Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Vesvese By: armi Date: 07 Nisan 2010, 11:18:27



VESVESE




Fýsýltý, hýþýrtý ve fýþýrtý gibi gizli ses, fiskos. Kalpte meydana gelen þüphe, tereddüt, vehim, kuruntu, iç üzüntüsü, nefis ve þeytanýn meydana getirdiði iç karýþýklýðý anlamlarý için kullanýr.

Zýddý tereddütsüz, kararlý, emin ve azimli olmak demektir (el-Ýsfahanî, el-Müfredât, Ýstanbul,1986, 819, vesvese mad).

Vesvese kelimesi Kur´ân´da dört yerde geçmektedir. Þeytanýn Cennette bulunan Âdem (a.s) ve Havva validemize nasýl vesvesede bulunduðu Yüce Allah tarafýndan þöyle haber verilmiþtir:

"Derken Þeytan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fýsýldadý (vesvesede bulundu): - Rabbiniz baþka bir sebepten dolayý deðil, sýrf ikiniz de birer melek ya da ebedi kalýcýlardan olursunuz diye sizi bu aðaçtan menetti" (el-A´raf, 7/20).

Bu âyette geçen vesvese kelimesi, fýsýldama þeklinde anlaþýlmakta ve tercüme edilmektedir.

Bir de þeytanýn Cennete nasýl girdiði ve Âdem (a.s) ile Havva validemize nasýl vesvesede bulunduðu hususunda, alimlerin farklý yorumlarý vardýr. Bu hususta çeþitli görüþler ileri sürülmüþtür (Geniþ bilgi için bk. el-Maverdî, en-Nuketü ve´l-Uyun, Beyrut 1992, II, 210).

Kur´ân´ýn baþka bir yerinde, Tâhâ sûresinin 120. âyetinde de þeytanýn Âdem (a.s) ve Havva validemize yaptýðý bu vesvese dile getirilmiþtir.

Vesvese ile ilgili diðer bir âyetin meali de þöyledir: "Andolsun insaný biz yarattýk ve nefsinin ona ne vesvese verdiðini (fýsýldadýðýný) biliriz. (Çünkü) biz ona þah damarýndan daha yakýnýz" (Kaf 50/16).

Bu âyette de Yüce Allah´ýn kudretine iþâret buyurulmaktadýr. O, insaný yaratan, yoktan var edendir. Ýnsanlarýn gizli ve açýk her þeylerinden haberdardýr. Ýnsanýn kalbinden geçirdiði vesvese ve düþüncelerin tamamýna vakýftýr. Nitekim Hz. Muhammed (s.a.s), bu âyetin tefsiri mahiyetinde açýklamada bulunurken; "Þüphesiz Yüce Allah, ümmetimden olan kiþilerin kalbinden geçirdikleri þeyleri, söylemedikleri ve iþlemedikleri takdirde affeder; günah olarak saymaz" diye buyurmuþtur (Buharî, Itk, 6; Ýmân, 15; Neseî, Talâk, 22; Ýbn Mâce, Talâk, 16).

Baþka bir âyette ise, vesvese hakkýnda þu bilgiler verilmiþtir: "De ki: Sýðýnýrým ben, insanlarýn Rabb´ine insanlarýn padiþahýna, insanlarýn ilâhýna. Ýnsanlara kötü þeyler fýsýldayan o sinsi vesvesecinin þerrinden. O ki, insanlarýn göðüslerine (kötü düþünceleri) fýsýldar. Gerek cinlerden, gerek insanlardan (olan bütün vesvesecilerin þerrinden Allah´a sýðýnýrým)" (en-Nas, 114/1-6).

