Kütübü Sitte
Pages: 1
Sadaka ve nafaka 4 By: sumeyye Date: 22 Nisan 2010, 11:25:22
ÝKÝNCÝ FASIL

TASADDUK VE ÝNFAKA TEÞVÎK



ـ3260 ـ1 -عن حارثة بن وهب رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: تَصَدَّقُوا: فَيُوشِكُ الرَّجُلُ أَنْ يَمْشِىَ بِصَدَقَةٍ. فَيَقُولُ الَّذِي يُعْطَاهَا: لَوْ جِئْتَنَا بِهَا بِاَمْسِ قَبِلْتُهَا. فَأَمَّا اŒنَ فََ حَاجَةَ لِى فِيهَا! فََ يَجِدُ مَنْ يَقْبَلُهَا مِنْهُ[. أخرجه الشيخان النسائي .



1. (3260)- Hârise Ýbnu Vehb (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sadaka verin. Kiþinin eline parayý alýp sadaka olarak vermek üzere çýktýðý ve fakat kendisine baðýþta bulunulan kimsenin "Bunu dün getirmiþ olsaydýn kabul ederdim, ama þu anda ona ihtiyacým yok" diye cevap vereceði ve böylece sadakasýný kabul edecek bir kimseyi bulamadan sadakasý elinde olduðu halde geri döneceði zaman yakýndýr."[24]



ـ3261 ـ2 -وَعَنْ أَبِي مُوسَى رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَيَأْتِيَنَّ عَلَى النَّاسِ زَمَانٌ يَطُوفُ الرَّجُلُ فِيهِ بِالصَّدَقَةِ مِنَ الذَّهَبِ فََ يَجِدُ أَحَدًا يَأْخُذُهَا مِنْهُ، وَتَرَى الرَّجُلَ الْوَاحِدَ يَتْبَعُهُ أَرْبَعُونَ امْرَأَةً يَلُذْنَ بِهِ مِنْ قِلَّةِ الرِّجَالِ وَكَثْرَةِ النِّسَاءِ[. أخرجه الشيخان .



2. (3261)- Ebu Mûsa (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Muhakkak ki insanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, o vakit kiþi altýndan sadaka ile (çarþý pazar) dolaþýr da bunu kendisinden sadaka olarak kabul edecek tek kiþi bulamaz. O zaman, tek bir erkeðe kýrk tane kadýnýn tâbi olduðunu ve kadýnlarýn çokluðu ve erkeklerin azlýðý sebebiyle ona sýðýndýklarýný görürsün."[25]



AÇIKLAMA:



1- Bu hadisler, âhir zamanda bolluðun artacaðýný, öyle ki zekat kabul edecek kimsenin kalmayacaðýný haber vermektedir. Hadîste zekat malý olarak altýn kelimesinin zikri, mânayý te´kid içindir. Çünkü insanlar arasýnda tedavül eden kýymetli eþyalarýn en deðerlisi, taþýnma ve saklanmasý en kolay olaný altýndýr. Ýnsanlar sunulan altýna bile istiðna gösterirlerse, gözleri, gönülleri son derece doymuþ demektir. Bu da o devirde bolluðun fevkalâde artacaðýný ifâde eder. Bu mâna birçok hadislerde ifâde edilmiþtir. Aynî´ye göre, bu hal fitnelerin artmasý ve insanlar arasýnda öldürme hadiselerinin çoðalmasýyla hâsýl olur. Elli kadýnýn bir erkeðe sýðýnmaya çalýþmalarý da ayný devrenin vasýflarý olarak zikredilmiþ olmasý da bu mânayý te´yid eder. Zira fitnelerde daha ziyade erkekler hayatýný kaybeder. Geriye kalan zevceler, yakýnlarýnýn himâyeye muhtaç kadýn ve kýzlarý epeyce bir yekûn tutar. Hadisler, bu hâlin Kýyamete yakýn vâki olacaðýný, bu esnâda bolluðun, sadaka kabul edecek kimse kalmayacak derecede artacaðýný belirtir. Bazý hadisler, bu bolluðun Hz. Ýsâ´nýn zuhur edip, Deccal´ý öldürmesinden sonra vukua geleceðine iþaret eder.

Mezkur bolluða temas eden hadîslerden Müslim´de kaydedilen bir rivayet þöyle:

"Aranýzda mal çoðalmadýkça Kýyamet kopmaz. Mal o kadar artacak ki, mal sahibi aceb sadakamý kim alýr? diye endiþeyle fakir arayacak. Sadaka vermek üzere biri çaðrýlacak olsa, "ihtiyacým yok!" diye cevap verecek."

Bir baþka hadis, Arabistan çöllerinde nehirler akýp, çayýrlýklar hâsýl olacaðýný haber verir.

