Kütübü Sitte
Pages: 1
Katl By: sumeyye Date: 25 Nisan 2010, 15:37:54
Katl





KATL BÖLÜMÜ
Bu bölüm dört fasýldýr)
BÝRÝNCÝ FASIL
KATÝLDEN NEHY
ÝKÝNCÝ FASIL
KATLÝN MÜBAH OLDUGU YERLER
ÜÇÜNCÜ FASIL
KENDÝNÝ ÖLDÜRENÝN HÜKMÜ
DÖRDÜNCÜ FASIL
ÖLDÜRÜLMESÝ CAÝZ OLAN VE OLMAYAN HAYVANLAR
KÖPEGÝN ÖLDÜRÜLMESÝ
KARINCA VS´NÝN ÖLDÜRÜLMESÝ


BÝRÝNCÝ FASIL
KATÝLDEN NEHY



ـ4922 ـ1ـ عن سعيد بن العاص رَضِيَ اللّهُ عَنْه عن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]قال رسولُ اللّهِ #: َ يزَالُ الْمُؤْمِنُ في فُسْحَةٍ مِنْ دِينِهِ مَالَمْ يُصِبْ دَماً حَرَاماً. قَالَ وَقَالَ ابْنُ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما: إنّ مِنْ وَرْطَاتِ ا‘مُورِ الّتِى َ مَخْرَجَ لِمَنْ أوْقَعَ نَفْسَهُ فيهَا سَفْكَ الدّمِ الْحَرَامِ بِغَيْرِ حِلِهِ[. أخرجه البخاري.»الوَرْطَاتُ« جمع ورطة: وهى الهك .



1. (4922)- Said Ýbnu´l-As (radýyallahu anh) hazretleri Ýbnu Ömer (radýyallahu anhümâ)´den naklen anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Mü´min, haram kana bulaþmadýkça dininde geniþlik içindedir."

Said Ýbnu´l-As der ki: "Ýbnu Ömer (radýyallahu anhümâ) (Resulullah´ ýn sözünden sonra þunu) söylediler: "Kiþi, nefsini bulaþtýrdýðý taktirde, kurtuluþu olmayan çok ciddi amellerden biri, haksýz yere haram kan dökmesidir." [Buhârî, Diyât 1.][1]



AÇIKLAMA:



1- Bu hadis, haksýz yere kan dökme cinayetinin büyüklüðünü ihbar etmektedir. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), haram kan akýtmadýkça mü´minin geniþliðe mazhar olduðunu belirtiyor. Bu geniþlikten maksad, tevbe ettiði taktirde affedilme þansýdýr. Haksýz yere kan dökmeyen bir mü´min, baþkaca günahlarýndan tevbe ettiði taktirde affedildiðini ümid edebilir. Ancak, haksýz yere kan döken, cana kýyan kimse bu geniþliði kaybetmektedir.

Buhârî´de bu hadisin evvelinde þöyle bir rivayet kaydedilmiþtir: "Ýbnu Mes´ud (radýyallahu anh) anlatýyor: "Bir adam gelerek: "Ey Allah´ýn Resûlü! Allah nazarýnda en büyük günah hangisidir?" diyerek sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Allah seni yaratmýþ olduðu halde ona bir ortak koþmandýr!" buyurdular. Adam tekrar: "Sonra hangi günah gelir?" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Sonra beraberinde seninle yemek yemesinden korktuðun için çocuðunu öldürmendir" buyurdular. Adam tekrar: "Bundan sonra hangisi gelir?" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Sonra komþunun zevcesiyle zina yapman" buyurdular. Aziz ve celil olan Allah Teala Hazretleri, bu hükmü te´yiden þu ayeti inzal buyurdular:

"Onlar Allah´ýn yanýsýra baþkalarýný da ilah edinip onlara kulluk etmezler. Allah´ýn haram ettiði bir cana haksýz yere kýymazlar ve zina etmezler. Kim bu günahlarý iþlerse cezasýný görür. O kimse kýyamet günü kat kat azaba uðrar. Hor ve hakir olarak o azabýn içinde ebediyyen kalýr" (Furkan 68-69).

