Gelen Kim? By: rabia Date: 24 Nisan 2010, 03:03:01
Gelen Kim?
Karakterimizin, müslümanlýðýmýzýn kaç ayar olduðunu belli eden yerlerden biri de kapý önleridir. Bir kapýya vardýðýmýzda davranýþlarýmýz ve iç dünyamýz pek çok þeyi ele verir. Kapýya varmanýn, kapýyý çalmanýn bir edebi var ve o edep bize Devr-i Saadet'ten hatýra.
“Bir eve gittiðinizde kapýyý üç sefer çalýn, yüzünüz kapýya dönük olmasýn, kapýnýn saðýna veya soluna çekilin” diye nasihat ederdi büyüklerimiz. O zamanlar anlayamazdýk ne demek istediklerini ama dedikleri gibi yapmaya çalýþýrdýk. Bu nasihatin bir ayete dayandýðýný o çocukluk halimizle nereden bilebilirdik ?..
Gönül hoþluðuna ilk adým: Ýzin almak
Kapý çalmakla ilgili ayet olur mu diye sorulabilir. Var! Çünkü ev mahremiyeti, evin dokunulmazlýðý diye bir konu var ve bu dinimizce son derece önemli görülen bir husus. Ýþte ev mahremiyetine hürmet ve saygýnýn ilk adýmý kapýya varýnca durmak ve kapýyý çalmaktýr.
Hz. Peygamber s.a.v. zamanýnda evler genellikle tek katlý, nadiren iki katlýydý. Kerpiç duvarlar, toprak tavanlar, hurma dallarýyla örtülü çatýlar… Bir de evlere girilen bir yer var; genellikle üzerinde bir perdenin asýlý olduðu bir yer. Kapý diyoruz ya, iþte o… Bugün bildiðimiz ahþaptan veya demirden, çelikten kapýlar nerede? Evin kapýsý bir perdeden veya içeriyi göstermeyecek bir paravandan ibaret; çoðu zaman bunlar da yok…
Medine'ye hicretin ilk yýllarýnda insanlar birbirlerine gittiklerinde izin istemeden evin içine kadar girdikleri oluyordu. Bu durum baþta Efendimiz s.a.v. olmak üzere birçok sahabiyi rahatsýz ediyordu. Yüce Mevlâ ev mahremiyetine saygý gösterilmesi gerektiðini þu ayet-i kerime ile Rasul -i Ekrem s.a.v. Efendimiz'e bildirdi:
“Ey iman edenler! Kendi evlerinizden baþka evlere gireceðinizde, orada yaþayanlarýn gönül hoþluðunu bulacak þekilde izin almadýkça ve onlara selam vermedikçe içeriye girmeyin. Bu sizin için daha hayýrlýdýr. Olur ki düþünür de hikmetini anlarsýnýz.
Evlerde kimseyi bulamazsanýz, size izin verilmedikçe içeriye girmeyin. Eðer size ‘geri dönün' denilirse geri dönün; bu sizin için daha temizdir. Allah yapmakta olduðunuz bütün iþleri bilendir.” (Nur, 27-28)
Ev mahremiyeti demek ki gerçekten önemli! Kur'an -ý Kerim'de, namaz gibi, zekât gibi birçok farz ibadetin ayrýntýlarýna yer verilmemiþken, eve nasýl girileceðine, hatta diðer bir ayette ev içerisinde odalara girmek için hangi vakitlerde çocuklarýn müsaade istemesi gerektiðine yer verilmesi dikkat çekici deðil mi?
Namaz kýlma ve zekât verme emri ayetlerde yer almaktadýr. Ama kaç rekât kýlýnacaðý, ne kadar zekât verileceði gibi ayrýntýlar Sünnet'te açýklanmýþtýr. Ev mahremiyetiyle ilgili ayrýntýlar ise ayetlerle bildirilmiþtir. Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz'in hayatýnda ve Sahabe-i Kiram'ýn uygulamasýnda en güzel örnekleriyle bize kadar ulaþmýþtýr. Ýþte bir örnek:
Hz. Ömer'in kapýsý ve bir bekleyen
Kapýnýn önünde bir adam sesleniyor:
“Ebu Musa izin istiyor!”
Ýçeriden bir cevap gelmiyor. Adam bir müddet bekliyor. Bu sefer:
“Eþ'arî izin istiyor!” diye sesleniyor. Kapýya kimse çýkmýyor. Bir müddet sonra:
“Abdullah b. Kays izin istiyor!” diye sesleniyor. Ama nafile... Evden cevap veren kimse olmuyor. Bunun üzerine adam geri dönüp gidiyor. ( Ebu Davud , Edeb 127)
Bu adam kim, biliyor musunuz? Sahabe-i Kiram'ýn ileri gelenlerinden Ebu Musa el- Eþ'arî r.a .. Asýl adý da Abdullah b. Kays'týr , aslen Yemen'lidir . Rasulullah s.a.v. Efendimiz'in Ýslâm'a davetini duyunca iki aðabeyi ve elli iki hemþehrisi ile birlikte bir gemiye binip yola çýkmýþlar, fakat büyük bir fýrtýnaya tutulmuþlardý. Yönlerini þaþýrýp Habeþistan'a kadar sürüklenmi þ lerdi . Orada Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz'in amcaoðlu Cafer-i Tayyar r.a. ve diðer müslümanlarýn bulunduðunu duyunca çok sevinmiþlerdi. Nihayet Hicretin yedinci senesinde ancak Medine'ye dönebilmiþlerdi. Rasul -i Ekrem s.a.v. de onlarý iki hicret sevabý kazanmakla müjdelemiþti. Önce Habeþistan, sonra da Medine… Buna nasýl da sevinmiþlerdi…
O günden sonra Ebu Musa el-Eþ'arî r.a ., Peygamber s.a.v. Efendimiz'den hiç ayrýlmadý. Bütün savaþlara katýldý. Hz. Ebu Bekir r.a. döneminde birçok hayýrlý hizmette bulundu. Hz. Ömer r.a. ve Hz. Osman r.a. dönemlerinde yýllarca Basra ve Kûfe valiliðinde bulundu.
