Sadaka ve nafaka 5 By: sumeyye Date: 22 Nisan 2010, 11:25:53
AÇIKLAMA:
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) henüz fetihler baþlamadan önce, fakirlerin ve hususan Suffa´da kalanlarýn rýzýklarýný te´min için bir kýsým tedbirler almýþtý. Bu tedbirlerden birini burada görmekteyiz: Mescide hurma salkýmý astýrmak... Devamlý mescidde bulundurulan bu salkýmlardan ihtiyaç sâhipleri deðnekleri ile bir miktar hurma düþürür ve onlarý yiyerek açlýðýný giderirdi.[43] Müteakip hadîste görüleceði üzere bu hurma salkýmlarýnýn bazan kalitesizlerine rastlanmýþ, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kalitelisinin asýlmasý için dikkatleri çekmiþtir.
Hattâbî bu sadakanýn farz olan ve zekat denen sadaka olmadýðýný, mendub nev´inden sadaka olduðunu belirtir.
Hadîs, her on vask miktarý hurma mahsulü için bir hurma salkýmýnýn fakirlerin istifadesi için mescide asýlmasýný, Aleyhissalatu vesselamýn emrettiðini göstermektedir.[44]
ـ3273 ـ14 -وَعَنْ عوف بن مالك رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]خَرَجَ النَّبِيّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَوْمًا وَبِيَدِهِ عَصًا، وَقَدْ عَلَّقَ رَجُلٌ قِنْوَ حَشَفٍ فَجَعَلَ يَطْعُنُ فِيهِ وَيَقُولُ: لَوْ شَاءَ رَبُّ هَذِهِ الصَّدَقَةِ تَصَدَّقَ بِأَطْيَبَ مِنْ هَذَا إِنَّ رَبَّ هَذِهِ الصَّدَقَةِ يَأْكُلُ حَشَفًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ[. أخرجه أَبُو دَاوُد النسائي.»القِنْو« العذق بما فِيهِ الرطب .
14. (3273)- Avf Ýbnu Mâlik (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), birgün elinde âsasý olduðu halde çýktý. Adamýn biri çürüklü bir hurma salkýmý asmýþ idi. Aleyhissalatu vesselam salkýma deðneðini dürtüyor ve:
"Bu sadakanýn sâhibi, keþke bundan daha iyisini tasadduk etmek isteseydi. Bu sadakanýn sâhibi, Kýyamet günü çürük hurma yiyecek" diyordu."[45]
ـ3274 ـ15 -وَعَنْ جرير رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]أَتَى النَّبِيّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَوْمٌ حُفَاةٌ عُرَاةٌ مُجْتَابِى النِّمَارِ أَوِ الْعَبَاءِ مُتَقَلِّدِي السُّيُوفِ عاَمَّتُهُمْ مِنْ مُضَرَ. فَتَمَعَّرَ وَجْهُ رَسُولِ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِمَا رَأى بِهِمْ مِنَ الْفَاقَةِ، فَدَخَلَ ثُمَّ خَرَجَ. فَأمَرَ بًَِ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ فَأَذَّنَ وَأَقَامَ فَصَلَّى؛ ثُمَّ خَطَبَ فَقَالَ: يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا اŒية؛ إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا. وَاŒيَةَ الَّتِي فِي الْحَشْرِ اتَّقُوا اللّهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ لِغَدٍ. تَصَدَّقَ رَجُلٍ مِنْ دِينَارِهِ، مِنْ دِرْهَمِهِ، مِنْ ثَوْبِهِ، مِنْ صَاعٍ بُرِّهِ، مِنْ صَاعِ تَمْرِهِ، حَتَّى قَالَ: وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ؛ فَجَاءَ رَجُلٌ مِنَ ا‘َنْصَارِ بِصُرَّةٍ كَادَتْ كَفُّهُ تَعْجِزُ عَنْهَا! بَلْ قَدْ عَجَزَتْ. ثُمَّ تَتَابَعَ النَّاسُ حَتَّى رَأَيْتُ كَوْمَيْنِ مِنْ ثِيَابٍ وَطَعَامٍ حَتَّى رَأَيْتُ وَجْهَ رَسُولَ للّهِ يَتَهَلَّلُ كَأَنَّهُ مُذْهَبَةٌ. فَقَالَ: مَنْ سَنَّ فِي ا“ِسَْمِ سُنَّةً حَسَنَةً فَلَهُ أَجْرُهَا وَأَجْرُ مَنْ
عَمِلَ بِهَا بَعْدَهُ
مِنْ غَيْرِ أَنْ يَنْقُصَ مِنْ أُجُورِهِمْ شَىْءٌ؛ وَمَنْ سَنَّ فِي ا“ِسَْمِ سُنَّةً سَيِّئَةً كَانَ عَلَيْهِ وِزْرُهَا وَوِزْرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا مِنْ بَعْدِهِ مِنْ غَيْرِ أَنْ يَنْقُصَ مِنْ أَوْزَارِهِمْ شَىْءٌ[. أخرجه مسلم والنسائي.قوله »مُجْتَابِي النَّمَارُ« أي بسيها، والنمار جمع نمرة وهى شملة مخطّطة من مآزر ا‘عراب.»تمعَّرَ« أي تغير وتلون من الغضب .
