Cimrilik By: sumeyye Date: 16 Nisan 2010, 15:22:51
Cimrilik
ـ1ـ عن ا‘حنف بن قيس قال: ]كُنتُ في نفرٍ منْ قُريْشٍ فمَرَّ أبُو ذَرٍّ رضِىَ اللّهُ عنهُ وهو يقولُ: بَشِّرِ الْكَانزِينَ بِرَضفٍ يُحْمَى عَلَيْهِمْ في نَارِ جَهَنَّمَ فَيُوضَعُ عَلَى حَلَمَةِ ثدْى أحَدِهِمْ حتَّى يَخْرُجَ مِنْ نُغْضِ كَتِفِهِ، وَيُوضَعُ عَلَى نُغْضِ كَتِفِهِ حَتَّى يَخْرُجَ مِنْ حَلَمَةِ ثَدْيِهِ يَتَزَلْزَلُ؛ فَوَضَعَ الْقَوْمُ رُؤُسَهُمْ فمَا رَأَيْتُ أحَداً مِنْهُمْ رَجَّعَ إلَيْهِ شَيْئاً، فأدْبَرَ فَاتَّبَعْتُهُ حتَّى جَلسَ إلى سَارِيَة فَقُلْتُ: ما رَأَيْتُ هؤُŒءِ إَّ كَرِهُوا مَا قُلْتُ لَهُمْ. فقَالَ: إنَّ هؤُŒءِ َ يَعْقِلُونَ شَيْئاً؛ إنَّ خَلِيلِى أبَا الْقَاسِمِ # دَعانِى فأجَبْتُهُ فقَالَ: أتَرَى أُحُداً؟ فقلتُ أَرَاهُ؛ فقَالَ: ما يَسُرُّنِى أنَّ لِى مِثْلَهُ ذَهَباً أُنْفِقُهُ كُلَّهُ إَّ ثََثَةَ دَنَانِيرَ، ثُمَّ هؤُŒءِ يَجْمَعُونَ الدُّنْيَا َ يَعْقِلُونَ شَيْئاً. قُلْتُ: مَالَكَ وَ“خْوَانِكَ مِنْ قُرَيْشٍ َ تَعْتَرِيهِمْ وَتُصِيبُ مِنْهُمْ؟ قَالَ َ؛ وَرَبِّكَ َ أسْأَلُهُمْ عَنْ دُنْيَا وََ أسْتَفْتِيهِمْ عَنْ دِينٍ حتَّى ألْحَقَ بِاللّهِ وََرَسُولِهِ. قَالَ قُلْتُ: مَا تَقُولُ في هذَا الْعَطاءِ؟ قَالَ خُذْهُ: فَإنَّ فِيهِ الْيَوْمَ مَعْونةً، فَإذَا كَانَ ثَمَناً لِدِينِكَ فَدَعْهُ[. أخرجه الشيخان .
1. (390)- Ahnef Ýbnu Kays anlatýyor: "Ben Kureyþ´ten bir grubla oturuyordum. Oradan Ebu Zerr (radýyallahu anh) geçti. Þöyle diyordu:
"- Mal biriktirenleri, cehennem ateþinde kýzdýrýlan taþlarla müjdele. Bu kýzgýn taþlar onlarýn her birinin memelerinin uçlarýna konacak, tâ kürek kemiklerinden çýkacak; kürek kemiklerine konacak, ta meme uçlarýndan çýkacak. (Böylece) çalkalanýp duracaklar" dedi. Bu konuþmayý dinleyenler baþlarýný indirdiler. Onlardan hiçbirinin bu adama cevap verdiðini görmedim. Bunun üzerine adam dönüp gitti. Ben de peþinden onu takip ettim. Nihayet bir direðin dibine oturdu.
- Bu adamlarýn, senin kendisine söylediklerinden hoþlanmadýklarýný görüyorum, dedim. Þu cevabý verdi:
- Bunlarýn hakikaten hiçbir þeye aklý ermiyor. Dostum Ebu´l-Kâsým (aleyhissalâtu vesselâm) bir keresinde beni çaðýrdý. Yanýna varýnca bana:
- Uhud´u görüyormusun? dedi.
- Evet görüyorum dedim. Bunun üzerine:
- Bunun kadar altýným olmasýný istemem, (olsaydý) üç dinar müstesna hepsini infak ederdim, buyurdu. Ebu Zerr (radýyallahu anh) önceki sözünü te´kiden:
- Bu (Kureyþliler var ya) dünyayý topluyorlar hiçbir þeye akýllarý ermiyor, dedi. Ben:
- Seninle bu Kureyþli kardeþlerinin arasýnda ne var ki, onlarýn yanýna uðramýyor, onlardan birþey almýyorsun? dedim. Ebu Zerr:
- Hayýr! Rabbine yemin ederim, taa Allah ve Resûlüne kavuþuncaya kadar ben onlardan ne dünyalýk isterim ne de kendilerine din nâmýna bir þey sorarým, dedi. Ben tekrar:
- Þu ihsan meselesi hakkýnda ne dersin? dedim.
