Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Tertip By: armi Date: 31 Mart 2010, 16:07:20

TERTÝP




Arapça bir kelime olup sýralama, sýrasýna koyma, dizme, tanzim etme, hazýrlama; ayrý ayrý vasýflarý olan þeyleri bir yere getirip bir terkip meydana getirme; usul, nizam, tarz, düzen, kuruntu, tasavvur, takým, sýnýf, fasýl, bir hekimin bir hastayý tedavi etme çalýþmalarý sýrasýnda kullandýðý ilaçlarýn ve tenbihlerin tamamý, bir ilacýn çeþitli ecza maddelerinden belli ölçülerde alýnarak hazýrlanma ve yapýlma usulü; kurþundan dökme harflerle hazýrlanan sayfa kalýbý; hile, komplo; askere alýnma dönemi gibi anlamlara gelmektedir.

Ýslâm Hukukunda "sýrasýna göre yapma" anlamýna gelen tertip, birçok konuda ele alýnmýþ ve deðiþik görüþlerin sunulmasýna sebep olmuþtur. Kýsaca bu konularý þöyle dile getirmek mümkündür:

Abdestte tertip: Abdest organlarýnýn Kur´an-ý Kerîm´deki sýrasýna göre yýkanmasý anlamýna gelmektedir. Ayet þudur: "Ey imân edenler! Namaz kýlmaya kalktýðýnýz zaman yüzlerinizi, dirseklerinizle beraber ellerinizi ve baþlarýnýza meshedip, topuklarla beraber ayaklarýnýzý yýkayýn..." (Mâide, 5/6). Ayetteki bu sýrayý takip ederek abdest almanýn hükmü konusunda mezhepler arasýnda görüþ farklýlýðý vardýr, ancak biz burada sadece Hanefî mezhebinin görüþüne yer vereceðiz. Malikîler de Hanefîlerle ayný görüþtedirler.

Ayetteki sýraya uymak ve el ile ayak yýkamasýnda saðdan baþlamak sünnettir. Çünkü ayetteki sýra tertip ifade etmemektedir. Eðer tertip ifade etseydi bunu ifade eden bir baðlaçla kelimeler birbirine baðlanýrdý. Oysa ayette tertip ifade etmeyen bir baðlaç olan "ve" ile kelimelèr birbirine baðlanmýþtýr. Ayrýca Ali, Ýbn Abbas ve Ýbn Mes´ud´dan rivâyet edilen haberler, abdestte tertip olmadýðýna iþaret etmektedir. Hz. Ali (r.a.) þöyle buyuruyor: Hangi uzvumla abdest almaya baþladýðýma aldýrmam". Ýbn Abbas da: "Ellerden önce ayaklarý yýkamaða baþlamada mahzur yoktur" buyurmuþtur. Ýbn Mes´ud´dan (r.a) gelen rivayet ise Þöyledir: "Abdestte ellerinden önce ayaklarýnla baþlamada beis yoktur". ilk iki rivâyet Darekutný tarafýndan rivâyet edilmiþ, sonuncu rivâyet için bir kaynak bulunamamýþtýr (Vehbe ez-Zuhaylî, el-Fýkhu´l-Ýslâmî ve Edilletuhu, I, 231).

Peygamber efendimiz (s.a.s) ve ashabýnýn ayetteki sýrayý daima gözettikleri göz önüne alýnýrsa, abdestteki bu sýraya uymanýn gereði kendiliðinden ortaya çýkar. Bu nedenle her müslümanýn bu sýraya uymasý da tabiidir (ez-Zuhaylî, a.g.e., I, 233).

Gusülde tertip: Boy abdestinde tertibin icab etmediði konusunda fakihlerin ittifaklarý vardýr, yýkanan kiþi ister vücudunun üst kýsmýmdan, isterse alt kýsmýndan yýkamaða baþlar (ez-Zuhaylî, a.g.e., I. 373).

Teyemmümde tertip: Teyemmümde iki organ meshedilmekte; eller dirseklere kadar ve yüz. Bu iki organ arasýnda tertip gerekir mi, gerekmez mi? Gerekiyorsa, hükmü nedir? Hanefî ve Malikî mezhebi âlimlerine göre teyemmümde tertip vacip deðil, müstehaptýr. Ýki organ arasýndaki "müvalat" yani aralýksiz, peþ peþe neshedilmeleri ise, abdestdeki gibi sünnettir. Þâfiîler ve Hanbelîler, tertibin teyemmümde farz olduðuna inanmaktadýrlar (ez-Zuhaylî, a.g.e., I, 432).