2- Hadiste geçen varatat, "varta"nýn cem´idir. Varta: Helak mânasýna gelir. Kurtuluþ imkaný olmayan þey için söylenir. Asýl itibariyle hiçbir çýkýþ yolu olmayan derin yer mânasýna gelir. Nitekim, hadisin devamýnda "çýkýþý olmayan" diye açýklama da getirilmiþtir.

Haksýz yere adam öldüren kimsenin, bu günahtan yapacaðý tevbenin makbul olmayacaðýna dair yaygýn bir kanaat mevcuttur. Ýbnu Abbas (radýyallahu anhümâ), böyle bir katile "Sen bir bardak soðuk su iç, artýk cennete gidemezsin" demiþtir.

Tirmizî, Abdullah Ýbnu Ömer (radýyallahu anhümâ)´den: "Dünyanýn tamamýnýn zeval bulmasý, Allah nazarýnda bir Müslümanýn haksýz yere öldürülmesinden daha hafiftir" hadisini kaydeder. Bu mânayý te´yid eden hadisler çoktur. Bir kýsmýný müteakiben göreceðiz. Bir ayet-i kerimede de þöyle buyrulmuþtur: "...Kim, bir cana kýymamýþ veya yeryüzünde fesat çýkarmamýþ birisini öldürürse, bütün insanlarý öldürmüþ gibidir. Kim de birisinin hayatýný kurtarýrsa, bütün insanlarýn hayatýný kurtarmýþ gibi olur..." (Maide 32).

Ýnsan ve bahusus mü´min kanýnýn Allah indinde ne kadar kýymetli ve bunlara karþý iþlenen cinayetin ne kadar büyük bir helak (varta) olduðunu anlamaya Rabbülalemin´in bu kelamlarý kafi ise de, Ýbnu´l-Arabi´nin þu sözünü de kaydediyoruz: "Haksýz yere hayvan öldürmenin yasaðý ve bununla ilgili tehdid sabittir. Öyleyse bir insanýn öldürülmesi nasýl olur? Hele bu Müslümansa? Müttaki ve salih ise?

"Ýslâm alimleri, "kâtil için tevbe var mýdýr?" meselesinde münakaþa ederler. Ýbnu Abbas örneðinde olduðu üzere, tevbe olmayacaðýna hükmedenler olmuþtur. Ancak, Ehl-i Sünnet ve´l-Cemaat ulemâsý, çoðunluk itibariyle, "Kâtilin durumu Allah´a kalmýþtýr, dilerse affeder" diye hükmetmiþtir. Onlar bu hükme giderken, Ashabýn, Furkan suresinde -yukarýda kaydettiðimiz ayet üzerine- "Kâtile cehennem vacib olmuþtur (tevbesi yoktur)" diye hükmettikleri bir sýrada, "Allah kendisine þirk koþmayý maðfiret etmez. Bunun dýþýndaki günahlarý dilediðinden maðfiret eder..." (Nisa 48) mealindeki ayetin inzal buyrulmasýný te´yid eden rivayeti esas almýþtýr. Bu hükmü te´yid eden baþka rivayetler de mevcuttur. Bunlardan biri daha önce geçtiði üzere, doksan dokuz kiþiyi öldürdükten sonra günahýndan tevbe imkaný arayan Ýsrailî zatýn affýyla ilgili kýssadýr.[2]



ـ4923 ـ2ـ وعن معاوية بن أبي سفيان رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: كُلُّ ذَنْبٍ عَسى اللّهُ أنْ يَغْفِرَهُ إَّ الرّجُلَ يَقْتُلُ الْمُؤْمِنَ مُتَعَمّداً، أوِ الرَّجُلَ يَمُوتُ كافِراً[. أخرجه النسائي .



