Kütübü Sitte
Pages: 1
Kebair By: sumeyye Date: 26 Nisan 2010, 16:04:38
Kebair

UMUMÝ AÇIKLAMA:




Kebair, lügat olarak kebirenin cem´idir. Kebire büyük manasýna gelir. Dinî bir ýstýlah olarak, büyük günahlarý ifade eder. Allah´ýn emirlerine isyanýn her çeþidi günah ise de, deðer olarak hepsi bir deðildir. Bir kýsmýna saðire (cem´i seðâir), bir kýsmýna da kebire denmiþtir. Saðire küçük günah demektir. Büyük ve küçük günahlar arasýnda çok kesin bir sýnýr çizmek zordur. Zira küçük günahlarda ýsrar etmek de kebire sayýlmýþtýr.

Günahlarýn büyük ve küçük diye taksimi ayet ve hadiste rastlanan bir keyfiyettir. Mesela bir ayette (mealen): "Eðer yasaklandýðýnýz büyük günahlardan kaçýnýrsanýz sizin öbür kabahatlarýnýzý örter ve sizi þerefli bir mevkie sokarýz" (Nisa 31) buyrulmuþtur. Diðer bir ayette güzel davrananlar, "Küçük günahlar hariç olmak üzere, günahýn büyüklerinden ve fuhuþlardan kaçýnanlar" (Necm 32) olarak tarif edilirler. Görüleceði üzere hadislerde de büyük günahlar birçok kereler ele alýnmýþtýr.

Büyük günahlarýn sayýsý hususunda Ashab ihtilaf etmiþtir. Ýbnu Mes´ud dört, Ýbnu Ömer yedi, Abdullah Ýbnu Amr dokuz olduðunu söylemiþtir (radýyallahu anhüm ecmain). Ýbnu Abbas, Ýbnu Ömer´in: "Büyük günahlar yedidir" dediðini iþitince itiraz eder ve: "Yediden daha fazladýr, yetmiþe yakýndýr" der.

Bazý alimler cehennemle korkutulan her günahýn büyük günah olduðunu söylemiþtir. Bazýlarý: "Dünyada had cezasýný gerektiren günahlar büyük günahtýr" demiþtir. Bazýlarý "Kadir gecesi Ramazan geceleri içinde gizlendiði gibi, büyük günah da günahlar arasýnda gizlenmiþtir" demiþtir. Ebu Talib el-Mekkî´nin tahkikine göre Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn hadislerinde zikredilenlerin sayýsý 17´dir.

Gazâlî´nin verdiði bilgiye göre, selef ulemasýnýn açýklamalarýndan, Ebu Talib el-Mekkî þöyle bir tabloya ulaþýr:

* Büyük günahlarýn dördü kalptedir. Bunlar þirk, günahta ýsrar, Allah´ýn rahmetinden ümid kesmek ve azabýndan emin olmaktýr.

* Dördü dildedir: Yalan þahidliði, namuslu kadýna iftira, hakký iptal eden yere yemin ve sihirdir.

* Üçü midededir: Sarhoþ edici içkiler almak, yetim malý ve faiz yemektir.

* Ýkisi eldedir: Hýrsýzlýk ve adam öldürmek.

* Ýkisi edeb yerindedir: Zina ve livatadýr.

* Biri ayaklardadýr: Savaþ sýrasýnda kaçmak.

* Biri de bütün vücuda daðýlmýþtýr: Anne ve babaya isyan.

Gazâlî bu taksimi ve sayýyý yetersiz bulur. Mesela insanlarýn gözünü çýkarmayý, el kesmeyi, dayak atýp iþkence yapmayý da büyük günah sayar ve zikredilmediðine dikkat çeker. Hadiste gelen "bir sövmeye iki sövme ile mukabelenin, Müslüman kardeþinin ýrz ve þerefine dil uzatmanýn da büyük günah" olduðunu belirten hadisi kaydeder.

