Kütübü Sitte
Pages: 1
Katl 2 By: sumeyye Date: 25 Nisan 2010, 15:38:40
ÝKÝNCÝ FASIL


KATLÝN MÜBAH OLDUÐU YERLER


ـ4931 ـ1ـ عن ابن مسعود رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ # َ يَحِلُّ دَمُ امْرِئٍ مُسْلِمٍ يَشْهَدُ أنْ َ إلهَ إّ اللّهُ وَأنّي رَسولُ اللّهِ إّ بإحْدى ثَثٍ: الثَّيِّبِ الزّانِي، والنّفْسِ بِالنّفْسِ، وَالتّارِكِ لِدِينِهِ الْمُفَارِقِ لِلْجمَاعَةِ[. أخرجه الخمسة .



1. (4931)- Ýbnu Mes´ud (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Allah´tan baþka ilah olmadýðýna ve benim de Allah´ýn Resulü bulunduðuma þehadet eden kimsenin kaný, üç hal dýþýnda helal deðildir:

* Zina yapan dul.

* Cana can kýsas.

* Dinden çýkýp cemaatten ayrýlan." [Buharî, Diyat 6; Müslim, Kasâme 25, (1676); Ebu Davud;, Hudud 1, (4352); Tirmizî, Diyat 10, (1402); Nesâî, Tahrim 5, (7, 90, 91), Kasâme 5, (8, 13).][17]



AÇIKLAMA:



Hadis, kelime-i þehadetle Müslüman olduðunu beyan eden bir kimsenin kanýnýn haram olduðunu belirtmekte, buna istisna teþkil eden üç durumu açýklamaktadýr. Bu üç durumdan biri kesinleþince mü´min de olsa kaný helal olmaktadýr.

1- Dul, yani evlendikten sonra boþanmýþ olan kimsenin zina yapmasý. Nesâî´nin rivayetinde bu husus "Muhsan olan kimsenin zina etmesi, buna recm cezasý gerekir" þeklinde daha açýk olarak ifade edilir. Muhsan, evliliði tadan kimsedir. Þu halde böyle birisinin zina yapmasý, recmedilerek öldürülmesini gerektirir. Henüz bekar olup, evlenmemiþ kimsenin (kadýn veya erkek) zinasý recmi gerektirmez.

2- Cana can kýsastan maksad, bir kimseyi bile bile haksýz yere öldüren kimsenin de kýsas edilerek öldürülmesidir. Kasden olmayan veya müdafa-i nefis gibi meþru bir mazeretle cana kýyan kimseye kýsas gerekmez.

3- Dinden çýkan, irtidat eden demektir. Müslüman olduðu halde Hýristiyan veya Yahudi olan veya bütün dinleri reddedip ilhada düþen kimsenin Ýslam´a göre hayat hakký yoktur. Onun hapsedilip, Ýslam´a dönmesi teklif edilir. Ýkna yollarý araþtýrýlýr. Israr ederse öldürülür.

Hadiste geçen cemaatten maksad, Müslümanlar cemaatidir. Cemaatý terketmek, irtidat etmek demektir. Bu, irtidattan ayrý ikinci bir vasýf deðildir. Bir baþka ifade ile, irtidat eden bir kimse, Müslüman cemiyetini terketip bir baþka cemaate iltihak etse de etmese de hüküm deðiþmez. Ýslam´dan çýkmakla cemaati de terketmiþ olur. Ýsterse Müslümanlarla beraber yaþamaya, ailesinden hiç ayrýlmamaya azmetmiþ olsun. Aksi taktirde Resulullah dördüncü bir þýk daha söylerdi.

Ýbnu Dakîku´l-Îd der ki: "Dinden çýkma, erkek Müslümanýn kanýný mübah kýlan bir cürümdür, bu hususta ulema icma etmiþtir. Kadýn hakkýnda ihtilaf edilmiþtir. Ancak cumhur, sadedinde olduðumuz hadise dayanarak kadýnla erkek arasýnda ayýrým yapmamayý esas almýþtýr. Çünkü derler, zinada aralarýnda eþitlik mevcuttur, irtidatta da eþitlik olmalýdýr."