2. (4923)- Muaviye Ýbnu Ebi Süfyan (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Her günahý Allah´ýn maðfiret buyurmasý muhtemeldir. Ancak bilerek mü´mini öldüren veya kâfir olarak ölen kimse hariç..." [Nesâî, Tahrim 1, (7, 81).[3]



ـ4924 ـ3ـ وعن بريدة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: قَتْلُ الْمُؤْمِنِ أعْظَمُ عِنْدَ اللّهِ مِنْ زَوَالِ الدُّنْيَا[. أخرجه النسائي .



3. (4924)- Büreyde (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Mü’minin öldürülmesi, Allah katýnda dünyanýn zevalinden daha büyük (bir hâdise)dir." [Nesâî, Tahrim 2, (7, 83).][4]



ـ4925 ـ4ـ وعن أبي الحكم البجلى قال: ]سَمِعْتُ أبَا هُرَيْرَةَ وَأبَا سَعِيدٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما يَذْكُرَانِ عَنْ رَسُولِ اللّهِ أنّهُ قَالَ: لَوْ أنّ أهْلَ السّمَاءِِ وَأهْلَ ا‘رْضِ اشْتَرَكُوا في دَمِ مُؤْمِنٍ ‘كَبْهُمُ اللّهُ تَعالى في النَّارِ[. أخرجه الترمذي.



4. (4925)- Ebu´l-Hakem el-Becelî anlatýyor: "Ebu Hüreyre ve Ebu Said (radýyallahu anhümâ)´i dinledim. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn þöyle söylediðini müzâkere ediyorlardý:

"Eðer semâ ve arz ehli bir mü´minin kanýna (haksýz yere dökmede) iþtirak etselerdi, Allah her ikisini birden cehenneme atardý." [Tirmizî, Diyat 8, (1398).][5]



AÇIKLAMA:



Hadis-i þerif, sema ehli yani melekler dahi haksýz yere kan dökümüne tevessül etmiþ olsalar, onlarýn da cezalandýrýlacaklarýný ifade etmektedir. Onlar, asi olmayacaklarýna göre, maksad, insan kanýnýn hurmetine, ehemmiyetine dikkat çekmektir.[6]



ـ4926 ـ5ـ وعن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنّ رَسولَ اللّهِ # قَالَ: ا“يمَانُ قَيْدُ الفَتَكِ، َ يَفْتِكُ مُؤْمِنٌ[. أخرجه أبو داود .



5. (4926)- Ebu Hüreyre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Ýman, ihanetle öldürmeye baðdýr, mü´min ihanet suretiyle öldürülmez." [Ebu Davud, Cihad 169, (2769).][7]



AÇIKLAMA:



Fetk: en-Nihaye´nin açýklamasýna göre: "Kiþinin [emandan sonra] gafil halde olan arkadaþýna ansýzýn gelip onu öldürmesidir." Bu sebeple ihanet suretiyle öldürme diye çevirdik. Ýþte iman, mü´mini böyle bir davranýþtan alýkoyduðu için "bað" olarak ifade edilmiþtir. Çünkü bað, engelleyicidir, mani olucudur. Ýman da gadre manidir. Ka´bu´l-Eþref ve Ebu´l-Hukayk gibi bazý kâfirlerin bu suretle öldürülmesi, "Onlarýn öldürülmeleri bu yasaktan önceye aittir veya onlarýn öldürülmesi için hususi müsaade vahyedilmiþtir. Çünkü onlar Ýslam´a karþý gadr ve ihanet içinde idiler" diye açýklanmýþtýr.[8]



ـ4927 ـ6ـ وعن ابن مسعود رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قال رَسُولُ اللّهِ #: لَيْسَ مِنْ نَفْسٍ تُقْتَلُ ظُلْماً إَّ كَانَ عَلى اِبْنِ آدَمَ ا‘وّلِ كِفْلٌ



مِنْ دَمِهَا، ‘نّهُ أوّلُ مَنْ سَنّ القَتْلَ[. أخرجه الخمسة إ أبا داود. »الكفل« الحظ والنصيب .



