Kütübü Sitte
Pages: 1
Vakif 2 By: sumeyye Date: 28 Nisan 2010, 10:39:19
AÇIKLAMA:



Hz. Ömer´in vakfettiði bu nefis arazi ganimet yoluyla kendisine intikal etmiþ, ancak o yeni iþtiralarla normal hissesini geniþletmiþtir. Araziyi vakfedince Hz. Ömer, gelirinin, þartýna uygun olarak tasarruf yetkisini kýzý Hz. Hafsa´ya býrakýr, ondan sonra da Hz. Ömer ailesinden büyüklere verilmesini belirtir. Bazý rivayetlere göre, bu vakfiyenin metni þöyledir:

"Emîru´lmü´minîn, Allah´ýn kölesi Ömer´in, Semð adlý arazi hakkýnda yazdýðý namedir. Bunun tedviri yaþadýðý müddetçe Hafsa´yadýr. Hafsa onun gelirini Allah´ýn gösterdiði yerlere infak edecektir. Hafsa vefat edince (arazinin tedviri) onun ehlinden re´y sahibi olan birine geçecektir."

Hz. Ömer, üst üste üç gün gördüðü rüya üzerine bu deðerli arazisini vakfetmeye karar verir. Rivayetler, rüyada onun Semð´i tasadduk etme emrini aldýðýný belirtir. Þunu da belirtelim ki, Hz. Ömer´in vakfý sadece Semð deðildir. Deðerce ondan geri kalmayan Sýrma Ýbnu´l-Ekva arazisini de vakfetmiþtir. Ahmed Ýbnu Hanbel´in bir rivayetine göre "Ýslam´da vakýf þeklinde yapýlan ilk sadaka Hz. Ömer´in sadakasýdýr."

Ýbnu Hacer, "Cahiliye devrinde vakýf var mý, bilmiyoruz" der. Ýmam Þafii, vakfýn Müslümanlara ait bir hususiyet olduðunu söylemiþtir.[6]



ـ5810 ـ2ـ وعن يحيى بن سعيد قال: ]نَسخَ لِي عَبْدُ الْحَمِيدِ بْنُ عَبْدِ اللّهِ )ابْنُ عَبْدِ اللّهِ( ابْنِ عُمَرَ بْنِ الخَطّابِ رَضِيَ اللّهُ عَنهُمْ صَدقََةَ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنه: بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ: هذَا مَا كَتَبَ عَبْدُاللّهُ عُمَرُ فِي ثَمْغٍ فَقصَّ مِنْ خَبَرِهِ نَحْوَ حَدِيثِ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَقَالَ: غَيْرُ مُتَأثِّلٍ مَا، وَفِيهَا فَمَا عَفَا عَنْهُ مِنْ ثَمَرَةٍ فَهُوَ لِلسَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ، قَالَ: وَسَاقَ الْقِصَّةَ، قَالَ: وَإنْ شَاءَ وَلِيُّ ثَمْغٍ اشْتَرَى مِنْ ثَمَرِهِ رَقِيقاً لِعَمَلِهِ، وَكَتَبَ مُعَيْقِيبٌ، وَشَهِدَ عَبْدُاللّهِ بْنُ ا‘رْقَمِ بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ، هذَا مَا وَصَّى بِهِ عَبْدُاللّهِ عُمَرُ أمِيرُ الْمُؤْمِنِينَ إنْ حَدَثَ بِهِ حَدَثٌ أنَّ ثَمْغاً وَصِرْمَةَ ابْنَ ا‘كْوَعِ وَالْعَبْدَ الّذِي فيهِ، وَالْمَائَةَ السَّهْمَ الّذِي بِخَيْبَرَ وَرَقِيقَهُ الّذِى فيهِ، وَالْمِائَةَ الّتِي أطْعَمَهُ مَحُمّدٌ # بِالْوَادِي، تَلِيهِ حَفْصَةُ مَا عَاشَتْ. ثُمَّ يَلِيهِ ذُو الرَّأىِ مِنْ أهْلِهَا، أنْ َ يُبَاعُ وََ يُشْتَرَى، يُنْفِقُهُ حَيْثُ رَأى مِنَ السَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ وَذِى الْقُرْبَى، وََ حَرَجَ عَلى مَنْ وَلِيَهُ إنْ أكَلَ أوْ آكَلَ أوْ اشْتَرَى رَقِيقاً

