Psikoloji Dünyasý
Pages: 1
Sinestezi By: rabia Date: 18 Nisan 2010, 14:29:58
SÝNESTEZÝ: RENKLERÝ DUYMAK,ÞEKÝLLERÝ TATMAK...

Uyandýklarý her sabah kendine has ve deðiþik. Basitçe gazete okurken bile okuduklarý her bir kelimede gözlerinin önünde bambaþka renkler parlýyor. Beethoven'ýn konçertolarýndan birini dinlemek onlar için bir havai fiþek gösterisine dönüþüyor. Kapý çaldýðýnda çevrelerinde farklý büyüklükte üçgenler görüp, gökkuþaðýna baktýklarýnda çeþit çeþit sesler duyuyorlar. Ýþte tüm bunlar sanrýlar gören birinin deðil, sinestezi hastalýðýna sahip bireylerin yaþadýklarý.



Jane Mackay'in "Tchaikovsky'nin 1. Piyano Konçertosu" isimli bu tablosunda görme ve
duyma arasýnda bir köprü kurularak sinestezik bir algý yaratýlmaya çalýþýlmýþ.

Sinestezi Yunanca kökenli bir kelime olup birleþik duyu anlamýna geliyor. Sinestezi hastalarýnda herhangi bir duyunun uyarýmý otomatik olarak baþka bir duyu algýsýný tetikliyor. Daha açýk bir deyiþle, renkleri duyup, þekilleri tadýp, sesleri koklayabiliyorlar. Ýki çeþit sinestezi bulunuyor: Sonradan kazanýlan ve nedeni çözülemeyen sinestezi. Sonradan kazanýlan sinestezi baþka bir hastalýðýn varlýðýnda ortaya çýkýyor. Örneðin, epilepsi hastalarýnda bu tür duyular (koklama, görme, iþitme, duyma, dokunma) arasý geçiþler de gözlenebiliyor. Nedeni henüz çözülemeyen sinesteziyse her 25.000 kiþiden birinde görülen, ender bir durum. Kafadan alýnan darbeler, bir takým kimyasallarýn kullanýmý ya da beyindeki orta temporal lobun hasarý da geçici sinestezik durumlara neden olabiliyor. Her ne kadar sinestezi hastalarýnýn deneyimleri farklý duyular içerdiðinden çeþitlilik gösterse de Yale Üniversitesi'nde profesör olan Lawrence Marks bu hastalarýn çocukluk ve yetiþkinlik dönemlerinde sergiledikleri davranýþlarýn benzer olduðuna dikkat çekiyor. Birçok çocuðun ceza alma korkusuyla durumunu saklamaya çalýþtýðýný, ancak yetiþkinlikte doktorlarca bu duruma bir ad konulduðunda kendilerini daha iyi anlayabildiklerine vurgu yapýyor. Sinesteziye yatkýn belli bir insan tipi yok. Ancak eldeki takým istatistiksel verilere göre kadýnlar erkeklere oranla bu hastalýða daha yatkýn. Hastalýðýn kadýnlarda daha sýk görülüyor oluþu hastalýk geninin X cinsiyet kromozomu üzerinde taþýnýyor olabileceði olasýlýðýný doðuruyor. Nitekim sinestezinin babadan kýza, anneden oðula ve anneden kýza geçtiði durumlara örnekler çokken, bugüne kadar hiç babadan oðula geçtiði gözlenmemiþ.



Bazý sinestezi hastalarý uzamsal alandaki bazý yerleri belli sayýlarla özdeþik olarak
algýlýyorlar. Örneðin, sol taraflarýný 50 sayýsýyla algýlýyorken, sað taraflarýný 70 sayýsýyla algýlýyorlar.

Sinestezi hastalarýnýn uzamsal ve matematiksel zekâlarýnýn düþük oluþu hastalýðýn beynin sol yarým küresiyle iliþkili olabileceðini düþündürüyor. Yapýlan beyin görüntüleme çalýþmalarýysa sinestezik hastalarda limbik korteks ve hipokampüsün normal bireylere göre daha etkin olduðunu ortaya koyuyor. Her ne kadar araþtýrmacýlar sinestezi hakkýnda henüz aydýnlatýlmamýþ gerçekleri açýða çýkarmaya çalýþýyor olsa da, birçok sinestezi hastasý özel durumunu bir tür hediye gibi görerek sanatsal alanlarda baþarýnýn kapýlarýný zorluyor. Öyle ki dünyanýn saygýn heykeltýraþ, müzisyen, ressam ve þairleri arasýnda da bu hastalýkla yaþamýþ pek çok örnek bulunuyor. Bunlardan biri olan ünlü Fransýz þairi Arthur Rimbaud'nun hastalýðýný ilk olarak çocukluðunda kitaplardaki harflere bakarken nasýl da renkler gördüðünü fark ettiðinde anladýðý söyleniyor. Benzer þekilde ünlü roman yazarý Vladimir Nabokov, klasik müzik bestekârý Scriabin, ressam Kandinsky'nin de sinestezik deneyimler yaþadýðý biliniyor. Sinir bilim ve psikolojideki tüm geliþmelere raðmen, bugün, sinestezi halen nörolojik bir hastalýk olarak gizemini koruyor. Araþtýrmacýlar, bu hastalýðýn gizemi çözüldüðünde sinir sistemi ve algý arasýndaki iliþkinin ortaya çýkarýlmasýnda da büyük bir adým atýlmýþ olacaðýný söylüyorlar.


radyobeyan