Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Velime By: armi Date: 05 Nisan 2010, 16:25:19

VELÝME




Düðün münasebetiyle verilen yemek. Sevinç ve saadet ifade eden her türlü merasim sebebiyle verilen ziyafetlere de velime dendiðini söyleyen olmuþtur (Þevkânî, Neylü´l-Evtar, VI, Mýsýr t,y., 198).

Düðünler neþe ve saadet günleri olduðu için, hem sevincin ortaya konmasý, hem de dost ve fakirlerin doyurulmasýna vesile olmasý yüzünden davetlilere düðün yemeði vermek güzel bir davranýþtýr.

Cahiliyye döneminde de velime geleneði mevcuttu. Hz. Peygamber (s.a.s), Hatice validemizle evlenirken velime cemiyeti tertip etti. Ýki deve kestirerek halka yemek verdi. Amcasý Ebu Talib de bu münasebetle evinde ziyafet tertipleyerek Hz. Peygamberi ve Hatice anamýzý da davet etti. Rasûlüllah, diðer hanýmlarýyla evlenirken de düðün yemeði vermiþ; önceden sadece gelenek olan velime Rasûlüllah´ýn tatbikatýyla sünnete dönüþmüþtür. Ayrýca Hz. Peygamber (s.a.s), ashabýna da bu hususta tavsiyede bulunmuþtur. Nitekim Abdurrahman bin Avf´ýn evlendiðini duyunca: "Bir koyun keserek de olsa düðün yemeði ver" (Ýbn Mâce, Sünen, Hadis no: 1907) demiþtir. Hz. Ali ile Hz. Fatýma validemizin düðünlerinde de bu sünnetin canlý olarak yerine getirildiðini görmekteyiz. Hz. Ali bu iþ için, yarým ölçek arpa almak üzere zýrhýný bir yahudiye rehin býrakmýþtý. Birkaç kesilmiþ, çekirdeði çýkarýlmýþ kuru hurma, un, yað ve yoðurt karýþtýrýlarak yapýlan bir yemek ve arpa ekmeði sunulmuþtur. O günün þartlarýna göre bu, iyi bir ziyafet sayýlýrdý (Asým Köksal, Ýslam Tarihi, I-II Ýstanbul 1981, 259).

Hz. Peygamber, Zeynep validemizle evlendiðinde bir koyun kesmiþ, Safiyye validemizle izdivacýnda da hurma ve sevik (kavut) ikram etmiþtir,

Düðün ziyafetinin þekli, ikram sahibinin mâli gücüne ve cömertlik durumuna göre deðiþir. Hz. Peygamber, insanlarýn en cömerdi olduðu halde bazý düðünlerinde et ve ekmek ikramý yerine daha basit ikramlarda da bulunmuþtur (Ýbn Mâce, Sünen, Hadis no: 1908-1910).

Düðün yemeklerinde haram olan þeylerin ikram edilmemesi ve gösteriþten, þöhret alametlerinden kaçýnýlmasý gerekir. Hz. Peygamber (s.a.s) bu konuda þöyle buyurmuþtur: "Birinci gün yemek vermek haktýr ikinci gün yemek vermek güzeldir, üçüncü gün yemek vermek riya ve propagandadýr" (Ebu Davud, II, 307). Ayrýca bu davetlere zenginlerle birlikte fakirlerin de çaðrýlmasý gerekir. Fakirlerin çaðýrýlmadýðý ziyafetler için Allah Rasûlü þöyle buyurmuþtur: "Davetlerin en kötüsü, zenginlerin çaðrýlýp, fakirlerin mahrum edildiði düðün davetidir" (Ýbn Mâce, Hadis no: 1913).

Meþru olmak þartýyla bu türlü davetlere katýlmak gerekir. Hz. Peygamber (s.a.s) bu konuda þöyle buyurmuþtur: "Sizden her kim düðün yemeðine çaðýrýlýrsa hemen icabet etsin" (Ýbn Mâce, Sünen, Hadis no:1914). Þayet davetler çakýþýrsa Hz. Peygamberin tavsiyesine uygun olarak en yakýn komþu tercih edilir. Davetlerden birisi daha önceden vaki olduysa, önceliðe uymak gerekir (Þevkânî, a.g.e., II/203).

Düðündeki ikram ve eðlencelerin Ýslâmî kaidelere uygun olmasý esastýr. Uygun olmayan ziyafet ve merasimlere katýlmanýn dinî hükmüne gelince: Þayet merasim ve ikramlarýn gayri meþru tarzda olacaðý önceden belliyse bu türlü davetlere katýlmamak gerekir. Eðer mahiyeti önceden bilinmeden icabet edilip, bilahare gayri meþruluðu ortaya çýkarsa; mümkünse haramlara mani olunur, deðilse sabredilip oturulur. Þayet bu durumdaki kiþi; söz ve davranýþlarý ölçü kabil edilen örnek ve dinî manada önder bir kiþiyse haramlarý engelleyemediði takdirde bu türlü meclisleri terk eder. Aksi halde onun bu hareketi baþkalarýna örnek olur, günah iþleme ve kötülüðe razý olmaya bir nevi ruhsat kabul edilebilir (Merginânî, el-Hidâye, IV, 80).

Ziyafet sofrasýnda içki içiliyorsa, kim olursa olsun sofrada oturmamasý gerekir. Zira Hz. Peygamber (s.a.s) þöyle buyurmuþtur: "Allah ve ahiret gününe iman eden kimse, içki içilen sofraya oturmasýn"(Þevkânî, a.g.e., XI, 206).

Günümüzdeki davetlerde genellikle Ýslâmi prensiplere uyulmamakta, içki, kadýnlý erkekli dans v.s gibi dinen yasak olan her türlü davranýþlar sergilenmekte, arkasýndan da Kur´an-ý Kerim ve mevlid okutulmaktadýr. Birbirine taban tabana zýt olan bu manzaralar toplumumuzdaki dinî ve millî zaafý açýkça ortaya koymakta, batý taklitçiliði uðruna neleri feda ettiðinizi ve ikili bir þahsiyete daha doðrusu þahsiyetsizliðe büründüðümüzü göstermektedir.

Aile müessesesi kutsaldýr ve toplumun temelini teþkil eder. Böyle kutsal bir müessesenin, haramlar üzerine deðil, kutsal prensip ve davranýþlar üzerine bina edilmesi gerekir. Yanlýþlar üzerine doðrular bina edilmez.


radyobeyan