Yankesicilik By: armi Date: 07 Nisan 2010, 11:34:29
YANKESÝCÝLÝK
Arapça "tarrâr" sözcüðü yankesici; demektir. Bir terim olarak yankesici; insanlarýn dalgýnlýðýndan yararlanarak, üzerlerindeki deðerli bir þeyi çarpýp kaçan kimseyi ifade eder. Hýrsýz da baþkasýnýn koruma altýndaki en az on dirhem gümüþ veya buna eþ deðer bir malýný gizlice çalan kimsedir (bk. "Hýrsýzlýk" mad.).
Kur´an-ý Kerîm´de hýrsýzlýðýn cezasý þöyle belirlenmiþtir: "Hýrsýzlýk yapan erkek ve kadýnýn ellerini kesin" (en-Nisâ, 4/41). Hadiste þöyle buyurulur: "On dirhemden az olan þeylerle el kesme yoktur" (Nesâî, Sârýk, 10; Zeylaî, Nasbu´r-Râye, III, 359). "El kesme ancak bir dînâr veya on dirhem parayý çalma halinde olur" (Zeylaî, a.g.e., III, 360, III, 358). Hz. Peygamber döneminde bir dinâr altýn para veya on dirhem gümüþ para yaklaþýk olarak iki koyun bedelidir. Hýrsýzlýðýn bir türü olarak yeni gömülen bir cenazenin kefenini veya mezara onunla birlikte gömülebilen altýn diþ vb. þeyleri çalana "kefen soyucu (nebbâþ)" ad verilmiþtir.
Ýslâm´da miktarý âyet ve hadisle belirlenmiþ olan hýrsýzlýk kapsamýna yankesicilik veya kefensoyuculuk suçunun girip girmediði müctehidler arasýnda tartýþýlmýþtýr. Buna göre "tarrâr" ve "nebbâþ" sözcükleri fýkýh usûlü ilminde "hafî" lafýzlardan sayýlmýþtýr. Bu kapalýlýðýn giderilmesi ise özel inceleme ve ictihadý gerekli kýlar.
Müctehidler yankesicinin hýrsýz kapsamýna girdiði ve hýrsýza verilecek el kesme cezasýnýn ona da verilmesi gerektiði konusunda görüþ birliði için dedir. Yankesicinin hýrsýzdan baþka bir terimle ifade edilmesi, iþlenen fiilin daha aðýr ve daha tehlikeli oluþu yüzündendir. Çünkü o, uyanýk olmalarýna raðmen dalgýnlýklarýndan yararlanarak insanlarýn ceplerinden cüzdan veya parayý çalmak için özel bir gayret ve beceri göstermektedir. Buna göre onun suçu daha tehlikeli ve daha aðýrdýr. Bu yüzden hýrsýzlýk cezasýnýn ona da uygulanmasý gerektiðinde þüphe yoktur. Çünkü hýrsýzlýðýn illeti, yankesicide öncelikle vardýr (bk. el-Kâsânî, Bedâyiu´s-Sanâyi´, 2. baský, Beyrut 1394/1974, VII, 76; Ýbnü´l-Hümâm, Fethu´l-Kadîr, 1. baský, Mýsýr 1316/1898, IV, 245; Ýbn Âbidîn, Reddü´l-Muhtâr, Mýsýr, t.y., III, 224; Ýbn Rüþd, Bidâyetü´l-Müctehid, Mýsýr, t.y, II, 440; eþ-Þirâzî, el-Mühezzeb, Matbaatü´l-Bâbî el-Halebî, II, 279; Ýbn Kudâme, el-Muðnî, 3. baský, Kahire 1970, VIII, 256; Zekiyüddin Þa´bân, Usûlü´l-Fýkýh, Terc. Ýbrahim Kâfi Dönmez, Ankara 1990, s. 325, 326; Muhammed Ebû Zehra, Usûlü´l-Fýkh, Kahire, t.y., 125, 126).
Kefensoyucunun (nebbâþ) hýrsýz kapsamýna girip girmediði konusunda ise görüþ ayrýlýðý olmuþtur. Ebû Hanife ve Ýmam Muhammed´e göre, kabirleri kazýp ölülerin kefenini alan kimsenin "hýrsýz" deðil de "kefen soyucu" diye adlandýrýlmasý tam hýrsýz sayýlmamasý yüzündendir. Çünkü hýrsýzlýk suçunun oluþmasý için; a) Malýn hýrz (koruma) altýnda bulunmasý, b) Çalýnan þeyin "mal" niteliðinde olmasý, c) Malýn baþkasýnýn mülkiyeti altýnda bulunmasý gerekir. Halbuki bu þartlarýn üçü de kefen soyucuda gerçekleþmemektedir. Çünkü kabirdeki kefen koruma altýnda ve deðerli bir mal niteliðinde olmadýðý gibi, bir kimsenin mülkiyeti altýnda da bulunmaz. Ancak bu kimseye Ýslâm Devleti ta´zîr cezasý olarak uygun bir ceza uygular (Zekiyuddin Þa´bân, a.g.e., 326).
Sonuç olarak yankesici ve kefensoyucu gibi hýrsýzlýk teriminden baþka sözcüklerle ifade edilen, baþkasýnýn malýný haksýz olarak almaya yönelik suçlar Ýslâm´da cezasýz býrakýlmaz. Ancak hýrsýzlýk suçunun niteliklerini taþýyan yankesiciliðe hýrsýzlýða denk ceza öngörülürken baþka isimlerle anýlan kefensoyucu gibi hýrsýzlýklara ise el kesmenin altýnda baþka cezalar uygulanabilir. Günümüzde bilgi, plân, keþif, icat, teknoloji, formül, belge, doküman, haber, ticaret sýrrý gibi pekçok alanlarla ilgili bilgi ve belgeleri haksýz olarak alma veya baþkasýna haksýz olarak satma halinde de bir çeþit hýrsýzlýk fiili iþlenmektedir. Bu durumlarda da Ýslâm Devleti haksýz alma veya çalmalarý engellemek için gerekli önlemleri alýr.
radyobeyan