak ALLAH bunu tevekkülle giderir!”.
Bu hadisin; “Bizden hiç kimse yoktur ki...” kýsmýnýn, Hz.Peygamber’in deðil, Abdullah b. Mes’ûd’un sözü olduðu söylenmektedir
...Musa b. Ukbe’den, o, Ebû Ýshak’dan, o, Ebû Burde’den, o da babasýndan naklenrivayet etti ki, Resûlullah –sallellahu aleyhi ve sellem- söyle buyurmus....
Bu hadisin senedi mualleldir. Ebû Burde hadisi, diðer rivayetlerinde genel olarak görülen yolun -ki, buna câdde denir- aksine, babasýndan deðil, el-Eðar el-Muzenî’den nakletmektedir. Hadisin bu makbul rivayeti de söyledir:
...Bize Hammâd b. Zeyd, S$abit’den, o, Ebû Burde’den, o da el-Eðar el-Muzenî’den – ki, onun sahabiliði vardýr- naklen haber verdi ki....
Muallel hadisler konusunda müstakil eserler yazýlmýstýr. Önemli birkaçý sunlardýr:
Kitabu’lÝlel ve Ma’rifeti’r-Ricâl, Ahmed b. Hanbel, I-II.
Kitabu’lÝlel, Ýbn Ebî Hâtim er-Râzî, Mýsýr, 1343, I-II.
Serhu Ýleli’t-Tirmizî, Ýbn Recep el-Hanbelî, Baðdad.
g) Muzdarib
Birbirlerine zýt olmakla beraber birini diðerine tercih imkâný bulunmayan hadîslerden her birine verilen isimdir. Hadisler arasýnda görülebilen bu zýtlýk, onlarýn senedleri arasýnda ortaya çýkabildiði gibi metinleri arasýnda da görülebilmektedir. Ancak metinler arasýnda bu tür zýtlýklar ya çok nadir görülür veya hiç görülmez. Hadisler arasýnda görülen bu zýtlýklar. onlardan birinin hatalý olduðunu, dolayýsýyla ravisinin, en azýndan zabt eksikliðini. gösterir. Bunlardan hatalý olaný tesbit imkaný bulunamayýnca, iki hadis de zayýf sayýlmýstýr. .Bununla beraber, iki tarafýn ravilerinin de sika olmasý durumunda olduðu gibi, senedde görülebilen bu tür zýtlýklardan bazýsý hadisin sahihliðine zarar vermeyebilir.
…Seybân'dan, o, Ebû Ýshak'dan, o, Ýkrime'den, o da Ýbn Abbas’dan naklen rivayet etti ki, o söyle demis: Ebû Bekr es-Sýddîk –ALLAH ondan razý olsun!-, Resûlullah’a –sallellahu
aleyhi ve sellem- demis ki; “Ýhtiyarladýðýný görüyorum?”. Söyle buyurmus: “Beni Hûd, Vâkýa, Amme yetesâelûn ve Ýze’ss-semsu küvviret sureleri ihtiyarlattý!”
…Bize Ebu'l-Ahvas rivayet edip dedi ki, bize Ebû Ýshak, Ýkrime'den, naklen rivayet etti ki, o söyle demis: Ebû Bekr es-Sýddîk –ALLAH ondan razý olsun!- söyle demis...
Bu hadisin senedi muzdaribtir. Görüldüðü gibi hadis birinci senede göre Ýbn Abbâs'ýn rivayeti/musnedidir. Ýkinci senede göre ise, munkatý' olmasýnýn yanýnda Hz. Ebû Bekr'in rivayeti/musnedidir. Bunlardan birini tercih imkâný da yoktur.
...Süphesiz bu mallarýnýzda zekâtýn dýsýnda da hak vardýr!
…Malda zekâtýn dýsýnda hiçbir hak yoktur!
