Kütübü Sitte
Pages: 1
Libas giyecekler 3 By: sumeyye Date: 26 Nisan 2010, 16:08:14
AÇIKLAMA:




1- Bu hadisi, bir kýsým alimler kýrmýzý renkli elbise giymenin erkeklere yasak olduðu istikametinde deðerlendirmiþtir.Resûlullah´ýn selamý almayýþý için bir baþka sebep olabileceði söylenmiþse de, o sebep belli deðildir ve hadisin siyaký, selam almama hadisesinin adamýn kýrmýzý giymiþ olmasýndan ileri geldiðini müþirdir.

2- Hadisten çýkarýlan diðer bir hükme göre, münker iþ yapan kimseye, onu bu davranýþýndan zecretmek (vazgeçirmek) için selamýný almamak, selam vermemek caizdir. Yine denmiþtir ki: "Bid´at ehline ve açýktan günah iþleyene, tahkir olsun diye selam vermemek ve bu yolla onlarý davranýþlarýndan zecretmek müstehabtýr." Nitekim Tebük Seferi´ne mazeretsiz ve izinsiz katýlmayanlardan Ka´b Ýbnu Malik´e vahiyle af gelinceye kadar Resulullah ne selam vermiþ, ne de selamýný almýþtýr.[85]



ـ5279 ـ4ـ وعن اِمْرَأةٍ من بَنِى أسد قالت: ]كُنْتُ يَوْماً عِنْدَ زَيْنَبَ امْرَأةِ النّبِىِّ # وَنَحْنُ نَصْبُغُ ثِيَاباً لَهَا بِمَغْرَةٍ، فَبَيْنَا نَحْنُ كذلِكَ إذْ طَلَعَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللّهِ # فَلَمَّا رَأى الْمَغْرَةَ رَجَعَ. فَلَمَّا رَأَتْ زَيْنَبُ رَضِيَ اللّهُ عَنْها ذلِكَ عََلِمَتْ أنَّهُ كَرِهَ ذلِكَ. فَغَسَلَتْ ثِيَابَهَا وَوَارَتْ كُلَّ حُمْرَةٍ! فَرَجَعَ؛ فَاطَّلَعَ. فَلَمَّا لَمْ يَرَ شَيْئاً دَخَلَ[. أخرجه أبو داود .



4. (5279)- Benî Esed´den bir kadýn anlatýyor: "Bir gün, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn zevcelerinden Zeyneb´in yanýnda idim ve kýzýl toprakla onun elbiselerini boyuyorduk. Biz bu iþle meþgulken Resulullah Aleyhissalâtu vesselâm çýkageldi. Ancak kýzýl topraðý görünce geri döndü. Zeynep bu hali görünce, Aleyhissalâtu vesselâm´ýn bunu mekruh addettiðini anladý ve derhal elbiselerini yýkadý ve bütün kýrmýzýlýðý örttü. Aleyhissalâtu vesselâm geri döndü ve aniden geldi. (Boyadan) hiçbir þey görmeyince içeri girdi." [Ebu Davud, Libas 20, (4071).][86]



ـ5280 ـ5ـ وعن عِمْران بن حُصَيْنٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: َ أرْكَبُ ا‘رْجُوَانَ، وََ اَلْبَسُ الْمُعَصْفَرَ، وََ الْقَمِيصَ الْمَكْفُوفَ بِالْحَرِيرِ؛ أَ وَطِيبُ الرِّجَالِ رِيحٌ َ لَوْنَ لَهُ. أَ وَطِيبُ النِّسَاءِ لَوْنٌ َ رِيحَ لَهُ[. أخرجه أبو داود.»ا‘رْجُوَانُ« صبغ أحمر شديد الحمرة .



5. (5280)- Ýmran Ýbnu Husayn (radýyallahu anhümâ) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Ben erguvan (koyu kýzýl) renkli þeyin üzerine binmem. Ne sarýya boyanmýþý ne de (eteðinin ucuna, yakasýna, yenine) ipekli geçirilmiþ gömleði giymem. Bilesiniz erkeðin sürünme maddesi kokuludur, renksizdir. Bilesiniz kadýnýn sürünme maddesi renklidir kokusuzdur." [Ebu Davud, Libas, 11, (4048); Tirmizî, Edeb 30, (2789).][87]



AÇIKLAMA:



1- Hadiste geçen "el-ercuvan"dan maksadýn meyseretu´l-ercuvan olduðu belirtilir. Meyseretu´l-ercuvan ise, en-Nihaye´nin açýklamasýna göre, kýrmýzý ipekten ve atlastan yapýlan yumuþak küçük bir minderdir. Ýçerisine pamuk veya yün doldurulmuþtur. Deve vs. bineklerde semerin üzerine konulur. Hayvana binen kimse bunun üzerine oturur. Hadiste Aleyhissalâtu vesselâm bu evsafta minderlerin konduðu hayvana binmeyeceðini ifade etmektedir.

Þarihler bu Nebevi yasaðýn israf sebebiyle konduðunu, bunun bir erkek giysisi olmadýðýný belirtirler.

2- Bu hadis, Müslim´de Hz. Esma´dan gelen ve Hz. Peygamber´in cübbesinin iki oyuðunun (yenler ve yaka) ipek þeritle kaplý olduðunu belirten rivayete muhalif gözükmekte ise de, el-Kâdî, burada muaraza olmadýðýný, Aleyhissalâtu vesselâm´ýn ipekle þeritlenmiþ cübbeyi giymiþ olsa bile aþýrý bir süslenme ve tereffüh bulunduðu için ipekle þeritlenmiþ gömleði giymediðini belirtir. Aliyu´l-Kârî aradaki tearuzu te´lif sadedinde der ki: "Buradaki þeridin eni ruhsat verilen dört parmaklýk miktardan fazla olabilir veya biri vera ve takvaya hamledilir, diðeri de ruhsata." Yasak ifade eden beyanýn, cübbenin giyilmesinden önceye ait olabileceði ihtimali de söylenmiþtir.

