Kütübü Sitte
Pages: 1
Namaz ile ilgili hadisler-1 devami 11 By: sumeyye Date: 28 Nisan 2010, 13:59:32
AÇIKLAMA:



Sonuncu hadis, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn sabah namazýnýn her iki rek´atinde de ayný sûreyi okuduðunu haber vermektedir. Hadiseyi rivâyet eden sahâbî tereddüt etmektedir: "Resûlullah bunu bilerek mi yaptý, unutarak mý?" Çünkü Aleyhissalatu vesselam mûtad olarak her rek´atte ayrý bir sûre okumaktadýr. Tabiî ki unutarak yaptý ise, onu yapmak ümmete câiz olmaz, bilerek yaptý ise ümete de caiz ve meþrû olur.

Âlimler bu çeþit durumlar için yani Efendimizin bir fiili hakkýnda meþrûluk ve gayr-ý meþrûluk hususunda tereddüt hâsýl olursa: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn fiilinin meþrûluða hamledilmesi evlâdýr" diye kaide koymuþlardýr. "Çünkü derler, onun ef´alinde asýl olan teþrîdir, unutma ise bu asl´ýn dýþýnda kalýr." Bu hususta usulcüler benzer bir durum daha zikrederler: Resûlullah´ýn yaptýðý bir iþ hakkýnda bu, cibillî, fýtrî bir davranýþ mý yoksa þer´î bir beyan mý? diye tereddüde düþülecek olursa, ulemanýn ekseriyeti bu fiilin uyulmasý gereken bir sünnet olduðuna hükmetmiþtir. [346]



ÖGLE VE ÝKÝNDÝ NAMAZLARI


ـ1ـ عن أبى قتادة رَضِيَ اللّهُ عَنْه ]أنَّ النّبىَّ # كانَ يَقْرأُ في الظّهْرِ في ا‘ولَيَيْنِ بأُمِّ الْكِتَابِ وَسُورَتَيْنِ، وفي الرَّكْعَتَيْنِ ا‘خِيرَتَيْنِ بِأُمِّ الْكِتَابِ وَيُسْمِعُنَا اŒيةَ أحْيَاناً، وَيطَوِّلُ في الرَّكْعَةِ ا‘ولى مَاَ يُطِيلُ في الثَّانِيَةِ، وَكَذَا في الْعَصْرِ وَالصُّبْحِ[. أخرجه الخمسة إ الترمذي.زاد أبو داود في رواية: »فَظَنَنَّا أنَّهُ يُرِيدُ بِذَلِكَ أنْ يُدْرِكَ النَّاسُ الرَّكْعَةَ ا‘ولى« .



1. (2550)- Ebû Katâde (radýyallâhu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) öðlede ilk iki rek´atte Fatiha ile iki sûre okurdu. Son iki rek´atte de Fatiha´yý okur, bazan da âyeti bize iþittirirdi. Birinci rek´atte (kýraatý) uzun tutar ikinci de o kadar uzatmazdý. Ýkindi ve sabah namazlarýnda da böyle yapardý."[347]

Ebû Dâvud, bir rivâyette þu ziyadeye þâmildir: "O´nun (aleyhissalâtu vesselâm), halk birinci rek´ata yetiþebilsin diye böyle yaptýðýný zannederdik."[348]



AÇIKLAMA:



Bu hadiste, bütün namazlarda Aleyhissalâtu vesselâm´ýn birinci rek´atleri daha uzun tuttuðunu görmekteyiz. Âlimler, bunu cemaate daha çok kimsenin iþtirakine imkan saðlamak için yaptýðýný söylerler. Dolayýsýyle tek baþýna kýlan kimsenin her iki rek´ati de eþit tutmasýnýn efdal olacaðýný belirtirler. Ancak bazý âlimler, sabah namazýnýn birinci rek´atini her hal u kârda daha uzun tutmanýn müstehab olduðuna hükmetmiþtir. Diðer vakitlerde cemaatin artma ihtimali bulunma hallerinde birinciyi uzatmak efdaldir, böyle bir ihtimal olmayan hallerde her ikisini eþit tutmak efdaldir. Ýbnu Hacer sabahta kýrâatýn uzatýlmasýndaki ýsrarýn sebebini þöyle açýklar: "Zîra sabah namazý, uyku ve istirahati tâkib eden bir âna rastlar. Ayrýca bu vakitte kalb, geçim ve sâir meselelerine henüz bulaþmayýp boþ bulunmasý sebebiyle, dil ve kulaða uyum saðlar."[349]



ـ2ـ وعن ابن عباس رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]َ أدْرِى أكانَ رسولُ اللّهِ # يَقْرَأُ في الظُّهْرِ وَالْعَصْرِ أمْ َ؟[. أخرجه أبو داود .



2. (2551)- Ýbnu Abbâs (radýyallâhu anhümâ) demiþtir ki: "Resûlullah´ýn öðle ve ikindi namazlarýnda kýrâatte bulunup bulunmadýðýný bilmiyorum."[350]



AÇIKLAMA:



Bu hadis, Ýbnu Abbâs (radýyallâhu anh)´a has bir tereddüde parmak basmaktadýr. Kýrâati cehrî olmayan öðle ve ikindi namazlarýnda Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Kur´ân okur muydu. hemen belirtelim ki bu mesele üzerine Ýbnu Abbâs´tan üç ayrý rivâyet gelmiþtir: "Bir rivâyete göre okurdu, bir rivâyete göre okumazdý, burada kaydedilen rivâyete göre de Ýbnu Abbâs bu meselede kararsýzdýr, þekk içerisindedir. Red rivâyeti Ebû Dâvud´da gelir. Kendisine, "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) öðle ve ikindide kýraatte bulunur muydu? diye sorulunca: "Hayýr!" cevabýný verir. "Belki içinden okuyordu" denince: "Sizin bu sözünüz önceki söylediðinizden de fena. O memur bir kuldu, kendisine emredileni teblið etti" der. Ýbnu Abbâs´ýn bu iki namazda kýrâatý te´yid eden görüþünü Ebû´l-Âliye-el Berrâ rivâyet eder: "Ýbnu Abbâs´a göre ikindide okuyayým mý? diye sordum. Bana: "O önündedir, ondan az veya çok bir miktar oku" dedi." (Rivâyeti Ýbnu´l-Münzîr ve Tahâvî kaydetmiþtir.)