- Sen onu al. Çünkü, bugün onda bir nafaka var. Ancak, bu ihsan dinin karþýlýðýnda yapýlýrsa, býrak alma, dedi.[1]
ـ2ـ وفي رواية: ]كُنْتُ أمْشِى مَعَ رسُولِ اللّهِ # وَهُوَ يَنْظُرُ إلى أُحدٍ فَقَالَ: مَا أحِبُّ أنْ يَكُونَ لِى ذَهَباً تُمْسِِى عَلَىَّ ثَالِثةٌ، وَعِنْدِى مِنْهُ دِينارٌ إَّ دِيناراً أرْصُدُهُ لِدَيْنٍ إَّ أنْ أقُولَ بِهِ في عِبَادِ اللّهِ هكَذَا حَثا بَيْنَ يَدَيْهِ، وَهَكذَا عَنْ يَمِينِهِ، وَهَكَذَا عَنْ شِمَالِهِ[ .
»وَنُغْضُ الكتفچ أعَْهُ، وقيل: العظم الرقيق الذي يلى طرفه .
2. (391)- Bir baþka rivayette þöyle denmiþtir:
"Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´la beraber yürüyordum. O, Uhud daðýna bakýyordu. Bir ara:
"Evimde üç gece kalacak altýným olsun istemem. Ancak üzerimdeki bir borç sebebiyle tek dinarý koruyabilir, geri kalanýn da Allah´ýn kullarýna þöyle þöyle daðýtýlmasýný emrederdim" dedi ve elleriyle önüne, saðýna soluna daðýtma iþareti yaptý."[2]
Ynt: Cimrilik By: sumeyye Date: 16 Nisan 2010, 15:24:26
AÇIKLAMA:
Yukarýdaki rivayet Ebu Zerr Gýfarî hazretlerinin mizacýna muvafýk bir mahiyet arzeder. Ebu Zerr hazretleri (radýyallahu anh) Ashab arasýnda son derece zâhid bir zattýr. Onun nazarýnda dünya servetlerinin, tereffühün hiçbir deðeri yoktur. Mal biriktirmek, lüks, debdebe ona göre haramdýr. Onun, zühd mesleðindeki ifratý sebebiyle Ashab´ýn büyük çoðunluðundan ayrýlarak, ümmetin çoðunluðuna tavsiye edilmeyecek hususî bir yolda gitmiþ olduðunu ayrýca belirteceðiz.
Nevevî hazretleri, yukarýdaki rivayette Ebu Zerr (radýyallahu anh)´in kendi mezhbine delil bulduðunu söyler. Çünkü ona göre, ihtiyaçtan fazla mal biriktirmek, Kur´ân´da haram olduðu belirtilen kenz´dir. Halbuki ümmetin sevkedileceði cadde-i kübra cumhurun yoludur. Cumhru-u ulema ise zekatý verilen malý kenz kabul etmez, helal addeder. Ashabtan pekçoðu ticaretle meþgul olup büyük sermaye biriktirmiþtir. Ama onlar zekatýný verince buna kenz dememiþlerdir, haram addetmemiþlerdir.
Kadý Ýyaz, Ebu Zerr´in tutumunu þöyle yorumlar: "Sahih olan þudur ki, Hz. Ebu Zerr (radýyallahu anh)´in inkâr ettiði husus, Beytü´l-Mal´den kendileri için mal alýp bunlarý yerli yerine harcamayan sultanlarla ilgilidir."
Nevevî haklý olarak buna katýlmaz ve bu yorumun yanlýþ olduðunu söyler. "Çünkü der, Ebu Zerr (radýyallahu anh) zamanýndaki sultanlar onun dediði gibi deðillerdi. Onlarýn Beytü´l-Mâl´e ihanetleri yoktu. Onlar Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman (radýyallahu anhüm ecmain) idiler. Nitekim Ebu Zerr (radýyallahu anh) Hz. Osman´ýn saðlýðýnda 32 hicrî yýlýnda vefat etmiþtir."
Bu meseleyi, Ashâbýn arasýnda mevcut diðer ihtilâflý mes´elelerden biri gibi görmek en uygundur. Onlarýn hepsi ayet ve hadisleri yorumlamada, ictihad yapmada yetki sâhibidirler. Ýsabet de edebilirler hata da. Ýsabetin mi´yarý çoðunluðun tercihidir. Çünkü Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ümmetin dalâlet üzerinde ittifak etmeyeceðini müjdelemiþtir. Dolayýsýyla, Ebu Zerr (radýyallahu anh)´in görüþünü tercih ve iltizam ederiz.