Ezan ve kamette tertip: Müslim´den gelen rivâyette olduðu gibi, sünnet-i seniyyeye tabi olmak için ezan ve kametin lafýzlarý arasýnda tertibe uymak gerekir. Bu, ezan ve kametin þartlarýndandýr. Sýraya uymadan okunan ezan sahih olmadýðý gibi, lafýzlarý peþpeþe okunmayan ezan da sahih deðildir, kýsa bir aralýk ve kýsa bir konuþma, ya da susma zarar vermemektedir. Bu, daha çok Þafiî ve Hanbelîlere göredir. Hanefî ve Malik mezhebine göre ise, ezan ve kamet lafýzlarý arasýndaki sýraya riayet etmek sünnettir, sýrayla ve ardarda fasýlasýz okunmayan ezan ve kamet sahih, ancak mekruhtur. Böyle bir durumda yine de en faziletlisi olan ezan ve kameti tekrar etmektir (ez-Zuhaylî, a.g.e., I, 540, 541)

Namazda tertip: Namazýn sahih olmasýnýn þartlarýndan birisi de namazdaki hareketler arasýnda tertibe riayet etmektir. Fiillerin ard arda yapýlmasý da þarttýr. Hatta bunlardan her biri namazýn rükünlerinin birer þartýdýr. Tekbir almadan rükua, rükua varmadan secdeye varýlamaz (ez-Zuhaylî, a.g.e., 1, 621, 676, 677).

Fatiha´da tertip: Fâtiha´nýn ayetleri arasýnda tertip ve müvalat vaciptir. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.s) "Beni namaz kýlarken gördüðünüz gibi kýlýn? buyurmuþtur (ez-Zeyleî, Nasbu´r-Râye, II, 164-166). Kendileri namaz kýlarken ayet sýrasýna uyumuþ ve lafýzlar arasýna fasýla koymamýþtýr. Ayetler arasýna fasýla konacak olursa bakýlýr, bu fasýla namaz cinsinden bir þey ile olmuþsa zarar vermez. Ayet okurken tilâvet secdesine varmak ve imamýn okuduðu bir ayetten sonra "âmin" demek gibi (daha geniþ bilgi için, bk. ez-Zuhaylî, a.g.e., I, 651, 652).

Surelerde tertip: Fakihler, namazýn iki rekatýnda okunan surelerin, Kur´an´ýn (yukarýdan aþaðýya) sýrasýna uymanýn mendup olduðunda ittifak etmiþlerdir. Surelerin tersinden okunmasý mekruhtur, surelerin ortasýndan ve sonundan okumada beis yoktur. Nafile namazýnýn bir rekatýnda bir kaç sure okunabilir, farz namazda ise fatiha ile sadece bir sure okumak müstehaptýr. Çünkü efendimizin tatbikatý böyle idi (ez-Zuhaylî, a.g.e., I, 699).

Namazlarýn kazasýnda tertip: Alimlerin çoðuniuðuna göre geçmiþ namazlarýn kazasýnda tertibe uymak vaciptir. Ýmam Þafiî (rh.a): "Bu sýraya uyarak kaza etmek sünnettir" demiþtir. Bu konuda Hanefî mezhebinin görüþünü özetleyecek olursak; vakit namazýnýn vakti daralmamýþsa, beþ vakit farz namaz, vitir ve kaza namazlarý ile vakit namazý arasýndaki tertibe uymak lâzýmdýr. Eðer vakit namazýnýn kazaya kalacak kadar vakti daralmýþsa, önce vakit namazý sonra kaza namazý kýlýnýr. Çünkü, Ýbn Ömer (r.a) þöyle buyurmuþtur: "Kim uyanamadýðý veya unuttuðu için kazaya býraktýðý bir namazý cemaatle namaz kýlarken hatýrlarsa, önce kýlmakta olduðu namazýný bitirsin sonra hatýrladýðýný kaza etsin, sonra da cemaatle kýldýðý namazýný iade etsin" (ez-Zeyleî, Nasbu´r-Râye, II, 162) . Altý vakitten az kazasý olan, kaza ederken sýraya koymasý gerekir. Çünkü Resulullah (s.a.s) Hendek gazvesinde dört vakit namaz kýlamamýþ, onlarý vakit sýrasýna uyarak kaza etmiþler ve þöyle buyurmuþlardýr: "Siz de benim gibi kýlýn!? (ez-Zeyleî, a.g.e., II, 164-165). Vitir hariç altý vakit namazdan fazla kazasý olana gelince, artýk bu kiþi için ne kaza namazlarý arasýnda, ne de kaza ile vakit namazlarý arasýndaki sýra uymasý gerekmez. Çünkü kazalar çoðalmýþ, kazaya býraktýðý altýncý namazýn vakti de geçmiþtir. Altý vakitten fazla kazasý olmayan insana "sahib-i tertip" denmesinin sebebi budur. Acaba hayatýnda altý vakitten fazla kazasý olan kazasýný bitirdikten sonra sahib-i tertib olurmu? Muhtar görüþe göre olmaz ise de. Hidâye sahibi Merginanî´ye göre bazý âlimler bunu caiz görmüþler ve "ezher olan da budur" demiþlerdir (ez-Zuhaylî, a.g.e., II, 139).