Öðle ve ikindide kýraatin varlýðý hususunda ulemanýn bir tereddüdü mevcut deðildir. Ebû Katâde Habbâb ve baþkalarýndan gelen çeþitli rivâyetler, hiçbir þekk ifade etmeden Resûlullah´ýn öðle ve ikindi namazlarýnda kýrâatte bulunduðu hususunda cezmederler, kesin konuþurlar. Nitekim müteakiben kaydedilecek olanlardan baþka, bir önceki hadise bir kere daha bakýlabilir. Ayrýca þekk ile yakýn zâil olmaz kaidesince, bu rivâyetteki tereddüt, öbür rivâyetlerin kesin ifadesini zedeleyemez, bilakis onlar buradaki tereddüdü bertaraf eder.[351]



ـ3ـ وعن جابر بن سمرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]كانَ رسولُ اللّهِ # يَقْرأُ في الظّهْرِ بِاللَّيْلِ إذَا يَغْشى، وفي العَصْرِ نَحْوِ ذَلِكَ، وفي الصُّبْحِ أطوَلَ مِنْ ذَلِكَ[. أخرجه وأبو داود والنسائى .



3. (2552)- Câbir Ýbnu Semüre (radýyallâhu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) öðlede Velleyli izâ yaðþâ sûresini okur, ikindide dahi aynýsýný yapar, sabah namazýnda bundan daha uzun bir kýrâatte bulunurdu."[352]



ـ4ـ وعن البراء رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]كُنَّا نُصَلِّى خَلْفَ رَسُولِ اللّهِ # الظّهْرَ فَنَسْمَعُ مِنْهُ اŒيةَ بَعدَ اŒيَاتِ مِنْ لُقْمَانَ والذَّارِيَاتِ[. أخرجه النسائى .



4. (2553)- el-Berâ (radýyallâhu anh) anlatýyor: "Biz, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn arkasýnda öðleyi kýlmýþtýk. Kendisinden Lokmân ve Zâriyat sûrelerinin âyetlerini peþ peþe iþitiyorduk."[353]



ـ5ـ وعن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما: ]أنَّ النَّبىَّ # سَجَدَ في صََةٍ ثُمَّ قَامَ فَرَكَعَ فَرَأوْا أنَّهُ قَرَأ الم تنزيلَ السجدةُ[. أخرجه أبو داود .



5. (2554)- Ýbnu Ömer (radýyallâhu anhümâ) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir namazda secde edip sonra kýyâma kalktý ve rükû yaptý. Cemaat onun, Elf-Lâm-Mim Tenzile´s-Secdetü´yü okuduðunu gördü."[354]



AÇIKLAMA:



1- Hadis burada biraz ihtisâr edilmiþ gözüküyor. Ebû Dâvud´daki aslýnda: "...öðle namazýnda.." diye sarahat var. Secde´den maksad "tilâvet secdesi´dir. Þârihler, hadisten Resûlullah´ýn tilâvet secdesinden kalkýnca surenin devamýný hiç okumadan rükûya gittiðinin anlaþýldýðýný belirtirler. Aliyyü´l-Kârî´ye göre, "Kýrâat caiz ve hatta efdaldir. Buna raðmen terki ya namazýn yeterince uzamasýndandýr, ya da bunun câiz olduðunu beyan etmek içindir. Bununla beraber Resûlullah´ýn kýraati terkettiðine dair, rivâyette kesin ve sarih bir ifade mevcut deðildir." Ayrýca Aliyyu´l-Kârî der ki: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), mezhebimizde (Hanefî) caiz olduðu üzere, rükû, kýrâat secdesi yerine geçtiði halde, rükû ile iktifa etmeyip tilâvet için hususi secde yapmýþtýr, böyle davranýþý, amelde efdal olaný tercih içindir."[355]



AKÞAM NAMAZI


ـ1ـ عن مروان بن الحكم قال: ]قالَ لى زَيْدُ بنُ ثَابِتٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه: مَالَكَ تَقْرَأُ في المَغْرِبِ بِقِصَارِ المُفَصَّلِ، وَقَدْ سَمِعْتُ النَّبىَّ # يَقْرَأ بِطُولَىِ الطُّولَيَيْنِ[. أخرجه البخارى وأبو داود والنسائى.وزاد أبو داود. قلت: »وَمَا طُولىِ الطُّولَيَيْنِ؟ قالَ: ا‘عْرَافُ وا‘خْرَى ا‘نْعَامُ«. واللّه أعلم .



1. (2555)- Mervân Ýbnu´l-Hakem anlatýyor: "Bana Zeyd Ýbnu Sâbit (radýyallâhu anh) dedi ki: "Sen niye akþam namazýnda (kýsâru´lmufassal denilen) kýsa sûrelerden okuyorsun? Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn Tûlâ´t-Tûleyeyn´i okuduðunu iþittim."[356]

Ebû Dâvud´un rivâyetinde þu ziyade var: "...Dedim ki: Tûlâ´t-Tûleyeyn nedir? Bana "el-A´râf", öbürü de "el-En´âm" diye cevap verdi."[357]



AÇIKLAMA:



1- Hadiste geçen kýsâru´lmufassal "kýsa olan mufassal sûreler" demektir. Mufassal sûreler hangileridir? hususunda ihtilaf edilmiþtir. Gerçi sonuncu mufassal´ýn Nâs sûresi olduðunda ihtilaf edilmez. Ýhtilaf hangi sûreden itibaren mufassaldýr sorusunu cevabýnda düðümlenir: Saffât, Câsiye, Kýtâl, Feth, Hucurât, Kâf, Saff, Tebâreke, Sebbehâ ve son olarak da Duhâ suresinin mufassalarýn ilki olduðu ileri sürülmüþtür. Râcih görüþe göre ilk mufassal Hucurât´týr. Cumhur Lem yekün´ü kabul eder. Bu sûrelere mufassal denmesi, besmele ile sýk sýk aralarýnýn ayrýlmýþ olmasýna binaendir. Tývâl´a gelince bunlar Hucurât´tan Bürûc´a kadar olanlardýr. Bürûc´tan Lem yekün´e kadar olanlar da vasat´týr.