Zamanýmýzda bir kýsým Müslümanlar, Ebû Zerr hazretlerinin para ve lüks karþýsýndaki tutumunu, kendi siyasî görüþlerine uygun bularak, diðer sahâbeleri alçaltýcý bir tavýrla, Ebu Zerr (radýyallahu anh)´i tebcîl cihetine gidiyorlar. Mâkul ve Ýslâmî bulmadýðýmýzý belirtmek isteriz. Ehl-i Sünnet, Ashabtan hiçbirine küçültücü tavýr takýnmayý tasvib etmez. Böylesi bir ayýrým gulat-ý Þia´nýn iþidir.[3]
ـ3ـ وعن أبى ذرّ رضِىَ اللّهُ عنهُ قال: ]أتَيْتُ إلى رَسُولِ اللّهِ # وَهُوَ جَالِسٌ في ظِلِّ الْكَعْبَةِ فَلَمَّا رَآنِى قَالَ: هُمُ ا‘خْسَرُونَ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ. قُلْتُ: يَارَسُولَ اللّهِ # فِدَاكَ أبِى وَأمِّى؛ مَنْ هُمْ؟ قَالَ: هُمْ ا‘كْثَرُونَ أمْوَاً إَّ مَنْ قَالَ هكَذَا وَهَكذَا وهكَذَا ثََثَ مَرَّاتٍ مِنْ بَيْنَ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ وَعَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ شِمَالِهِ، وَقَلِيلٌ مَاهُمْ. مَا مِنْ صَاحِبِ إبلٍ وََ بَقرٍ وََ غَنَمٍ َ يُؤَدّى زَكَاتهَا إَّ جَاءَتْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أعْظَمَ مَا كَانَتْ وَأسْمَنَهُ تَنْطحُهُ بِقُرُونِهَا وَتَطَؤُهُ بِأظَْفِهَا كُلَّمَا نَفَدتْ أُخْرَاهَا عَادَتْ عَلَيْهِ أُوَها حَتَّى يُقْضِى بَيْنَ النَّاسِ[. أخرجه الخمسة إ أبا داود، واللفظ لمسلم .
3. (392)- Ebu Zerr (radýyallahu anh) anlatýyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) Kâbe´nin gölgesinde otururken yanýna geldim. Beni görünce:
"Kâbe´nin Rabbine kasem olsun onlar zararda" buyurdu. Ben:
- Ey Allah´ýn Resûlü, annem babam sana feda olsun, onlar kimlerdir? dedim. Buyurdu ki:-
"Onlar malca çok olanlardýr. Ancak -eliyle ön, arka, sað ve sol taraflarýný göstererek- þöyle þöyle bol bol vermelerini emredenler müstesna" dedi ve hemen ilâve etti:-
"Böyleleri ne kadar az! Þunu bilin ki, devesi, sýðýrý, davarý olup da zekâtýný vermeyen her insan kýyamet günü, o mallarý, mümkün olan en iri ve en semiz þekilde karþýsýna çýkýp, sýrayla boynuzlarýyla toslayacak, ayaklarýyla çiðneyecek. Sonuncusu da bu muameleyi yapýnca birinci tekrar baþlayacak. Bu hal, insanlar arasýndaki hüküm bitinceye kadar devam edecek."[4]
Ynt: Cimrilik By: sumeyye Date: 16 Nisan 2010, 15:25:17
AÇIKLAMA:
Nevevî bu hadisten þu hükümlerin çýkarýldýðýný belirtir:
1- Sadaka hayýr olan her þeyde câridir, iyiliðin tek þubesine münhasýr deðildir. Hadis, sadakanýn her çeþidine teþvik etmektedir.
2- Yemin teklif edilmeden yemin etmek câizdir, hatta bunda, bir emrin te´kidi veya bir maksadýn tahakkuku gibi herhangi bir maslahat varsa müstehabdýr. Keza, meselede ihtiyârîliði, câiz olma durumunu nefyetmek için de yemin etmek gerekebilir. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´in hadislerinde bu maksadla yapýlan yemin çoktur.
3- Yeri gelince "Annem babam sana feda olsun!" cümlesini kullanmak câizdir.
4- Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´in eliyle arka, ön, sað, sol cihetlerine iþaret buyurmasý, mühim bir harcama ihtiyacý hangi maksadla çýkarsa, nereden gelirse derhal infak etmek gereðine iþarettir.[5]
ـ4ـ وعن ابن عمر رضِىَ اللّهُ عنهُما قال: ]خَطَبَ رسولُ اللّه # فقالَ: إيَّاكُمْ والشُّحَّ فإنَّمَا هلكَ مَنْ كانَ قَبلَكُمْ بِالشُّحِّ، أمَرَهُمْ فَبَخِلُوا، وَأمرَهُمْ بِالْفُجُورِ فَفَجَرُوا[. أخرجه أبو داود .