3- Kýrmýzý renkli elbisenin hükmü hususunda, ulemanýn nususa dayanarak ileri sürdüðü ihtilaflarý Ýbnu Hacer yedi görüþe irca eder ve delilleriyle birlikte zikreder. Biz sadece görüþleri kaydederek özetleyeceðiz:

1) Mutlak cevaz var.

2) Mutlak yasaktýr.

3) Kýrmýzýlýk galebe çalan elbiseyi giymek mekruhtur.

4) Þöhret ve zinet kasdýyla kýrmýzý giyinmek mutlak haramdýr; evde, iþ hayatýnda giymek caizdir.

5) Ýpliði kýzýl olmakla birlikte sonradan dokunmuþ olan kumaþýn giyilmesi caizdir, dokunduktan sonra boyanan yasaktýr.

6) Kýrmýzý boyalýyý giymek Resulullah´a hastýr sonrakilere yasaklanmýþtýr.

7) Yasak tamamý boyanmýþ elbiseye hastýr, baþka renkler de ihtiva eden elbiseler giyilebilir.

Ýbnu Hacer en sonda der ki: "Bu makamda tahkik þudur: Kýzýl, giymekten nehiy, kâfir kýyafeti olduðu içinse, burada hüküm miseretu´lhamra (kýzýl renkli eyer minderi) hakkýndaki gibidir. Onun, kadýn kýyafeti olmasýndan dolayý ise, yasak, kadýnlara benzemekten zecre racidir. Bu durumda yasak rengin kendisi sebebiyle (lizatihi) deðildir. Þöhret veya mürüvveti yaralamasý sebebiyle ise, yasak bu durumun bulunduðu yerde mevzubahis olur. Aksi takdirde, Ýmam Malik´in, evler mahfiller arasýnda yer verdiði tefrik görüþü kuvvet kazanýr."[88]



* SARI



ـ5281 ـ1ـ عن ابن عمرو بن العاص رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]رَأى عَليَّ رَسُولُ اللّهِ # ثَوْبَيْنِ مُعَصْفَرَيْنِ. فقَالَ: أُمُّكَ أمَرَتْكَ بهذا؟ قُلْتُ: أغْسِلُهُمَا يَا رَسُول اللّهِ. قَالَ: بَلْ اِحْرِقْهُمَا؛ وَفي رواية: إنَّ هذِهِ مِنْ ثِيَابِ الْكُفَّارِ فََ تَلْبَسْهُمَا[. أخرجه مسلم وأبو داود والنسائي .



1. (5281)- Ýbnu Amr Ýbni´l-As (radýyallahu anhümâ) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) üzerimde sarýya boyanmýþ iki giysi görmüþtü. Derhal:

"Bunu giymeni annen mi sana emretti?" diye sordu. Ben: "Bunlarý yýkayayým mý, ey Allah´ýn Resulü!" dedim.

"Hatta yak onlarý!" buyurdular."

Bir rivayette: "Bu, kâfirlerin kýyafetidir, sakýn bunlarý giyme!" buyurdular" denmiþtir. [Müslim, Libas 27, (2077); Ebu Davud, Libas 20, (4066, 4067, 4068); Nesaî, Zinet 96, (8, 203, 204).][89]



AÇIKLAMA:



1- Sarý renge boyanmýþ elbisenin giyilip giyilmeyeceði de alimler tarafýndan münakaþa edilmiþtir. Sadedinde olduðumuz hadis caiz görmeyenlere delildir.

Sahabe ve Tabiin´in cumhuru bunun cevazýna hükmetmiþtir. Ebu Hanife, Þafii ve Malik de cevaza hükmedenler arasýnda yer alýr. Ýmam Malik, varid olan nehye binaen, bir baþka renge boyanmýþ olaný sarýya tercih ettiðini söylemiþtir. Sarý en ziyade dikkat çeken bir renk olduðu için Ýmam Malik´in insanlarýn çoklukla bulunduðu mahfillerde mekruh olacaðýna, evlerde, iþ yerlerinde caiz olacaðýna hükmettiði de rivayet edilmiþtir.

2- Rivayette, Resulullah´ýn Abdullah Ýbnu Amr´a "Bunu giymeni annen mi emretti?" demesi, sarý kýyafetin kadýnlara has olduðuna delil kýlýnmýþtýr. Yasak erkekler hakkýnda mevzubahistir.

Ateþte yakýlmasýnýn emredilmesi, baþkalarýný da zecre, yasaðýn ciddiyetini ifadeye hamledilmiþtir.[90]



ـ5282 ـ2ـ وعن علِيٍّ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]نَهى رَسُولُ اللّهِ # عَنْ لِبْسِ الْقَسِىِّ وَالْمُعَصْفَرُ[. أخرجه أبو داود والترمذي.»القَسِّى« ثياب كتان مخططة بابريسم كان يجاء بها من مصر .



2. (5282)- Hz. Ali (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), kasiy (yol yol ipek bulunan keten) kumaþla sarýya boyanmýþ kumaþý yasakladý." [Ebu Davud, Libas 11, (4044); Tirmizî, Libas 5, (1725); Müslim, Libas 29, (2078).][91]



AÇIKLAMA:



Kasiyye ipekli bir kumaþtýr. Dokuma sýrasýnda yol yol ipek tabakasýna yer verilmiþ bir ipekli çeþidi. Tariflerde ipek damarlarýnýn kaburga kemiði kalýnlýðýnda ve onun gibi eðrice olduðu belirtilir. Kumaþ, Kass þehrinde imal edildiði için kasî veya kýsî diye nisbet ismini almýþtýr.

