Kütübü Sitte
Pages: 1
Sadaka ve nafaka 3 By: sumeyye Date: 22 Nisan 2010, 11:24:48
AÇIKLAMA:



Hadiste, kullarýn isyanlarý karþýsýnda gadaba gelen Cenâb-ý Hakk´ýn öfke ve gadabýný, sadakanýn gidereceði ifade edilmektedir. Kötü ölümden murad, Resulullah´ýn istiâzede bulunduðu ölüm tarzlarýdýr: Göçük altýnda kalmak, kayalýktan düþmek, boðulmak, yanmak, ölüm anýnda þeytanýn çarpmasý, savaþtan kaçarken öldürülmek gibi... Bazý âlimler de bundan muradýn "âni gelen ölüm" olduðunu "asýlmak gibi herkese teþhir edilen ölüm" olduðunu söylemiþtir.[12]



NAFAKA


ـ3255 ـ1 -عن أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَا مِنْ يَوْمٍ يُصْبِحُ فِيهِ الْعِبَادُ إَِّ وَمَلَكَانِ يَنْزَِنِ مِنَ السَّمَاءِ يَقُولُ أَحَدُهُمَا: اَللَّهُمَّ أَعْطِ مُنْفِقًا خَلْفًا؛ وَيَقُولُ اŒخَرُ: اَللَهُمَ اَعْطِ مُمْسِكًا تَلَفًا[. أخرجه الشيخان.وفي أخرى: ]يَقُولُ اللّهُ تَعَالَى: يَا اِبْنَ آدَمَ أَنْفِقْ أُنْفِقْ عَلَيْكَ[ .



1. (3255)- Ebu Hüreyre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kullarýn sabaha erdiði her günde iki melek semadan iner ve bunlardan biri þöyle dua eder: "Ey Ýlahýmýz! Ýnfak edene halef (devam) ver." Diðeri de þöyle dua eder:

"Ey Ýlahýmýz! Cimriye de telef ver."[13]

Bir baþka rivayette: "Allah Tealâ Hazretleri þöyle der: "Ey Âdemoðlu Sen infak et, ben de sana infak edeyim" þeklinde gelmiþtir.[14]



AÇIKLAMA:



1- Hadisin bir baþka veçhinde Resulullah þöyle buyurmuþlardýr: "Güneþin doðduðu her günde, güneþin iki tarafýnda iki melek, cin ve ins hariç Allah´ýn bütün mahlukâtýnýn iþiteceði bir þekilde þöyle baðýrýrlar: "Ey insanlar! Rabbinize gelin. Bilin ki az ve yeterli olaný, çok ve oyalayýcý olandan daha hayýrlýdýr!" Güneþ batarken de iki tarafýndaki iki melekten biri: "Ýnfak edene halef (devam, karþýlýk) ver"; diðeri de: "Ey Ýlahýmýz cimriye de telef ver" diye dua eder."

2- Nevevî, burada teþvik edilen infakýn tâat yolunda, aileye, misâfire harcananlarla, Allah rýzasý için yapýlan tetavvuât nev´inden yapýlan harcamalar olduðunu belirtir. Kurtubî ise: "Buraya her çeþit vâcib ve mendub harcamalar girer, mendub harcamalardan kaçýnan bu duaya mazhar olamaz. Ancak kime mezmum olan cimrilik galebe eder de, üzerindeki hakkýn edasýndan kaçýnýrsa veya eda etse bile bunu gönül hoþluðu ile yapmazsa bedduaya mazhar olur" der.[15]



ـ3256 ـ2 -وَعَنْ أَبِي ذرّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا مِنْ عَبْدٍ مُسْلِمٍ يُنْفِقُ مِنْ كُلِّ مَالٍ لَهُ زَوْجَيْنِ فِي سَبِيلِ اللّهِ تَعَالَى إَِّ اسْتَقْبَلَتْهُ حَجَبَةُ الْجَنَّةِ كُلُّهُمْ يَدْعُوهُ إِلَى مَا عِنْدَهُ. قِيلَ: وَكَيْفَ ذَلِكَ قَالَ: إِنْ كَانَ إِبًِ فَبَعِيرَيْنِ وَإِنْ كَانَ بَقَرًا فَبَقَرَتَيْنِ[. أخرجه النسائي .



2. (3256)- Ebu Zerr (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Müslüman olan bir kul, sahib olduðu her bir maldan Allah yolunda bir çiftini infak ederse, cennetin kapýcýlarý onu mutlaka karþýlar ve her biri kendi beklediði kapýdan girmesi için dâvet eder."

