Vefa By: armi Date: 05 Nisan 2010, 15:56:44
VEFA
Görülen iyilikleri unutmama, iyilikte bulunanlara misliyle veya daha güzeliyle karþýlýk vermeye devam etme. Böyle olanlara vefakâr denir.
Bir Müslümanda bulunmasý gereken güzel huylardan biri olan vefakârlýðýn zýddý nankörlük olup, iyiliðin kadrinin bilinmemesi veya kötülükle karþýlýk verilmesidir. Allah insanlarýn birbirlerine iyilik yapmasýndan hoþlanýr. Ýyilikler karþýlýklý olarak devam eder, iyilik yapanlar mûhataplarýndan kötülük görmez, yine iyilik görürse bu, baþkasýna da güzel örnek olur ve cemiyete huzur ve güven duygularýnýn saðlanmasýna yardým eder. En büyük vefâkarlýk, yaratanýný tanýmak, kulluk görevlerini yapmak, verdiði nimetlerin kýymetini bilmektir. En büyük nankörlükte kulun, Rabbý´ný inkâr etmesi, O´nun yüceliðini tanýmamasýdýr. Ýnsan, Allah´a ibadet etmek suretiyle, Elest bezminde yaptýðý ahde vefasýný gösterdiði gibi, kendisine iyilik yapanlara da vefakâr olmalýdýr. Fertleri arasýnda vefâkarlýk olmayan toplumlarda güven ve itimat sarsýlýr, sosyal bir çözülme baþlar. Vefakârlýk, dostluklarýn devamýný saðlayacaðýndan, sosyal dayanýþmayý daha güçlü kýlar. Ýnsanlar arasýnda olduðu gibi, cemiyet ve devletin de, kendisine hizmet etmiþ kiþilere vefakâr davranmasý, onlarýn kýymetini takdir etmesi gerekir.
Vefâkarlýðýn da en güzel örnekleri Peygamber (s.a.s)´de görülmektedir: Hz. Peygamber, kendisine bir hafta süt emziren dadýsý Ümmü Eymen´i, ücret karþýlýðý da olsa yýllarca kendisine bakan süt annesi Halime´yi, süt kardeþi Þeyma´yý, çocukluðunu yanýnda geçirdiði Ebû Talib´in hanýmý Fatýma´yý:. ömrü boyunca unutmamýþ, her fýrsatta onlara ilgilenmiþ, yardým etmiþtir. Mekke mürþiklerinin zulmünden kaçan Müslümanlara kucak açan Habeþ Necaþi´sini daima hayýrla yadetmiþ, öldüðünde dua etmiþ, yýllar sonra oðlu Medine´ye geldiðinde, babasýna hürmeten bizzat kendi eliyle ona hizmet etmiþtir.
Verilen söz ve yapýlan anlaþmalarýnýz gereði olan ahde vefa ise islam ahlakýnýn en önemli umdelerinden biridir. Ferd ve cemiyet hayatýnýn geliþmesi karþýlýklý iliþkilere, iliþkiler de çeþitli anlaþma ve sözleþmelere baðlýdýr. Bunlar olmaksýzýn sosyal ve ekonomik hayatýn geliþmesi mümkün deðildir. Yapýlan sözleþmeye uymayý istemek kazanýlmýþ bir hak, onu yerine getirmek de kabul edilmiþ bir görevdir. Verdiði sözü tutmayan; böylece, karþý tarafýn hakkým ve kendi vazifesini yerine getirmemiþ olur. Bu nedenle, verilen sözün tutulmamasý münafýklýðýn üç alametinden biri sayýlmýþ ve Müslümanlar bundan sakýndýrýlmýþtýr.
radyobeyan