Hattâbî, gerek ipekli kumaþýn ve gerekse sarýya boyanmýþ elbisenin kadýnlara helal, erkeklere haram olduðunu belirtir.[92]



* YEÞÝL



ـ5283 ـ1ـ عن أبي رَمْثَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]رَأيْتُ عَلى رَسُولِ اللّهِ # ثَوْبَيْنِ أخْضَرَيْنِ[. أخرجه أصحاب السنن .



1. (5283)- Ebu Remse (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah´ýn üzerinde iki yeþil giysi gördüm." [Ebu Davud, Libas 19, (4065); Tirmizî, Edeb 48, (2813); Nesâî, Zinet 97, (8, 204); Iydeyn 16, (3, 185).][93]



AÇIKLAMA:



Hadis, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn yeþil renkli elbise giydiðini ifade etmektedir.

Bir kýsým rivayetler, yeþilin cennetliklerin çoðunun elbiselerinin rengi olduðunu te´yid etmektedir. Ayet-i kerimede de: "Üzerlerinde ince ve kalýn ipekten yeþil elbiseler vardýr" (Ýnsan 21) buyrulmuþtur. Göz için en uygun rengin yeþil olduðu, yeþili seyretmenin gözde dinlendirici etki yaptýðý bilinmektedir. Yeþile gerek ayet-i kerimelerde yer verilmiþ olmasý ve gerekse Aleyhissalâtu vesselâm´ýn onu sevmesi sebebiyle, yeþil Ýslam´a sembol olmuþtur.[94]



* SÝYAH



ـ5284 ـ1ـ عن أمّ خَالِدْ بِنْتُ خَالِد بن سعيد بن العاص رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قالت: ]أُتِىَ رَسُولَ اللّهِ # بِثِيَابٍ فيهَا خَمِيصَةٌ سَوْدَاءُ. فقَالَ: مَنْ تَرَوْنَ أكْسُو هذهِ؟ فَسَكَتُوا. فقَالَ: اِئْتُونِى بِأُمِّ خَالِدٍ فَأُتِىَ بِِى، فَألْبَسْنِيهَا بِيَدِهِ، وقَالَ: أبْلى وَأخْلِقِى مَرَّتَيْنِ، وَجَعَلَ يَنْظُرُ الى عَلَمِ الْخَمِيصَةِ وَيُشِيرُ بِيَدِهِ اليّ، وَيَقُولُ: يَا أمَّ خَالِدٍ هذَا سَناً يَا أمَّ خَالِدٍ هذَا سَنّاً. وَالسَّنَا بِلِسَانِ الْحَبَشَةِ: الْحَسَنُ[. أخرجه البخاري وأبو داود.»أخلقى« بالفاء والقاف.و»الخميصةُ« كساء اسود له علم، فإن لم يكن له علم فليس بخميصة .



1. (5284)- Ümmü Halid Bintu Halid Ýbni Said Ýbni´l-As (radýyallahu anhümâ) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a benekli siyah bir giysi getirilmiþti.

"Bunu kime giydirmemi uygun bulursunuz?" buyurdular. Herkes susmuþtu.

"Bana ümmü Halid´i getirin!" emrettiler. Beni yanýna götürdüler. Giysiyi elleriyle bana giydirdi ve sonra da:

"Üstünde eskit, üstünde eskit!" diye iki sefer tekrarladýlar. Siyah kumaþýn beneðine bakýyor, eliyle de bana iþaret ediyor ve:

"Ey Ümmü Halid! Bu senna (güzel), ey Ümmü Halid bu senna!" diyordu. Senna, Habeþistan dilinde güzel demekti." [Buhârî, Libas 22, 32, 188; Menakýbu´l-Ensar 37, Edeb 17; Ebu Davud, Libas 1.][95]



AÇIKLAMA:



1- Hamîsa, yün veya ibriþimden mamul siyah benekli kumaþa denmektedir. Bu kumaþa hamîsa denmesi için benek bulunmasýnýn gereðine dikkat çekilir. Hadis, siyah renkli kumaþtan giysi yapmanýn caiz olduðuna delil kýlýnmýþtýr. Aleyhissalâtu vesselâm´dan, siyahýn cevazýna delalet eden baþka rivayetler de gelmiþtir.

2- Hadis, ayrýca yeni bir elbise giyene nasýl duada bulunulacaðý hususunda da fikir vermektedir. اَبْلى اَخْلِقى eskit, parçala demektir. Ancak dilimizde bu makamda: "Üzerinde eskisin, saðlýkla eskit!" gibi tabirler kullanýrýz. Yani "O eskiyinceye kadar ömrün uzun olsun, kazadan beladan uzak kalasýn!" manasýnda bir dua... [96]



DÖRDÜNCÜ FASIL


ÝPEK HAKKINDA



* ÝPEGÝN TAHRÝMÝ



ـ5285 ـ1ـ عن أبي عُثمان النّهْدِى قال: ]كَتَبَ إلَيْناَ عُمَرُ بن الخطّابِ رَضِيَ اللّهُ عَنْه، وَنَحْنُ بأذْرِبِيجَانَ مَعَ عُتْبَةَ بْنِ فَرْقَدٍ. فَقَالَ: يَا عُتْبَةُ، إنَّهُ لَيْسَ مِنْ كَدِّكَ وََ كَدِّ أبِيكَ وََ كَدِّ أُمِّكَ، فأشْبِعِ الْمُسْلِمِينَ في رِحَالِهِمْ مِمَّا تَشْبَعُ مِنْهُ في رَحْلِكَ، وَإيَّاكُمْ وَالتَّنَسُّمَ، وِزِيَّ أهلِ الشِّرْكِ، وَلَبُوسَ الْحَرِيرِ، فإنَّ رَسُولَ اللّهِ # نَهى عَنْ لَبُوسِ الْحَرِيرِ إَّ هكذَا، وَرَفَعَ لَنَا رَسُولَ اللّهِ # اَلْوُسْطَى وَالسَّبَابَةَ وَضَمَّهُمَا[. أخرجه الخمسة .