2-Tûla´t-Tûleyeyn en uzun iki sûrenin en uzunu demektir[358] Bu en uzun iki sureden maksad nedir?

Ýbnu Hacer, bu tâbir üzerine ulema arasýnda cereyan eden ihtilaflarý kaydeder. Buna göre eliflâmmîmsâd; el-A´râf; el-Mâide, el-A´râf; el-Enâm, el-A´râf; el-Bakara, el-A´râf. Ýbnu Hacer, iki en uzundan en uzun tabiriyle A´râf´ýn kastedildiði hususunda ittifak hâsýl olduðunu belirtir. Kur´an-ý Kerim´de en uzun surenin Bakara olmasýna raðmen A´râf´ta ittifak hâsýl olmasý meselesini açýklama sadedinde Ýbnu Battâl´ýn þu izahýný kaydeder: ´Bakara yedi uzunun (es-Seb"uttývâl) en uzunudur. Eðer (râvi Zeyd Ýbnu Sâbit) bunu kasdetseydi uzunlarýn en uzunu (tula´t-Tývâl) derdi. Onu kasdetmemiþ olmasý A´râf´ý kastettiðine delâlet eder, çünkü o Bakara´dan sonra sûrelerin en uzunudur." Bu yorum Nisâ sûresi, A´raf´tan daha uzun denilerek tenkid edilmiþtir, ancak bu tenkid maksada muvafýk bir tenkid deðildir, zîra (Zeyd Ýbnu Sâbit) âyet sayýsýna itibar etmiþtir. A´râf sûresinin âyet sayýsý, Nisâ sûresinin ve yedi uzuna giren Bakara´dan sonraki sûrelerin âyet sayýsýndan daha fazladýr. Tenkidci ise, sûrelerdeki kelime sayýsýný esas almýþtýr, zîra Nisâ sûresinin kelimeleri A´râf´ýn kelimelerinden yüz kelime fazladýr."

3- Ýbnu´l-Münîr, bu hadise dayanarak Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn nadiren de olsa akþam namazýnda uzun sûre okuduðunu istidlal eder.

4-Yine bu hadisle istidlal edilerek akþam vaktinin uzadýðýna ve akþam namazýnda kýsa olmayan sûrelerin okunmasýnýn da müstehab olduðuna hükmedilmiþtir.[359]



ـ2ـ وعن أم الفضل رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ]سَمِعْتُ النّبىَّ # يَقْرَأُ في المَغْرِبِ وَالمُرْسََتِ عُرْفاً؛ ثُمَّ مَا صَلّى لَنَا بَعْدَهَا حَتَّى قَبَضَهُ اللّهُ[. أخرجه الستة .



2. (2556)- Ümmü´l-Fadl (radýyallâhu anhâ) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn akþam namazýnda ve´lmürselâti urfen suresini okuduðunu iþittim. Bundan sonra artýk bize, ruhu kabzedilinceye kadar hiç namaz kýldýrmadý."[360]



AÇIKLAMA:



1- Burada Ümmü´l-Fadl diye künyesi ile zikredilen râviye kadýn Ýbnu Abbâs´ýn annesidir (radýyallâhu anhüm). Ýsmi Lübâbe Bintu´l-Hâris el-Hilâliyye´dir. Hz. Hatice validemizden sonra ilk müslüman olan kadýn olduðu söylenir (radýyallâhu anhümâ). Ne var ki, Saîd Ýbnu Zeyd´in muhterem zevceleri -ki Hz. Ömer´in kýz kardeþidir- Fâtýma Bintul-Hattâb´ýn ikinci sýrada yer almasý daha sahihtir.

2- Bu rivâyet, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´in vefatýndan önce kýldýrdýðý son namazýn akþam namazý olduðunu haber vermektedir. Halbuki Hz. Âiþe´den gelen bir rivâyette: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn Ashâbýna kýldýrdýðý en son namazýn öðle namazý olduðu" ifade edilir. Ýbnu Hacer, delillere dayanarak, Hz. Âiþe hadisi´nin Mescid´de kýldýrýlan son namazý Ümmü´l-Fadl hadisinin de evde kýldýrýlan son namazý kasdettiðini belirterek iki rivâyeti te´lif eder.[361]



ـ3ـ وعن عائشة رَضِيَ اللّهُ عَنْها: ]أنَّ رَسُولَ اللّهِ #: صَلّى المَغْرِبَ بِسُورَةِ ا‘عْرَافِ، فَرَّقَهَا في رَكْعَتَيْنِ[. أخرجه النسائى .



3. (2557)- Hz. Âiþe (radýyallâhu anhâ) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), A´râf sûresiyle akþamý kýldýrdý. Sûreyi ikiye bölerek her iki rek´atte bir parçasýný okudu."[362]



ـ4ـ وعن جُبير بن مُطعم رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]سَمِعْتُ رسُولَ اللّهِ # يَقْرأُ في المَغْرِبِ بِالطُّورِ[. أخرجه الستة إ الترمذي .



4. (2558)- Cübeyr Ýbnu Mut´im (radýyallâhu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ý akþam namazýnda et-Tûr sûresini okurken iþittim."[363]



ـ5ـ وعن أبى عثمان النَّهْدِى قال: ]صَلَّيْتُ خَلْفَ بنِ مَسْعُودٍ المَغْرِبَ فَقَرَأ: قُلْ هُوَ اللّهُ أحَدٌ[. أخرجه أبو داود .



