Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Zemzem By: armi Date: 07 Nisan 2010, 17:30:03

ZEMZEM


Ka´be´nin yanýnda bulunan kuyu ve bu kuyunun mukaddes suyunun adý.

Zemzem Arapça bir kelime olup "alçak sesle konuþmak" demektir. Aslýnda atlarýn çýkardýðý alçak sese zemzem denir. Herhangi bir þeyi muhafaza etmek için de kullanýlýr (Ýbn Manzûr, Lisanu´l-Arab, Beyrut 1956, XII, 237 vd).

Zemzem hakkýnda Kur´ân´da herhangi bir âyet bulunmamaktadýr. Ancak zemzem hakkýnda nakledilen bazý rivâyetler vardýr. Ýbn Abbas´tan nakledildiðine göre, Ýbrahim (a.s)´ýn Hacer ve Sara adýnda iki hanýmý vardý. Hacer Ýsmâil (a.s)´ýn annesi idi. Ýsmâil (a.s)´ýn annesi Hacer ile Sara´nýn arasýnda geçimsizlik çýktý. Geçimsizlik had safhaya varýnca, Ýbrahim (a.s) Yüce Allah´tan Mekke´ye gitmek ve Ýsmail (a.s.) ile annesi Hacer´i orada yerleþtirmek üzere emir aldý. Ýbrahim (a.s.) bunun üzerine hanýmý Hacer ve oðlu Ýsmâil (a.s)´ý yanýna alarak yola çýktý. Ýsmâil (a.s) o zaman meme emen bir çocuktu. Uzun bir yolculuktan sonra nihâyet Mekke´ye vardýlar. O tarihte Mekke´de hiç kimse yoktu. Ýçecek su bile yoktu. Ýbrahim (a.s) hanýmý Hacer ve oðlu Ýsmâil (a.s)´ý buraya býraktý. Yanlarýnda yalnýz bir su kýrbasý ve biraz hurma vardý. Sonra Ýbrahim (a.s) Þam´a gitmek üzere geri döndü. Hacer onun peþine takýldý ve; "Ey Ýbrahim, bizi bu ýssýz yere býrakýp nereye gidiyorsun? Bizi kime teslim ediyorsun" gibi sorular sordu. Defalarca böyle sorularý sormasýna raðmen, Ýbrahim (a.s) dönüp bakmadý. Nihayet (a.s); "Yoksa bunu sana Allah mý emretti?" diye sorunca, ibrahim (a.s) "Evet, Allah emretti" diye cevap verdi. O zaman Hacer; "öyle ise git. Allah bize yeter. O bizi korur" dedi. Ýbrahim (a.s); onlarý þimdiki Zemzem kuyusunun üst tarafýnda ve Ka´be´nin yerinin yukarýsýnda bulunan bir aðacýn altýnda býrakmýþtý.

Ýbrahim (a.s) onlarý býrakýp giderken, Mekke´nin üstündeki "Seniyye" denilen yüksek bir yerde durdu. Ka´be tarafýna döndü. Ellerini açarak dua etti. Yüce Allah Kur´ân´da onun þöyle dua ettiðini haber vermiþtir:

Rabb´imiz, ben çocuklarýmdan bazýcýný, senin Beyt-i Narâm (Harâm Ev)´inin yanýnda, ekinsiz bir vadiye yerleþtirdim. Rabb´imiz, namazý kýlsýnlar diye (böyle yaptým). Artýk sen de insanlardan bir takým gönülleri, onlarý sever (onlara koþar) yap ve onlarý çeþitli meyvelerle besle ki (sana) þükretsinler" (Ýbrahim, 14/37).

Bir müddet sonra Hacer´in yiyeceði ve içeceði bitti. Susuzluktan halsiz bir hale düþtü. Haliyle sütü de kesildi. Çocuðu Ýsmâil (a.s) açlýktan kývranmaya baþladý. Onun acý halini görmeye dayanamayan annesi Hacer, yanýndan uzaklaþtý. Yanýndaki Safâ tepesine çýktý. Belki çevrede birini görürüm diye etrafýna baktý. Ondan sonra Merve tepesine geçti. Ýki tepe arasýnda yedi defa gidip geldi. Ýki tepenin arasýndaki çukur yeri koþarak geçiyordu. Hz. Muhammed (s.a.s) onun bu hatýrasý üzerine "Ýnsanlar bu sebeple Safâ ve Merve arasýnda koþmaktadýrlar" diye buyurmuþtur.

Hacer, çocuðunun halini görmek için döndüðünde, bir ses duydu. "Ey ses sahibi, sesini duyurdun! Eðer sen bize yardým etme kudretine sahip isen, bize yardým et!" diye dua etti. Ondan sonra Zemzem kuyusunun yerinde bir meleði (Cebrâil´i) gördü. Cebrâil (a.s) ayaðý veya kanadýyla yeri kazýyordu. Onun kazdýðý yerden su göründü. Hacer hemen suyu havuz gibi yaptý. Ondan hem içti hem de kýrbasýna doldurdu. Su alýndýkça, yerinden kaynamayâ devam etti. Hz. Muhammed (s.a.s) bu hususta þöyle buyurmuþtur:

Âllah Ýsmâil´in annesi Hacer´e rahmet etsin! O, Zemzem´i kendi haline býraksaydý, suyun etrafýna kum gerip havuz havuz yapmasýydý, muhakkak zemzem akar ve bir ýrmak olarak devam ederdi" (Buharî, Þirb,10; Enbiya, 9).

Hacer bu sudan içmeye devam etti. Bu su onun hem susuzluðunu hem de açlýðýný gideriyordu. Çocuðuna da süt emzirip bakýyordu.