مِنْهُ[. أخرجه أبو داود.»عفَا« أى زاد وفضل. و»المَحرومُ«: الممنوع الذي صرف عنه الرزق.و»ثمغٌ وصِرمةُ ابنُ ا‘كوعِ« مان بالمدينة معروفان كانا لعمر رَضِيَ اللّهُ عَنه فوقفهما .



2. (5810)- Yahya Ýbnu Said anlatýyor: "Abdulhamid Ýbnu Abdillah (Ýbni Abdillah) Ýbni Ömer Ýbni´l-Hattab (radýyallahu anhümâ), Hz. Ömer´in sadaka (kýldýðý arazinin vakfiyesini) bana istinsah ediverdi. Þöyle yazýlýydý: "Rahman ve Rahim olan Allah´ýn adýyla. Bu, Allah´ýn kulu Ömer´in Semð (nam arazi) hakkýnda yazdýðý (vakfiyename)dir." Burada (Ravi Yahya Ýbnu Said) Hz. Ömer´le ilgili haberinde Nafi´in Ýbnu Ömer´ den naklettiðinin benzerini anlattý ve: "Bir malý kendinin kýlmaksýzýn" dedi. Yine o vakfiyenamede þu da vardý: "(Mütevellinin ihtiyacýndan sonra) onun mahsulünden her ne artarsa, bu, (sayýlan diðer ödeme mahallerinden baþka) dilenciler ve yoksullar içindir."

Devamla der ki: "Kýssayý aynen nakletti ve dedi ki: "Semð´in velisi dilerse, oranýn mahsulünden ödeyerek köle satýn alýp, arazinin iþlenmesinde kullanýr. Bunu Muaykib yazdý, Abdullah Ýbnu´l-Erkam þahid oldu."

Bismillahirrahmanirrahim: Bu, Allah´ýn kulu mü´minlerin emîri Ömer´in vasiyetidir. Eðer ona (Ömer´e) bir þey olursa (yani Ömer ölürse), Semð, Sýrma Ýbnu´l-Ekva ve orada(ki iþleri yürütmek üzere) bulunan köle, Hayber´de bulunan yüz hisse ve orada bulunan köle, Vadi(l-Kura) da Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)´in bana taam olarak verdiði yüz (vask)ýn idaresi, yaþadýðý müddetçe Hafsa´ya aittir. (Hafsa´dan) sonra onun idaresi Hafsa´nýn ailesinden re´y sahibi birine aittir, o þartla ki bu emval satýlmaz, satýn alýnmaz. (Mütevelli, ihtiyaçtan artan mahsül) dilenci, muhtaç ve akrabalardan münasib gördüklerine infak eder. (Bu vakfýn idaresini üzerine alan mütevellinin) bundan yemesinde, yedirmesinde veya o paradan köle satýn almasýnda bir mahzur yoktur." [Ebu Davud, Vesaya 13, (2879).][7]



AÇIKLAMA:



1- Ebu Davud merhum, burada Hz. Ömer´in vakfiyesi ile ilgili iki ayrý rivayet metnini birleþtirerek kaydetmiþ durumda. Birinci metin "Rahman, Rahim olan Allah´ýn adýyla..." diyerek tercümesini verdiðimiz birinci besmele ile baþlayýp "Abdullah Ýbnu´l-Erkam þahid oldu" ibaresine kadar devam eden kýsýmdýr.

Ýkinci metin ise "Bismillahirrahmanirrahim" diye baþlayýp "...O paradan köle satýn almasýnda bir mahzur yoktur" ibaresine kadar olan kýsýmdýr.