5. (2559)- Ebû Osmân en-Nehdî anlatýyor: "Ýbnu Mes´ud (radýyallâhu anh)´ýn arkasýnda akþam namazý kýlmýþtým. Namazda Kulhüvallahü ahad´i okudu."[364]



ـ6ـ وعن عبداللّه بن عُتبة بن مسعود: ]أنَّ رسُولَ اللّهِ # قَرَأ في صََةِ المَغْرِبِ بحم الدُّخَانَ[. أخرجه النسائى .

6. (2560)- Abdullah Ýbnu Utbe Ýbni Mes´ûd anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) akþam namazýnda Hâmîm-ed-Duhân sûresini okudu."[365]



ـ7ـ وعن أبى عبداللّه الصُّنَابحى قال: ]قَدِمْتُ المَدِينَةَ في خَِفَةِ أبِى بَكْرٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه فَصَلَّيْتُ وَرَاءَهُ المَغرِبَ فَقَرَأ في الرَّكْعَتَيْنِ ا‘وَّلَيَيْنِ بِأُمِّ الْقُرْآنِ وَسُورَةِ سُورَةٍ مِنْ قِصَارِ المفَصَّلِ؛ ثُمَّ قَامَ في الثَّالِثَةِ فَدَنَوْتُ مِنْهُ حَتَّى إنَّ ثِيَابِى لَتَكَادُ أنْ تَمَسَّ ثِيَابَهُ. فَسَمِعْتُهُ قَرَأ بِأُمِّ الْقُرآنِ وَبِهذِهِ اŒية: رَبّنَا َ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً إنَّكَ أنْتَ الوَهَّابُ[. أخرجه مالك .



7. (2561)- Ebû Abdillah es-Sunâbihî anlatýyor: "Hz. Ebû Bekr (radýyallâhu anh)´in hilafeti sýrasýnda Medîne´ye geldim, arkasýnda akþam namazýný kýldým. Ýlk iki rek´atinde Fatiha ile (kýsâru´lmufassal denen) kýsa sûrelerden birer sûre okudu. Sonra üçüncü rek´ate kalktý. Ben (ne okuyacaðýný iþitmek için) hemen kendisine -elbisem elbisesine deðecek kadar- yaklaþtým. Fatiha ve beraberinde "Rabbenâ lâ tuzið kulûbenâ ba´de iz hedeytenâ veheb lenâ min ledünke rahmeten inneke ente´l-Vehhâb. (Rabbimiz, bize hidâyet verdikten sonra kalblerimizi saptýrma. Katýndan bize bir rahmet lutfet, sen çok lutfedenlerdensin)" âyetini okuduðunu iþittim."[366]



AÇIKLAMA:



1- Burada üçüncü rek´atte Fatiha´dan sonra âyet kýrâati mevzubahistir. Ebû´l-Velîd el-Bâcî bunu bir nev´i kunût ve duâ olarak deðerlendirir ve bazý âlimlerin, bunu akþam namazýnda -ve hatta bütün namazlarda- tecviz ederken diðer bazýlarýnýn tamamen reddettiklerini söyler.

2- Buraya kadar kaydedilen rivâyetler, akþam namazýnda illâ da þu þu sûreler okunacak diye bir sýnýr olmadýðýný göstermektedir. Resûlullah´tan kýsa sûrelerin okunmasýna dair tavsiyeler var ise de cemaatin durumuna hamledilmiþtir. Gerek Resûlullah ve gerekse Ashâb ve diðer selef büyüklerinden, akþam namazýnda uzun sûrelerin de okunduðuna dair rivâyetler gelmiþtir.[367]



YATSI NAMAZI


ـ1ـ عن بُرَيدة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]كانَ رسولُ اللّه # يَقْرأُ في العِشَاءِ اŒخِرَةِ وَالشَّمْسِ وَضُحَاهَا وَنحْوَهَا مِنَ السُّور[. أخرجه الترمذي والنسائى .



1. (2562)- Büreyde (radýyallâhu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yatsý namazýnda Veþþemsi ve duhâhâ ve benzeri sûreleri okurdu."[368]



AÇIKLAMA:



Bu rivâyetten Resûlullah´ýn yatsý namazýnda fazla uzun sûrelerden okumayýp, uzunlukça Veþþemsi ve duhâhâ´ya benzeyen sûreleri okuduðu anlaþýlmaktadýr. Sahiheyn´de gelen bir riyavet yatsýnýn uzatýlmamasý için bazý uyarýlarda bulunduðunu da göstermektedir: Hz. Muâz (radýyallâhu anh)´ýn yatsý namazýnda uzun sûre okuduðunu iþitince çaðýrýp þunu söyler: اُتُرِيدُ اَنْ تَكُونَ يَا مُعَاذُ فَتَّانًا إِذَا اَمَمْتَ النَّاسَ فَاقْرَأْ بِالشَّمْسِ وَضُحَاهَا وَسَبّحْ اِسْم رَبِّكَ اََْعْلَى واللَّيْلِ اِذَا يَغْشَى

"Ey Muâz, fitne mi çýkarmak istiyorsun! Halka imam olunca Veþþemsi ve duhâhâ´yý, Ve Sebbih isme Rabbike´l-A´lâyý, Velleyli izâ yaðþâ´yý oku!"

Þu halde bu rivâyet, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn yatsýda bu ve benzeri sûreleri okuduðunu ifade etmektedir.[369]



ـ2ـ وعن البراء رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّ النّبىَّ #: كَانَ في سَفَرٍ فَصَلّى الْعِشَاء اŒخِرَةَ فَقَرَأ في إحْدَى الرّكْعَتَيْنِ بِالتِّينِ وَالزَّيْتُونِ[. أخرجه الستة.وزاد الشيخان: ]فَمَا سَمِعْتُ أحداً أحْسَنَ صَوْتاً أوْ قِرَاءةً مِنْهُ #[ .