Yemenli Cürhüm kabilesinden bir yolcu kafilesi Þam´dan dönüyordu. Onlarýn yakýnýndan geçerken, Zemzem´in üzerinden kuþlarýn uçtuðunu gördüler. Bu vadide ne su ne de bir insan yoktur, diyerek hayretlerini belirttiler. Ýki kiþiyi vadiye gönderdiler. Onlar da oraya geldiler, Zemzem´i görüp kafileye haber verdiler. Kafile oraya geldi ve Hacer´e selam verdiler. Hacer onlarýn selâmlarýna mukabelede bulundu. "Bu su kimindir?" dediler. Hacer; "Benimdir" dedi. "Seninle berâber burada bulunmamýza müsaade eder misin?" dediler. Hacer; "Evet" dedi. Ondan sonra orada berâber oturdular (ez-Zebidî, Sahihî Buharî Muhtasarý Tecridî Sarih Tercemesi, trc. Kamil Miras, Ankara 1971, IX, 115 vd).

Ýbrahim (a.s)´ýn duasý, Hacer´in teslimiyeti ve henüz küçük bir bebek olan Ýsmâil (a.s)´ýn hatýrý için, Yüce Allah Zemzem´i böyle ortaya çýkardý.

Fakat sonradan Cürhüm kabilesinin Allah´a isyaný dolayýsýyle, Yüce Allah Huzâa kabilesini onlara musallat etti. Huzâalýlar, Cürhüm kabilesini oradan çýkardý. Ka´be ve Mekke´nin idâresi Cürhüm kabilesinden Huzâa kabilesine geçti. Allah´ýn emir ve yasaklarý orada yaþanmaz oldu; halk, Ýlâhî emirleri dinlemedi. O sýralarda Zemzem suyu kurudu. Yeri bile kaybolup bilinmez bir hale geldi. Zemzem´in yeri, Abdulmuttalib zamanýna kadar insanlardan gizli kaldý (es-Suheylî, er-Ravdu´l-Unf, Mýsýr 1967, II, 7).

Çeþitli rivâyetlere göre, Yüce Allah Abdulmuttalib´e rüyasýnda Zemzem kuyusunu, þimdiki bulunduðu yerde kazmasýný iþaret etti. Abdulmuttalib de, bu rüya üzerine kuyuyu kazýp Zemzem suyunu çýkarýnca, hem Mekke halký, hem de gelen hacýlar ondan su içtiler. Zemzem suyu, Mescid-i Haram´da bulunduðu, diðer sular üzerine üstün olduðu ve Ýsmâil (a.s)´ýn kuyusu olduðu için, Mekke´deki diðer sulardan daha temiz idi (es-Suheylî, a.g.e., II, 95)

Zemzem suyu hakkýnda çeþitli övücü þiirler ve medhiyeler söylendi, yazýldý. Zemzem suyu defâlarca temizlendi, kuyusu tamir gördü ve çeþitli devlet adamlarý tarafýndan idare edildi (Bu hususta geniþ bilgi için bak. el-Ezrâkî, Ka´be ve Mekke Tarihi trc. Y. Vehbi Yavuz, Ýstanbul 1974, 326 vd).

Ýslâm dinine göre suyu ayakta içmek mekruhtur, oturarak içmek sünnettir. Fakat Ýbn Abbas´tan nakledildiðine göre, Hz. Muhammed (s.a.s) Zemzem suyunu ayakta içmiþtir (ez-Zebîdî, a.g.e., XII, 54)

Yine Ýbn Abbas´tan nakledildiðine göre, Hz. Muhammed (s.a.s) (Haremi Þerifteki) þerbet daðýtýlan sebil mahaline geldi ve þerbet istedi. Hz. Abbas (r.a) oðluna "Ey Fadl! Anana git yanýndaki (hususi) þerbetten dedi. Rasûlüllah (s.a.s) þerbetten Rasûlullah (s.a.s)´e getir!" dedi. Rasûlullah (s.a.s); "Hayýr, bana þu þerbetten ver" diye buyurdu. Hz. Abbas (r.a): "Ya Rasûlullah! halk, buradaki þerbete ellerini sokuyorlar" demiþti. Hz. Muhammed (s.a.s); "Ýþte halkýn içtiði bu þerbetten ver!" buyurdu. Ondan sonra Hz. Abbas (r.a)´ýn sunduðu umumi þerbetten içti ve Zemzem kuyusuna geldi. Hz. Abbas (r.a)´ýn çocuklarý burada kuyudan su çekiyorlardý ve hacýlara daðýtýyorlardý. Hz. Muhammed (s.a.s) onlara; "Suyu çekiniz! Siz hayýrlý bir iþ iþliyorsunuz"diyerek onlarý taltif etti. Ondan sonra "Halkýn hücum etmesi endiþesi olmasaydý, ben de devemden iner, hatta kuyunun ipini (eliyle omuzunu iþaret ederek) þuraya kor sizin gibi çekerdim, buyurdu (ez-Zebidî, a.g.e., VI, 126).

Bütün bu rivayetlerden anlaþýldýðý gibi, Zemzem suyu, Ýslâm dinine göre mukaddes olarak kabul edilen bir sudur. Açlýðýný gidermek için içen kiþinin açlýðýný, susuzluðunu gidermek için içenin susuzluðunu giderir ve þifa niyetiyle içene de þifa sunar. Dünyanýn her yerinden hac ve umre için Mekke´ye giden mü´minler, memleketine Zemzem suyundan götürmekte ve yakýnlarýna ikram etmektedirler.

 

Ynt: Zemzem By: halim Date: 14 Eylül 2015, 15:49:23
Esselamu aleykum ; Ýnþaallah o mübarek yerlere gidip o mübarek yerlerinin suyunu ve manevi havasýný alanlardan oluruz.

Allah razý olsun

radyobeyan