1. (5285)- Ebu Osman en-Nehdi anlatýyor: "Ömer Ýbnu´l-Hattab (radýyallahu anh), biz Utbe Ýbnu Ferkad ile Azerbaycan´da iken bize þöyle yazmýþtý:

"Ey Utbe, (bu mal) ne senin emeðin, ne babanýn emeði ne de annenin emeðidir. Öyleyse mü´minleri, evlerinde, kendi evinde doyduðun þeyden doyur. Zevk için yemekten ve þirk ehlinin zinetinden, ipekli giymekten kaçýn. Zira Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) þu kadarý hariç ipekli giymekten yasakladý ve Resulullah bize orta ve iþaret parmaðýný kaldýrarak birbirine bitiþtirdi." [Buhârî, Libas 25; Müslim, Libas 12, (2069); Ebu Davud, Libas 10, (4042); Nesâî, Zinet 93, (8, 202); Ýbnu Mace, Libas 18, (3593).][97]



AÇIKLAMA:



Hadis, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn elbiselerde, þehadet ve orta parmak enindeki bir geniþlikten fazla ipeði tecviz etmediðini ifade etmektedir. Ýpek bahsinin sonunda teferruata yer vereceðiz. [98]



ـ5286 ـ2ـ وعن علِيٍّ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]أخَذَ رَسُولَ اللّهِ # حَريراً فَجَعَلَهُ في يَمِينِهِ؛ وَذََهَباً فَجَعَلَهُ في شِمَالِهِ. فقَالَ: إنَّ هذَيْنِ حَرَامٌ عَلى ذُكُورِ أُمَّتِي[. أخرجه أبو داود والنسائي.وفي أخرى للترمذي والنسائي، عن أبي موسى: ]حُرِّمَ لِبَاسُ الْحَرِيرِ وَالذَّهَبِ عَلى ذُكُورِ أُمَّتِي، وَأُحِلَّ “نَاثِهِمْ[ .



2. (5286)- Hz. Ali (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir miktar ipek alýp sað avucuna koydu, bir miktar da altýn alýp sol eline koydu sonra da:

"Þu iki þey ümmetimin erkek kýsmýna haramdýr!" buyurdu." [Ebu Davud, Libas 14, (4057); Nesâî, Zinet 40, (8, 160).]

Tirmizî, ve Nesâî´de Ebu Musa´dan gelen diðer bir rivayette: "Ümmetimin erkeklerine, ipek elbise ve altýn haram kýlýndý, kadýnlarýna helal kýlýndý" buyrulmuþtur.[99]



ـ5287 ـ3ـ وعن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: إنَّمَا يَلْبَسُ الْحَرِيرَ في الدُّنْيَا مَنْ َ خََقَ لَهُ في اŒخِرَةِ[. أخرجه الشيخان والنسائي .



3. (5287)- Ýbnu Ömer (radýyallahu anhüma) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Dünyada ipeði, ahirette nasibi olmayanlar giyer." [Buhârî, Libas, 25; Müslim, Libas 6, (2068); Nesâî, Zinet 91,(8, 201).][100]



ـ5288 ـ4ـ وعن أبي أمَامَة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: مَنْ لَبِسَ الْحَرِيرَ في الدُّنْيَا لَمْ يَلْبَسْهُ في اŒخِرَةِ[. أخرجه الشيخان .



4. (5288)- Ebu Ümâme (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Ýpeði dünyada giyen, ahirette giyemez." [Buhârî, Libas 25; Müslim, Libas 23, (2075); Nesâî, Zinet 91, (8, 200).][101]



ـ5289 ـ5ـ وعن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]رَأى عُمَرُ رَضِيَ اللّهُ عَنْه حُلَةً مِنْ إسْتَبْرَقٍ تُبَاعُ فَأتَى بِهَا النّبِيَّ #، فقَالَ: يَا رَسُولَ اللّهِ: اِبْتَعْ هذِهِ فَتَجَمَّلْ بِهَا لِلْعِيدِ وَالْوُفُودِ. فقَالَ رَسُولُ اللّهِ #! إنَّمَا هذِهِ لِبَاسُ مَنْ َ خََقَ لَهُ. ثُمَّ لَبِثَ عُمَرُ مَا شَاءَ اللّهُ أنْ يَلْبَثَ فأرْسَلَ إلَيْهِ بِجُبَّةِ دِيبَاجٍ فَأتَى عُمَرُ رَضِيَ اللّهُ عَنْه؛ فقَالَ: يَا رَسُولَ اللّهِ، قُلْتَ: إنَّمَا هذِهِ لِبَاسُ مَنْ َ خََقَ لَهُ، ثُمَّ أرْسَلْتَ إليَّ بهذِهِ؟ فقَالَ #: إنِّي لَمْ أُرسِلْهَا إلَيْكَ لِتَلْبَسَهَا، وَلَكِنْ لِتَبِيعَهَا وَتُصِيبَ بِهَا حَاجَتَكَ[. أخرجه الستة إ الترمذي.»ا“سْتَبْرُقُ« ما غلظ من الديباج .