4. (393)- Ýbnu Ömer anlatýyor: "Bir gün Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize hitab ederek þöyle buyurdular:
"Sýkýlýk huyundan kaçýnýn. Zira sizden önce gelip geçenler bu huy yüzünden helâk oldular. Þöyle ki: Bu huy onlara cimrilik emretti, onlar hemen cimrileþiverdiler, sýla-ý rahmi kesmelerini emretti, hemen sýla-ý rahmi kestiler, doðru yoldan çýkmayý (fücur) emretti, hemen doðru yoldan çýktýlar."[6]
AÇIKLAMA:
Sýkýlýk diye tercüme ettiðimiz kelimenin aslý "þuhh"dur. Cimriliði de içine alan bir huyu ifade eder. Bu huy, pek çok fenalýklarýn kaynaðý durumunda olan bencilliðe benzetilebilir. Nitekim bencil insan, maddî mânevî her imkâný kendi kaprislerini tatmine sarfederek pekçok beþerî müesseseleri yýkar, sosyal baðlarý koparýr. Sözgelimi sýla-i rahm, yakýnlara ilgiyi, hediyeleþmeyi, ihtiyaç sahibine yardýmý gerektirir. Bencillikle cimrileþen bunlarý kaldýrýr atar.
Fücuru bazý âlimler "yalan", bazý âlimler "zina" olarak anlamýþlar, biz "doðruluktan ayrýlma" diye tercüme ettik. Demek ki, insan sýkýlýða, bencilliðe düþtü mü, nefsin hâris hissiyatýný tatmin yolunda pekçok fenalýklarýn kapýsýný açmýþ, birçok hayýr kapýlarýný da kapamýþ olmaktadýr.[7]
ـ5ـ وعن أبى سعيد الخدري رضِىَ اللّهُ عنهُ قال: ]قال رسولُ اللّه #: خَصْلَتَانِ َ تَجْتَمِعاَنِ في مُؤْمِنٍ: الْبُخْلُ، وَسُوءُ الخُلْقِ[. أخرجه الترمذى .
5. (394)- Ebu Saîd el-Hudrî (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Ýki haslet vardýr ki bir mü´minde asla beraber bulunmazlar: Cimrilik ve kötü ahlâk."[8]
Ynt: Cimrilik By: sumeyye Date: 16 Nisan 2010, 15:26:07
AÇIKLAMA:
Hadis-i þerif, bu iki vasfýn mü´minde beraberce bulunmamasý gereðini ifade etmektedir. Türbüþtî´nin açýklamasýna göre, bu hadisten murad, mezkur iki huyun kâmil seviyede güçlenmiþ olarak bir araya gelmeleridir. Öyle ki kiþi ondan bir an olsun kendini kurtaramaz. Her an bu huylar kiþide mevcuttur ve kiþinin bunlardan bir rahatsýzlýðý, bir þikâyeti de yoktur. Bilakis râzýdýr.
Öyle insanlar var ki bazan cimrilik edip, ara sýra kötülük iþler sonra da piþman olup üzülür, veya nefsi bir kýsým cimrilik ve ahlâksýzlýklara çaðýrdýðý halde vicdâný ve saðduyusu buna karþý koyar ve bir iç mücâdelesine girer. Þu halde bu durumda olan kimse hadisin tahdidine dâhil deðildir. Her mü´minin bu hallerle imtihan edildiði söylenebilir. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), müminleri cimriliði prensip olarak benimseme kötü huyuna karþý uyarmaktadýr.[9]
ـ6ـ وعن كعب بن عياضٍ رضِىَ اللّهُ عنهُ قال: ]سَمِعْتُ رسولَ اللّهِ # يَقُولُ: إنَّ لِكُلِّ أمَّةٍ فِتْنَةً، وَإنَّ فِتْنَةَ أمَّتِِى الْمَالُ[. أخرجه الترمذى وصححه .
6. (395)- Ka´b Ýbnu Ýyâz (radýyallahu anh) anlatýyor; "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ý þöyle derken iþittim:
"Her ümmet için bir fitne vardýr, benim ümmetimin fitnesi de maldýr."[10]
AÇIKLAMA:
Tirmizî´nin sahih olduðunu belirttiði bu hadisle Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) "mal" konusuna dikkat çekmiþtir. Þârihler, hadiste geçen "fitne´yi dalâlet ve masiyet, yani sapýtma ve Hakk´a isyan olarak anlarlar. Yani bu ümmeti hak yoldan ayýracak, Ýslâm´dan uzaklaþtýracak en mühim âmil "madde ve mal" olmaktadýr. Ýslâm düþmaný gizli ve açýk komitelerin, mahallî ve beynelmilel teþkilatlarýn Müslümanlarý ayartabilmek için en ziyade "madde"ye dayandýklarýný müþahede ettikçe, nice yakýnlarýmýzýn, bu vatan evlatlarýnýn maddî menfaat sebebiyle dinden koptuklarýný gördükçe, "Kâfirler mallarýný, Allah´ýn yolundan insanlarý alýkoymak için sarfederler ve daha da sarfedeceklerdir." (Enfal: 8/37) âyetinin teyidini görmekle Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn benzeri ihbaratýnda ortaya çýkan gaybtan haber mucizesi karþýsýnda hayranlýðýmýzý ifade etmekten kendimizi alamýyoruz.