6. (4927)- Ýbnu Mes´ud (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Yeryüzünde haksýz yere öldürülen bir insan yoktur ki kâtilin günahýndan bir misli Hz. Adem´in ilk oðluna (Kabil´e) gitmemiþ olsun. Çünkü o, haksýz öldürme yolunu ilk açandýr." [Buhârî, Diyât 2, Enbiya 1, Ý´tisam 15; Müslim, Kasâme 27, (1677); Tirmizî, Ýlm 14, (2675); Nesâî, Tahrim 1, (7, 82).][9]



AÇIKLAMA:



Hadis, haksýz yere cana kýymaktan nehiy mevzuunda ziyadesiyle açýk ise de, hadiste temas edilen Hz. Adem´in iki oðlu meselesi ile ilgili bazý teferruatý bu vesile ile kaydedeceðiz. Sunacaðýmýz kýymetli bilgileri Ýbnu Hacer el Askalanî´nin Fethu´l-Bârî adlý Buhârî Þerhinden alýyoruz. Buna göre:

1- Hz. Adem´in ilk oðlundan murad ulemânýn ekseriyetine göre Kabil´dir. Ancak aksini söyleyenler de mevcuttur. Mesela el-Kadý Cemâlü´d-Din Ýbnu Vasýl, Tarih´inde demiþtir ki: "Hz. Adem´in öldürülen oðlunun ismi Kabil´dir. Kabil ismi de kurbanýn kabul edilmesinden iþtikak etmiþtir." Ancak onun ismine قابِن (Kabin) de denmiþtir. Kaf harfinden sonra uzatma elifi olmadan Kabin )قَبِنْ( diyen de olmuþtur. Taberî, Ýbnu Abbas´tan tahric ederek þunu kaydeder. "Bu iki oðlanýn durumu þudur: "Onlar zamanýnda kendilerine tasadduk edilecek fakir kimse yoktu. Kiþi Allah´a yakýnlýk maksadýyla kurban sunardý. Sunulan bu kurban Allah tarafýndan kabul edilince bir ateþ iner ve onu yakardý, kabul edilmemiþse yakmazdý." Hasan Basri´den de þunu kaydeder: "Habil-Kabil kýssasýnda geçen iki kardeþ, Hz. Adem´in sulbünden deðillerdi. Benî Ýsrail´den iki kardeþ idi." Mücâhid´den Ýbnu Ebi Nüceyh´in rivayetine göre der ki: "Onlar, Hz. Adem´in sulbünden öz evladlarý idi." Ýþte meþhur olan görüþ budur. Bu görüþü, sadedinde olduðumuz sahih hadis, oðulu, ilk olmakla tavsif etmek suretiyle te´yid eder. Yani Hz. Adem´in doðan ilk oðlu. Denir ki: "Hz. Adem´in cennette, ondan ve ikiz eþinden baþka çocuðu doðmadý. Bu cennette doðmuþ olmakla kardeþi Habil´e karþý: "Biz cennet çocuklarýyýz, siz ise yeryüzü çocuklarýsýnýz" diye iftihar etmeye, böbürlenmeye kalktý." Ýbnu Ýshak bu hâdiseyi el-Mübtede adlý eserde zikretti.

Yine Hasan Basrî´den rivayet edildiðine göre, demiþtir ki: "Bana zikredildiðine göre, öldürüldüðü zaman yirmi yaþýnda idi. Kardeþi Habil ise yirmi beþ yaþýnda idi."

Habil ismi Hibetullah´tan gelir.

