Vasile By: armi Date: 05 Nisan 2010, 13:39:16
VASÎLE
Putlara tapan cahiliye dönemi insanlarý tarafýndan belli sayýda doðumdan sonra erkek ve diþi olmak üzere ikiz dünyaya gelmiþ olan yavrulardan "diþi olan erkek kardeþine kavuþtu" diyerek putlarý için kurban etmekten muaf tuttuklarý hayvan.
Kur´ân-ý Kerîm´de bir yerde kullanýlmýþ olan vasîle kelimesi (el-Mâide, 5/103)´nin manasýyla ilgili olarak bunun deve, keçi ve koyundan hangi hayvanla ilgili olduðu kaçýncý doðumdan sonraki ikizlerle alakalý bir durum olduðu konusunda âlimler arasýnda farklý görüþler vardýr. Bu görüþlerin þu þekilde özetlenmesi mümkündür.
1- Yedi batýn doðum yapmýþ koyun yedinci doðumunda diþi doðurmuþ ise kadýnlar bu hayvandan ölmedikçe hiçbir surette faydalanamýyorlardý. Öldüðünde ise kadýnlar ve erkek müþtereken ondan istifade ediyorlardý. Erkek yavru doðmuþ ise onu boðazlayýp beraberce yiyebiliyorlardý. Erkek ve diþi olmak üzere ikiz doðurursa "diþi erkek kardeþine kavuþtu" deyip onu kardeþiyle beraber býrakýyorlar ve boðazlamaktan vazgeçiyorlardý. Bu hayvandan sadece erkekler faydalanabiliyorlar, kadýnlar faydalanamýyorlardý. Eðer ölürse müþtereken istifade ediyorlardý. Abdullah b. Abbas (ö. 68/687)´a göre vasîle budur. Ýbn Kuteybe ( ö. 226/889)´nin görüþü de buna yakýndýr (Taberî, Cami´u´l-Beyân, Beyrut 1405/1984, VII, 90; Ýbnü´l Cevzî, Zâdü´l-mesîr (neþr. M. Züheyr eþ-Þâvis-Þuayb, Abdülkadir el-Arnaût, Dýmaþk 1384-88/1964-68, II, 438; Ýbn Kesîr, Tefsiru´l-Kur´âni´l azîm (nþr. M. Ýbrahim el-Bennâ ve dðr., Kahire 1390/1971, III, 205).
2- Saîd b. el-Müseyyeb (ö. 94/713) ve Ýmam Mâlik (ö.179/795)´e göre ise vasîle birinci ve ikinci doðumda araya erkek yavru girmeden diþi doðuran genç devedir. Araya erkek yavru girmediði için diþiyi birleþtirdi diyerek buna vasîle derler ve bununla putlarý adýna yarýþ yaparlardý (Cessâs, Ahkâmu´l-Kur´ân, Ýstanbul 1335-38, II, 385; Taberî, a.g.e., VII, 91; Ýbnü´l-Mevzi, a.g.e., II, 439, Ýbn Kesîr, a.g.e., III, 205).
3- Ýbn Ýshâk (ö.150/767)´a göre ise vasîle beþ batýndan peþ peþe ikiz olarak on diþi yavru doðurmuþ olan koyundur. Bundan sonra doðuracaðý kuzu erkek olsun diþi olsun sadece erkekler istifade edebiliyorlardý. Ölümü halinde ortaklaþa istifade söz konusuydu (Taberî, a.g.e., VII, 88, Ýbnü´l Cevzî, a.g.e., II, 349, Kurtubî, el-Câmi´li-Ahkâmi´l-Kur´ân (nþr. Ebû Ýshak Ýbrahim, Kahire, 1386-87/1966-67, VI, 337; Ýbn Kesîr, a.g.e., III, 206).
4- Dahhak ö.105/723). Katâbe (ö. 118/736)ve Ferra (ö. 207/882)´ya göre ise vasîle, yedi batýn doðum yapýp yedinci doðum da erkek ve diþi olmak üzere ikiz oðlak doðuran keçidir. Yedinci doðumdaki erkek ve diþi olmakla üzere ikiz oðlak dünyaya geldiðinde "diþi olan kardeþine kavuþtu" deyip onu boðazlamaktan menediyorlardý (Taberî, a.g.e., VII, 90, Ýbnü´l Cevzi, a.g.e., II, 349). Bazýlarý buna koyunu da dahil etmiþlerdir (Fizuzâbûd el-Okyanusu´l-Basit fi Tercemeti´l-Kâmmüsi´l-Muhît (trc. Asým Efendi), Ýstanbul 1304-1305, IV,140).