Bu ve bundan sonra da göreceðimiz bir kýsým hadisler, yanlýþ yoruma sebep olmamalý. Ýslâm temelde servete, kuvvete karþý deðildir. Bilakis, pekçok hadis Müslümaný kazanmaya teþvik eder. Dinimizin mühim bir parçasýný teþkîl eden zekât, sadaka gibi farz ve mendup emirlerin yerine getirilmesi, cihad vazifesinin baþarýyla yürütülmesi hep "mal"a, mal sahibi olmaya baðlýdýr. Keza:
"Veren el alan elden üstündür", "Kuvvetli mü´min, Allah nezdinde zayýf mü´minden daha hayýrlý, daha üstün, daha sevgilidir", "Müttakî olana zenginliðin bir zararý yoktur" gibi hadisler,
"(Ey mü´minler!) onlara karþý gücünüzün yettiðince -Allah´ýn düþmaný ve sizin düþmanlarýnýzý ve bunlarýn dýþýnda Allah´ýn bilip, sizin bilmediðinizi yýldýrmak üzere kuvvet ve savaþ atlarý hazýrlayýn" (Enfal:8/60), gibi âyetler Müslümaný çalýþmaya, kuvvetli olmaya teþvik etmektedir.
Öyle ise, "mal" ve "madde"yi kýnayan ifadelerin gayesi, bunlarýn, her an uyanýk olunmadýðý takdirde ahlâki ve dinî hayatýmýzda sebep olacaðý sefahat ve düþüklüklere karþý uyarmaktýr.
Unutmayalým ki, bütün terakki ve kalkýnma hareketleri yoksulluk ve darlýktan doðduðu halde, duraklama ve gerileme hareketleri de doruk noktasýna ulaþan bolluk ve zenginliðin getirdiði rehavet ve sefâhetle baþlamaktadýr. Bunun en güzel örneði Hz.Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´in kurduðu Ýslâm devletidir. Zaman zaman açlýktan düþüp bayýlan, açlýðýný hafifletmek için karýnlarýna taþ baðlayan insanlar, onun temelini atýp, kýsa zamanda üç kýtaya uzanan bir devlet hâline getirmiþlerdir. Kezâ tarihçiler Osmanlý Devleti´nin duraklamasýný Kanunî ile baþlatýrlar, halbuki, diðer açýdan Kanunî geliþmenin zirvesini temsil eder.
Þu halde Allah elçisi, ezelî ve ebedî hakikatlarýn tebliðcisi olan Peygamberimiz (aleyhissalâtu vesselâm)in "mal" ve "madde" karþýsýndaki uyarýlarýna iyi kulak vermek, onlarý iyi anlamak gerektir:
"Allah´a kasem olsun sizin için fakirlikten (darlýktan) korkmuyorum. Sizin için öncekilere geniþleyip (bollaþtýðý) gibi size de dünyanýn geniþleyip bollaþmasýndan, onlar gibi sizin de dünyalýk yarýþýna düþmenizden, dünyalýðýn onlarý helâk ettiði gibi, sizi de helâk etmesinden korkuyorum."
"Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´in "mal" karþýsýndaki tutumunu kavramada þu hadisi görmemiz yeterlidir:
"Ýnsanlar dünyalýk karþýsýnda dört kýsýmdýr: Bir kul vardýr, Allah ona mal ve ilim vermiþtir, o bu mal hususunda Allah´tan korkar da onu sýla-ý rahimde harcar, malda mevcut olan Allah´ýn hakkýný bilir ve yerine getirir. Ýþte bu en yüce mertebeyi elde eder.
Bir diðer kul vardýr, Allah ona ilim vermiþtir fakat mal vermemiþtir, ancak iyi niyet sâhibidir, þöyle der: Eðer malým olsaydý falanca gibi hayýr yollarýnda harcayacaktým. Allah onu niyyetiyle kabûl eder ve ecir yönüyle önceki ile eþit olur.
Bir üçüncü kul vardýr, mal sahibidir, ancak Allah ilim vermemiþtir, malýný þehvet yolunda câhilâne harcar. Ne Rabbinden korkar ne de onunla sýla-i rahimde bulunur. Malda mevcut Allah´ýn hakkýný da bilmez. Bu en fena bir mertebedir.