Habil öldürülünce, Hz. Adem çok üzüldü. Bundan sonra Þîs doðdu, mânasý Atiyetullah (Allah´ýn ihsaný) demektir. Hz. Adem´in zürriyeti ondan intiþar etti.

es-Sa´lebî der ki: "Kur´an-ý Kerim´i iyi bilen alimlerin zikrine göre, Hz. Havva, Hz. Adem´e yirmi batýnda kýrk çocuk doðurmuþtur. Bunlarýn ilki Kabil ve kýz kardeþi Ýklîma idi. Sonuncusu da Abdu´l-Muðîs ve Emetu´l-Muðîs idi. Hz. Adem, çocuk ve torunlarý kýrk bine ulaþýncaya kadar ölmedi. Sonra hepsi helak oldu ve Tufan´dan sonra sadece Nuh´un zürriyeti baki kaldý. Bu da Þîs neslindendi. Allah Teala Hazretleri þöyle buyurmuþtur: "Biz dünyada yalnýz onun neslini devam ettirdik" (Saffat 77).

Gemide Hz. Nuh´la birlikte seksen kiþi vardý. Bunlara Kur´an-ý Kerim´de "Zaten onun yanýnda pek az iman eden vardý" (Hud 40) ayetiyle iþaret edilmiþtir. Bununla beraber, yeryüzünde sadece Nuh´un nesli baki kaldý. Çoðalýp yeryüzünü doldurdular."

2- Kabil´in kardeþini öldürüþ tarzý ve öldürdüðü yerle ilgili bazý rivayetler de mevcuttur. Buna göre, taþla baþýný ezmiþtir. Hâdise Sevr daðýnda, Akabetu Harra´da, "Hind"de, "Basra"da büyük mescidin yerinde cereyan etmiþtir.[10]



ـ4928 ـ7ـ وعنه رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: يَجِئُ الرَّجُلُ آخِذاً بِيَدِ الرَّجُلِ، فَيَقُولُ: يَا رَبِّ هذَا قَتَلَنِى. فَيَقُولُ اللّهُ: لِمَ قَتَلْتَهُ؟ فَيَقُولُ: لِتَكُونَ الْعِزّةُ لَكَ. فَيَقُولُ: فإنّّهَا لِى، وَيَجِئُ الرّجُلُ آخِذاً بِيَدِ الرّجُلِ، فَيَقُولُ: يَا رَبِّ إنّ هذَا قَتَلَنِى. فَيَقُولُ اللّهُ لِمَ قَتَلْتَهُ؟ فَيَقُولُ: لِتَكُونَ الْعِزّةُ لِفَُنٍ. فَيَقُولُ: إنّهَا لَيْسَتْ لِفَُنٍ. فَيَبُوءُ بِإثْمِهِ[. أخرجه النسائي .



7. (4928)- Yine Ýbnu Mes´ud (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "(Kýyamet günü) bir adam bir baþkasýnýn elinden tutmuþ olarak gelir ve:

"Ey Rabbim! Bu, beni öldürdü!" der. Aziz ve celil olan Allah da:

"Onu niye öldürdün?" diye sorar. Adam:

"Ýzzet senin için olsun diye öldürdüm!" der. Rab Teâla:

"Ýzzet benim içindir!" buyurur. Bir baþka adam da bir baþkasýnýn elinden tutmuþ olarak gelir ve:

"Ey Rabbim! Bu, beni öldürdü!" der. Aziz ve Celil olan Allah:

"Onu niye öldürdün?" diye sorar. Adam:

"Ýzzet falancanýn olsun diye öldürdüm!" der. Rab Teala:

"Ýzzet falancanýn deðildir!" buyurur. Adam (öbürünün) günahýyla döner." [Nesâî, Tahrim 2, (7, 84).][11]



AÇIKLAMA:



Hadis, kýyamet günü, kâtilin Allah huzurunda nasýl muhakeme edileceðini anlatmaktadýr. Bu muhakemede îlayý kelimetullah için öldürülen kurtulacak, fakat gayr-ý meþru bir maksadla öldüren, öldürdüðü kimsenin de günahýný yüklenerek hesap yerinden ayrýlacaktýr. "Günahý ile döner" ifadesinde geçen "günahý" ibaresi maktulün günahý mânasýný ifade ettiði gibi, kâtil kendi günahý ile birlikte döner mânasýna da gelir. Yani kâtil, uhdesine terettüp eden sabit bir günahla huzurdan ayrýlýr demektir.[12]