Ýbnu Dakîku´l-Îd hadisle ilgili olarak þunu da söyler: "Hadiste geçen "cemaatten ayrýlan" tabirinden þu hüküm de çýkmaktadýr: "Bundan murad icma ehline muhalefettir." Böylece, "Ýcmaya muhalefet eden kâfir olur" diyenlerin görüþü, hadisten destek bulur.

Bu görüþ, bazý alimlere nisbet edilmiþtir ve bu zayýf da deðildir. Çünkü icmaya göre meseleler bazan þeriat sahibinden tevatürle habere dayanýr -ki namazýn farziyyeti böyledir- bazan da tevatüre dayanmaz. Önceki kýsmý inkar eden, icmaya muhalefeti için olmasa da tevatüre muhalefeti için tekfir edilir. Ancak ikinci kýsým icmaya muhalif olan tekfir edilmez."

Ýcmayý inkar edenin tekfiri hususunda þu görüþ de ileri sürülmüþtür: "Dinin bir vacibi olduðu zarureten bilinen þeyin inkarý diye kayýtlamak gerekir; beþ vakit namaz gibi."

Bazýlarý: "Vacib olduðu tevatürle bilinen þeyin inkarý küfrü gerektirir" demiþ, misal olarak âlemin hudusu meselesini göstermiþtir. Ýyaz ve baþkalarý "âlemin kýdemini iddia edenin tekfir edileceðine icma edildiðini" naklederler.

Mevzu üzerine kelamcýlarýn bazý tahlilleri ve ihtilaflarý mevzubahis ise da, aktarmayý gereksiz görüyoruz.[18]



ـ4932 ـ2ـ وعن مخارق قال: ]جَاءَ رَجُلٌ الى رَسولِ اللّهِ # فقَالَ: يَا رَسُولَ اللّهِ، الْرّجُلُ يَأتِىنِى لِيَأخُذَ مَالِي؟ قَالَ: ذَكّرْهُ بِاللّهِ. فَقَالَ: فَإنْ لَمْ يَذّكِّرْ؟ قَالَ: فَاسْتَعِنْ عَلَيْهِ بِمَنْ حَوْلَكَ مِنَ الْمُسْلِمِينَ. قَالَ: فَإنْ لَمْ يَكُنْ حَوْلِي أحَدٌ مِنَ الْمُسْلِمِينَ؟ قَالَ: فَاسْتَعِنْ عَلَيْهِ بِالسُّلْطَانِ قَالَ: فَإنْ نَأى السُّلْطَانُ عَنِّي؟ قَالَ: قَاتِلْ دُونَ مَالِكَ حَتّى تَكُونَ مِنْ شُهَدَاءِ اŒخِرَةِ أوْ تَمْنَعَ مَالَكَ[. أخرجه النسائي .



2. (4932)- Muhârik anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a bir adam gelerek: "Ey Allah´ýn Resulü! Bir adam gelip malýmý almaya kalkarsa (ne yapayým)?" dedi.

"Ona Allah´ý hatýrlat!" cevabýný verdi. Adam tekrar:

"Hatýrlamazsa! (ne yapayým?)" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Etrafýndaki Müslümanlardan yardým talep et!" buyurdu. Adam:

"Etrafýmda hiç Müslüman yoksa ne yapayým?" dedi.

"Öyleyse sultandan yardým iste!" buyurdu. Adam:

"Sultan benden uzaksa?" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Bir ahiret þehidi oluncaya veya malýný koruyuncaya kadar malýn için mücadele et!" buyurdular." [Nesâî, Tahrim 21, (7, 113).][19]



AÇIKLAMA:



Nesâî´nin bir baþka rivayetinde, soru sahibinin: "Allah´ý hatýrlamaz (yani Allah´ý hatýrlatmamla hýrsýzlýktan vazgeçip çekip gitmezse?)" þeklindeki sorusunu üç kere tekrar eder. Resulullah her üçünde de: "Allah´ý hatýrlat!" diye üç kere cevap verir. Hadis: "Eðer öldürülürsen cennete gidersin, öldürürsen cehenneme gider" diye noktalanýr.[20]



ـ4933 ـ3ـ وعن جندب رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قال رَسُولُ اللّهِ #: حَدُّ السَّاحِرِ ضَرْبهُ بِالسَّيْفِ[. أخرجه الترمذي.