Dördüncü bir kimse daha vardýr. Allah ona ne mal ne de ilim nasib etmiþtir. Ancak, sefihlere gýbta ile: "Eðer param olsaydý der, falanca gibi harcar onun gibi yaþardým." Bu da niyyeti ile o sefih gibi olur ve günahta eþit olurlar."[11]
ـ7ـ وعن ابن مسعود رضِىَ اللّهُ عنهُ قال: ]قال رسول اللّهِ # َتَتَّخِذُوا الضَّيْعَةَ فَتَرْغَبُوا في الدُّنْيَا[. أخرجه الترمذى، »والمراد بالضيعةچ هنا ا‘رض والزرع.
7. (396)- Ýbnu Mes´ud (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) þöyle buyurdular:
"Çiftlik edinmeyin, dünyaya baðlanýr kalýrsýnýz."[12]
Ynt: Cimrilik By: sumeyye Date: 16 Nisan 2010, 15:28:18
AÇIKLAMA:
Çiftlik diye tercüme ettiðimiz kelimenin aslý day´a´dýr. Bað-bahçe, ekim tarlasý, köy mânalarýna gelir. en-Nihâye´de, kiþinin geçimini saðladýðý san´at, ticaret, ziraat vs. her çeþit meþguliyete da´a denebilmektedir. Kamus´ta akar ve iþletilen araziye day´a dendiði belirtilir. Hülâsa dünyanýn hayatýnýn idamesi için gerekli olan kazanç vasýtalarýnýn hepsini anlamak bile mümkün. Yasaklanan husus, dünyevi kazanç bahanesiyle âhireti, Allah´ýn zikrini unutmaktýr. Çünkü dünyaya aþýrý ilgi, öbürüne mâni olmaktadýr. Halbuki ayet-i kerime: "(Öyle adamlar) vardýr ki onlarý ne bir ticaret, ne bir alýþveriþ Allah´ý zikretmekten, dosdoðru namaz kýlmaktan, zekat vermekten alýkoymaz..." (Nur: 24/37), buyurmaktadýr.[13]
ـ8ـ وعن عبداللّه بن الشخير رضِىَ اللّهُ عنهُ قال: ]أتَيْتُ رسولَ اللّه # وَهُوَ يَقْرأُ ألْهَاكُمُ التَّكَاثُرُ. فقالَ: يَقُولُ ابْنُ آدَمَ مَالِى؛ وَهَلْ لَكَ يَا ابنَ آدَمَ مِنْ مَالِكَ إَّ مَا أَكَلْتَ فَأفْنَيْتَ، أوْ لَبِسْتَ فَأبْلَيْتَ، أوْ تَصَدَّقْتَ فَأمْضَيْتَ؟[. أخرجه مسلم والترمذى والنسائى .
8. (397)- Abdullah Ýbnu´þ-Þihhîr (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Elhâkümü´ttekâsür sûresini okurken yanýna geldim. Bana:
"Ýnsanoðlu malým malým der. Halbuki âdem-oðlunun yiyip tükettiði, giyip eskittiði ve saðlýðýnda tasadduk edip gönderdiðinden baþka kendisinin olan neyi var? (Gerisini ölümle terkeder ve insanlara býrakýr.)"[14]
ـ9ـ وعن ابى هريرة رضِىَ اللّهُ عنهُ قال: ]قال رسولُ اللّه #: لُعِنَ عَبْدُ الدِّينَارِ، لُعِنَ عَبْدُ الدِّرْهَمِ[. أخرجه الترمذى .
9. (398)- Ebu Hüreyre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) þöyle söyledi:
"Altýna tapanlar mel´undur, gümüþe tapanlar mel´undur."[15]
AÇIKLAMA:
Hadis-i þerif para biriktirmekte hýrs gösterenleri lanetlemektedir. Meþru olarak kazanmanýn helâl olduðunu daha önce (395 numaralý hadiste) belirtmiþtik. Yasaðýn þiddetini ifade için Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) hem lânet olsun, yani "Allah´ýn rahmetinden uzak olsun" diyerek, hem de bu iþi yapanlarý "altýn ve gümüþe tapanlar" diye tehzil edici bir teþbihte bulunarak yapmýþtýr.
Para kazanmada gayr-ý meþruluðun ölçüsü, "hýrs"týr. Yani paraya aþýrý bir hýrs gösterip haram-helal demeden sâdece kazanmayý düþünen, zekâtýný vermeden, hayýr yolunda harcamadan sadece çoðaltmayý düþünen kimse paraya tapýyor demektir. Zira mükerrer âyet ve hadisler mü´mini Allah ve Resûlü (radýyallahu anh)´nün sevgisini her çeþit sevgiden üstün tutmaya dâvetle bunu emrederler. Hatta bir hadislerinde Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) "Din sevgi ve buðzdan baþka birþey deðildir" buyurur. Þu halde para sevgisi Allah sevgisinden öne geçti mi, bu ona tapmadýr. Para kazanma meþgaleleri yüzünden ibadeti terketmek, kazanýlan paranýn zekâtýný tam olarak gönül hoþluðuyla ödememek gibi durumlar para sevgisinin Allah ve Resulüne olan sevgiye galebe çaldýðýný gösterir.
