Kelam 9.Hafta By: neslinur Date: 27 Nisan 2010, 22:59:52
KELAM 9.HAFTA
EHL-Ý SÜNNET KELAMI
Ehl-i sünnet olarak adlandýrýlan kesim ise iki ana mezhebe ayrýlmýþ ve bunlar Mâtüridîlik ve Eþ’arîlik olarak tespit edilmiþtir.
Ehl-i sünnet’in temel prensipleri hakkýnda araþtýrmacýlar arasýnda bir uzlaþma olmamakla birlikte genelde þu þekilde özetlenmektedir:
—Kâinat vehim ve hayalden ibaret olmayýp onun bir öz-varlýðý ve hakikati mevcuttur. Ýnsan, bu kâinatý tanýmaya, ayrýca bilgi edinmeye muktedirdir.
—Kâinat bütün ayrýntýlarýyla yaratýlmýþtýr, onun mutlaka tek olan bir yaratýcýsý (Allah) vardýr.
—Allah’ýn, zâtýndan ayrý düþünülemeyen, çeþitli ezelî sýfatlarý vardýr.
—Allah, âhirette, mü'minler tarafýndan görülecektir.
—Kader haktýr, fakat kul icbar altýnda deðildir.
—Peygamberler ve mu'cizeleri, veliler ve kerametleri haktýr.
—Kelâmullah kadîmdir, ses ve harflerden müteþekkil deðildir.
—Ahiret ve ahvâli; cennet, cehennem, sýrat, hisap, mizan, þefaat haktýr, cennet ve cehennem sakinleriyle birlikte ölümsüzdür.
—Peygamberden sonra en faziletliler, sýrasýyla ilk halife Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali'dir. Ashâb-ý kiramýn hepsi muhteremdir, itimada þayandýr.
—Ehl-i kýbleden olan bir kimse, iþlediði günah sebebiyle tekfir olunamaz. Mü'mine kâfir diyenin küfründen korkulur.
Mâtüridîlik
Muhammed b. Muhammed b. Mahmud Ebû Mansur el-Mâtüridî’nin öncüsü olduðu mezhep, Türkistan menþelidir.Mâtüridî, Kitabü’t-Tevhîd adlý kelam eseri yanýnda, Te’vilatü’l-Kur’an adlý tefsir kaleme almýþ ve kelam görüþlerini bu çalýþmalarýnda yansýtmýþtýr. O, Ebû Hanife’nin akaide dair eserlerini okumuþ ve görüþlerini, onun koyduðu çerçeve içinde kelâm metoduyla açýklamýþtýr. Bundan dolayý, Mâtüridî, Ebû Hanife'ye baðlý olarak deðerlendirilmiþ, mezhebine de Hanefî mezhebi adýný verenler olmuþtur. Ancak, Mâtüridîyye mezhebi, Ebû Hanife'den istifade etmiþ olmasýna raðmen, kullandýðý metot sebebiyle farklý bir mezheptir ve bir kelâm mektebidir.
Samanoðullarý'nýn Maveraünnehr'e hâkim olduklarý dönemde yaþamýþ olan Mâtüridî, Çalýþmalarýnda nakli, akýl doðrultusunda yorumlayarak, Selefiyye metodundan ayrýlan Mâtüridî, akla da sýnýrlý bir alan tespit etmek suretiyle, Mu’tezile mezhebinden de farklý bir yaklaþým saðlamýþtýr.