Bütün bu hadisler, ilerleyen teknik vasýtalar sebebiyle mi, yoksa saðlanacak olan sulh-ü umumî sebebiyle mi, yoksa bazý þârihlerin söylediði üzere, Kýyâmetin yaklaþtýðýný anlayan insanlarýn mal hýrsýný býrakmalarý sebebiyle mi, her ne ise Kýyamete yakýn, bolluk ve bereketin artacaðýný haber vermektedir. Ýbnu´t-Tîn der ki: "Bu hâl, Hz. Ýsa´nýn inmesinden sonra, arz bereketini çýkardýðý, bir narla bir âilenin doyduðu, yeryüzünde tek kâfirin kalmadýðý zamanda husûle gelecektir."

Sadedinde olduðumuz hadis, bu bolluðun, hiç beklenmedik bir tarzda sür´atle gelebileceðine dikkat çekerek, sadaka verme fýrsatlarýný deðerlendirmeyi emretmektedir.[26]



ـ3 ـ32 -وَعَنْ علي رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: بَادِرُوا بِالصَّدَقَةِ فَإِنَّ الْبََءَ َ يَتَخَطَّاهَا[. أخرجه رزين .



3. (3262)- Hz. Ali (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sadaka vermede acele edin. Çünkü belâ sadakanýn önüne geçemez."[27]



AÇIKLAMA:



Bu hadîste belâ ile sadaka, yarýþ yapan iki ata benzetilmiþtir. Ýlâhî kanun, sadaka atýný, belâ atýnýn geçemiyeceði hükmüne baðlamýþtýr. Yani, kiþi belâ henüz gelmemiþken sadaka verebilirse, artýk belâ gelmeyecek demektir.[28]



ـ3263 ـ4 -وَعَنْ أنس رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَمَّا خَلَقَ اللّهُ ا‘َرْضَ جَعَلَتْ تَمِيدُ وَتَتَكَفَّأُ فَأَرْسَاهَا بِالْجِبَالِ فَاسْتَقَرَّتْ. فَتَعَجَّبَ الْمََئِكَةُ مِنْ شِدَّةِ الْجِبَالِ. فَقَالَتْ: يَا رَبَّنَا هَلْ خَلَقْتَ خَلْقًا أَشَدَّ مِنَ الْجِبَالِ؟ قَالَ: نَعَمْ، الْحَدِيدَ. قَالُوا: فَهَلْ خَلَقْتَ خَلْقًا أَشَدَّ مِنَ الْحَدِيدِ؟ قَالَ: نَعَمْ، النَّارَ. قَالُوا: فَهَلْ خَلَقْتَ خَلْقًا أَشَدَّ مِنَ النَّارِ؟ قَالَ: نَعَمْ. الْمَاءَ. قَالُوا: فَهَلْ خَلَقْتَ خَلْقًا أَشَدَّ مِنَ الْمَاءِ؟ قَالَ: نَعَمِ، الرِّيحَ. قَالُوا: فَهَلْ خَلَقْتَ خَلْقًا أَشَدَّ مِنَ الرِّيحِ؟ قَالَ: نَعَمْ، اِبْنَ آدَمَ إِذَا تَصَدَّقَ بِصَدَقَةٍ بِيَمِينِهِ فَأَخْفَاهَا عَنْ شِمَالِهِ[. أخرجه والترمذي.مَادَتِ ا‘َرْضُ تميد: إِذَا تحركت واضطربت .



4. (3263)- Hz. Enes (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah arzý yarattýðý zaman, arz sallanmaya (týpký bir hurma aðacý gibi saða sola) yalpalar yapmaya baþladý, bunun üzerine daðlarla onu sabitleþtirdi ve böylece arz istikrarýný buldu. Melekler daðlarýn þiddetine hayrette kaldýlar.

"Ey Rabbimiz, dediler, daðlardan daha þiddetli bir mahluk yarattýn mý?"

"Evet, buyurdu. Demiri yarattým."

"Demirden daha þiddetli bir þey yarattýn mý?" dediler. Hak Teâla:

"Evet, dedi. Ateþi yarattým."

"Ateþten daha aðýr bir þey yarattýn mý?" diye yine sordular. Hak Teâla:

"Evet, dedi, suyu yarattým!"

"Sudan daha þiddetli bir þey yarattýn mý?" dediler. Hak Teâla tekrar cevap verdi:

"Evet, rüzgârý yarattým."