15. (3274)- Hz. Cerir (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a üstü baþý yok, ayaklarý çýplak, sadece kaplan postu gibi çizgili bedei peþtamalý -veya abalarýna- sarýnmýþ, kýlýçlarý boyunlarýnda asýlý olduklarý halde hepsi de Mudarlý olan bir grup geldi. Onlarýn bu fakir ve sefil halini görmekten Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn yüzü deðiþti. Odasýna girdi, tekrar geri geldi. Hz. Bilâl´e ezan okumasýný söyledi. O da ezan okudu, sonra ikamet getirdi. Namaz kýlýndý.
Aleyhissalatu vesselam namazdan sonra cemaate hitabetti ve:
"Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten yaratýp, ondan zevcesini halk eden ve ikisinden de pek çok erkek ve kadýn var eden Rabbinizden korkun. Kendisi adýna birbirinizden dilekte bulunduðunuz Allah´ýn ve akrabanýn haklarýna riayetsizlikten de sakýnýn. Allah þüphesiz hepinizi görüp gözetmektedir" (Nisâ 1) ayetini okudu. Bundan sonra Haþir sûresindeki þu âyeti okudu:
"Ey insanlar, Allah´tan korkun. Herkes yarýna ne hazýrladýðýna baksýn. Allah´tan korkun, çünkü Allah iþlediklerinizden haberdardýr" (Haþr 18). Resulullah sözüne devamla: "Kiþi dinarýndan, dirheminden, giyeceðinden, bir sa´ buðdayýndan, bir sa´ hurmasýndan tasaddukta bulunsun. Hiçbir þeyi olmayan, yarým hurma da olsa mutlaka bir baðýþta bulunmaya gayret etsin" buyurdu. Derken Ensâr´dan bir zât, nerdeyse taþýyamayacaðý kadar aðýr bir bohça ile geldi. Sonra halk sökün ediverdi (herkes bir þey getirmeye baþladý). Öyle ki, az sonra biri yiyecek, diðeri giyecek maddesinden müteþekkil iki yýðýnýn meydana geldiðini gördüm. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) memnun kalmýþtý, yüzünün yaldýzlanmýþ gibi parladýðýný gördüm. Þöyle buyurdular:
"Ýslam´da kim bir hayýrlý yol açarsa, ona bu hayrýn ecri ile, kendisinden sonra o hayrý iþleyenlerin ecrinin bir misli verilir. Bu, onlarýn ecrinden hiçbir þey eksiltmez de. Kim de Ýslâm´da kötü bir yol açarsa, ona bunun günahý ile, kendinden sonra onu iþleyenlerin günahý da verilir. Bu da onlarýn günahýndan hiçbir eksilmeye sebep olmaz."[46]
AÇIKLAMA:
1- Hadîs Resulullah´ýn ihtiyaç içinde olanlara, onlar ihtiyaç arzetmeden yardýma koþmasýna örnek olmaktadýr. Zira, huzur-u Nebevi´ye gelen bedevîlerin halinden fakirlikleri okunuyordu. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), onlardan bir yardým talebi vaki olmadan en müessir bir üslupla müslümanlarý yardýma davet etmiþtir.
2- Yapýlan yardýmlardan Aleyhissalatu vesselam son derece memnun kalmýþ, bu hal, görünüþüne bile aksetmiþtir. Ancak, en ziyade yardým etme iþini baþlatandan memnun olmuþ, onun zor taþýyacaðý bir bohça ile gelmesi, diðerlerinin de yardým için koþmalarýnda müessir olmuþtur. Efendimizin, "Ýslam´da kim hayýrlý bir yol açarsa..." ifadesi ilk defa bohça getiren bu zatla ilgilidir. Onun, diðerlerine sebep ve örnek olmasý yönüyle, o anda yapýlan bütün yardýmlardan hâsýl olan sevaba da iþtirak edeceðini, ancak onun iþtirakinin, öbürlerinin sevabýndan bir eksilmeye sebep olmayacaðýný anlýyoruz.
Efendimiz, kötülüðe öncülük yapanlarýn da ayný þekilde, sonradan ayný yolda giderek kötülük yapanlarýn günâhýna iþtirak edeceðini belirtiyor. Nitekim bir baþka hadiste, Hz. Âdem aleyhisselâm´ýn oðlu Kâbil´e -yeryüzünde haksýz yere ilk kan döken insan olmasý hasebiyle- Kýyamete kadar dökülecek olan her haksýz kanýn günahýndan bir mislinin yazýlacaðý belirtilmiþtir.