Onun oluþturmaya çalýþtýðý Ehl-i sünnet metodu, daha sonra birçok bilgin tarafýndan geliþtirilmiþ ve Mâtüridîlik mezhebi sistemli bir boyut kazanmýþtýr.Ýmam Mâtüridî’nin görüþleri ana hatlarýyla Mâtüridîlik mezhebinin temel prensiplerini oluþturmaktadýr. Mâtüridî mezhebinin sistemleþmesinde katkýlarý bulunan önemli simalar arasýnda:
Cümelü Usuli’d-din sahibi Ebû Seleme es-Semerkandi
es-Sevadü’l-A’zam ve es-Sahaifu’l-Ýlahiyye adlý eserin yazarý Hâkim Semerkandi
Usuliddîn yazarý Ebü’l-Yüsr Muhammed Pezdevi
Tebsiratü’l-edille, Bahrü’l-kelam ve et-Temhid fi Usuli’d-din sahibi Ebû’l-Mu’in Nesefi
Metnül-Akaid yazarý Ömer Nesefi el-Kifâye fi’l-Hidâye,
el-Bidâye fi Usuli’d-dîn müellifi Nureddin Sabunî
(el-Umde fi’l-akâid, el-Ýtimad fi’l-itikâd yazarý Ebü’l-Berekat Nesefî
Emâli Manzumesi sahibi Ferganalý Ali b. Osman el-Uþî
el-Müyâsere adlý çalýþmasýyla Ýbnü’l-Hümâm
Kasidetü’n-Nuniyye müellifi Hýzýr Bey
Ýþarâtü’l-merâm min ibarâti’l-Ýmâm yazarý Kemaleddin Beyazî gibi bilginler gelmektedir.
Eþ’arîlik.
Ebü’l-Hasan Ali b. Ýsmail el-Eþ’arî’nin öncülüðünü yapmýþ olduðu Eþ’arîlik mezhebi, Basra çýkýþlýdýr. Eþ’arî 40 yaþýna kadar Mu’tezile mezhebi ortamýnda yetiþmiþ, o kültürün havasýyla inanç konularýnda görüþleri benimsemiþ ve ardýndan Mu’tezile mezhebini terk etmiþtir. O bazý eserlerinde Eh-i sünnet adýyla nitelendirdiði inanç prensipleri ortaya koymuþ, dinî konularda aklýn iþlevini savunarak, kelam ilminin gerekliliðini savunmuþ, bir taraftan Selef akaidini sýralarken, diðer yandan Mu’tezile’den uzaklaþma gerekçelerini oluþtururken farklý bir metod ortaya koymaya çalýþmýþtýr.
Eserleri el-Luma fi’r-redd ala ehli’z-zeygi ve’l-bid’a, Risale fi istihsani’l-havz fi ilmi kelam, el-Ýbane an usuli’ddiyane, Makalatü’l-Ýslamiyyin ve’htilafü’l-Musallin
Özellikle Ortadoðu olmak üzere Arap dünyasýnda Eþ’arî görüþleri yaygýnlýk kazanmýþtýr. Kelam ilmi hakkýnda yazýlan eserlerin en meþhurlarý Eþ’arî bilginleri tarafýndan kaleme alýnmýþtýr.
Matüridilik orta Mu’tezile olarak deðerlendirilirken, Eþ’arilik ise mutedil Cebriyye þeklinde adlandýrýlmýþtýr.
Eþ’arî mezhebinin önde gelen bilginleri:
Bakýlanî, Abdülkahir Baðdadi, Ýsferayinî , Cüveyni, Ebû Hamid el-Gazzalî, Þehristânî , Fahreddin er-Razi, Seyfeddin el-Amidî , Kadî Beyzavî, Adudiddîn el-Ýcî , Teftazânî, Cürcânî, Devvânî
Mâtüridîyye Eþ’arîye Görüþlerinin Deðerlendirilmesi
Ehl-i Sünnet Kelâm ekolünün iki büyük temsilcisi olan Mâtüridîyye ile Eþ'ariyye mezhepleri, kelâm ilminin ana konularý olan (makâsýd ve mesâil) hususlarda ittifak etmiþlerdir.
Ayrýldýklarý hususlar þu þekilde özetlenebilir:
Kesb : Eþ’arîlere göre Kesb, insanýn gücünün takdir edilenle birlikte olmasýdýr. Mâtüridîlere göre ise kesb, kulun bir þeye azim ve niyet etmesiyle o þeyin hâsýl olmasýdýr.