2. (2563)- el-Berâ (radýyallâhu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir yolculuk sýrasýnda yatsýyý kýlmýþtý. Ýki rek´atin birinde Vettîni ve´z-Zeytûni´yi okudu."[370]

Sahiheyn´de þu ziyade yer alýr: "Sesce ve kýrâatçe O´ndan daha güzel kimseye rastlamadým."[371]



ـ3ـ وعن نافع: ]أنَّ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما: كانَ إذَا صَلّى وَحْدَهُ يَقْرَأُ في ا‘رْبَعِ جَمِيعاً في كُلِّ رَكْعَةٍ بِأُمِّ الْقُرآنِ. وَسُورَةٍ مِنَ الْقُرآنِ. وَكانَ يَقْرَأ أحْيَاناً السُّورتَيْنِ وَالثّثَ في الرَّكْعَةِ الْوَاحِدَةِ مِنْ صََةِ الْفَرِيضةِ[ .



3. (2564)- Nâfî anlatýyor: "Ýbnu Ömer (radýyallâhu anhümâ) tek baþýna namaz kýlýnca dört rek´atin her birinde Fatiha´yý ve Kur´ân´dan bir sûreyi okurdu. Bazan da farz namazýn bir rek´atinde iki ve üç sûre birden okurdu. Akþam namazýnýn iki rek´atinde ayný þekilde Fatiha ve birer sûre okurdu."[372]



ـ4ـ وعن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال: ]مَامِنَ المُفَصَّلِ سُورَةٌ صَغِيرَةٌ وََ كَبِيرَةٌ إَّ قَدْ سَمِعْتُ رسُولَ اللّه # يَؤُمُّ بِهَا النَّاسَ في الصََّةِ المَكْتُوبَةِ[ أخرجهما مالك .



4. (2565)- Amr Ýbnu Þu´ayb an ebîhi an ceddihi anlatýyor: "Mufassal sûrelerden -uzunu olsun, kýsasý olsun- hiçbiri yoktur ki, ben onu Resûlullah´ýn namaz kýldýrýrken okuduðunu iþitmemiþ olayým."[373]



ـ5ـ وعن عائشة رَضِيَ اللّهُ عَنْها: ]أنَّ رسولَ اللّهِ #: بَعثَ رَجًُ عَلى سَرِيّةِ وَكانَ يَقْرأ ‘صْحَابِهِ في صََتِهِمْ فَيَخْتِمُ بِقُلْ هُوَ اللّهُ أحَدٌ. فَلَمَّا رَجَعُوا ذَكَرُوا ذلِكَ لِرَسُولِ اللّهِ #، فقَالَ: سَلُوهُ؛ ‘ىِّ شَىْءٍ يصْنَعُ ذَلِكَ؟ فَسَألُوهُ. فقالَ: ‘نَّهَا صَفَةُ الرَّحْمنِ، فأنَا أحِبُّ أنْ أقْرَأ بِهَا: فقَالَ رَسُولُ اللّهِ #: أخْبِرُوهُ أنَّ اللّهَ تَعالى يُحِبُّهُ[. أخرجه الشيخان والنسائى .



5. (2566)- Hz. Âiþe (radýyallâhu anhâ) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) askerî bir birliðin baþýna bir adamý komutan yapmýþtý. Bu zât arkadaþlarýna namaz kýldýrýrken, her seferinde kýrâatýný kul hüvallahu ahad ile tamamlýyordu. Döndükleri zaman durumu Hz. Peygamber´e söylediler. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Sorun ona niçin öyle yapýyormuþ?" buyurdu. Dediði gibi kendisine sorulmuþtu.

"Çünkü O, Rahmân´ýn sýfatýdýr, ben onu okumayý seviyorum!" diye cevap verdi. Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm:

"Ona bildirin, ALLAH onu seviyor!" müjdesini verdi."[374]



AÇIKLAMA:



Bu hadiste birkaç mes´ele dikkatimizi çekmektedir:

* Namazda zamm-ý sûre makamýnda iki ve daha fazla sûrenin okunmasý. Rivâyette bu husus açýktýr. Zîra komutan normal kýrâatini yapýnca en sonda Ýhlas suresini her rek´atte okumaktadýr. Bu hususu te´yid eden baþka rivâyetler Ýbnu Abbâs ve Enes (radýyallâhu anhüm)´den yapýlmýþtýr. 2564 numaralý Nâfî hadisi de bunu te´yid eder. Buhârî´de gelen Enes hadisi, sadedinde olduðumuz hadisin bir farklý rivâyeti olabileceði gibi, ayrý bir vak´a da olabilir, hatta bu ihtimal daha kuvvetli.[375] Þöyle der: "Ensar´dan bir zat, Kuba mescidinde onlara imamlýk yapýyordu. Namazýn her rekatinde okuduðu sûreyi kulhüvallahu ahad´i okuyarak baþlatýyor, namazdan çýkýncaya kadar böyle yapýyor, asýl sûreyi ondan sonra okuyordu.

Arkadaþlarý bu durumu kendisine açarak:

"Sen namazý Ýhlas sûresiyle baþlatýyor, sonra da onu yeterli bulmayýp bir baþka sûre ilave ediyorsun. Ya sadece onu oku veya onu terket, bir baþka sure oku (ayný rek´atte ikisini birden okuma)!" dediler. Ýmam onlara:

"Ben onu terketmem. Bu þekilde imamlýk yapmamý dilerseniz yaparým, bundan hoþlanmýyorsanýz ben imamlýðý terkederim" dedi. Cemaat onu aralarýnda en fazîletli kimse biliyorlardý, baþkasýnýn imamlýk yapmasýna gönülleri râzý olmadý. Resûlullah (aleyhisallâtu vesselâm) kendilerine uðrayýnca durumu açtýlar. Bunun üzerine (imamý çaðýrarak):

"Ey falan! Arkadaþlarýnýn söylediklerini niye yapmýyorsun! Her rek´atte bu sûreyi okumaya seni sevkeden sebep nedir?" diye sordu. Adam:

"Ben onu seviyorum!" cevabýný verince, Aleyhissalâtu vesselâm:

"Ona olan sevgin seni cennete sokacaktýr!" müjdesini verdi."