3. (4933)- Cündüb (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sihirbaza tatbik edilecek hadd cezasý kýlýçla vurmaktýr." [Tirmizî, Hudud 27, (1460).][21]



AÇIKLAMA:



1- "Sihirbazýn cezasý, öldürülmesidir" diyenler bu hadisle hükmetmiþlerdir. Ancak hadis hüküm çýkarýlacak sýhhatte deðildir, zayýftýr. Ayrýca bazý rivayetlerde "Sihirbaza uygulanacak hadd cezasý kýlýçla dövülmesidir" þeklinde gelmiþtir. "Kýlýç vurma", boynunu vurma mânasý taþýsa da "kýlýçla dövmek" bu mânaya gelmez. Tirmizî, Ýmam Malik´in bu hadisle amel ettiðini belirtir.

2- Nevevî der ki: "Sihir yapmak haramdýr ve bi´l-icma büyük günahlardandýr. Bazan küfürdür, bazan küfür deðilse de büyük bir masiyettir. Sihir amelinde küfrü gerektiren bir söz ve fiil olursa küfürdür, yoksa küfür deðildir. Öðrenilmesi de öðretilmesi de haramdýr. Sihirbaz bize (Þafiilere) göre öldürülmez, tevbe ederse tevbesi kabul edilir. Ýmam Malik der ki: "Sihirbaz, sihri sebebiyle kâfir olur, tevbe teklif edilmez, tevbesi kabul edilmez, katline hükmedilir." Mesele zýndýðýn tevbesinin kabul edilip edilmeyeceðine dair yapýlan ihtilafa baðlýdýr. Çünkü sihirbaz, ona göre kâfirdir. Bize göre kâfir deðildir. Münafýk ve zýndýðýn tevbesi kabul edilir. Kadý Ýyaz der ki: "Ahmed Ýbnu Hanbel de Malik´in görüþüyle hükmetti. Bu görüþ sahabe ve tabiine mensup bir cemaatten de mervidir. Ashabýmýz der ki: "Sihirbaz, sihriyle bir kimseyi öldürecek olsa ve o adamýn, kendi yaptýðý sihir sebebiyle öldüðünü itiraf edecek olsa ve çoðunlukla sihir sebebiyle öldüðü söylenecek olsa, ona kýsas uygulanmasý gerekir. Sihirle ölse fakat sihri bazan öldürse, bazan da öldürmese sihirbaza kýsas gerekmez, diyet ve keffaret gerekir. Diyet de kendi malýndan alýnýr, akilesinden alýnmaz. Çünkü caninin itirafýyla sabit olan ceza sebebiyle akile borçlandýrýlmaz. Ashabýmýz der ki: "Sihirle ölüm meselesi, beyyine ile deðil, sihirbazýn itirafýyla kesinlik kazanýr."[22]



ـ4934 ـ4ـ وعن عبدالرّحمن بن سعد بن زرارة: ]أنَّّهُ بَلَغَهُ أنّ حَفْصَةَ زَوْجَ النّبيّ # قَتَلَتْ جَارِيَةً لَهَا سَحَرَتْهَا وَقَدْ كَانَتْ دَبَّرَتْهَا[. أخرجه مالك.



4. (4934)- Abdurrahman Ýbnu Sa´d Ýbnu Zürare´nin anlattýðýna göre, kendisine, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn zevcelerinden Hz. Hafsa (radýyallahu anhâ)´nýn müdebber kýldýðý bir cariyesi, kendisine sihir yaptýðý için, sihri sebebiyle öldürmüþtür." [Muvatta Ukul 14, (2, 871).][23]



AÇIKLAMA:



1- Müdebber kýlmak: "Ben öldükten sonra hürsün" diyerek, hürriyetini ölümüne baðlamaktýr. Bu suretle azad edilen, sahibinin ölümüyle hür olur.