Cüz’î irade : Mâtüridîlere göre insanda müstakil bir cüz’i irade vardýr. Eþ’arîlere göre ise bu irade müstakil deðildir, Allah’ýn kontrolü altýndadýr
Hüsun ve Kubuh: Mâtüridîlere göre hüsün ve kubuh yani güzellik ve çirkinlik, bir þeyin iyi veya kötü olduðu, akýlla bilinebilir. Ýlâhî emir ve nehiy de ona yönelik olarak tecelli eder. Eþ'arîlere göre ise, hüsün ve kubuh dinin kaynaklarýna göre þekillenir, akýl ile idrak olunamaz. Ancak Allah'ýn emir ve yasaðý ile bir þeyin iyi ya da kötü olduðu bilinir. Yani bir þey emredildiði için iyidir, nehyedildiði için kötüdür. Onlara göre emir ve nehiy olmadan iyilik ve kötülük bilinemez.
Marifetullah : Mâtüridîlere göre, dinî tebligat olmasa da yani peygamberler gönderilmemiþ olsa da insan, Allah'ý tanýmak zorundadýr.Eþ'arîlere göre ise akýl, dinî alaný kendi baþýna idrak edemez. Buna göre Allah'ý bilmek þer'an vaciptir. Dinden haberi olmayan insanlar, hiç bir dini yükümlülükle sorumlu deðildir.
Tekvin : Mâtüridîlere göre Allah'ýn “Tekvin” diye müstakil bir sýfatý vardýr. Eþ’arîlere göre ise tekvin hakiki bir sýfat olmayýp, itibari olup, kudret sýfatýnýn bir taallukudur.
Nübüvvet : Mâtüridîler, peygamberlik þartlarýndan birisinin de erkek olmaktýr. Eþ’arîler’e göre ise nübüvvet için erkek olmak þart deðildir, kadýnlar da peygamber olabilir.
Teklif-i mâ lâ yutak: Mâtüridîlere göre Ýnsanýn gücünün dýþýnda kalan bir þeyin yapýlmasýnýn emredilmesi ve kullarýn bununla mükellef tutulmasý caiz deðildir.Eþ'arîlere göre caizdir.
Hikmet : Eþ'arîlere göre Allah'ýn fiilleri bir hikmete baðlý olmadýðý gibi, bir nedenden ötürü de gerçekleþmez. Yani Allah’ýn fiillerinde mutlaka bir hikmet aranmamalýdýr.Mâtüridîler ise, Allah'ýn fiilleri bir hikmet doðrultusunda gerçekleþir ve bunlar bir sebebe dayanýr. Zira Allah abesten münezzehtir. Sebepsizlik ve hikmetsizlik ise abes ile meþgul olmaktýr.
Kelâm-ý Nefsî : Eþ'arîlere göre kelâm-ý nefsî'nin iþitilmesi caizdir. Mâtüridîler ise kelâm-ý nefsî'nin bizzat iþitilemeyeceðini, ancak ona delalet eden þeyin duyulabileceðini söylerler.
Ezelde Ma'duma hitap: Eþ'arîlere göre Ma'dum'a (yokluk) hitab-i ilâhinin taalluk etmesi caizdir. Buna göre Allah ezelde mükellimdir. Mâtüridîler ise bunda bir anlam ve hikmet olmayacaðý için kabul etmezler.
Ýbadet Mükellefiyeti: Eþ'arîlere göre kâfirler iman etmekle mükellef olduklarý gibi kâfir olduklarý halde ibadet etmekle de yükümlüdürler. Ýbadet etmedikleri için ceza görecekler.Mâtüridîlere göre ise, kâfirler imanla mükellef olduklarý için ayrýca ibadetle mükellef olmazlar ve bundan dolayý da ayrýca azap görmezler.
Mürtedin amelleri : Eþ'arîlere göre mürted yeniden iman ederse, amelleri de avdet eder. Mâtüridîlere göre ise mürted geri Ýslam’a dönse de irtidat etmeden önceki amelleri geriye dönmez.
Yeis Tövbesi : Ümitsizlik halinde yapýlan tövbe, Mâtüridîlere göre makbul, Eþ'arîlere göre ise makbul deðildir.
radyobeyan