Þârihler, hadiste "altýn ve gümüþe sahip olanlar" veya "cem edenler"in zikredilmemiþ olmalarýna dikkat çekerler, çünkü, belirttiðimiz gibi suç olan "para kazanmak" deðildir, "tapýnmaya düþmek"dir, para sebebiyle Allah´ý unutmak, tuðyan etmektir.
Hadiste "altýn" ve "gümüþ"ün zikri, dünyevî serveti bunlar temsil ettiði içindir. Deðilse, her çeþit madde düþkünlüðü buna dâhildir. Nitekim günümüzde dolar, apartman dairesi, arsa, fabrika vs. düþkünleri çoðalmaktadýr.[16]
ـ10ـ وعن ابن مسعود رضِىَ اللّهُ عنهُ قال: ]قال رسولُ اللّهِ #: أَيُّكُمْ مَالُ وَارِثِهِ أحَبُّ إلَيْهِ مِنْ مَالِهِ؟ قَالُوا يَا رسُولَ اللّهِ: مَا مِنَّا أحَدٌ إَّ مَالُهُ مَا أحَبُّ إلَيْهِ مِنْ مَالِ وَارِثِهِ، قَالَ: فإنَّ مَالَهُ قَدَّمَ، وَمَالُ وَارِثِهِ أخَّرَ[. أخرجه البخارى والنسائى .
10. (399)- Ýbnu Mes´ud (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir keresinde,
"Hanginiz, vârisinin malýný kendi malýndan daha çok sever?" diye sordu. Cemaat:
"Ey Allah´ýn Resûlü, içimizde, herkes kendi malýný vârisinin malýndan daha çok sever" dediler. Bunun üzerine:
"Öyleyse þunu bilin: Kiþinin gerçek malý hayatýnda gönderdiðidir. Geriye koyduðu da vârislerinin malýdýr."[17]
ـ11ـ وعن أبى وائل قال: ]جَاءَ مُعَاويَةُ إلى أبِى هَاشم بْنِ عُتْبَةَ وَهُوَ مَرِيضٌ يَعُودُهُ فَوَجَدَهُ يَبْكِى فقالَ: يَاخَالُ مَا يُبْكِيكَ؟ أوَجَعٌ يُشْئِزُكَ: أمْ حِرْصٌ عَلَى الدُّنْيَا؟ قالَ كََّ، وَلكِنْ رَسُولُ اللّهِ # عَهِدَ إلَيْنَا عَهْداً لَمْ آخُذْ بِهِ. قالَ وَمَا ذَاكَ: قالَ سَمِعْتُهُ يَقُولُ: إنَّمَا يَكْفِى أحَدَكُمْ مِنْ جَمْعِ الْمَالِ خَادِمٌ وَمَرْكَبٌ في سَبِيلِ اللّهِ تعالى. وَأجِدُنِى الْيَوْمَ قَدْ جَمَعْتُ[. أجرجه الترمذى والنسائى. وزاد رزين رحمه اللّه تعالى قال: فلمَّا مَاتَ حُصِّلَ مَا خَلّفَ فَبَلغَ ثََثِينَ دِرْهَماً. »يشئزُكَچ أي يقلقك .
11. (400)- Ebû Vâil anlatýyor: "Hz. Muâviye (radýyallahu anh) bir gün Ebu Hâþim Ýbnu Utbe´ye uðradý. Maksadý geçmiþ olsun ziyaretinde bulunmaktý, çünkü Ebu Hâþim hastaydý. Yanýna varýnca aðlar buldu.
"Ey dayýcýðým niye aðlýorsun? Dayanamadýðýn bir aðrý veya dünyaya karþý bir hýrs mý seni böyle aðlatýyor?" diye sordu. Ebu Vâil:
- Hayýr, asla bu sebeplerle aðlamýyorum. Ne var ki, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bizden bir söz almýþtý, onu tutamadým (bu sebeple aðlýyorum) dedi. Hz. Muâviye:
- Neydi o? diye sordu.
- Ben, dedi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ý þöyle söylerken dinlemiþtim:
"Sizden birine, dünyalýk olarak bir hizmetçi ve Allah yolunda cihadda kullanacaðý bir binek edinecek kadar mal toplamasý yeterlidir." Halbuki bugün ben kendimi bundan daha çok mal toplamýþ görüyorum.[18]
Rezîn merhum þu ilâvede bulundu: "Ebu Hâþim rahmet-i Rahmân´a kavuþtuðu zaman, geride býraktýðý serveti hesapladý, hepsi otuz dirhem kadardý."[19]
Ynt: Cimrilik By: sumeyye Date: 16 Nisan 2010, 15:28:50
[1] Buhârî, Zekât: 4; Müslim, Zekât: 34. (992); Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/163-164.