5- Zeccâc(ö. 311/923)´in bu konudaki görüþü de þudur: Bir koyun diþi doðurduðunda onun kendilerinin kabul ediyorlar ve erkek kuzu dünyaya getirmiþse ilahlarýna kurban ediyorlardý. Eðer koyun erkek ve diþi olmak üzere ikiz kuzu dünyaya getirirse "diþi olan erkek kardeþine kavuþtu" diyerek erkek olan ilahlara kurban etmiyorlardý (Ýbnü´l-Cevzî, a.g.e., II, 439).
Zemahþerî (ö. 538/1143), Fahreddin er-Razî (ö. 606/1209) ve Ebussuûd Efendi (ö. 892/1487)´nin görüþleri de þudur: Bir koyun diþi kuzu doðurduðunda onu kendilerinin kabul ediyorlar, kuzunun erkek olmasý durumunda ise onu ilahlarýnýn sayýyorlardý. Erkek ve diþi olarak ikiz kuzu dünyaya getirmesi halinde "diþi olan erkek kardeþine kavuþtu" deyip erkek olaný boðazlamaktan vazgeçiyorlardý (ZemahÞerî, el-Keþþaf, Kahire 1387/1968, I, 649; Fahreddin er-Râzî, Mefâtihu´l-Gayb (nþr. M. Muhyiddin Abdülhamîd, Kahire 1934-62, XII, 110; Ebussuud Efendi, Ýrþâdü´l Akli´s-Selîm, Beyrut ts (Dâru ihyâi´t türâsi´l-Arabî), III, 86).
Bütün bu ve bunlara benzer cahiliye adetleri islam tarafýndan kesinlikle ortadan kaldýrýlmýþtýr. Hz. Peygamber (s.a.s) "Kim bizim dinimizde olmayan bir þeyle amel ederse o reddolunmuþtur" (Buhârî, Ý´tisâm, 20, Büyü, 60, Sulh, 5; Müslim, Akdiye, 17-18; Ebû Dâvud, Sünnet, 5; Ýbn Mâce, Mukaddime, 2; Müsned, II,146). "Din adýna sonradan uydurulup ortaya atýlan her türlü Þeyden sakýnýn, çünkü sonradan uydurulan her þey sapýklýktýr" (Müslim, Cum´a, 43; Ebû Dâvud, Sünnet, 5; Nesâî, Ýdeyn, 22, Ýbn Mâce, Mukaddime, 7; Dârimî, Mukaddime, 16, 23) buyurmak suretiyle bugün benzerlerine rastlanýlabilen bazý olaylarýn hiçbir deðer taþýmadýðýný ve islamda yasaklanmýþ olduðunu haber vermektedir.
Amr b. Luhayy el-Huzâî Mekke´ye melik olduðunda bir gün ziyaret için gittiði Meâb´ta Amâlika kabilesinin putlara taptýðýný görünce onlardan bir put istemiþ, onlar da kýrmýzý akîkten yapýlmýþ bir tanesini (hübel veya menât) ona vermiþlerdi. Amr bu putu Kâbe´nin yakýnma, zemzem kuyusunun üst tarafýna dikerek herkesi ona tapýnmaya çaðýrmýþtý. Bundan baþka Ýsâf, nâile, ved, silvâ, yeðüs, yeûk vb. birçok put dikerek Araplarý bu putlara kulluða davet etmiþ ve bahîre *, sâibe *, hâm * âdetlerini emretmiþti. Bunlarla o Hz. Ýsmail´in dinini tahrif eden ilk kiþi olmuþ ve putlara kurban adama âdetini ilk defa ortaya koyan olmuþtur (Buhârî, Amel, 11, Menâkýb, 9, Tefsîr, V/12; Müslim, Küsüf, 3; Nesâî, Küsûf 11, Müsned, I, 446; Taberî, a.g.e., VII, 87-88; Fahreddin er-Râzi, a.g.e., XII, 110; Kurtubî, a.g.e., VI, 337-338; Ýbn Hacer, Fethu´l-Bârî (nþr. M. Fuad Abdülbaki-Abdülaziz b. Bâzý, Dârü´l-Zikr, VI, 548-549; Aynî, Umdetü´l Kârî, Kahire, 1348, XVI, 90-91).
Bu sebeple Hz. Peygamber (s.a.s) bu yaptýklarýndan dolayý onu, baðýrsaklarýný cehennem ateþinde sürüklerken gördüðünü belirtmiþtir (Buhârî, Menâkýb, 9; Müslim, Cennet, 50).
Yüce Allah bu câhiliye âdetini ortaya kaldýrdýðýný þu ayetiyle haber vermektedir:" Allah Teâlâ bahîre (kulaðý yarýlan), sâibe (putlar adýna serbest býrakýlan), vasîle ve hâm (on defa yavrulamasý sebebiyle sýrtýna yük vurulmayan) gibi hayvanlarýn adanmasýný meþru kýlmamýþtýr. Fakat kafirler bu inançlarýný Allah´a isnad ederek yalan söylerler. Zaten onlarýn çoðunun akýllarý ermez" (el-Mâide, 9/103).
radyobeyan