2- Rivayetin Muvatta´daki aslýnda, Hafsa (radýyallahu anhâ)´nýn sihirbazýn öldürülmesini emrettiði ve emri üzerine öldürüldüðü tasrih edilmiþtir. Teysir, üslubu biraz farklý kaydetmiþ.

Ýmam Malik, hadisi kaydettikten sonra ilave eder: "Baþkasýna sihir yapan ve kendisine sihir yapýlmayan sihirbazýn misali, Allah Teala´nýn, kitabýnda söylediði þu kimseye benzer: "...Andolsun onlar muhakkak biliyorlardý ki, onu (sihri) satýn alan (ona revaç veren) kimsenin ahiretten hiçbir nasibi yoktur. Onlar kendilerini cidden ne kötü þey mukabilinde sattýklarýný bilmiþ olsalardý" (Bakara 102). Ben, bunu kendiliðinden yapan kimsenin öldürülmesi gereðine hükmediyorum."

Ýmam Malik sihir yaptýrana deðil, yapana ceza verilmesini teklif etmektedir. [24]



ÜÇÜNCÜ FASIL


KENDÝNÝ ÖLDÜRMENÝN HÜKMÜ



ـ4935 ـ1ـ عن أبِى هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسولُ اللّهِ #: مَنْ تَردّى مِنْ جَبَلٍ فقَتَلَ نَفْسَهُ فَهُوَ في نَارِ جَهَنّمَ يَتَرَدّى فيهَا خَالِداً مُخَلّداً فيهَا أبَداً، وَمَنْ تَحَسّى سُمّا فَقَتَلَ نَفْسَهُ فَسُمُّهُ في يَدِهِ يَتَحَسّاهُ في نَارِ جَهَنّمَ خَالِداً مُخَلّداً فيهَا أبَداً، وَمَنْ قَتَلَ نَفْسَهُ بِحَدِيدَةٍ، فَحَدِيدَتُهُ في يَدِهِ يتَوَجّأُ بِهَا في بَطْنِهِ في نَارِ جَهَنّمَ خَالِداً مُخَلّداً فيهَا أبَداً[. أخرجه الخمسة.»يَتَوَجّأ« أى يضرب نفسه بها .



1. (4935)- Hz. Ebu Hüreyre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Kim kendisini daðdan atarak intihar ederse o cehennemlik olur. Orada ebedî olarak kendini daðdan atar. Kim zehir içerek intihar ederse, cehennem ateþinin içinde elinde zehir olduðu halde ebedî olarak ondan içer. Kim de kendisine demir saplayarak intihar ederse, cehennemde ebedî olarak o demiri karnýna saplar." [Buhârî, Týbb 56; Müslim, Ýman 175, (109); Tirmizî, Týbb 7, (2044, 2045); Nesâî, Cenâiz 68, (4, 66, 67); Ebu Davud, Týbb 11, (3872).][25]



AÇIKLAMA:



1- Hadisin zahirine göre, þu veya bu þekilde intihar ederek canýna kýyanlar, ebedî olarak cehennemde kalacaktýr. Ehl-i Sünnet ulemasýndan Ýmam Malik merhumun, hadisin zahirini esas alarak: "Müntehirin tevbesi kabul olmaz, dolayýsýyla, namazý da kýlýnmaz" dediði nakledilmiþtir.

Günah iþleyenlerin ebedî cehennemde olacaðýna hükmeden Mu´tezile ve diðer fýrka mensuplarý da hadisin zahirini esas alarak müntehirin ebedî olarak cehennemde kalacaðýna hükmetmiþtir.

Ancak Ehl-i Sünnet´in meseleye yaklaþýmý farklýdýr. Onlar müntehirin ebedî cehennemlik olacaðý hususunu mutlak kabul etmezler, bazý kayýtlarla tahdid ederler. Nitekim hadisin bazý vecihlerinde خَالِداً مُخَلَّداً ziyadesi mevcut deðildir. Ehl-i Sünnet, ayrýca tevhid ehlinin günahlarý sebebiyle azaba maruz kalmakla birlikte cehennemde ebedî kalmayýp ondan çýkarýlacaðýný mühim bir esas olarak kabul eder. Bu hususu te´yid eden sahih rivayetler var. Ehl-i Sünnet, sadedinde olduðumuz hadisi, istihlâle hamleder. Yani: "Kim intihar etmenin helal olduðuna itikad ederek canýna kýyarsa o ebedî cehennemliktir" der. Çünkü böyle bir inançla haramý helal addettiði için kâfir olmuþtur. Kâfir ise ebedî cehennemliktir.