Bu zâtýn Külsum Ýbnu´l-Hidam olduðu belirtilir. Þu halde bu rivâyet, bir rek´atte iki ayrý sûrenin, zamm-ý sûre makamýnda okunacaðýný te´yid etmektedir. Ve buna delâlet eden rivâyetler birden fazladýr.

* Bu rivâyette dikkat çeken ikinci bir husus, namazýn bütün rek´atlerinde ayný sûrenin tekrarý´dýr.

* Bir diðer mesele: Namazda okunan sûreler arasýnda Kur´ân-ý Kerîm´deki tertibin dýþýna çýkmak. Görüldüðü üzere Ýhlas sûresi her rek´atte sonda (veya baþta) okunmak suretiyle Kur´ân´daki tertibe okumada riâyet edilmemiþ olmaktadýr. Bunun rivâyette baþka örnekleri de gelmiþtir. Ýbnu Hacer onlara dikkat çeker. Fukaha, Kur´ân´daki sûre tertibinin tevkifî olmayýp ýstýlahî olduðuna, yani vahye müstenid olmayýp, Ashâbýn ictihadýna binaen olduðuna dikkat çekerek bu tertibin kýrâatle bozulmasýný büyütmezler. Sözgelimi Þâfiîler ve Mâlikîler, sýranýn bozulmasýný sadece evlâ olana muhalif bulurlar. Hanefîler ve Hanbelîler ise mekruh addederler.[376]



ـ6ـ وعن شَقيق بن سلمة قال: ]جاء رَجُلٌ إلى ابْنِ مَسْعودٍ فقَالَ: إنِّى أقْرَأ المُفَصّلَ في رَكْعَةٍ. فَقَالَ ابْنُ مَسْعُودٍ: أهَذَّا كَهَذِّ الشِّعْرِ، وَنَثْراً كَنثْرِ الدَّقَلِ؟ لَكِنَّ النَّبىَّ # كَانَ يَقْرَأُ النّظَائِرَ السُّورَتَيْنِ رَكْعَةٍ: الرَّحمنَ والنَّجْمَ في رَكْعَةٍ. وَاقْتَرَبَتْ وَالحَاقّةَ في رَكْعَة، وَالطُّورَ والذَّارِيَاتِ في رَكْعَةٍ، وَإذَا وَقَعَتْ وَنُونَ في رَكْعَةٍ، وَسألَ سَائِلٌ وَالنَّازِعَاتِ في رَكْعَةٍ، وَوَيْلٌ لِلْمُطَفِّفِينَ وَعَبَسَ في رَكْعَةٍ، وَالمُدَّثِّرَ وَالمُزَمِّلَ في رَكْعَةٍ، وَهَلْ أتَى وََ أقْسِمُ بِيَوْمِ الْقِيَامَةِ في رَكْعَةٍ. وَعَمَّ يَتَساءَلُونَ وَالمُرْسََتِ في رَكْعَةٍ، وَالدُّخَانَ وَإذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ في رَكْعَةٍ[. أخرجه الخمسة.وهذا لفظ أبى داود، وقال هذا تأليف ابن مسعود، وذكره عن علقمة وا‘سود ولم يذكر الباقون السُّور.والمراد »بالهَذِّ« سرعة القراءة والعجلة فيها.»الدقلُ« ردِئ التمر ف يجتمع ليُنسِه ورداءته.و»النّظَائرُ« جمع نَظيرة وهى: المثل والشبه.



6. (2567)- Þakîk Ýbnu Seleme (rahimehullah) anlatýyor: "Bir adam Ýbnu Mes´ud´a gelerek:

"Ben bir rek´atte mufassal sûrelerin tamamýný okudum" dedi. Ýbnu Mes´ud (radýyallâhu anh) da:

"Þiir mýrýldar gibi mýrýldar, meyve döküþtürür gibi döküþtürür müsün? Olmaz öyle þey! Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) tek rek´atte birbirine denk iki sûre okurdu. Bir rek´atte, Ýkterebet ve el-Hâkka sûrelerini, bir rek´atte Vettûr ve Vezzâriyât sûrelerini; bir rek´atte Ve izâ vaka´at ve Nûn sûrelerini; bir rek´atta Seele sâîlun ve ve´n-Nâzi´ât sûrelerini; bir rek´atte Veylün li´l-Mutaffifîn ve Abese sûrelerini, bir rek´atte el-Müddessir ve, el-Müzzemmil sûrelerini; bir rek´atte Hel Etâ ve Lâ Uksimu biyevmi´l-Kýyâme sûrelerini, bir rek´atte Amme yetesâelûn ve Ve´l-Mürselât sûrelerini; bir rek´atte de ed-Duhân ve Ýzâ´þ-Þemsü Küvvirat sûrelerini okurdu."[377] Bu rivâyet, metin olarak Ebû Dâvud´un rivâyetidir. Ebû Dâvud: "Bu Ýbnu Mes´ud´un telifidir" demiþtir. Bunu Alkame ve Esved´den kaydeder. Diðerleri, sûreleri zikretmezler.[378]



AÇIKLAMA:



1- Ýbnu Mes´ud´a gelip bir rek´atte mufassal sûreleri okuduðunu söyleyen kimsenin Nehîk Ýbnu Sinân el-Becelî olduðu Müslim´in bir rivâyetinde tasrîh edilmiþtir.

2- Daha önce de belirtildiði gibi mufassal sûrelerin hangi sûreden baþladýðý ihtilaflýdýr. (2555. hadisin açýklamasýna bakýlsýn.)