"Rüzgârdan daha þiddetli bir þey yarattýn mý?" diye yine sordular. Hak Teâla:

"Evet insanoðlunu yarattým" dedi ve devam etti: "Eðer o, sað eliyle sadaka verir, sol eli görmeyecek kadar gizlerse (daha þiddetlidir)."[29]



AÇIKLAMA:



Bu hadiste, insanýn, sayýlanlarýn hepsinden daha güçlü olduðu neticesi çýkmaktadýr. Bu gücün de sadakayý gizli verme þartýna baðlanmasý, sadakada gizliliðin ehemmiyetini belirtir.

Bazý þârihler hadisle ilgili olarak þu açýklamayý sunar: "Ýnsanoðlunun sadaka vermesi, rüzgar ve diðer zikredilenlerin hepsinden daha þiddetlidir. Çünkü burada nefse muhalefet, tabiat ve þeytaný kahretme var. Yukarýda zikri geçenlerden hiçbirinden bu hal husûle gelmez." Veya þu da söylenebilir: "Madem ki insanýn sadakasý Allah´ýn gazabýný söndürmektedir ve Allah´ýn gazabýna þiddet ve zorlukta hiçbir þey mukabil olamaz, eðer bir kimseye Allah´ýn azabýnýn rüzgârla inmesi taraf-ý Ýlâhiden kararlaþtýrýlsa, o da bu sýrada bir fakire gizlice sadaka verecek olsa, mezkur azabý bu sadaka giderir, böylece rüzgardan daha þiddetli olmuþ olur."

Tîbî de þöyle demiþtir: "Ýnsanoðlunun cibilliyetinde arzýn tabiatýndan olan tutmak (kabz) ve cimrilik vardýr. Keza istilâ ve þöhretini intiþar ettirme arzusu da onun cibilliyetindendir ve bu iki vasýf ateþ ve rüzgârýn tabiatýnda da vardýr. Öyleyse, insanoðlu vermek suretiyle arzî cibilliyetine, gizlice yapmak suretiyle de ateþ ve rüzgâra ait cibilliyetine muhalefet ederse, bunlarýn hepsinden daha þiddetli (güçlü) olmuþ olur."[30]



ـ3264 ـ5 -وَعَنْ اِبْنِ عمر رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ َوَهُوَ عَلَى الْمِنْبَرِ وَذَكَرَ الصَّدَقَةَ وَالتَّعَفُّفَ عَنِ الْمَسْئَلَةِ، الْيَدُ الْعُلْيَا خَيْرٌ مِنَ الْيَدِ السُّفْلَي وَالْعُلْيَا هَيَ الْمُنْفِقَةُ وَالسُّفْلَي هِيَ السَّائِلَةُ[. أخرجه الستة إ الترمذي .



5. (3264)- Ýbnu Ömer (radýyallahu anhüma) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) minberde, sadakadan ve dilenmeye tevessül etmemekten bahsettiði sýrada:

"Üstteki el, alttaki elden hayýrlýdýr!" buyurdu. "Üstteki" infak eden, "alttaki" de dilenen demektir."[31]



AÇIKLAMA:



Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) burada vermeye teþvik ederken dilenmekten caydýrmaktadýr. Bunu yaparken kinayeye baþvurmuþtur. Veren kimseyi yukarý el (veya üstteki el), alan, yani dilenen kimseyi de aþaðý el (veya alttaki el) tabirleri ile kinaye etmiþtir.

Hadîsin sonunda yer alan "Üstteki" infak eden, alttaki de dilenen demektir" açýklamasýnýn Ýbnu Ömer´e ait olduðunu þârihler belirtir.[32]



ـ3265 ـ6 -وَعَنْ عدي بن حاتم رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اِتَّقُوا النَّارَ وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةِ[ .



6. (3265)- Adiyy Ýbnu Hatim (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Yarým hurma ile de olsa kendinizi ateþten koruyun" buyurdu."[33]



ـ3266 ـ7 -وفي رواية: ]مَنِ اسْتَطَاعَ مِنْكُمْ أَنْ يَسْتَتِرَ مِنَ النَّاِر وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ فَلْيَفْعَلْ[. أخرجه الشيخان النسائي .



7. (3266)- Bir rivayette de: "Sizden kim, bir yarým hurma ile de olsa ateþten korunabilirse, bunu yapsýn" buyurmuþtur."[34]



ـ3267 ـ8 -وَعَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قِيلَ يَارَسُولَ للّهِ، أَيُّ الصَّدَقَةِ أَفْضَلُ؟ قَالَ: جُهْدُ الْمُقِلِّ، وَابْدَأْ بِمَنْ تَعُولُ[. أخرجه أَبُو دَاوُد.»الْجُهْدُ« بالضم: الوسع والطاقة من المقل الَّذِي ماله قليل فهو يعطي بقدر ماله .



8- (3267)- Ebu Hüreyre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Bir gün: "Ey Allah´ýn Resûlü! dendi, hangi sadaka daha üstündür?"

