Vasi By: armi Date: 05 Nisan 2010, 13:35:10
VASÎ
Bir kimsenin mallarýnda veya çocuklarýnýn iþlerinde tasarrufta bulunmak üzere tayin edilen akýllý, büluð ermiþ, hür ve ehliyetli þahýs.
Bir kimse tarafýndan vefatýný müteakip terekesinde veya diðer iþlerinde tasarrufta bulunmak üzere tayin olunan vasîye "vasiyyi muhtâr" denir. Buna "vasiyyü´l-meyyit" denildiði gibi vârislerin hallerine nazaran "vasiyyü´l-eb", "vasiyyü´l-ah" veya "vasiyyü zevi´l-erhâm" da denilir. Bir kimsenin her hangi bir hususu için hâkim tarafýndan tayin olunan þahsa da "vasiyyi mansûb" veya "vasiyyü´l kâdî" denir (Ö. Nasuhi Bilmen, Istýlahat-ý Fýkhýyye Kamusu, Ýstanbul 1985, V, 116).
Güven bakýmýndan vasîler üç kýsýmda ele alýnmaktadýr. Bunun ise bazý hukukî sonuçlarý ortaya çýkmaktadýr.
1- Emîn (güvenilir) vasî: Kendisine güvenilen ve vasiyet edilenleri yerine getirmeye muktedir olan bu þahsý hâkim azledemez.
2- Güvenilir fakat kendisine vasiyet edilenleri yerine getirmekten aciz olan vasî: Hâkim ona yardýmcý olacak baþka birisini tayin eder.
3- Fâsýk, kafir veya köle: Hâkim bu özeliklerden birisine sahip olan vasiyi azlederek yerine bir baþkasýný tayin eder (el-Fetâvâ´l-Hindiyye, Bulak 1310, VI,137; Mevsýlî, el-Ýhtiyâr, Ýstanbul 1989, 772-773).
Vasiyyet icab ve kabul ile tamam olur. Bir kimse bir þahsa "Sen benim vasîmsin", "Sen, benim mallarýmda vasîmsin", "Sen benim ölümden sonra vekilimsin", Ölümümden sonra evladým sana teslim ettim" gibi tabirlerden birini söyleyip karþý taraf kabul ederse vasî tayin edilmiþ olur. Vasî tayin edilen þahýs onu tayin edenin gýyabýnda daha önce kabul ettiði halde reddetse vasiyeti reddolunmaz ve o vasîdir. Çünkü vasiyyet eden ona itimad ettiði halde ölmüþtür. Yüzüne karþý reddederse vesayet sona eder. Bir kimse, bir þahýs vasî tayin ettikten sonra ölse, o þahýs vesayeti reddetse, kadý tarafýndan reddettiðine dair hüküm verilmiþse o þahýs vesâyeti tekrar kabul ederse bu kabul sahihtir. Ancak kadýnýn hükmünden sonra sahih olmaz. Güvenilir ve iþleri yürüten vasisi vârislerden bazýsý veya hepsi kadýya þikâyet ederlerse vasînin hýyaneti görülmedikçe vasîlikten çýkarýlmaz. Bir kimse iki þahsý vasî tayin ederse, Ebû Hanîfe (ö. 150/767)´ye göre bunlarýn her birisi tek baþlarýna ölenin malýnda tasarrufta bulunamazlar. Ýmam Muhammed (ö.189/805)´e göre ise sayý ile satýlan mallarda herbiri tek baþýna tasarrufta bulunabilir. Ancak ölenin techiz ve tekfininde, borcunu ödemede, alacaðýný istemede, küçük çocuðunun ihtiyacý olan malý satýn almada ve çocuk için verilen hibeyi kabul etmede, muayyen emaneti vermede, muayyen vasiyeti yerine getirmede, gasbedilmiþ malý sahibine iade etmede, fasid alýþ veriþle alýnmýþ malý satýcýsýna vermede, zayi olan mallarý toplamada, mallarý korumada, zayiinden veya telefinden korkulan mallarý satmakta vasîlerden herbirinin tek baþýna tasarrufta bulunmasý caizdir. Ebû Yusuf (ö. 182/798)´a göre, bu iki vasîden herbirinin adetle satýlan eþyalardan olsun olmasýn mutlak surette tasarruflarý caizdir. Ýki vasîden birisi ölürse, ölen kimse baþka bir þahsý vasî tayin etmemiþse, kadý ölenin yerine baþkasýný vasî tayin eder. Vasî ölürken bir baþkasýný tayin etmiþse tayin edilen bu vasî her iki terikeye de vasî olmuþ olur. Vasî ölürken iki terikeden birisinde tasarruf etmek üzere bir þahsý vasî tayin etse Ebu Hanife´ye göre terikenin ikisine de o þahýs vasî tayin edilmiþ olur. Ýmameyn bu görüþte deðildir. Vasînin vârislerle kendisine vasiyyet edilen þahýs arasýnda terikeyi taksim etme, si sahihtir.