"Bu nasýl olur?" diye sorulmuþtu, þöyle cevap verdi:

"Diyelim ki malý deve cinsindendir, iki deve; sýðýr cinsindendir, iki sýðýr (infak eder)."[16]



AÇIKLAMA:



Önceki rivayette Allah rýzasý için harcanan az da olsa, ehemmiyet ve deðerinin fazla olduðunu ifade ediyordu. Bu hadis, Allah rýzasý için yapýlacak büyük harcamalarýn ne kadar deðerli bir amel olduðunu ifade etmektedir. Sadedinde olduðumuz hadiste mâlik olunan mallarýn her birinden birer çift baðýþa teþvik edilmektedir. Az malý olanlar, yarýsýndan ibâret olan bir dinarý veya bir keçiyi kolayca baðýþlayabilir. Ama çok malý olanlar mallarýnýn yüzde birini bile teþkil etmeyen bir çift sýðýr veya deveyi vermekte daha bir zorluða düþer, karar veremez. Resulullah bu hadiste bu çeþit baðýþlarla nefsin cimriliðinin kýrýlmasýna teþvik buyurmaktadýr.[17]



ـ3257 ـ3 -وَعَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: دِينَارٌ أَنْفَقَتْهُ فِي سَبِيلِ اللّهِ، وَدِينَارٌ أَنْفَقْتَهُ فِي رَقَبَةٍ، وَدِينَارٌ تَصَدَّقْتَ بِهِ عَلَى مِسْكِينٍ، وَدِينَارٌ أَنْفَقْتَهُ عَلَى أَهْلِكَ! أَعْظَمُهَا أَجْرًا الَّذِي أَنْفَقْتَهُ عَلَى أَهْلِكَ[. أخرجه مسلم .



3. (3257)- Ebu Hureyre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir dinar var Allah yolunda harcadýn, bir dinar var köle azad etmede harcadýn, bir dinar var fakirler için tasadduk ettin, yine bir dinar var onu da ailen için harcadýn. Ýþte (hep hayýrda harcanan) bu dinarlarýn sana en çok sevap getirecek olaný ehlin için harcadýðýndýr."[18]



AÇIKLAMA:



Bu hadis, aile efradýna harcamaya teþvikte bulunmaktadýr. Esasen aile ihtiyaç içinde kývranýrken dýþarýya harcamak câiz deðildir. Aileye harcamak bir bakýma farzýn îfasýdýr, diðer harcamalar mendubtur. Elbette farz amelin sevabý ile nafile amelin sevabý bir deðildir. Baþkalarý için harcamak, ihtiyaçtan artan üzerinden yapýlmalýdýr. Nitekim âyet-i kerime´de, "Sana ne infak edeceklerini sorarlar. De ki: "Artaný..." (Bakara, 219) buyurulmaktadýr. Burada "artan" ihtiyaç fazlasýdýr. "Aile için harcamak farz nev´indendir" dedik, çünkü kiþiye aile efradýnýn nafakasýný karþýlamasý onun üzerindeki mükellefiyetlerden biridir. Hanýmý, çocuklarý, muhtaç iseler yaþlý anne-babasýnýn nafakalarý buraya girer. Nafaka deyince giyecek, yiyecek; mesken gibi zaruri ihtiyaçlarý anlamamýz gerekir. Aslýnda bunlarýn da kesin bir sýnýrý yoktur. Dinimiz, mevki ve içtimâî muhite göre emsali esas alýr. Örfün deðerlerine ver verir. Þu halde israfa, lükse gitmemek, vasatý esas almak prensip kýlýnarak aileye harcayýp, baþka hayýrlara da para ayýrmalýdýr. Aksi takdirde, kendi seviyemizin þartlarýný esas almadýðýmýz, imkânlarý iyi olanlara göre hayat standardý tutturmaya çalýþtýðýmýz takdirde bu hadisten de aldýðýmýz fetva ile, hayýr hasenata ayýracak tek kuruþumuzun olmadýðý zehâbýna düþebiliriz, bu yanlýþ olur.[19]



ـ3258 ـ4 -وَعَنْ أَبِي مسعود البدرى رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قَالَ رَسُولَ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الْمُسْلِمَ إِذَا انْفَقَ عَلَى أَهْلِهِ نَفَقَةً وَهُوَ يَحْتَسِبُهَا كَانَتْ لَهُ صَدَقَةً[. أخرجه

الخمسة إ أبا دَاوُد .