Hadîs, iyi çýðýrlar açmaya, hayýr müesseseleri kurmaya, insanlarýn istifade edeceði yeni keþifler, buluþlar yapmaya fevkalâde teþvik ettiði gibi; kötü iþler yapmaktan, faydasýz, zararlý icadlar ortaya koymaktan da fevkalâde zecr etmektedir.
3- Va´z ve nasihatlerde en müessir yolu aramak, maksadý, imkân nisbetinde âyetlerle ifâde etmek müstehab olmaktadýr. Zira Aleyhissalatu vesselam iki ayrý âyetle sözlerini takviye buyurmuþlardýr.[47]
ـ3275 ـ16 -وَعَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: قَالَ رَجُلٌ ‘َتَصَدَّقَنَّ اللَّيْلَةَ بِصَدَقَةٍ. فَخَرَجَ بِصَدَقَتِهِ فَوَضَعَهَا فِي يَدِ سَارِقٍ. فَأصْبَحُوا يَتَحَدَّثُونَ تُصَدِّقَ اللَّيْلَةَ عَلَى سَارِقٍ. فَقَالَ: اَللَّهُمَّ لَكَ الْحَمْدُ، عَلَى سَارِقٍ. ‘َتَصَدَّقَنَّ بِصَدَقَةٍ. فَخَرَجَ بِصَدَقَتِهِ فَوَضَعَهَا فِي يَدِ زَانِيَةٍ. فَأَصْبَحُوا يَتَحَدَّثُونَ: تُصَدِّقُ اللَّيْلَةَ عَلَى زَانِيَةٍ. فَقَالَ: اَللَّهُمَّ لَكَ الْحَمْدُ عَلَى سَارِقٍ وَزَانِيَةٍ ‘َ تَصَدَّقَهٍ بِصَدَقَةٍ. فَخَرَجَ بِصَدَقَتِهِ فوضقه
فِي بد غني، فأصبحوا يتحدثون: تصدق الليلة عَلَى غني. فَقَالَ: اَللَّهُمَّ لَكَ الْحَمْدُ عَلَى سَارِقٍ وَزَانِيَةٍ وَغَنِّي، فَأُتِي فَقِيلَ لَهُ: أَمَّا صَدَقَتُكَ فَقَدْ قُبِلَتْ، أَمَّا السَّارِقُ فَلَعَلَّهُ أَنْ يَسْتَعِفَّ عَنْ سَرِقَتِهِ، وَأَمَّا الزَّانِيَةُ فَلَعَلَّهَا أَنْ تَسْتَعِفَّ عَنْ زِنَاهَا، وَأَمَّا الْغَنِىُّ فَلَعَلَّهُ أَنْ يَعْتَبِرَ فَيُنْفَقُ مِمَّا أَعْطَاهُ اللّهُ تَعَالَى[. أخرجه الشيخان و النسائي .
16. (3275)- Hz. Ebu Hüreyre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir adam: "Bu gece mutlaka bir sadaka vereceðim!" deyip, sadakasýyla çýktý. Fakat (farkýna varmadan) onu bir hýrsýzýn avucuna sýkýþtýrdý. Sabah olunca herkes:
"Bu gece bir hýrsýza sadaka verilmiþ!" diye dedikodu yaptý. Adam:
"Ya Rabbi bir hýrsýza sadaka verdiðim için sana hamdediyorum" dedi ve ilâve etti: "Ancak mutlaka bir sadaka daha vereceðim!"
Yine sadakasýyla çýktý. (Gece karanlýðýnda bu sefer de) bir zaniyenin avucuna sýkýþtýrdý. Sabahleyin herkes:
"Bu gece bir zâniyeye sadaka verilmiþ!" diye dedikodu yaptý. Adam:
"Allah´ým bir hýrsýz ve zâniyeye sadaka verdiðim için sana hamdolsun! Ancak yine de bir sadakada bulunacaðým!" dedi. Sadakasýyla birlikte sokaða çýktý. (Karanlýkta) bu sefer de bir zenginin eline sýkýþtýrdý. Sabahleyin herkes:
"Bu gece bir zengine sadaka verilmiþ!" diye dedikodu yaptý. Adam:
"Allah´ým, bir hýrsýz, bir zâniyeye ve bir zengine sadaka verdiðim için sana hamdediyorum!" dedi. (Bilahare rüyasýnda ona gelip þöyle denildi):
"Senin sadakalarýn kabul edildi. Þöyle ki: (Ýhlasla yani Allah rýzasý için vermen sebebiyle) hýrsýzýn hýrsýzlýktan vazgeçip iffete gelinesi, zâniyenin zinadan vazgeçmesi, zenginin ibret alýp Allah´ýn kendine verdiklerinden tasadduk etmesi umulur."[48]
radyobeyan