Buna göre bir kimse, farz kýlarken kazaya býraktýðý bir namazýný hatýrlarsa, eðer bu kaza vitir ise, kýldýðý farz mevkuf (geçici) olarak fasit olur. Sabah namazýný kýlmadýðý halde öðlene duran sonradan sabahý kýlmadýðýný hatýrlarsa, öðlen namazý mevkuten fasit olur. Sabah namazýný kaza etmeden ikindiyi de kýlarsa ikindi namazý da mevkufen fasit olur. Böylece ertesi günün sabah namazý vakti çýkýncaya kadar... Eðer yeni ulaþtýðý sabah namazýný kýlmadan kazaya býraktýðý sabah namazýný kýlarsa, kýldýðý bütün namazlarý fasit olur. Ebû Hanife ve Ebû Yusuf´a göre tamamý nafile´ye dönüþür; tekrar iade etmesi gerekir. Eðer, yeni ulaþtýðý sabah namazýný da kýldýktan sonra kazaya kalan bir gün önceki namazý hatýrlarsa mevkufen fasit olan bütün namazlarý sahihe dönüþür. Mevkuf´un manasý budur. Özetlemek gerekirse; bir kazasý olan kiþi kazasý olduðunu hatýrladýðý halde her kýldýðý namaz geçici olarak fasit olur. Kazasýný günlük beþ vaktini kýldýktan sonra yaparsa o beþ vaktin fesadý kesinleþir, geçici olmaktan çýkar ve kýldýklarý namazlar nafile´ye dönüþür. Eðer günlük beþ vakit namazý kýldýktan sonra ve beþinci namazýn vakti geçinceye kadar kaza etmez ise ki, böylece kazaya kalan ile fasit namaz sayýsý altýya ulaþmýþ olur, iþte o zaman kýldýðý beþ vakit namaz sahih olmaya dönüþür. Çünkü kaza, altý vakit olunca tertip düþer (bu konuda geniþ malumat için bk. el-Kasânî, Bedaiu´s-Sanâyî´, I, 131...; Haskefî, ed-Dürrü´l-Muhtar, I, 679-685; eþ-Þürünbülalî, Meraki´l-Felâh, 83 vd., Kahire).

Namazlarýn kazasýnda tertibi düþüren üç þey vardýr:

1- Kaza namazý sayýsýnýn altýya ulaþmasý (vitir bu altýya dahil deðildir).

2- Vakit namazý ile kazaya kalmýþ namazý sýrayla kýlamayacak kadar vaktin daralmasý. Böyle bir durumda vaktin namazý önce kýlýnýr.

3- Namazý kýlarken, kazaya kalan namazýný hatýrlayamamasý (ez-Zuhaylî, a.g.e., II, 140).

Cem-i takdim ve cem-i te´hirde tertip: Bilindiði gibi Hac´da, Þafiî´ye göre her yolculukta namazlarý cem-i takdim etmek (ikindiyi öðlen, yatsýyý akþam vaktinde beraber kýlmak) veya cem-i te´hir etmek (öðleyi ikindi, akþamý yatsý vaktine býrakýp beraberce kýlmak) caizdir.

Cem-i takdimde tertip gerekir. Önce öðlen namazý, sonra ikindi namazý kýlýnýr, aksi yapýlmaz. Cem-i te´hirde, tertip vacip deðildir, istediðini önce kýlabilir (ez-Zuhaylî, a.g.e., II, 395, 357)

Hac´da tertip: Hac´da sýra ile yapýlmasý gereken çok þeyler vardýr. Bunlar fýkýh ve menasik kitaplarýnda yazýlýdýr. Biz sadece burada tertibin söz konusu olduðu bir iki yere iþaret edeceðiz; Meselâ akabeyi (büyük þeytan) taþlamak, týraþtan önce olmalýdýr. Çünkü þeytan taþlanmadýkça haram olan þeyler helâl olmaz; Safa ile Merve arasýnda sa´y ederken önce Safa´dan baþlayýp Merve´de bitirmelidir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s): "ALLAH´ýn baþladýðý ile baþlayýn" (Tirmizî, Hacc, 38; Müslim, Hacc, Hadis No: 147; Ebû Davûd, Menasik, 56). ALLAH Teâlâ, Kur´an´da þöyle buyuruyor: "Þüphesiz "Safa? ile "Merve" ALLAH´ýn niþanelerindendir. Kim Kâbe´yi hacceder veya umre yaparsa bu ikisini de tavaf etmesinde bir beis yoktur..." (el-Bakara, 158). Hanefîlere göre þeytan taþlamasýnda tertibe uymak sünnettir. (ez-Zuhaylî, a.g.e., III, 198, 78, 86, 98, 110, 116, 170).
[/color]
[/b]

radyobeyan