Vakfe By: armi Date: 05 Nisan 2010, 13:20:16
VAKFE
Vakfe, þüphe, yaya sarýlan sinir. Haccýn bir rüknü. Bir fýkýh terimi olarak; Arafat´ta arefe günü, güneþin zevalinden, kurban bayramý sabahý þafak sökünceye kadar, kýsa bir süre de olsa durmak demektir. Bu duruþa "vukûf" denir.
Hz. Peygamber, " Hac Arafat´týr" (Tirmizî, Tefsîru Sûre 2/22; Ebû Dâvud, Menâsik, 68; Ýbn Mâce, Menâsik, 57) buyurmuþtur. Bu yüzden vakfe yapamayan kimse haccý kaçýrmýþ olur ve ertesi yýl yeniden hac yapar. Bugün belirli sýnýrlarla çevrelenen Arafat´ýn her yeri vakfe yeridir. Hadiste, "Arafat´ýn tamamý vakfe yeridir" (Müslim, Hacc,149; Ebû Dâvud, Savm, 5, Menâsik, 56, 64) buyurulur. Ancak Urene vadisi, Þeytan vadisi olarak nitelendirilerek, vakfe yeri dýþýnda tutulmuþtur (Ýbn Mâce, Menâsik, 55, 73).
Arafat´ýn Cebelü´r-Rahme (Rahmet Daðý) denilen yerine vakfe yapmak daha faziletlidir. Hanefî, Malikî ve Hanbelîlere göre, Arafat´ta gece ile gündüzün arasýný birleþtirmek için güneþ batýncaya kadar kalmak vaciptir. Çünkü Hz. Peygamber böyle yapmýþ ve "Hac ile ilgili ibadetlerinizi benden alýnýz" (Ahmed b. Hanbel, III, 318, 366) buyurmuþtur. Bu yüzden, güneþin gurubundan önce Arafat´tan ayrýlana kurban cezasý gerekir. Ancak Þafiiler gurûba kadar kalýþý sünnet kabul ederler.
Arefe günü Arafat´ta süresi içinde bir an bulunan kimse haccýn bir rüknünü eda etmiþ olur.
Geride ikinci rükun olan ziyaret tavafý kalmýþ olur. Vakfe için abdestli bulunmak, avret yerlerini örtmek, kýbleye dönmek veya niyet etmek þart deðildir. Bu duruma göre, abdestsiz, cünüp, hayýzlý veya nifaslý kimsenin yapacaðý vakfe de geçerlidir. Çünkü Hz. Âiþe Rasûlüllah (s.a.s)´in emriyle hayýzlý iken vakfe yapmýþtýr (bk. el-Kâsânî, el-Bedâyi´, II, 125, 127; el-Meydânî, el-Lübâb fi Þerhi´l-Kitâb, Ýstanbul, t.y., I,191,192; Ýbn Âbidîn, Reddü´l-Muhtâr, Mýsýr, t.y., II, 237; Ýbn Rüþd, Bidâyetü´- Müctehid, Mýsýr t.y., I, 335 vd; Hamdi Döndüren, Delilleriyle Ýslâm Ýlmihali, Ýstanbul 1991 582, 583).
Arafat´ta vakfe sýrasýnda uykuda olmak, baygýn bulunmak veya vakfe yapmakta olduðu bilmemek vakfeye engel deðildir. Çünkü belli yerde "durma" gerçekleþmiþ olur. Bilmeme niyetle ilgili bir husustur. Halbuki vakfede niyet þart deðildir.
Diðer yandan vakfeden önce boy abdesti almak ve dua yapmaða çalýþmak müstehaptýr, çünkü Arafat, arafe günü Cuma ve iki bayram gibi toplanma günüdür.
Arafe günü güneþ batýnca, hac kafilesi baþkaný ile hacýlar Müzdelife´ye geçerler, Müzdelife´de ateþ yakýlan Meþ´ar-i Haram denilen Kuzah daðýnýn yakýnýna konaklamak müstehaptýr. Ýmam akþam namazý ile yatsýyý namazýný birleþtirerek kýldýrýr, sabah namazýný da biraz karanlýkta kýldýrýr.
Sonra imam ve onunla birlikte insanlar Müzdelife vakfesi yaparlar. Bu vakfe de vaciptir. Bunun vakti þafaðýn sökmesinden güneþin doðuþuna kadardýr. Süre isterse bir an olsun.
Ayette þöyle buyurulur: "Ârafat´tan sel gibi akýp inerken Meþ´arý Haram da Allah´ýn adýný anýn" (el Bakara, 2/198). Hadiste þöyle buyurulur: "Kim bizim þu sabah namazýnda hazýr bulunur, biz ayrýlýncaya kadar bizimle bizimle birlikte vakfe yapar ve daha önce gece veya gündüz Arafat vakfesini de yapmýþ olursa, onun haccý tamam olur" (Nesaî, Menâsik, 211; Tirmizî, Hacc, 57).
Müzdelife vakfesi bir özür sebebiyle terkedilirse birþey gerekmez. Çünkü Hz. Peygamber bu vakfeyi yapmayan zayýf kimselere keffareti emretmemiþtir. Özürsüz terk ise kurban cezasýný gerektirir (el-Kâsânî, a.g.e., II, 135, vd.; Ýbnü´l-Hümâm, Fethul-Kadîr, II, 169; el-Meydânî, I, 186 vd.; Ýbn Kudâme, el-Muðnî, II, 417 vd.).
radyobeyan