Bazý alimler, bu iki metin arasýndaki ýzdýrabý, birinci metnin senedinin zaîf, dolayýsýyla sadece ikinci metnin makbul olduðunu söyleyerek gidermislerdir. Ýkisinin de makbul olduðunu söyleyen diðer bazý alimler ise söyle bir açýklama getirmislerdir: Birinci metinde zekât dýsýndaki nafile yardýmlar, ikincisinde zekât kastedilmistir. Gerçekte de metni muzdarib olan hadisler bulmak zordur.
h) Maklûb
Sened veya metnindeki kelime veya cümlelerde takdîm-tehîrler, baskalarýyla deðistirmeler yapýlmýs olan hadîse denir. Bu deðisiklikler bilerek yapýlmýs olabildiði gibi yanlýslýkla da yapýlmýs olabilir. Bilerek yapma ravinin adalet sýfatýný, yanlýslýkla yapma zabt sýfatýný cerhe sebep olur.
Hadislerin sened ve metinlerinde yapýlan deðisiklikler bazen bir kimseyi imtihan etme maksadýyla da yapýlabilir. Bunda, rivayet etme maksadý olmadýðý için, bir sakýnca yoktur. Bunun en meshur örneði, Baðdad’lý hadisçilerin el-Buhârî’yi (ö.256) denemek için yaptýklarýdýr. Söyle ki, el-Buhârî Baðdâd’a gittiðinde oranýn hadisçileri 100 hadisin sened ve metinlerini birbiriyle deðistirmis ve bunlarý onar onar on kisiye vermisler. Onlar da bu hadisleri ona sormuslar. el-Buhârî her hadis sorulduðunda bilmediðini söylemis, hadisler bitince de, ilk soranýn ilk
hadisinden baslayarak her birinin doðru sekillerini okumustu. Böylece hadis bilgisinin genisliði ile hafýzasýnýn gücü anlasýlmýstý.
Metni maklûb olan hadislere su örnekler verilebilir:
...sol elinin verdiðini sað eli bilmeyecek kadar....Bu hadisin makbul sekli söyledir:...sað elinin verdiðini sol eli bilmeyecek kadar...
...size bir seyi yasakladýðýmda ise, gücünüz yettiðince ondan uzak durun.Maklûb olan bu hadisin makbul sekli söyledir:...dolayýsýyla size emrettiðim seyi gücünüz yettiðince yapýn......size
bir is emrettiðimde ise onu gücünüz yettiðince yapýn!
Senedi maklûb olan hadislerin bir örneði su hadistir:
...Bize Hammâd b. Amr en-Nasîbî, el-A’mes’den, o, Ebû Sâlih’den, o da Ebû Hureyre’den naklen rivayet etti ki, o söyle demis....
Bu hadisin senedi maklûbdur. Bir yalancý olan Hammâd b. Amr, Suheyl b. Ebî Sâlih’in yerine ayný tabakadan olan el-A’mes’i zikretmistir. Hadisin makbul sekli söyledir:...Bize Abdulazîz
ed-Derâverdî’yi kasdediyor-, Suheyl’den, o, babasýndan, o da Ebû Hureyre’den naklen rivayet etti ki....
ý) Sâzz- Mahfûz
Sika bir ravinin sika ravilere veya kendisinden daha sika olan bir raviye zýt olarak rivayet ettiði hadîs demektir. Mukabilindeki hadîse ise mahfûz denir. Bu ýstýlah, sadece bir senedi
bulunan, tek bir ravi tarafýndan rivayet edilen hadis için de kullanýlmýstýr. Bu durumda söz konusu hadis, ravisi sika ise makbûl, deðilse münker adýný alýp merdûd olur.
...Bize Abdulvahid b. Ziyâd rivayet edip dedi ki, bize el-A’mes, Ebû Sâlih’den, o da Ebû Hureyre’den naklen rivayet etti ki, o söyle demis: Resûlullah –sallellahu aleyhi ve sellem- söyle
buyurmus: Biriniz sabahýn iki rekâtýný kýlýnca sað tarafý üzerine yan üstü yatsýn!