Görüldüðü üzere ikinci vesikada, birincide olmayan bazý ziyadeler var. Meseleye temas eden eski ve yeni kaynaklar, umumiyetle her iki rivayete de yer vermektedirler. Rivayetin bidayetinde görüldüðü üzere Abdulhamid Ýbnu Abdullah, her iki vasikayý da Yahya Ýbnu Said için istinsah etmiþtir.

2- Vakfiyede biri Semð semtinde, diðeri de Sýrma Ýbnu´l-Ekva semtinde olmak üzere baþlýca iki arazinin ismi geçmektedir. Hz. Ömer her ikisini de vakfetmiþ olmaktadýr. Bazý rivayetler Semð arazisinin hurmalýk olduðunu tasrih eder.

3- Ýslam´da ilk vakfiye mahiyetini taþýyan bu kýymetli vesikada, sonradan fevkalâde geliþecek olan vakfiyenamelerin hususiyetlerini rüþeym halinde bulmak mümkündür:

* Mütevelli belirleniyor: Hz. Hafsa´dýr. Demek ki bir vakfýn birinci derecede sorumlusu (mütevelli, müdür, kayyim...) bir kadýn olabiliyor.

* Mütevelli, vakýftan þahsî ihtiyaçlarýný görecektir, bunda bir mahzur yoktur.

* Masraf yani harcama yerleri belirleniyor. Bu, vakfa meþru olan, dilediði harcama yerlerini göstermede, vakfa gaye tayininde hürriyet tanýyor. Hz. Ömer´in vakfiyesinde, sadaka (devlet gelirleri)nin harcama yerlerini (masraflarýný) gösteren ayete atýf yapýlmaktadýr (Tevbe 60). Nitekim vakfiyenin daha baþ kýsmýnda "dilenciler ve yoksullar" tabiri yine Kur´an´dan alýnmýþ olmakla birlikte Tevbe suresi altmýþýncý ayette sayýlanlara bir ilave olmaktadýr.

* Vakfedilen malýn temellük edilemeyeceði, satýlamayacaðý, satýn alýnamayacaðý da ayrýca belirtilen hususlar arasýnda yer almaktadýr.

* Vakfýn iþletilmesi, geliþtirilmesi için gerekli istihdamlar yapýlacak, bunun masrafý vakýftan karþýlanabilecektir.

* Vakýf belli bir müddet için deðil, ebediyyen vakfedilmiþtir

* Vakýf, hukuki bir akiddir, þahidlerin huzurunda yazýlan bir vesika ile tescil edilmiþtir.

Ancak burada þu hususu açýklamamýz gerekmektedir. Bazý rivayetler vakfýn Hz. Peygamber zamanýnda ve hatta "Ýslam´da ilk" olarak yapýldýðýný ifade ettiði halde yukarýda metinde Hz. Ömer kendisini emîrü´lmü´minîn olarak tavsif etmekte ve vakfiyenin katibi olarak, Hz. Ömer´in hilafeti esnasýnda resmî katipliðini yapmýþ olan Muaykib (radýyallahu anh)´in ismi zikredilmiþtir. Bu durum, mezkur emvalin, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn saðlýðýnda þifahî olarak vakfedildiðini, vakfiyenamenin hilafeti sýrasýnda yazýya geçirildiðini ortaya koyar.

Muaykib ilk Müslümanlardan biridir. Hem Habeþistan´a, hem de Medine´ye hicret eden bahtiyarlardandýr. Resulullah´la birlikte gazvelere katýlmýþtýr. Hz. Ömer zamanýnda hem katiplik hem de hazinedarlýk yapmýþtýr. Abdullah Ýbnu´l-Erkam da meþhur sahabelerdendir, Hz. Ömer´in beytu´lmal memurlarýndandýr, radýyallahu anhüm ecmain. [8]





--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 16/275-276.

[2] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 16/276-277.

[3] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 16/277.

[4] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 16/278.

[5] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 16/279.

[6] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 16/279-280.

[7] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 16/281.

[8] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 16/281-283.


radyobeyan