ـ4929 ـ8ـ وعن المقداد بن ا‘سود رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنّهُ قَالَ: يَا رَسُول اللّهِ، أرَأيْتَ إنْ لَقِيتُ رَجًُ مِنَ الْكُفّارِ فَاقْتَتَلْنَا فَضَرَبَ إحْدى يَدىّ بِالْسَّيْفِ فَقَطَعَهَا. ثُمّ َذَ مِنّي بِشَجَرَةٍ. فقَالَ: أسْلَمْتُ للّهِ، أأقْتُلُهُ بَعْدَ أنْ قَالَهَا؟ فقَالَ رَسُولُ اللّهِ # َ تَقْتُلُهُ. فقَالَ: يَا رَسُولَ اللّهِ إنّهُ قَطَعَ إحْدى يَدَيّ، ثُمَّ قَالَ ذلِكَ. فقَالَ رَسُولُ اللّهِ #: َ تَقْتُلْهُ، فإنْ قَتَلْتَهُ فإنّهُ بِمَنْزِلَتِكَ قَبْلَ أنْ تَقْتُلَهُ، وإنّكَ بِمَنْزِلَتِهِ قَبْلَ أنْ يَقُولَ كَلِمَتَهُ الّتِي قَالَ[ أخرجه الشيخان وأبو داود.»َذَ« أي التجأ واحتمى.وقوله: »فإنّكَ بِمَنْزِلَتِهِ« أي في إباحة الدم ‘ن الكافر قبل أن يسلم مباح الدم فإذا أسلم فقتله أحد كان قاتله مباح الدم بحق القصاص.



8. (4929)- Mikdad Ýbnu´l-Esved (radýyallahu anh)´in anlattýðýna göre þöyle demiþtir:

"Ey Allah´ýn Resulü! Ben küffardan bir adama rastlasam ve aramýzda mukatele çýksa. O kýlýcýyla vurup elimin birini kesip atsa. Sonra adam (sýkýþýp) bana karþý bir aðaca sýðýnsa ve:

"Allah için Müslüman oldum!" dese, bu sözünden sonra ben onu öldürebilir miyim?" Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Hayýr! Sakýn onu öldürme" buyurdu. Ben ýsrar ettim:

"Ama ey Allah´ýn Resulü! O benim bir elimi kesti ve sonra Müslüman olduðunu söyledi" dedim. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Hayýr! Sakýn onu öldürme, eðer öldürürsen, o adam, sen onu öldürmezden önceki senin makamýndadýr ve sen de, onun söylediði kelimeyi söylemezden önceki durumunda olursun!" buyurdular." [Buharî, Diyat 1, Megazî 11; Müslim, Ýman 155, (95); Ebu Davud, Cihad 104, (2644).][13]



AÇIKLAMA:



Þarihler, hadisten savaþ sýrasýnda Müslüman olduðunu ilan eden kimsenin kanýnýn artýk haram olacaðý hükmünü çýkarýrlar. Böyle bir durumda, Müslüman kimse, karþýsýndakini öldürdüðü taktirde kâfir olur hükmü çýkarýlmamýþtýr. Hattâbi þöyle der: "Hadisin mânasý þudur: "(Muharib) kâfirin Müslüman olmazdan önce, dini sebebiyle, kaný mübahtýr. Müslüman olunca, týpký Müslüman gibi kaný haram olur. Bundan sonra, onu bir Müslüman öldürecek olursa, kýsas hakký suretiyle öldüren Müslümanýn kaný mübah olur, týpký kâfirin kanýnýn din sebebiyle mübah olmasý gibi. Kanýnýn helal olmasýndan murad, onun küfre dahil edilmesi deðildir. Hadisten, Müslüman olan kâfiri öldüren, kâfir olduðu için kaný helal olmuþtur hükmünü çýkarmak büyük günah iþleyen mü´minlerin kâfir olduðunu söyleyen Haricîler gibi hükmetmek olur. Hülasa, hadisin ifadesinde me´hazýn ihtilafýna raðmen menzilenin birliði gözükmektedir: Birinci menzileye göre: Öldürdüðün kimse, kanýnýn haram oluþu yönüyle senin gibidir; ikinci menzileye göre: Kanýn heder olmasý yönüyle sen de onun gibisin."

