Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Zariyat suresi By: armi Date: 07 Nisan 2010, 17:16:52

ZÂRÝYÂT SÛRESÝ




Kur´ân-ý Kerîm´in elli birinci sûresi. Altmýþ âyet, üç yüz yetmiþ kelime ve bin iki yüz seksen altý harftir. Fasýlasý elif, kaf, ayýn, kef, fa, min ve nun harfleridir. Mekkî sûrelerden olup, Ahkaf sûresinden sonra nâzil olmuþtur. Adý birinci âyetinin ilk kelimesi olan "ez-Zâriyât" tan alýnmýþtýr. Zâriyât kelimesi, zâriyetün kelimesinin çoðuludur ve þiddetli rüzgâr demektir (Elmalýlý Hamdi Yazýr, Hak Dini Kur´ân Dili, Ýstanbul 1971, VI, 524 vd.)

Zâriyât sûresinde, insanlarýn duygu ve düþüncelerine çeþitli sýrlarla hitâb edilmektedir. Ondan sonra "Tevhid" inancý ve ahiret duygusu aþýlanmaktadýr. Zaten sûrenin ilk büyük bölümü ahiret hakkýndadýr. Ondan sonra "Tevhid" inancýna da´vet konusu gelmektedir. Yüce Allah ahiret inancým izâha geçmeden önce, sûreye þöyle bir giriþle baþlamýþtýr:

"Savurup kaldýranlara (esip bulutlarý, tozlarý kaldýran rüzgârlara, yanardaðlardan lavlar püskürten tabiat kuvvetlerine, yaratýklarý savuran meleklere), (yaðmur) yükleriyle yüklü bulutlara, kolayca akýp giden (gemilere, rüzgârlara, yörüngelerinde dönüp seyreden gezeðen)lere, iþleri taksim edenlere (rýzýklarý, yaðmurlarý daðýtan güçlere) andolsun ki, size va´dedilen, mutlaka doðrudur. Cezâ, muhakkak olacaktýr" (1-5).

Bu âyetlerin ilk dördü yemindir. Beþinci ve altýncý âyetler ise, bu yeminin cevabýdýr. Beþinci âyetteki, "size vadedilen, mutlaka doðrudur" ifâdesi, mutlaka kýyâmet günü gerçekleþecektir, demektir. Bazý âlimlere göre de bu, size va´dedilen azap veya mükâfat haktýr, manasýndadýr (el-Maverdî, en-Nuketu ve´l-Uyûnu, Beyrut 1992, IV, 362)Ayný zamanda bu âyetlerde, tabiat kuvvetlerinin Allah tarafýndan yönetilen büyük güçler olduðu anlatýlmaktadýr. Onlarla yemin edilerek bu husus dile getirilmiþtir. Yüce Allah yemin ile insanlarýn dikkatini bu yöne çekmektedir.

Bununla beraber sûrede, geçmiþ peygamberlerin ve kavimlerin kýssalarýndan, ibret alýnmasý için nakiller yapýlmýþtýr. Peygamberlerin tebliðlerine kulak vermeden, cehâlete dayanan kendi yanlýþ ve batýl düþüncelerine göre hareket edenlerin nasýl mahvolduklarý hatýrlatýlmýþtýr. Bir de tabiat olaylarýna, müsbet ilmî araþtýrmalara iþâretler vardýr: Her Þeyden iki çift (erkek, diþi) yarattýk, ta ki düþünüp öðüt alasýnýz"(49).

Bu âyette Yüce Allah´ýn varlýðý, birliði, üstün gücü ve yaratýcýlýðýna iþâret edildiði gibi, insanlara müsbet ilimler alanýnda çalýþmalarý da hatýrlatýlmaktadýr (Seyyid Kutub, Fi Zilâli´l-Kur´ân, Beyrut 1971, VII, 587 vd.). Bu sûrede dile getirilen diðer önemli bir husus da, cinlerin ve insanlarýn Allah´a ibâdet etmek için yaratýlmýþ olmalarýdýr:

"Ben cinleri ve insanlarý, ancak bana kulluk etsinler diye yarattým" (56).

Bu âyette ifade edildiði gibi, Yüce Allah insanlarý baþkalarýna kulluk etmeleri için deðil, yalnýz kendisine kulluk etmeleri için yaratmýþtýr.

Burada söz konusu olan ibâdetten neyin kastedildiði hususunda, âlimlerin farklý açýklamalarý olmuþtur. Bazý âlimlere göre ibâdet, Allah´ý bilmek, O´na inanmak ve imân etmektir. Diðer bazý âlimlere göre ise, burada anýlan ibâdet, mutlak surette Allah´a itaat etme, Ýslâm´ýn bütün emirlerine riayet etme manasýný ifade eder. Yüce Allah´ýn bu âyetteki açýklamasýna göre, l), âkil balið olduðu andan itibaren ölünceye kadar Kur´ân´.a uygun bir hayat sürdürsün diye insaný yaratmýþtýr. (ez-Zebîdî, Sahih-i Buhârî Muhtasarý Tecrid-i Sarih Tercemesi, Terc. Ahmed Naim, Ankara 1975, V, 16).

Sûre; Allah´ýn her türlü açýklamalarýna, peygamberin her türlü ikaz ve uyarýlarýna raðmen imana gelmeyen, "Tevhid"e sarýlmayan ve küfürde ýsrar edenlerin acý akýbetlerini ortaya koþarak son bulmaktadýr:

Muhakkak ki, bu zulmedenlerin de (geçmiþ) arkadaþlarýnýn payý gibi bir azâb payý vardýr (ötekilerin baþýna gelen azâb gibi bir azâb, bunlarýn da baþýna gelecektir), acele etmesinler. Va´dedildikleri günlerinden dolayý vay o kafirlerin haline!" (59,60).

 


radyobeyan