Bir kimse, bir þahsý vasî tayin edip ve kendi yerine hacc yapýlmasý için vasiyette bulunsa vasî, terikeyi vârisler arasýnda taksim edip, hacc için vasiyyet edilen parayý kendisi alsa ve bu hacc parasý vasînin yanýnda zayi olsa, vârislerden geri kalan terikenin üçte birinden hacc parasý alýnýr. Ebû Yusuf´a göre, terikenin üçte birinden hacc parasý alýndýktan sonra geriye bir þey kalmýþ ise, o alýnýr, geriye bir þey kalmamýþ ise vârislerden geriye kalanýn üçte biri alýnmaz. Zira vasiyyet terikenin üçte birinden alýnýr, terikenin üçte biri bulunduðunda vasiyyetin yerine getirilmesi vaciptir. Terikenin üçte biri katmayýnca vasiyet batýl olur. imam Muhammed´e göre terikenin üçte birinden hacc parasý ayrýlýp zayi olduktan sonra geriye üçte birinden para kalsa bile hacc için alýnmaz. Zira terikeyi taksim etmek vasînin hakkýdýr.
Bir kimse, terikesinin bir þey satýlýp ve o þeyin parasýnýn fakirlere tasadduk edilmesini vasiyyet etse, vasî de emrolunan þeyi satýp parasýný alsa, vasînin elinde para zayi olsa, satýlan þeye hak sahibi çýkýp alsa vasî sattýðý þeyin parasý öder, ödediði parayý terikeden alýr.
Vasînin satýþý ve satýn almasý ancak insanlarýn aldanabileceði miktar ile caizdir. Zira vasînin terikede de tasarrufu vârisleri gözetmektir. Vasînin alým satýmý çocuðun menfaatine olduðunda sahihtir. Vasînin yetimin malýný mudârebe´ye, ortaklýða, sermayeye vermesi, zengin üzerine yapýlan havaleyi kabulü caizdir. Vasînin yetimin malýný ödünç vermesi, kendisi için ödünç almasý, yetimin malýyla ticaret yapmasý caiz deðildir. Babanýn tayin ettiði vasî, dedenin tayin ettiði vasîden vesayete daha layýktýr.
Ýki vasî, "ölen kiþi bizimle beraber falaný da vasi tayin etmiþti" der ve o þahýs da bunu iddia ederse ihtisamen o da vasî kabul edilir. Ýki vasînin küçük vârise mal isbatý için lehine yaptýklarý þahitlik kabul edilmez. Yine iki vasînin büyük vârisin lehinde, ölen kimsenin terikesinde mal iskatý hususunda da yapacaklarý þahitlik kabul edilmez. Vasînin þahitliði gerek davadan önce gerekse azlinden sonra kendisini vasî tayin edip ölmüþ olan kiþi aleyhinde caizdir. Lehine caiz deðildir (Kâsânî, Bedâiu´s-Sanai´, Kahire 1327-28/1910, VII, 330-394; el-Fetava´l-Hindiyye, VI,136-158; Mevsilî, a.g.e., 772-776; Damad, Mecma´u´l-Enhur, Ýstanbul 1328, II, 718-728; Mehmed Mevkûfâtî, Mevkufâtî (Sadeleþtiren; Ahmed Davudoðlu, Ýstanbul 1980, II, 524-529; Ö. Nasuhi Bilmen, a.g.e., V, 180-206).
radyobeyan