Sözü fazla uzatmadan Þemseddin ez-Zehebî´nin bu mevzuda kaleme aldýðý Kitabu´l-Kebair´de tam yetmiþ günahý bu sýnýftan zikrettiðini belirtmek isteriz. Zehebî, bunlarý delillere dayandýrarak kaydetmektedir. Onun kitabýnda yeralan son beþ kebireyi kaydediyoruz:

* Cum´ayý ve cemaati özürsüz olarak terketmede ýsrar.

* Vasiyette (birini kayýrarak diðer varise) zarar vermek.

* Hile ve aldatmada bulunmak.

* Müslümanlar aleyhine casusluk yapmak, gizli olan hallerini ifþa etmek.

* Ashab radýyallahu anhüm´den herhangi birine sebbetmek (dil uzatmak).[1]



ـ5229 ـ1ـ عن أبي بكر رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: أَ أُنَبِّئُكُمْ بِأكْبَرِ الْكَبَائِرِ؟ ثَثاً. قُلْنَا: بَلى. قَالَ: ا“شْرَاكُ باللّهِ، وَعُقُوقُ الْوَالِدَيْنِ، وَقَتْلُ النَّفْسِ، وَكَانَ مُتَّكِئاً فَجَلَسَ فقَالَ: أَ وَقَوْلُ الزُّورِ، وَشَهَادَةُ الزُّورِ. فَمَا زَالَ يُكَرِّرُهَا حَتّى قُلْنَا لَيْتَهُ سَكَتَ[. أخرجه الشيخان والترمذي .



1. (5229)- Ebu Bekre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Size büyük günahlarýn en büyüðünü haber vereyim mi?" buyurmuþ ve bunu üç kere tekrar etmiþlerdi. "Evet!" deyince:

"Allah´a þirk koþmak, anne ve baba haklarýna riayetsizlik, cana kýymak!" buyurdular. Bu sýrada dayanmýþ durumda idi, yere oturup:

"Haberiniz olsun! Yalan söz, yalan þahidlik!" dedi ve bunu o kadar tekrar etti ki, "Keþke kesse artýk!" temennisinde bulunduk." [Buhârî, Þehadat 10, Edeb 6, Ýstizan 35, Ýstitabe 1; Müslim, Ýman 143, (87); Tirmizî, Þehadat 3, (2302).][2]



AÇIKLAMA:



1- Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn burada büyük günahlardan olarak zikrettiði yalan söz ve anne-baba hakkýna riayetsizliði yasaklayan ayetler Kur´an´da yer almýþtýr. (Mealen):

* "Allah ile birlikte baþka bir ilah edinme ki, kýnanmýþ ve terkedilmiþ bir halde kalmayasýn. Rabbin þunu da emretti: "Ondan baþkasýna ibadet etmeyin. Anne ve babaya da iyilikte bulunun..." (Ýsra 22-23).

* "..Putlara tapmak gibi bir pislikten ve yalan sözden de kaçýnýn" (Hacc 30).

2- Hadiste Resulullah´ýn, dayanýrken oturmak suretiyle vaziyet deðiþtirmesi, son cümlesini çokça tekrarý, muhataplarýný uyarmak, onlarýn dikkatlerini kendi üzerine iyice toplamaya, sözlerindeki müessiriyet ve öðreticilik vasfýný artýrmaya racidir.

Ashabýn "keþke sussa temennisi"nin Resulullah´a karþý duyduklarý þefkatten ve Aleyhissalâtu vesselâm´ý rahatsýz eden þeylerden hoþlanmamaktan ileri geldiði belirtilmiþtir.