5. (5289)- Ýbnu Ömer (radýyallahu anhümâ) anlatýyor: "(Babam) Ömer (radýyallahu anh) satýlmakta olan atlas bir elbise gördü. Onu Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a getirip:

"Ey Allah´ýn Resulü! Bunu satýn al da bayramlarda ve taþradan gelen heyetlerin karþýlanmasý sýrasýnda tecemmülen giyin!" dedi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Bu, (ahirette) nasibi olmayanlarýn giysisidir" buyurdular. Sonra Hz. Ömer, Allah´ýn dilediði kadar kaldý. Aleyhissalâtu vesselâm ona atlastan mamul bir cübbe gönderdi. Ömer gelerek:

"Ey Allah´ýn Resulü! Siz (ipek hakkýnda): "Bu, (ahirette) nasibi olmayanlarýn giyeceðidir" demiþtiniz. Sonra bana bunu gönderdiniz, (hikmeti nedir?)" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm, buna karþýlýk:

"Bunu, sana bizzat giyesin diye göndermedim. Bilakis, satasýn ve parasýyla ihtiyaçlarýný göresin diye göndermiþtim" buyurdular." [Buhârî, Libas 30, Cum´a 7, Iydeyn 1, Büyû 40, Hibe 27, 29, Cihad 177, Edeb 9, 66; Müslim, Libas 6, (2068); Muvatta, Libas 18, (2, 917, 918); Ebu Davud 10, (4040, 4041); Nesâî, Zinet 84, 86, 87, (8, 196-198).][102]



ـ5290 ـ6ـ وعن علي رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]كَسَانِى رَسُولُ اللّهِ # حُلّةً سِيَرَاءَ فَخَرَجْتُ بِهَا، فَرَأيْتُ الْغَضَبَ في وَجْهِهِ فأطَرْتُهَا خُمُراً بَيْنَ نِسَائِي[. أخرجه الخمسة إ الترمذي .



6. (5290)- Hz. Ali (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana siyera (denen yolyol sarý kalemli dokunmuþ ipek) kumaþtan bir takým elbise giydirdi. Sonra ben onu giyip çýktým (Resulullah bunu üzerimde görünce bana kýzmýþtý), öfkesini yüzünde görüyordum. Hemen dönüp, onu hanýmlarým arasýnda baþörtüsü yapmalarý için taksim ettim." [Buhârî, Libas 30, Hibe 27, Nafakat 11; Müslim, Libas 19, (2071); Ebu Davud, Libas 10, (4043); Nesâî, Zinet 85, (8, 197).][103]



ـ5291 ـ7ـ وفي رواية لمسلم: ]أنَّ أُكَيْدِرَ دُومَةِ الْجَنْدَلِ أهْدَى الى النّبَىِّ # ثَوْبَ حَرِيرٍ فأعْطَاهُ عَلِيّاً، وقَالَ: شَقِّقْهُ خُمُراً بَيْنَ الْفَواطِمَ[.»والفواطم« جمع فاطمة، وهن: فاطمة الزهراء بِنْتِ رَسُولِ اللّهِ #، وفاطمة بنت أسد: أم علي بن أبي طالب، وفاطمة بنت حمزة. وقيل الثالثة فاطمة بنت عتبة ابن ربيعة، وكانت قد هاجرت.»الحُلةُ السِّيراءُ« المخططة بابريسم والقز.و»أطَرْتُهَا« شققتها وقسمتها بينهن .



7. (5291)- Müslim´in bir diðer rivayetinde þöyle denmiþtir. Dûmetu´l-Cendel þefi Ukeydir, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a ipek bir elbise hediye etti. Aleyhissalâtu vesselâm da onu Hz. Ali (radýyallahu anh)´ye verdi ve:

"Bunu Fatýmalar arasýnda taksim et!" buyurdular. "[Müslim, Libas 18, (2071).][104]



AÇIKLAMA:



1- Hadiste geçen Fevatým, Fatýmalar demektir. Bundan üç kadýn kastedilmiþtir:

1) Fatýmatu´z-Zehra: Resulullah´ýn kýzý ve Hz. Al´nin zevce-i tahireleri.

2) Fatýma Bintu Esed: Hz. Ali´nin annesi.

3) Fatýma Bintu Hamza Ýbni Abdilmuttalib... Üçüncünün hicrete katýlan Fatýma Bintu Utbe Ýbni Rebia olduðu da söylenmiþtir.

2- Kaydedilen hadisler ipek ve ipekli kumaþlarýn erkeklere haram, kadýnlara ise helal kýlýndýðýný ifade etmektedir. Ýpek olmayan kumaþ üzerine, yaka þerit, alem, yama gibi ipekten parçalarýn belli bir ölçüyü aþmayan miktarý caiz görülmüþtür. Keza bazý hallerde erkeðe de ipek kumaþ caiz görülmüþtür. Bu hususta teferruat bahsin sonunda (5295. hadisten sonra) yer alacak.[105]



* ÝPEKTEN MÜBAH OLAN MÝKTAR



ـ5292 ـ1ـ عن ابن عبّاسٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]إنَّمَا نَهى رَسُولُ اللّهِ # عَنِ الثَّوْبِ المُصْمَتِ مِنَ الْحَرِيرِ، وَأمَّا الْعِلْمُ وَسَدى الثَّوْبِ فََ بَأسَ بِهِ[. أخرجه أبو داود .



1. (5292)- Ýbnu Abbas (radýyallahu anhümâ) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) saf ipekten yapýlmýþ elbiseyi yasakladý. Ama alem olarak konan ve kumaþýn direzisinde kullanýlan ipeðe yasak yoktur." [Ebu Davud, Libas 12, (4055).][106]



AÇIKLAMA:



Bu hadiste, kumaþta ipek karýþýmý olur, fakat bu karýþým galebe çalmazsa bunun kullanýlmasýnýn caiz olduðuna delil var. Cumhur bu görüþtedir. Ancak Sahabe´den Ýbnu Ömer, Tabiin´den Ýbnu Sîrin gibi bazýlarý ipek karýþýmý kumaþýn da (kasiyy) yasaklandýðýný ifade eden rivayetlere dayanarak ipek karýþýmý kumaþlarýn da erkeklere haram olduðuna hükmetmiþlerdir.[107]



ـ5293 ـ2ـ وعن أنسٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]رَخَّصَ رَسُولُ اللّهِ # لِلزُّبَيْرِ بْنِ الْعَوَّامِ وَعَبْدِالرَّحْمنِ بْنِ عَوْفٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما في لُبْسِ الْحَرِيرِ لْحِكَّةِ كَانَتْ بِهَمَا[. أخرجه الخمسة .