Bu hadis sâzzdýr. Çünkü sika olan ancak el-A’mes’den yaptýðý rivayetleri tenkide maruz kalan Abdulvahid b. Ziyad bu hadisi Hz.Peygamber’in sözü olarak rivayet etmektedir. Hâlbuki
diðer ravileri onu Hz.Peygamber’in fiili olarak rivayet etmislerdir. Mahfuz rivayet söyledir:
...Hz.Aise’den –ALLAH ondan razý olsun!- naklen rivayet etti ki o söyle demis: Hz.Peygamber –sallellahu aleyhi ve sellem- sabahýn iki rekâtýný kýlýnca sað tarafý üzerine yan üstü yatardý.
j) Munker-Ma‘rûf
Zayýf ravinin kendisinden daha iyi durumda olan raviye aykýrý bir sekilde rivayet ettiði hadîs demektir. Mukabilindeki hadîs ma‘rûf ismini alýr. Sadece zayýf bir ravi tarafýndan rivayet
edilen hadis de, sika ravilerin rivayetine aykýrý olmasa bile, munker adýný alýr.
...Hubeyyib b. Habîb, Ebû Ýshak’dan, o, el-Ayzâr b. Hureys’den, o, Ýbn Abbas’dan, o da Hz.Peygamber’den –sallellahu aleyhi ve sellem- naklen rivayet etti ki, o söyle buyurmus: “Kim namazý dosdoðru kýlar, zekatý verir, hacca gider, oruç tutar ve misafiri aðýrlarsa cennete girer!”
Bu hadis munkerdir. Çünkü bu senedle Hz.Peygamber’in sözü (merfu) olarak rivayet edilen hadis, sika raviler tarafýndan, yine Ebû Ýshak tarikinden Ýbn Abbas’ýn sözü (mevkûf ) olarak rivayet edilmistir. Hadisin ma‘rûf rivayeti söyledir:
… Bedevîler Ýbn Abbâs'a gelip söyle dediler: "Biz gerçekten namazlarý dosdoðru kýlýyor, zekâtlarý veriyor, Kâbe'ye hacca gidiyor, ramazanda oruç tutuyoruz. Yine de muhacirlerden bazý insanlar bizim hiçbir seye dayanmadýðýmýzý söylüyorlar?". O zaman Ýbn Abbas söyle dedi: “Kim namazý dosdoðru kýlar, zekatý verir, hacca gider, oruç tutar ve misafiri aðýrlarsa cennete girer!”
k) Metrûk
Hz.Peygamber’e -sallellahu aleyhi ve sellem- yalan isnadda bulunmakla itham edilen (muttehem bi'l-kizb), veya çok hata yapan (fâhýsu'l-ðalat) yahut çok dalgýn olan (fartu'l-gaflet)
ravinin rivayet ettiði hadîse denir. Bununla beraber bu terim, bilhassa ilk dönemlerde, kabul edilmeyen bütün hadisler için de kullanýlmýstýr. Bu türe su hadis örnek verilebilir:
…Kuteybe b. Sa'îd dedi ki, bize Câbir b. Merzûk, Abdullah b. Abdilazîz el-Ömerî'den, o, Ebû Tuvâle el-Ensârî'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivâyet etti ki, o söyle demis: Resûlullah–
sallellahu aleyhi ve selem- söyle buyurmus: "Kim bir günah isler de, ALLAH'ýn –azze ve cellekendisine azab etmeyi dilerse azab edeceðini, kendisini baðýslamayý dilerse baðýslayacaðýný
bilirse ALLAH'a onu baðýslamasý vacip olur!"
Bu hadis, senedinde muttehem bir ravi olan Câbir b. Merzûk bulunduðu için metrûkdur
radyobeyan