Yukarýdaki olayda, kapýnýn önünde bekleyen kiþi iþte bu büyük sahabi , ev de Hz. Ömer r.a.' ýn evidir. Alemlere rahmet Rasul -i Ekrem s.a.v. Efendimiz'in gözdesi, fazilet sýralamasýnda ümmetin ikincisi, ikinci halife Hz. Ömer r.a.' ýn evi… Medine'deki herhangi bir ev gibi sade ve gösteriþsiz. Kapýsýnda nöbet bekleyenler de yok.
Ebu Musa el-Eþ'arî r.a. da Sahabe-i Kiram'ýn alimleri sayýlýnca altýncý sýrada zikredilen, güzel davranýþýyla Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz'in takdirlerine nail olan, hayatý boyunca sade ve mütevazi yaþantýsýndan asla taviz vermeyen meþhur sahabi . Bir iþi dolayýsýyla Hz. Ömer r.a.' ýn kapýsýna geliyor ve görüþmek için yukarýda geçtiði üzere üç kere izin istiyor. Cevap alamayýnca da geri dönüp gidiyor.
Hz. Ömer r.a ., Ebu Musa r.a.'ýn geri döndüðünü fark edince adam gönderip çaðýrttýrýyor ve kapýsýndan geri dönmesinin sebebini soruyor. Ebu Musa r.a. da Rasul -i Ekem s.a.v.'den duymuþ olduðu bir hadisi zikrediyor. Þöyle buyurduðunu söylüyor:
“Eve girmek için izin istemek üç defadýr. Ýzin verilirse girersin, verilmezse geri dönersin.”
Hz. Ömer r.a. bu sözün Peygamber Efendimiz'e ait olduðu hususunda Ebu Musa r.a.' dan þahit istiyor. O da sahabilerin bulunduðu bir yere gelerek Hz. Ömer r.a. ile arasýnda geçen olayý anlatýyor ve bu konuda kendisine þahit olabilecek kimsenin bulunup bulunmadýðýný soruyor. Orada bulunan sahabiler , en küçüklerinin bile bu hadise þahitlik edebileceðini dile getirerek, aralarýnda yaþça en küçük olan Ubey b. Kaab r.a.'ý gönderiyorlar.
Hz. Ömer r.a.'ýn, valilik gibi çok önemli görevlere tayin ettiði birine güvenmediði için deðil, hadisler konusunda çok titiz davrandýðý için þahit istemiþ olduðu rivayet ediliyor. Nitekim bu olaydan sonra o da böyle yapmaya baþlýyor.
Ev mahremiyetine saygý ve edep
“Rasulullah s.a.v. birinin kapýsýna geldiðinde yüzünü kapýya dönmezdi; sað veya sol omzunu çevirirdi. Sonra da ‘ esselamu aleyküm , esselamu aleyküm ' derdi. Böyle yapýþý, o sýralar kapýlarda örtü olmayýþýndandý.” (Ebu Davud, Edeb 138)
“Ýzin istemek, görme sebebiyledir.” (Ebu Davud, Edeb 136). Bundan dolayý evin kapýsýna gidildiðinde içerisini görecek þekilde durmamak gerekir.
Bir bedevî, Rasulullah s.a.v.'in kapýsýna geldi. Gözlerini kapýnýn kýrýklarýna yapýþtýrdý. Rasulullah s.a.v. adamý fark etti, elindeki çubukla üzerine yürüdü. Adam hemen oradan kayboldu. Rasulullah s.a.v .: “Eðer yerinde kalsaydýn gözünü oyardým” buyurdu. (Nesaî, Kasame 44)
Rasulullah s.a.v ., evin içine bakarken yakalamýþ olduðu bir adamý “Ben sað olduðum müddetçe Medine'de oturmayacaksýn!” diyerek Tâif'e sürdüðü rivayet edilmiþtir.
Kapýyý çalana “kim o?” dendiði zaman, “ben” veya “benim” gibi belirsiz ifadeler yerine kendisini tanýtacak þekilde cevap verilmelidir.
Mahremiyetin korunmasý hususunda ev halkýnýn da kapý, perde, tül gibi vasýtalarý kullanmakla gerekli tedbiri almasý zorunludur.
Evin camýna, balkonuna bakmak nasýl edeb dýþýysa, camý, kapýyý, balkonu baþkalarýnýn bakýþýna arz etmek de o derecede edep dýþýdýr.
Ev mahremiyeti ve ilgili hükümler, kaynak eserlerimizde “ isti'zan ” yani izin isteme baþlýðý altýnda geniþ bir þekilde ele alýnmý þtýr.
Dinimiz mahremiyet duygusunun fýtrî olduðunu özellikle belirtmiþ; evlerimizi, münasebetlerimizi, komþuluklarýmýzý, kýsaca sosyal hayatýmýzý mahremiyete saygý çerçevesinde oluþturmamýzý istemiþtir.
radyobeyan