2.(5293)- Hz. Enes (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Zübeyr Ýbnu´l-Avvam ve Abdurrahman Ýbnu Avf (radýyallahu anhümâ) için kendilerindeki uyuz sebebiyle ipekli giymelerine izin verdi." [108]



ـ5294 ـ3ـ وفي رواية: ]شَكَوْا الى رَسُولِ اللّهِ # اَلْقَمْلَ، فَرَخَّصَ لَهُمَا في الْحَرِيرِ في غَزَاةٍ لَهُمَا[ .



3. (5294)- Bir rivayette de þöyle denmiþtir: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a (hacc sýrasýnda) bitten þikayet ettiler. Aleyhissalâtu vesselâm onlara katýldýklarý gazveleri sýrasýnda ipek gömlekler giymeye ruhsat tanýdý." [Buhârî, Libas 29, Cihad 91; Müslim, Libas 25, (2076); Tirmizî, Libas 2, (1722); Ebu Davud, Libas 13, (4056); Nesâî, Zinet 93, (8, 202).][109]



AÇIKLAMA:



Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn Hz. Zübeyr ve Hz. Abdurrahman (radýyallahu anhümâ)´a tanýdýðý ipek ruhsatýnýn sebebi bazý rivayetlerde "bit sebebiyle", bazý rivayetlerde "uyuz sebebiyle" diye ifade edilmiþtir. Ulema bunu çeþitli þekillerde yorumlamýþtýr.

* Bu iki zattan birine bit, diðerine de uyuz sebebiyle ruhsat vermiþ olabilir.* Rivayetin birinde bir hata veya bir te´vil olabilir.

* Her ikisi için de ruhsat çýkmýþ olabilir.

* Uyuz bit sebebiyle hasýl olur. Öyleyse ruhsat, bazan sebebe (uyuz), bazan da sebebin sebebine (bite) nisbet edilerek ifaade edilmiþ olabilir.

Keza rivayetlerde bazan "sefer"de, bazan "gazve"de ruhsatýn geldiði belirtilmiþ, bazan da "bit"den veya "uyuz"dan dolayý ipekliye ruhsat verildi denilerek mutlak býrakýlmýþtýr. Bu ifadelerin her biri ulemanýn farklý deðerlendirmelerinde müessir olmuþtur.

* Ýmam Malik ve Ebu Hanife´ye göre ipek mutlak olarak haramdýr.

* Þafii ve Ebu Yusuf´a göre zaruret halinde cevaz vardýr.

* Ýbnu Mâceþûn´a göre harpte müstehabtýr.

* Mühelleb: "Harpte ipeðin düþmaný korkutmak maksadýyla giyilmesi, harpte hileye ruhsata benzer" demiþtir.

* Nevevî: "Ýpeðin giyilmesindeki hikmet onda mevcut olan soðukluk hassasýna dayanýr" demiþse de "onun hassasý sýcak olmaktýr" diye tenkit edilmiþtir. Ýbnu Hacer, ipeðin bazý hastalýklara giyilmesine verilen ruhsatýn hikmetini "onda uyuzun hasýl olmasýna sebep olan bit gibi bazý haþaratýn defedilmesine müessir bir hassanýn bulunmasýyla" izah eder.[110]



ـ5295 ـ4ـ وعن سُوَيْدُ بنِ غَفَلَةَ قَالَ: ]خَطَبَ عُمَرُ رَضِيَ اللّهُ عَنْه بِالْجَابِيَةِ، فقَالَ: نَهى رَسُولُ اللّهِ # عَنْ لُبْسِ الْحَرِيرِ إَّ مَوْضِعَ إصْبَعٍ أوْ إصْبعَيْنِ أوْ ثَثٍ أوْ أربَعٍ[. أخرجه مسلم .



4. (5295)- Süveyd Ýbnu Gafele anlatýyor: "Hz. Ömer (radýyallahu anh) el-Cabiye´de halka hitap ederek: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) iki, üç veya dört parmak yeri hariç, ipek giymeyi yasaklamýþtý!" dedi." [Müslim, Libas 12, (2069).][111]



AÇIKLAMA:



Ýpekle ilgili kaydedilen rivayetlerden de anlaþýlacaðý üzere, bazý hallerde giyilmesine cevaz verilmiþ olmasýna raðmen erkeklere haram kýlýnmýþ olmasý esastýr. Tahrîm ve ibahe ile gelen rivayetler alimlerin hükümde ihtilafa düþmelerine sebep olmuþtur. Ebu Bekr Ýbnu´l-Arabî on farklý görüþün ileri sürüldüðünü belirtir:

1) Mutlak olarak haramdýr.

2) Harpte mübahtýr.

3) Sefer (yolculuk) halinde helaldir.

4) Sadece hastalýk sýrasýnda helaldir.

5) Sadece gazve sýrasýnda helaldir.

6) Sadece alem olarak mübahtýr.[112]

7) Kadýnlara da erkeklere de haramdýr.

8) Üste giymek haramdýr, yerde yaygý olarak kullanmak mübahtýr. Ebu Hanîfe ve Ýbnu Mâceþûn böyle demiþlerdir.

9) Mutlak olarak mübahtýr.