* Ehl-i Sünnetten þöyle diyen de olmuþtur: "Bu hadis, zecr ve taðliz makamýnda gelmiþtir, zahiri murad deðildir."

* Þöyle de denmiþtir: "Ýntiharýn gerçek cezasý budur, ancak Allah mü´minlerin ehl-i tevhid olmalarýna ikram olarak, tevhidlerinin hatýrý için onlarý cehennemden çýkaracak, ebedî olarak orada býrakmayacaktýr."

* Bazý alimler, "Allah dilerse" takdiriyle, "Allah dilerse ebedî olarak cehennemde kalýcýdýrlar" þeklinde anlarlar.

* Bazýlarý: "Ebediyet"ten murad, devamýn hakikatý deðil, uzun müddettir" demiþtir. Buna göre mâna: "...Uzun müddet cehennemde" olur.

2- "Ceza amel cinsinden olur" kaidesine binaen müntehir ne suretle canýna kýymýþsa, o þekilde azaba maruz kalmaktadýr. Zehir içerek intihar eden, hep zehir içer þeklinde; kendini daðdan atarak intihar eden, hep daðdan atýlarak; kendini (hançer, býçak gibi kesici olan) demir bir þeyle öldüren de yine o þey vücuduna saplanarak ceza görecektir.

3- Cumhur-u ulemaya göre, müntehirin namazý kýlýnýr. Hanefilerden Ebu Yusuf "Kýlýnmaz" demiþtir. Ömer Ýbnu Abdilaziz ve Evzaî ise "mekruhtur" derler.[26]



ـ4936 ـ2ـ وعنه رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]شَهِدْنَا مَعَ رَسُولِ اللّهِ # خَيْبَرَ. فقَالَ لِرَجُلٍ مِمّنْ يَدّعِى ا“سَْمَ: هذَا مِنْ أهْلِ النَّارِ. فَلَمّا حَضَرَ الْقِتَالَ قَاتَلَ قِتَاً شَدِيداً وَأصَابَتْهُ جَرَاحٌ؛ فَقِيلَ: يَا رَسُولَ اللّهِ الّذِى قُلْتَ آنِفاً إنّهُ مِنْ أهْلِ النّارِ قَدْ قَاتَلَ قِتَاً

شَدِيداً وَقَدْ مَاتَ فَقَالَ #: الى النّارِ. فَكَادَ بَعْضُ الْمُسْلِمِينَ أنْ يَرْتَابَ فَبَيْنَمَا هُمْ على ذلِكَ إذْ قِيلَ لَهُ: إنّهُ لَمْ يَمُتْ وَلَكِنْ بِهِ جِرَاحَةٌ شَدِيدَةٌ. فَلَمّا كَانَ مِنَ اللّيْلِ لَمْ يَصْبِرْ عَلى الْجِرَاحِ، فأخَذَ ذُبَابَ سَيْفِهِ فَتَحَامَلَ عَلَيْهِ فقَتَلَ نَفْسَهُ فأُخْبِرَ بذلِكَ رَسولُ اللّهِ #. فقَالَ: اللّهُ أكْبَرُ، أشْهَدُ أنّي عَبْدُاللّهِ وَرَسُولُهُ. ثُمَّ أمَرَ بًِ فَنَادَى في النّاسِ إنّهُ َيَدْخُلَ الْجَنَّةَ إّ نَفْسٌ مُسْلِمَةَ، وَإنّ اللّهَ لَيُؤَيِّدُ هذَا الدّينَ بِالرّجُلِ الْفَاجِرِ[. أخرجه الشيخان .