Bazý alimler: "Hadiste, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kelamýn batýný deðil, zahiri ile caydýrýcý bir gaye gütmüþtür, öldürenin kâfir olacaðýný murad etmemiþtir" demiþlerdir.

Mühelleb de þöyle der: "Hadisin mânasý þudur: "Sen onu bilerek öldürmeye kasdetmekle günahkâr oldun, týpký onun seni öldürmeye kasdetmekle günahkâr olmasý gibi, böylece ikiniz de isyan halinde birleþmiþ oluyorsunuz."

Hadisle ilgili baþka yorumlar da yapýlmýþtýr:[14]



ـ4930 ـ9ـ وعن حارثة بن مضرب قال: ]أمَرَ رَسُولُ اللّهِ # بِقَتْلِ فُرَاتِ ابْنِ حَيّانَ، وَكانَ عَيْناً ‘بِي سُفْيَانَ وَحَلِيفاً لِرَجُلٍ مِنَ ا‘نْصَارِ فَمَرّ بِحَلْقَةٍ مِنَ ا‘نْصَارِ. فقَالَ: إنّى مُسْلِمٌ. فَقِيلَ: يَا رَسُولَ اللّهِ، إنّهُ يَقُولُ إنّى مُسْلِمٌ. فقَالَ رَسُولُ اللّهِ #: إنّ مِنْكُمْ رِجَاً نَكِلُهُمْ الى إيمَانِهِمْ؛ مِنْهُمْ فُرَاتُ بْنُ حَيّانَ[. أخرجه أبو داود .



9. (4930)- Hârise Ýbnu Mudarrýb anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), Furat Ýbnu Hayyan´ýn öldürülmesini emretti. Bu adam Ebu Süfyân´ýn casusu ve ayný zamanda Ensar´dan bir zatýn halifi (müttefiki) idi. Derken o, Ensar´dan müteþekkil bir halkaya uðradý ve: "Ben Müslümaným!" dedi. Bunun üzerine:

"Ey Allah´ýn Resûlü! Furat Ýbnu Hayyan "Ben Müslümaným" diyor!" denildi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) da:

"Sizden bir kýsým erkekler var. Kendilerini (dilleriyle itiraf ettikleri) imanlarýna havale ediyor (söylediklerini tasdik ediyor)uz. Ýþte onlardan biri de Furat Ýbnu Hayyan´dýr" buyurdular." [Ebu Davud, Cihad 109, (2652).][15]



AÇIKLAMA:



1- Furat Ýbnu Hayyan (radýyallahu anh) Ashab´tandýr. Ebu Süfyan´ýn casusu olduðu halde imaný ikrar ettiði için Resulullah öldürtmemiþtir.

2- Hadisin Ahmed Ýbnu Hanbel´de gelen veçhi Furat´ýn zýmmî olduðunu da tasrih eder.

3- Hadisten hareketle alimler, "Zýmmî casusun öldürülmesinin" cevazýna hükmederler.

Ýbnu Hacer: "Harbî olan kâfirin öldürülmesinin cevazýnda ittifak vardýr, muâhid ve zýmmî casusun öldürülmesi hususunda ihtilaf vardýr" der ve açýklar:

* Malik ve Evzâî: "Casusluðu sebebiyle akdini bozmuþ olur" der ve öldürülmesinin cevazýna hükmeder.

* Þafiiler nezdinde ihtilaf edilmiþse de: "Eðer casusluk yapmayacaðý ahit yapýlýrken þart koþulmuþsa, casusluk yapmakla ahdini bilittifak bozar" denmiþtir.[16]


radyobeyan