3- Hadis, günahý büyük (kebir) ve en büyük (ekber) diye taksim etmektedir. Bu taksimle Resulullah´ýn günah hususunda küçük ayýrýmý da yaptýðý anlaþýlýr. Alimler arasýnda küçük günahýn sübutu münakaþalýdýr. "Allah´ýn emir ve yasaðýna muhalefetin küçüðü olmaz" denmiþtir. Muhalefet, Allah´ýn büyüklüðü karþýsýnda kebiredir. Saðirenin varlýðýný söyleyenler buna, daha büyüðe nisbetle saðire derler. Þu da var ki, bir kýsým hadisler, ibadetlerin bir kýsým günahlara kefaret olacaðýný bildirmiþtir. Öyleyse, ibadetlerin kefaret olduðu günahlar küçük (saðire) kefaret olmadýðý günahlar büyük (kebire)dirler. Bu, hadislerle sabit olduðu için, ulema umumiyetle, günahlarýn büyük ve küçük diye taksimini inkar etmeyi uygun bulmamýþtýr. Þurasý da muhakkak ki, "büyük" "küçük" tavsifi izafidir. Her günah kendinden büyüðe nisbeten küçük, kendinden küçüðe nisbeten de büyüktür. Sözgelimi bir kimsenin kolunu kesmek, dövmeye nisbetle büyük ise de, öldürmeye nisbetle küçüktür. Keza yabancý bir kadýný öpmek, bakmaya nisbetle büyük ise de, zinaya nisbetle küçüktür.

Ayet ve hadiste cehennemle korkutulan günahlarýn kebire olduðu kabul edilmiþtir.[3]



ـ5230 ـ2ـ وعن عُبيد بن عمَيْر عن أبيه رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّ رَسُولَ اللّهِ # قَالَ وَقَدْ سَألَهُ رَجُلٌ عَنِ الْكَبَائِر ِ فَقَالَ: هُنَّ تِسْعٌ: الشِّرْكُ، وَالسِّحْرُ، وَقَتْلُ النَّفْسِ، وَأكْلُ الرِّبَا، وَأكْلُ مَالِ الْيَتِيمِ، وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ، وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ، وَعُقُوقُ الْوَالِدَيْنِ، وَاسْتِحَْلُ الْبَيْتِ الْحَرَامِ قِبْلَتِكُمْ أحْيَاءً وَأمْوَاتاً[. أخرجه أبو داود والنسائي.»الفِرارُ من الزَّحْفِ« هو الفرار من مصاف الجهاد ومقاتلة الكفار.»المحصنات« جمع محصنة وهن العفائف ذوات ا‘زواج.و»قذفهنّ« رميهن بالزنا .



2. (5230)- Ubeyd Ýbnu Umeyr babasý (radýyallahu anh)´tan anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a bir adam kebairden sormuþtu, þöyle cevap verdiler:

"Onlar dokuzdur!" buyurdular ve saydýlar: "Þirk, sihir, insan öldürmek, faiz yemek, yetim malý yemek, savaþtan kaçmak, namuslu kadýnlara iftirada bulunmak, anne ve babaya haksýzlýk, kýbleniz olan Beytu´l-Haram (da masiyet iþlemey)i saðlýðýnýz ve ölümünüzde helal addetmek." [Ebu Davud, Vesaya 10, (2875); Nesâî, Tahrim 3, (7, 89).][4]



ـ5231 ـ3ـ وعن ابن مسعودٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قُلْتُ يَا نَبِيَّ اللّهِ! أيُّ الذَّنْبِ أعْظَمُ عِنْدَ اللّهِ؟ قالَ: أنْ تَجْعَلَ للّه نِدّاً وَهُوَ خَلَقَكَ. قُلْتُ: ثُمَّ أيُّ؟ قَالَ: أنْ تَقْتُلَ وَلَدَكَ مَخَافَةَ أنْ يَطْعَمَ مَعَكَ. قُلْتُ: ثُمَّ أيُّ قَال: أنْ تُزَانِيَ حَلِيلَةَ جَارِكَ[. أخرجه الخمسة إ أبا داود.