3- Müslim´in bir rivâyetinde Ýbnu Mes´ud´a gelen Nehîk, bir harfin okunuþunu sorarak söze baþlar:

"Ey Ebû Abdirrahman þu harfi nasýl okursun? Elif mi, yâ mý? Yani مِنْ مَاء غير اسن mi yoksa من ماء غير ياسن mi?" dedi."

Ýbnu Abbâs, bu soruyu iyi karþýlamaz ve adamý azarlayýcý bir üslubla cevaplar:

"Sen bu harf dýþýnda bütün Kur´ân´ý araþtýrýp (kavradýnmý) ki bunu soruyorsun!"

Adam bu soru üzerine bir rek´atte bütün mafassal sûreleri okuduðunu söyler. Ýbnu Abbâs, rivâyetin sadedinde olduðumuz vechinde de görüldüðü gibi, adamý kýnamaya devam eder ve Kur´ân´ýn þiir mýrýldanýrcasýna hýzlý okunmayacaðýný belirtir.

Mýrýldanmak diye çevirdiðimiz hezze kelimesi sür´atle çok çabuk söylemek mânasýna gelir. Ýbnu Mes´ud hýzlý tilâveti, sallanan hurma aðaçlarýndan, âdi çürük meyvelerin patýr patýr dökülmesini de benzetir. Maksad, Kur´an´ýn hýzlý þekilde okunarak tefekkür ve taakkul edilmeden, mânasý ve maneviyatý yaþanmadan, lafzan telaffuz edilmesini takbîhtir. Esâsen Kur´ an´ýn bu þekilde anlaþýlmadan okunmasý baþka rivâyetlerde de takbîh edilmiþtir: "Bazý insanlar Kur´an okurlar ama, okuduklarý gýrtlaklarýndan öte geçmez, ama kalbe varýr, orada yerleþirse faydalý olur."

4- Birbirine denk iki sûre tabirinde kasdedilen denklik nedir? Bazý âlimler mâna denkliði demiþtir: Mev´ize ve hikmet gibi. Bazýlarý da âyet sayýsý denkliði demiþtir. Ýbnu Hacer´e göre mânaca denkliðin kastedilmiþ olmasý daha kavîdir.

5- Namazda birden fazla sûre ayný rek´atte okunabilir, câizdir. Zîra iki sûrenin birleþtirilmesi -rivâyette görüldüðü üzere- câiz olunca, ikiden fazlasýnýn birleþtirilmesi de câizdir. Hz. Peygamber´in mufassal sûreleri birleþtirdiðine dair rivâyet geldiði gibi -nadiren de olsa- Bakara gibi uzun sûreleri birleþtirdiði de rivâyet edilmiþtir.

6- Kur´ân acele okunmamalýdýr, bu mekruhtur. Aðýr aðýr, tefekkür edilerek okunmalýdýr.

7- Ýki rek´atli namazlarda her iki rek´atin kýrâatlerini birbirine denk tutmak efdaldir. Sabah namazýnda birinci rek´atin daha uzun tutulmasýnýn efdal olacaðý daha önce geçmiþti:[379]



ـ7ـ وعن أبى ذر رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّ رسولَ اللّه #: قَامَ حَتَّى أصْبَحَ بِآيَةٍ؛ وَاŒيَةُ: إنْ تُعَذِّبْهُمْ فَإنَّهُمْ عِبَادُكَ. وَإنْ تَغْفِرْ لَهُمْ فإنّكَ أنْتَ الْعَزِيز الحَكِيم[. أخرجه النسائى .



7. (2568)- Ebû Zerr (radýyallâhu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) gece namazýna kalktý ve sabah vakti girinceye kadar namaza devam etti. Namazda tek âyet okudu. O da þu (meâldeki) âyettir: "Onlara azab edersen, doðrusu onlar senin kullarýndýr. Onlarý baðýþlarsan, güçlü olan, Hakîm olan þüphesiz ancak sensin" (Mâide 118).[380]



AÇIKLAMA:



Bu rivâyet ayný âyetin her rek´atte okunabileceðini, bunun câiz olduðunu ifade etmektedir. Ancak efdal olan her rek´atte farklý âyetlerin (veya sûrelerin) okunmasýdýr, daha önce belirttik (2535. Hadis).[381]



ـ8ـ وعن أبى سلمة ]أنَّ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه: صَلّى بِالنَّاسِ المغْرِبَ فَلَمْ يَقْرأ فِيهَا فَلَمّا انْصَرَفَ قِيلَ لَهُ مَا قَرَأتَ؟ قالَ: كَيْفَ كَانَ الرُّكُوعُ وَالسُّجُودُ؟ قَالُوا: حَسَناً. قالَ َ بَأسَ إذاً[. أخرجه رزين .



8. (2569)- Ebû Seleme anlatýyor: "Hz. Ömer (radýyallâhu anh), halka akþam namazý kýldýrmýþtý. Namazda kýrâatte bulunmadý. Namazdan çýkýnca kendisine:

"Kur´ân okumadýn!" dendi.

"Rükû ve secdeler nasýl oldu?" diye sordu.

"Ýyi oldu!" dediler.