"Fakirin cömertliðidir. Sen bakýmýyla mükellef olduklarýndan baþla."[35]



AÇIKLAMA:



Bu hadîs, kiþinin ailesine harcadýðý þeylerin de sadaka ve hatta daha üstün bir sadaka olduðunu belirtiyor. Ayrýca fakirin cömert davranmasýnýn, zenginin cömertliðinden üstün olduðunu belirtiyor. Öyleyse, tasadduk etmek için zengin olacaðý zamaný beklemek veya o iþin zenginlere has bir fazilet olduðunu söylemenin yanlýþlýðýna da dikkat çekiyor. Kiþi sadaka hususunda her fýrsatý deðerlendirmeli, az da olsa tasadduk etmeli, hatta bu azm, Allah indinde, zenginin vereceði çoktan daha kýymetli olacaðý belirtilmektedir.[36]



ـ3268 ـ9 -وَعَنْ سَعِيدِ بن المسيب رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]اَتَى سَعْدُ بنُ عُبَادَةَ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ رَسُولَ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ: أَىُّ الصَّدَقَةِ أَعْجَبُ إِلَيْكَ؟ قَالَ: الْمَاءُ[. أخرجه أَبُو دَاوُد .



9. (3268)- Said Ýbnu´l Müseyyeb (radýyallahu anh) anlatýyor: "Sa´d Ýbnu Ubâde (radýyallahu anh), Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a gelerek sordu:

"Senin hoþuna giden sadaka hangisidir?"

"Su!" cevabýný verdi."[37]



AÇIKLAMA:



Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn "su"yu en üstün sadaka ilân etmesi, iki muhtemel sebebe baðlanmýþtýr:

* Suyun o devirde Medine´de azlýðý.

* En ziyade ihtiyaç duyulan madde oluþu...

Su temin edip daðýtma hususunda yapýlan bu teþvik, Ýslam âleminde sebîl adý altýnda insan ve hayvanlara su te´min hizmetlerinin geliþip müesseseleþmesine sebep olmuþtur. Yollara, kýrlara, çarþýlara, dað baþlarýna kýsacasý canlýlarýn uðrak yerlerine çeþmeler, sarnýçlar, kuyular te´sis edilmiþ, bunlarýn inþasý sadaka-i câriye addedilmiþtir. Bu maksadla yapýlan eserler bazan bir sanat, bazan bir târih âbidesi olarak yurdumuzun her tarafýný tezyin etmektedir.

Bir çift kelâmý, canlýlarýn susuzluðunu gideren yüzbinlerle hayýr müessesesine vesile olan Resûl´ün makamý ne yücedir! Ya Rabb! Ahiretteki susuzluðumuzun giderilmesinde de O´nun þefaatini bize yâr eyle![38]



ـ3269 ـ10 -وَعَنْ زيد بن أسلم رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَعْطُوا السَّائِلَ وَلَوْ جَاءَ عَلَى فَرَسٍ[. أخرجه مالك .



10. (3269)- Zeyd Ýbni Eslem (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Dilenci at üzerinde de gelse ona sadaka verin."[39]



ـ3270 ـ11 -و‘بي دَاوُد رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ: ]لِلسَّائِلِ حَقٌّ وَلَوْ جَاءَ عَلَى فَرَسٍ[ .



11. (3270)- Ebu Dâvud´daki bir rivayette: "Dilenci için bir hak vardýr, at üzerinde gelse bile" buyurmuþtur."[40]



AÇIKLAMA:



Açýklamasý 3252 numaralý hadîste geçti.



ـ3271 ـ12 -وَعَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا نَقَصَ مَالٌ مِنْ صَدَقَةٍ، وَمَا زَادَ اللّهُ عَبْدًا بِعَفْوٍ إَِّ عِزًّا، وََ تَوَاضَعَ عَبْدٌ للّهِ إَِّ رَفَعَهُ اللّهُ[. أخرجه مسلم ومالك الترمذي .



12. (3271)- Hz. Ebu Hüreyre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

* "Mal sadaka ile eksilmez."

* "Allah affý sebebiyle kulun izzetini artýrýr."

* "Allah için mütevazî olan bir kimseyi Allah yüceltir."[41]



ـ3272 ـ13 -وَعَنْ جَابِرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]أَمَرَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ كُلِّ جَادٍّ عَشْرَةَ أَوْسُقٍ مِنَ التَّمْرِ بِقِنْوٍ يُعَلَّقُ فِي الْمَسْجِدِ لِلمَسَاكِينِ[. أخرجه أَبُو دَاوُد .



13. (3272)- Hz. Cabir (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), hurma mahsulünden her on vask miktara, fakirler için, bir salkým hurmanýn mescide asýlmasýný emretti."[42]



radyobeyan