Burada geçen "vesvâs" kelimesi, þeytan için kullanýlmýþtýr. Yani bununla þeytan kastedilmektedir ve vesvese de onun eseridir. Ýnsana vesvese veren þeytan iki türlüdür. Biri cinlerden ve diðeri de insanlardan olan þeytanlardýr. Bu þeytanlar, insanlarýn kalbinde vesveseyi meydana getirecek akýl ve fikirlerini çeler, onlarý kötü emeller iþlemeye sevkeder. Allah yoluna gitmekten, insanlýk gayesine ermekten alýkor. Nihayet din ve imandan çýkarýr, ebedi helâke sürükler. Ýnsanlarýn kalbine fýsýldayýp duran, onlarý gaflete düþüren, her þerrin baþý olan vesveseyi meydana getiren herþey, "hannâs" ve "vesvas" olarak kabul edilir (ez-Zemahþerî, el-Keþâf, Mýsýr 1977, VI, 265 vd).

Hiç þüphesiz, þeytanýn verdiði vesvese insaný imandan ve ibâdetten uzaklaþtýrýr; fert, aile ve toplumun hayatýnda çeþitli sýkýntýlarýn meydana gelmesine sebep olur. Medine çevresinde badiyede yaþayan Müslümanlar, koyun ve sýðýr kesip etini satmak üzere þehre getiriyorlarmýþ. Bu eti yemekten çekinen bazý Müslümanlar Hz. Muhammed (s-.a.s)´e giderek;

"Ya Rasûlüllah! Bazý badiye halký bize et getirip satýyorlar. Bunlarýn, hayvaný keserken besmeleyi söyleyip söylemediklerini bilmiyoruz" diye sormuþlar. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.s) þu cevabý vermiþtir:

"Bismillah deyiniz ve sonra bu eti yeyiniz" (ez-Zebidî, Sahihi Buhârî Muhtasarý Tecridi Sarih Tercemesi, trc. Kamil Miras, Ankara 1974, VI, 354 vd).

Rasûlüllah (s.a.s) bununla vesveseden uzak durmaya iþaret buyurmuþtur.

Baþka bir konu ile ilgili olarak Hz. Muhammed (s.a.s)´e þöyle sormuþlar:

"Ya Rasûlüllah! Birisi namaz kýlarken abdestim bozuldu diye gönlünde bir vesvese hissederse, bu kiþinin namazý bozulur mu, bozulmaz mý? Hz. Muhammed (s.a.s) bu soruya þu cevabý vermiþtir:

"Hayýr. Bir yellenme sesi veya bir kokuyu duymadýkça namazý bozmaz" (ez-Zebidî, a.g.e., VI, 355).

Burada da Rasûlüllah (s.a.s) vesveseden uzak durmayý, abdestin bozulduðuna dair kanaat hasýl olmadýkça namazý bozmamayý tavsiye etmiþtir.

Fýkýh usulünde de vesvese kötü bir þey olarak kabul edilmiþtir. Her þeyde tereddüt ve vesvese ile hareket edenin sözüne itibar edilmemiþtir. Hz. Muhammed (s.a.s) vesvese ile hareket edenin talâkýnýn geçerliliðini kabul etmemiþtir (Buharî, Talâk, 11). Yani hanýmýný boþayýp boþamadýðýný veya söylediði sözler hakkýnda vesvese içinde olan bir kiþinin talâký (boþamasý) geçerli kabul edilmemiþtir.

Görüldüðü gibi, Kur´ân ve sünnette vesvese tasvib edilmemiþtir. Bilhassa vesvese ile ilgili bütün âyetlerde, vesvesenin þeytandan geldiðine iþaret buyurulmuþtur. Buna göre Ýslâm vesveseden sakýnmayý istemiþtir. Çünkü vesvese faydalý deðil, zararlý olan bir þeydir. Vesveseye kapýlan insan, ibadetlerinde yanýlýr, çeþitli hatalara düþer ve haz almaz. Vesvese insaný yanlýþ ve batýl yollara saptýrýr. Hatta vesvesenin neticesinde insan akli dengesini bile kaybedebilir.

 
 


radyobeyan