10) Baþka bir þeyle karýþýk da olsa haramdýr.

Seferde helal diyenler, ipeðin insanlara kibir verdiði için yasaklandýðýný ileri sürer. "Çünkü derler, kâfire karþý gurur ve tekebbür câizdir."

Seferde mübah diyenler, Zübeyr ve Abdurrahman radýyallahu anhümâ´ya sefer ve gazve sýrasýnda Resûlullah´ýn, uyuz sebebiyle tanýdýðý ruhsatý esas almýþlardýr. Bu rivayette ruhsata üç illet müessir olmaktadýr: Sefer, gazve, hastalýk... Ýbnu´l-Arabî, ipekten nehyin sebebi hususunda baþka sebepler üzerinde durulduðunu da belirtir:

* Kadýnlara benzeme,

* Ýsraf,

* Kibir.

Yasakta israfýn asýl sebep olduðunu belirten Ýbnu´l-Arabî, bidayette ipeðin helal olduðunu, sonradan tahrîm edildiðini not eder. Bazý hadislerde, bu sebeple Resûlullah´ýn ipek giydiði, sonra çýkarýp, "Bu muttakîlere uygun deðildir" dediði gelmiþtir. Ýbnu´l-Arabî, ipeðin bazý kayýtlar ve þartlar altýndaki ruhsatýný ifade eden hadislerin bu yasaklamadan sonra Aleyhissalâtu vesselâm´dan vârid olduðunu belirtir. [113]



BEÞÝNCÝ FASIL


YÜN HAKKINDA



ـ5296 ـ1ـ عن عائشة رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ]صَنَعْتُ لِرَسُولِ اللّهِ # بُرْدَةً سَوْدَاءَ فَلَبِسَهَا، فَلّمَا عَرِقَ فيهَا وَجَدَ مِنْهَا رِيحَ الصُّوفِ، فَقَذَفَهَا، وَكَانَ تُعْجِبُهُ الرِّيحُ الطَّيِّبَةُ[. أخرجه أبو داود .



1. (5296)- Hz. Aiþe radýyallahu anhâ anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a siyah bir bürde (hýrka) yaptým, bunu giydi. Ýçinde terlediði zaman ondan yün kokusu hissetti. Bunun üzerine o hýrkayý çýkarýp attý. Aleyhissalâtu vesselâm güzel kokudan hoþlanýrdý." [Ebu Dâvud, Libâs 22, (4074).][114]



AÇIKLAMA


Hadis, yün kumaþýn giyilebileceðini ifade ettiði gibi, siyah renkli kumaþýn giyilmesinin câiz olduðuna da delalet eder. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) güzel kokuya karþý hassas olduðu için fena koku neþredecek elbiselere karþý ihtiyatlý olmuþtur. Sadedinde olduðumuz rivayet, neþrettiði aðýr koku sebebiyle yünden mâmul hýrkasýný attýðýný göstermektedir. Bu rivayet yünün haram olduðunu ifâde etmez. Aleyhissalâtu vesselâm´ýn yünden mâmul esvap kullandýðýný ifade eden rivayetler vardýr. Müteakiben bazýlarýný göreceðiz.[115]



ـ5297 ـ2ـ وعن أبي بُرْدَةُ بن أبي مُوسى ا‘شْعَرى قال: ]دَخَلْتُ عَلى عَائِشَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْها فأخْرَجَتْ إلَيْنَا كِسَاءً مُلَبَّداً وَإزَاراً غَلِيظاً. فقَالَتْ: قُبِضَ رَسُولُ اللّهِ # في هذَيْنِ[. أخرجه الخمسة إ النسائي .



2. (5297)- Ebu Bürde Ýbnu Ebî Mûsa el-Eþ´arî anlatýyor: "Hz. Aiþe radýyallahu anhâ´nýn yanýna girdim. Bana yamalý bir giysi ve kaba bir izar çýkardý ve "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) þu iki (parça)nýn içinde vefat etti!" dedi." [Buhâri, Humus 5, Libâs 19; Müslim, Libâs 35, (2080); Ebu Dâvud, Libâs 8, (4036); Tirmizî, Libas 10, (1733).] [116]



AÇIKLAMA:



Hadis, devlet reisliði gibi dünyevî en büyük makamý da elinde tutan Aleyhissalâtu vesselâm´ýn dünyalýk karþýsýndaki zühd ve istiðnasýna da bir örnek olmaktadýr. Resûlullah´ýn bu zühdü yokluktan gelmiyordu. Rabb-i Kerîminden zaten bunu istiyor "Ey Allahým, beni fakir olarak yaþat, fakir olarak huzuruna al!" diye dua ediyordu.

Ümmeti, zengin bile olsa, Fahr-i Kâinat´ýn bu sünnetine uyma hakkýna sahiptir.[117]



ـ5298 ـ3ـ وعن عَائِشَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالتْ: ]خَرَجَ رَسُولُ اللّهِ # ذَاتَ غَدَاةٍ وَعَلَيْهِ مِرْطٌ مُرَحَّلٌ مِنْ شَعْرٍ أسْوَدَ[. أخرجه مسلم وأبو داود والترمذي.»اَلْمِرْطُ« كساء من خزّ أو صوف يؤتزر به.و»المرحلُ« بالحاء المهملة: الذي فيه صور الرحال، وقيل المقرش .



3. (5298)- Hz. Aiþe radýyallahu anhâ anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), bir sabah üzerinde, siyah kýldan yapýlmýþ desenli bir giysi olduðu halde çýktý." [Müslim, Libâs 36, (2081); Ebu Dâvud, Libâs 6, (4032); Tirmizî, Edeb 49, (2814).][118]



AÇIKLAMA:



Mýrtýn, yün veya kýldan mâmul bir giysi olup, izar olarak vücuda sarýldýðý belirtilir.