[2] Buhârî, Zekât: 4; Ýstikrâz: 3, Bed´u´l-Halk: 6; Ýsti´zân: 30, Rikâk: 13, 14; Müslim, Zekât: 34 (992); Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/165.
[3] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/165-166.
[4] Müslim, Zekât: 301, (590); Buhârî, Eymân: 3, Zekât: 43; Tirmizî, Zekât: 1, (617); Nesâî, Zekât: 2, (5, 10-11); Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/166-167.
[5] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/167.
[6] Ebû Dâvud, Zekât: 46, (1698). H; Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/167.
[7] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/167-168.
[8] Tirmizî, Bir: 41, (1963). H; Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/168.
[9] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/168.
[10] Tirmizî, Zühd: 26, (2337); Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/168-169.
[11] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/169-170.
[12] Tirmizî, Zühd: 20, (2329); Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/171.
[13] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/171.
[14] Müslim, Zühd: 3, 4, (2958); Nesâî, Vesâya: 1 (6, 238); Tirmizî, Tefsîr, Tekâsür: (3351); Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/171.
[15] Tirmizî, Zühd: 42, (2376); Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/171.
[16] Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/172.
[17] Buhârî, Rikak: 12; Nesâî, Vesâyâ: 1, (6, 237-238); Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/172-173.
[18] Tirmizî, Zühd: 19, (2328); Nesâî, Zînet: 119, (8, 218-219); Ýbnu Mâce, Zühd: 1, (4103).
[19] Bu ziyadenin kaynaðý bulunamamýþtýr. Ýbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý: 3/173.
Ynt: Cimrilik By: yagmur_7-c Date: 20 Ekim 2014, 20:07:18
Esselamu aleykum;
Cimrilik dinimizce çok zararlý ve kötü bir huydur...Cimrilik ayetler ve hadislerde olduðu gibi cehennemde kötülük görecekler...Cömert insanlar her zaman kazanacaklar ve yaptýklarýnýn karþýlýðýný kat kat alacaklar ,yüksek mertebelere eriþecekler..Rabbim bizleri cömert kiþilerden eylesin,cimri deðil..Mevlam razý olsun..
Ynt: Cimrilik By: ayþe Date: 30 Aralýk 2014, 21:18:52
Aleykum selam ve rahmetullah , kesin bir dille yasaklanan bu kötü
Hasletten korusun Rabbim.
Ynt: Cimrilik By: halim Date: 30 Aralýk 2014, 21:36:18
Esselamu aleykum ; Ýnsaallah yarab bizleri maddi manevi comert kullarindan eyle malimizi ve paramizi yarab senin yolunda harcamayi nasip eyle
Ynt: Cimrilik By: halim Date: 29 Aðustos 2016, 19:24:54
Ve aleyküm selam; Yarabbi bizleri cömert kullarýndan eyle bizi mallarýný senin yolunda hayra harcayan hayýrlý kullarýndan eyle...
Allah razi olsun
Ynt: Cimrilik By: HALACAHAN Date: 29 Aðustos 2016, 20:17:34
Ihtiyacimkz haricinde daha fazla malým olsun amacýyla cimrili edenleri Rabbimiz uyarmisyir ..Inþaallah bizler de Rabbimizin istedikleri konular da hassas olmamýzý nasip eylesin
Ynt: Cimrilik By: [Muhammed] Date: 30 Aðustos 2016, 00:12:19
Ve Aleykümselam Ve Rahmetullah Ve Berekatuh.Rabbim bizleri eli açýk Hz.Ebu bekir gibi cömert eylesin ÝnþaAllah.Allah c.c razý olsun ÝnþaAllah. ..
Ynt: Cimrilik By: fatmakaradere 7/B Date: 13 Aralýk 2016, 21:37:31
cimrilik kötü bir harekettir müslüman müslümana eþyalarýný vermelidir sakýnmamalýdýr eðer o eþyayý zor alýyorsa ve kendine yetecek kadar varsa kibarca ve güler yüzle söylemelidir birbirimize hoþ güzel ve iyi davranmalý saygý duymalý sevgi duymalý ve anlaþmalýyýz
Ynt: Cimrilik By: Bilal2009 Date: 13 Aralýk 2016, 21:56:33
Rabbim bizleri kötü hasletlerden muhafaza eylesin . Rabbim paylaþým için razý olsun.
Ynt: Cimrilik By: zeynep ilayda Date: 13 Aralýk 2016, 22:11:07
Yüce rabbim bizleri kotu insanlarýn þerrinden muhafaza eylesin...