2. (4936)- Yine Ebu Hüreyre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte Hayber Gazvesi´nde hazýr bulunduk. Müslüman olduðunu söyleyen bir adam için de, Efendimiz:

"Bu, ateþ ehlindendir!" buyurdular. Savaþ baþlayýnca çok þiddetli þekilde savaþtý ve yara aldý. Ashabtan bazýsý: "Ey Allah´ýn Resulü dedi, az önce ateþ ehlinden dediðiniz kimse, çok þiddetli þekilde kahramanca savaþtý ve de öldü!" dediler. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), yine:

"Cehenneme (gitmiþtir)" buyurdular. Bu cevap üzerine Müslümanlardan bazýlarý nerdeyse þüpheye düþecekti. Askerler bu halde iken, (aleyhissalâtu vesselâm)´a: "O asker henüz ölmemiþ, ancak aðýr þekilde yaralanmýþ!" dediler. Gece olunca, adam yaraya dayanamadý. Kýlýncýnýn keskin tarafýný alýp üzerine yüklendi ve intihar etti. Durum Aleyhissalâtu vesselâm´a haber verildi. Bunun üzerine:

"Allahu ekber!" buyurdular ve devam ettiler: "Þehadet ederim ki, ben Allah´ýn kulu ve Resulüyüm!

"Sonra Hz. Bilal (radýyallahu anh)´e halk içinde þöyle ilan etmesini emrettiler:

"Cennete sadece Müslüman nefisler girecek. Þurasý muhakak ki, (Ýslam´ýn lehine olan ameller kiþinin imanýna delil deðildir), Allah bu dini, facir bir kimse ile de güçlendirir." [Buhârî, Cihad 182, Megâzî 38, Kader 5; Müslim, Ýman 173, (111).][27]



AÇIKLAMA:



Bu hadis muhtelif tariklerle gelmiþtir. Bazýlarýndan hâdisenin Uhud Savaþý sýrasýnda geçtiði, bazýlarýnda ise Hayber Seferi sýrasýnda geçtiði ifade edilmiþtir. Þarihlerden bazýlarý aradaki tearuzu, "Ýki ayrý hâdise mevzubahis olabilir" diye te´lif etmiþtir.

Vakidî´nin Megâzî´si, hâdisenin Uhud´da cereyan ettiðini, hâdise kahramanýn adýnýn Kuzman olduðunu belirtir. Ona göre, "Kuzman, Uhud´dan geri kalýr. Kadýnlar bunu (savaþ kaçkýný diye) alaya alýrlar. Bunun üzerine ilerler ve ön safta yer alýr; ilk oku atar, sonra kýlýncýný çeker ve acaib kahramanlýklar izhar eder. Müslümanlar daðýlýnca kýlýcýn kýnýný kýrar ve "Ölüm, kaçmaktan daha iyi!" diye baðýrarak ileri atýlýr. Bu esnada kendisine uðrayan Katade Ýbnu´n-Nu´man: "Þehidlik sana mübarek olsun!" diye tebrikte bulunur. Kuzman ise:

"Vallahi ben bir din için savaþmadým, kavmimin itibarý için savaþtým!" diye mukabele eder ve yaranýn ýzdýrabýna dayanamayarak intihar eder."[28]



ـ4937 ـ3ـ وعن جابر بن سمرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]أُخْبِرَ النّبيُّ # بِرَجُلٍ قَتَلَ نَفْسَهُ. فقَالَ َ أُصَلّي عَلَيْهِ[. أخرجه أبو داود .



3. (4937)- Cabir Ýbnu Semüre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a, intihar eden bir kimse haber verilmiþti.

"Ben üzerine namaz kýlmýyorum!" buyurdular." [Ebu Davud, Cenaiz 51, (3185).][29]



AÇIKLAMA:



4935 numaralý hadisin açýklamasýnda da belirttiðimiz gibi, Ehl-i Sünnet alimlerinden bazýlarý müntehire cenaze namazý kýlýnmayacaðýna hükmetmiþtir. Ancak ulemanýn ekseriyeti, kýlýnacaðýna kaildir. Resulullah´ýn "kýlmam" sözünü, baþkalarýný intihardan zecretme maksadýna hamleder. [30]



radyobeyan