Murahhal, üzerinde daha ziyade rihal (deve) desenleri bulunan kumaþ demektir.

Þu halde Aleyhissalâtu vesselâm efendimiz, üzerinde bazý desenler bulunan kaba kumaþtan mâmul giysileri giymiþtir. Bu rivayet, ayný zamanda Aleyhissalâtu vesselâm´ýn tek parça giysi ile dýþarý çýktýðýný da ifade eder.[119]



ـ5299 ـ4ـ وعن ابن مسعودٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: كَانَ عَلى مُوسى عَلَيْهِ السَّمُ يوْمَ كَلَّمَهُ رَبُّهُ تَعالى سرَاوِيلَ

صُوفٍ، وَجُبَّةُ صُوفٍ، وَكِسَاءُ صُوفٍ، وَكُمَّةُ صوفٍ وَنَعَْنِ مِنْ جِلْدِ حِمَارٍ مَيِّتٍ[. أخرجه الترمذي .



4. (5299)- Ýbnu Mes´ud radýyallahu anh anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Hz. Musa aleyhisselâm´ýn Rabbi Teâlâ hazretleriyle konuþtuðu gün, üzerinde yünden bir þalvar, yünden bir cübbe, yünden bir kisâ, yünden küçük bir serpuþ (takke) vardý. Ayaðýnda da ölü eþek derisinden mâmul bir ayakkabý vardý." [Tirmizî, Libâs 10, (1734).] [120]



ALTINCI FASIL


MÝNDER VE YASTIKLAR



ـ5300 ـ1ـ عن عائشة رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ]كَانَ فِرَاشُ رَسُولِ اللّهِ # مِنْ أدَمٍ حَشْوُهُ لِيف[. أخرجه الخمسة إ النسائي .



1. (5300)- Hz. Aiþe radýyallahu anhâ anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn minderi deridendi ve içi hurma lifiyle dolu idi." [Buhârî, Rikâk 17; Müslim, Libâs 38, (2082); Ebu Dâvud, Libâs 45, (4146, 4147); Tirmizî, Libâs 27, (1762).][121]



AÇIKLAMA:



Bu hadis, Resûlullah´ýn zühdünü ve hayatýnýn ne kadar sade olduðunu gösteren rivayetlerdendir. Evinde minder ve yastýk olarak içerisi hurma lifi ile doldurulmuþ, deri kýlýf kullanmaktadýr.

Bir baþva rivayette, bazý hücrelerinde sadece hasýr üzerinde oturduðu, hasýrýn, bedeninde izler býraktýðý belirtilmiþtir. Hatta hasýr üzerine konacak bir baþka sergi getirilmesi teklif edilince: "Ben kendimi dünyada yolcu gibi biliyorum. O yolcu bir aðacýn dibinde bir miktar dinlenmiþtir, sonra da býrakýp gitmiþtir. (Bu yolcu aðacýn altýný tefriþle, tezyinle uðraþmaz)" buyurmuþtur.[122]



ـ5301 ـ2ـ وعن جابرٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]ذُكِرَ لِرَسُولِ اللّهِ # الْفَرْشُ فقَالَ: فِرَاشٌ لِلرَّجُلِ، وَفِرَاشٌ لِلْمَرأةِ، وَفِرَاشٌ لِلضَّيْفِ، وَالرَّابِعُ للشَّيْطَانِ[. أخرجه أبو داود والنسائي .



2. (5301)- Hz. Cabir radýyallahu anh anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a evde (bulunmasý gereken) yataklar zikredilmiþti. Þöyle buyurdular:

"Kiþinin kendisi için bir yatak, kadýn için bir yatak, misafir için bir yatak lazýmdýr. Dördüncü yatak þeytanadýr." [Ebu Dâvud, Libas 45, (4142); Nesâî, Nikâh 82, (6, 135); Müslim, Libas 41, (2084).] [123]



AÇIKLAMA:



Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) burada, gösteriþ için ihtiyaç fazlasý eþya bulundurmayý yasaklamaktadýr. Görünüþte dördüncü yatak israfa girmektedir. Ancak, hadisin gayesi evlerde bulunmasý gereken kesin yatak sayýsýný belirtmek olmamalýdýr. Bilakis prensip vazetmektedir. Çünkü, çocuk yataðýndan bahis yoktur. Hele çocuklar kýz-erkek þeklinde ayrý cinsten iseler, yaþ itibariyle büluða yaklaþmýþ iseler, her birisi için ayrý bir yataða ihtiyaç olacaktýr. Ya annebaba gibi barýndýðý yaþlýlar da varsa?

Þu halde evdeki kesin yatak sayýsý her ailede deðiþebilir. Esas olan, gösteriþ için israf sayýlacak ihtiyaç dýþý yataðýn bulundurulmamasýdýr.

Fazla yatak þeytana nisbet edildiðine göre, bu mezmumdur, yasaktýr.

Erkek ve kadýn için ayrý ayrý yataklar bahsi, hastalýk gibi, ihtiyaç durumlarýnda kullanýlmak üzere cevazý ifade eder. Asýl olan beraber yatmalarýdýr.[124]



ـ5302 ـ3ـ وعن جابرِ بن سَمُرَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]رَأيْتُ رَسُولَ اللّهِ # مُتَّكِئاً عَلى وِسَادَةٍ عَلى يَسَارِهِ[. أخرجه أبو داود والترمذي .



3. (5302)- Hz. Câbir Ýbnu Semüre radýyallahu anh anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn bir yastýða solu üzerine yaslandýðýný gördüm." [Ebu Dâvud, Libâs 45, (4143); Tirmizî, Edeb 23, (2771).][125]



ـ5303 ـ4ـ وعن أبي الْمَلِيحْ عن 


radyobeyan