3. (5231)- Ýbnu Mes´ud (radýyallahu anh) anlatýyor: "Dedim ki: "Ey Allah´ýn Resulü! Allah nezdinde en büyük günah hangisidir?"

"Seni yaratmýþ olan Allah´a eþ koþmandýr!" buyurdular.

"Sonra hangisidir?" dedim.

"Seninle birlikte yiyecek diye, evladýný öldürmendir!" buyurdular. Ben yine:

"Sonra hangisidir?" dedim.

"Komþunun helalliði ile zina etmendir!" buyurdular." [Buharî, Tefsir, Bakara 3, Furkan 3, Edeb 20, Muharibin 20, Diyat 1, Tevhid 40, 46, Müslim, Ýman 141, (3181, 3182), Tefsir, Furkan, Nesaî, Tahrim 4, (7, 89, 90); Ebu Davud, Talak 50, (2310).][5]



ـ5232 ـ4ـ وعن ابن عمرو بن العاص رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: إنَّ مِنَ الْكَبَائِرِ أنْ يَشْتِمَ الرَّجُلُ وَالِدَيْهِ. قَالُوا: وَهَلْ يَشْتِمُ الرَّجُلُ وَالِدَيْهِ؟ قَالَ: نَعَمْ، يَسُبُّ أبَا الرَّجُلِ فَيَسُبُّ أبَاهُ، وَيَسُبُّ أُمَّهُ فَيَسُبُّ أُمَّهُ[. أخرجه الخمسة إ النسائي .



4. (5232)- Ýbnu Amr Ýbni´l-As (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Kiþinin anne ve babasýna sövmesi büyük günahlardandýr" buyurmuþlardý. Orada bulunanlar:

"Hiç kiþi anne ve babasýna söver mi?" dediler.

"Evet! Kiþi, bir baþkasýnýn babasýna söver, o da babasýna söver; annesine söver, o da bunun annesine söver!" buyurdular." [Buhârî, Edeb 4; Müslim, Ýman 146, (90); Tirmizî, Birr 4, (1903); Ebu Davud, Edeb 129, (5141).][6]



AÇIKLAMA:



Bazý rivayetlerde þetm (sövme) yerine lanet kelimesi kullanýlmýþtýr. Þu halde þetm, lanet, sebb, hakaret ifade eden söz manasýnda birbirine müteradif olmaktadýrlar. Hadis, annebabaya sövmeyi büyük günah saydýðý gibi, baþkasýnýn annebabaya sövmesine sebep olmayý da büyük günah olarak deðerlendirmektedir. Bu hal bize, anne ve baba karþýsýnda hassasiyeti ileri götürme gereðini te´yid eder. Þu halde, sövmeye sebep olmak büyük bir günahsa, bizzat sövmek çok daha büyük bir günah olmaktadýr.

Ýbnu Battal: "Bu hadis, sedd-i zeraide asýldýr" demiþtir. Hadis, kiþi bizzat haram kasdetmemiþ bile olsa, fiili harama müncer olacaksa bu fiilin ona haram olduðunu ifade eder.

Bu hadis, ayette gelmiþ olan bir asla dayanmaktadýr:

"Onlarýn Allah dýþýnda taptýðý þeylere sövmeyin, onlar da cahillikle hadlerini aþýp Allah´a söverler" (En´am 108).

Maverdi, bu hadisten hareketle, ipekli kumaþý, bizzat giyeceðinden korkulan kimseye satmanýn, keza parlak kölenin, livataya yer vereceðinden korkulan kimseye satýlmasýnýn, þýranýn, ondan þarap yapacaðýndan korkulan kimseye satýlmasýnýn caiz olmayacaðý hükmünü çýkarmýþtýr. [7]





--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 15/35-36.

[2] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 15/36-37.

[3] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 15/37-38.

[4] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 15/38.

[5] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 15/39.

[6] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 15/39.

[7] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 15/39-40


radyobeyan