4. (3258)- Ebu Mes´ud el-Bedrî (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Müslüman kiþi, ailesinin nafakasý için harcar ve bundan sevap umarsa bu ona sadaka olur."[20]



AÇIKLAMA:



1- Aile için harcamalarýn "sadaka" olacaðý birçok rivayette gelmiþtir. Bazý rivayetlerde "ihtisâb (sevap ummak)" kaydý yoktur. Ama bu kaydýn olmasý maksada bir baþka canlýlýk, aile için harcamaya bir baþka þuur katýyor. Zira fýtrî ve tabiî olarak büyük çoðunluðuyla bütün insanlýk, ailesi için harcar. Ýnanan kimsenin bunu bir ibadet þuuruyla yapmasý, bu harcamaya bir baþka ehemmiyet ve hasbîlik katacaktýr. Mühelleb´in bir açýklamasý burada kayda deðer: "Ailenin nafakasý kiþi üzerine vâcibtir. Bû hususta ulemâ icma eder. Þâri bu farz´ý sadaka olarak tesmiye etmiþtir. Tâ ki, farz vazifeyi yerine getirmenin sevâbý olmadýðý zannýna düþülmesin. Zira herkes bilir ki sadaka vermede sevap var. Þârî, aile için harcamanýn da sadaka vermek gibi olduðunu haber vermektedir. Tâ ki sevap için ailelerini ihmal ederek baþkalarýna harcamasýnlar. Bunda önce farz olan harcamaya teþvik var. Bu yapýldýktan sonra nâfile olan harcama yapýlýr."

2- Hadisdeki "nafaka" kelimesinin üzerinde de durmak gerekir. Nafaka zaruri ihtiyaçlarý ifade ettiðine göre, bu vasfý taþýmayan lüks ve fuzûli harcamalar sadaka sayýlmayabilecektir. Ýsraf imkânlarýnýn çok arttýðý ve insanlarýn ideolojik, görünmez güçlerle þuurlu ve sistemli bir þekilde çeþitli vasýtalarla israfa itildikleri günümüz þartlarýnda müslümanlarýn bu noktada þuurlu olmasý gerekir. Aksi takdirde, zaten çeþitli sinsî dalavereler ve tuzaklarla soyulan müslüman, eline geçen sýnýrlý imkânlarýný "ailemin ihtiyaçlarýna harcýyorum" diyerek zaruri nafakanýn dýþýndaki lüks harcamalarda tüketir ve hayýr yolunda harcamaya gelince, "kazancým nafakama yetmiyor ki!.." diyebilir. Bunu diyen büyük hasârete düþer. Halbuki zaruri nafaka üzerinde düþünecek olsa ister mesken ve tefriþi, ister elbise ve zinetler ve isterse yiyecek ve içeceklerde, tasarruf edecek lüzumsuz harcamalar bulabilir.[21]



ـ5 ـ29 -وَعَنْ اِبْنِ مسعود رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ:]قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ وَسَّعَ عَلَى عِيَالِهِ يَوْمَ عَاشُورَاءَ وَسَّعَ اللّهُ عَلَيْهِ سَائرَ سَنَتِهِ. قَالَ سُفْيَانُ: إِنَّا قَدْ جَرَّبْنَاهُ فَوَجَدْنَاهُ كَذَلِكَ[. أخرجه رزين .



5. (3259)- Ýbnu Mes´ud (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim ailesine Aþure günü geniþ (cömert) davranýrsa Allah da ona senenin geri kalan günlerinde geniþ davranýr." Süfyan Sevrî der ki: "Biz bunu denedik ve öyle bulduk."[22]



AÇIKLAMA:



1- Aþûra günü Muharrem´in onuncu günüdür. Bu gün hakkýnda geniþ bilgi daha önce geçti (3149-3152).

2- Münâvî, geniþ davranmayý "nafaka´da" diye kayýtlar ve böylece israf yapýlmamasýna dikkat çekmiþ olur.

3- Münavî, "O günde Hz. Nuh aleyhisselâm´ýn ve yanýndakilerin, Tûfan´dan kurtulmuþ olarak ilk defa karaya indiklerini, selamet ve bereket içinde, ailelerinin geçimliklerini hazýrlamakla emrolunduklarýný, böylece bu günün, geçim vazifelerinde bir geniþlik ve bolluk günü olduðunu, bu bolluða her sene katýlmanýn bir sünnet kýlýndýðýný" -eslâftan naklen- belirtir. O gündeki bolluk ve bereketin tecrübeyle sabit olduðunu birçoklarý söylemiþtir. Hz. Câbir (radýyallahu anh) bunlardan biridir. Ýbnu Uyeyne: "Biz bunu elli veya altmýþ yýl denedik" diyerek te´yid etmiþtir.[23]



radyobeyan