"Öyleyse, tamamdýr!" dedi."[382]



AÇIKLAMA:



Bu hadisi Beyhakî, "Kýrâati unutandan kýrâat sâkýt olur diyenle sâkýt olmaz diyenler" adýný verdiði bir bâbta zikreder. Hadis zayýftýr. Ayrýca hadisin bir baþka vechinde Hz. Ömer´in bu namazý iade ettiði tasrîh edilmiþtir. Ulema, Resûlullah´ýn "Fatiha okunmayan namaz eksiktir" hadisine dayanarak bununla amel etmemiþlerdir. Bu rivâyet hakkýnda Ýmam Mâlik´e sorulmuþ, o da þu cevabý vermiþtir: "Ben Ömer´in böyle bir þey yapacaðýný kabul edemiyorum. Hadisi de kabul edemiyorum. Halk, Ömer´in akþam namazýnda böyle yaptýðýný görecek, onu uyarýp haber vermeyecekler... Bu olacak þey deðil. Kanaatimce kim böyle bir fiil iþlese, ne kendi namazý ne de ona uyanlarýn namazý sahihtir."[383]



CEHRÎ OKUMA


ـ1ـ عن أبى هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]في كُلِّ الصََّةِ يُقْرأ فَمَا أسْمَعَنَا رَسولُ اللّهِ # أسْمَعْنَاكُمْ، وَمَا أخْفى عَلَيْنَا أخْفَيْنَا عَلَيْكُمْ[. أخرجه أبو داود والنسائى .



1. (2570)- Ebû Hüreyre (radýyallâhu anh) demiþtir ki: "(Kur´ân) her bir namazda okunur. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize hangilerini iþittirmiþse biz de size iþittiriyoruz. Hangilerini de gizlemiþse biz de size gizliyoruz."[384]



AÇIKLAMA:



Hadiste geçen "iþittirme"den maksad cehrî olan kýrâatlerdir. Ýslâm ümmeti cuma namazý, sabah namazý, akþam ve yatsý namazlarýnýn ilk rek´atlerinde cehrî olacaðý, akþamýn son rek´ati ile yatsýnýn son iki rek´ati, öðle ve ikindinin bütün rek´atlerinde gizli okunacaðý hususunda icma etmiþtir.

* Bayram ve istiska (yaðmur) namazlarýnda da ihtilaf edilmiþtir. Hanefî mezhebi bunlarýn ikisinde de cehrî okumaya hükmeder.

* Gece nafileleri gizli de olabilir, cehrî de. Gündüz nafilelerinde gizli okunur.

* Küsûf namazý gece olursa cehrî, gündüz olursa gizli olur.

* Cenaze namazý gecegündüz gizli olur. Geceleyin cehrî olacaðý da söylenmiþtir.

* Yatsý gibi bir gece namazýný, vaktinde kýlamasa da ertesi gece kaza edince cehrî yapar. Gündüz kaza ederse esahh olaný sýrrî yapmasýdýr, cehrî de yapabilir.

* Öðle gibi bir gündüz namazý kazaya kalsa, gündüzleyin kaza etse gizli yapar, gece kaza ederse esahh olaný cehrî yapmasýdýr. Gizli de yapabilir.

Bu meselede "gizli yapar" ve "cehrî yapar" sözleri vecîbe ifade etmez, sünnet ifade eder. Aksini yapmasý, namazýn sýhhatini bozmadýðý gibi secde-i sehiv de gerektirmez.[385]



ـ2ـ وعن أبى قَتَادة رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّ النَّبِىَّ # خَرَجَ ذَاتَ لَيْلَةٍ فَإذَا هُوَ بِأبِى بَكْرٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه يُصَلِّى يَخْفِضُ مِنْ صَوْتِهِ وَمَرَّ بِعُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه يُصَلّى رَافِعاً صَوْتَهُ. قالَ: فَلَمَّا اجْتَمَعْنَا عِنْدَ النَّبىِّ # قالَ النَّبِىُّ #: يَا أبَا بَكْرٍ مَرَرْتُ بِكَ وَأنْتَ تُصَلِّى تَخْفِضُ صَوْتَكَ. فقَالَ: قَدْ أسْمَعْتُ مَنْ نَاجَيْتُ يَا رسولَ اللّهِ. قالَ؛ وَقالَ لِعُمَرَ: مَرَرْتُ بكَ وَأنْتَ تُصَلِّى رَافِعاً صَوْتَكَ. فقَالَ يَا رسُولَ اللّهِ: أوقِظُ الْوَسْنَانَ وَأطْرُدُ الشَّيْطَانَ[. أخرجه أبو داود والترمذي، واللفظ ‘بى داود.وقال: زاد الحسن في حديثه: فقالَ رسولُ اللّهِ #: ]يَا أبَا بَكْرٍ ارْفَعْ مِنْ صَوْتكَ شَيْئاً. وقالَ لِعُمَرَ: اخْفِضْ مِنْ صَوْتِكَ شَيْئاً[ .



2. (2571)- Ebû Katâde (radýyallâhu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gece (evinden) çýkmýþtý. Hz. Ebû Bekr (radýyallâhu anh)´e uðradý. Alçak sesle namaz kýlýyordu. Hz. Ömer (radýyallâhu anh)´e uðradý, o da yüksek sesle namaz kýlýyordu."

Râvi der ki: "Resûlullah´ýn yanýnda toplanýnca Aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Ey Ebû Bekr sana uðradým sen sessizce namaz kýlýyordun." Ebû Bekr:

"Ben konuþtuðum Zât-ý Zülcelâl´e sesimi iþittirdim ey ALLAH´ýn Resûlü!" cevabýný verdi.

Hz. Ömer´e de:

"Sana da uðradým. Sen yüksek sesle namaz kýlýyordun!" dedi. O da þu cevabý verdi:

"Ey ALLAH´ýn Resûlü! Uyuklayaný uyandýrýyor, þeytaný da uzaklaþtýrýyordum."[386]

Hasan Basrî rivâyetinde der ki: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hz. Ebû Bekr´e: "Ey Ebû Bekr sen sesini biraz yükselt!" dedi. Hz. Ömer´e de: "Sesini sen de biraz alçalt!" buyurdu."[387]



ـ3ـ وعن أبى هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]فَذَكَرَ مِثْلَ هذِهِ الْقِصّةِ: وَلَمْ يَذْكُرْ، فقالَ ‘بِى بَكْرٍ ارْفَعْ شَيْئاً، وََ لِعُمَرَ اخْفِضْ شَيْئاً[.وزاد: ]وَقَد سَمِعْتُكَ يَا بِلُ وَ


radyobeyan