Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Tekbir By: armi Date: 31 Mart 2010, 15:41:11

TEKBÝR





Büyütmek, ululamak, büyük görmek, "Allahu ekber" demek. "Kebure" kökünden "tef´îl" babýnda bir mastar. Bütün namazlara giriþ "Tekbir" ile olduðu gibi, namaz rükünlerinin ayrýlmasý tekbir cümlesi ile olur. Bayram veya cenaze namazlarýnda ilâve tekbirler, teþrik tekbirleri de Allah´ýn yüceliðinin anýldýðý diðer tekbir çeþitleridir: Buna göre tekbir hüküm olarak farz, vacip, sünnet veya nafile olarak tekrarlanan "övgü ve senâ" cümlesidir.

"Allahu ekber" ifadesi yüce Allah´ýn her þeyden üstün, ulu ve azametli olduðunu bildirir.

Hz. Peygamber ilk gelen vahiyle Cenab-ý Hakký ululama, O´nu her þeyin üstünde tutma, en yüce varlýk olarak kabul etme konusunda senâda bulunmakla emrolunmuþtur. Rivâyete göre, Hz. Peygamber´e (s.a.s) ilk vahiy olarak Hira daðýnda Alâk suresinin ilk ayetleri inmiþtir. "Yaratan Rabbinin adýyla oku. O, insaný bir kan pýhtýsýndan yarattý, oku, Rabbin kalemle öðreten, insana bilmediðini bildiren en büyük kerem sahibidir? (el-Alâk, 96/1-5).

Bundan sonra bir süre vahiy kesilmiþ, daha sonra Cebrail (a.s) yerle gök arasýnda bir kürsî üzerinde Resulullah (s.a.s)´a gerçek niteliði ile görününce o, bu azamet karþýsýnda eve çekilerek titrer bir halde ve büyük bir heyecan içinde Hz. Hatice (r.a)´ya "Beni örtünüz, beni örtünüz" buyurmuþtur. Bunun üzerine "tekbîr" kavramýný da içeren þu ayetler inmiþtir: "Ey sarýnýp bürünen peygamber! (Kalk insanlarý uyar, Rabbini yücelt (tekbir getir). Elbiselerini temizle. Azaba götürecek þeylerden sakýn" (elMüzzemmil, 74/1-5).

Ýþte Mekke´de inen ilk ayetlerde bildirilen ve "Allahu ekber (Allah her þeyden yüce ve büyüktür)" cümlesinde ifadesini bulan "tekbîr" daha sonra ezanda, kamette ve bütün namaz çeþitlerinde en çok tekrarlanan bir sembol olmuþtur.

Günde beþ kere okunan ezanda ve her farz namaz için getirilen kamette altýþar defa "Allahu ekber" ifadesi yer alýr. Bunlarýn toplamý altmýþ olur. Ezan ve kamet vakit ve kaza namazlarý için sünnettir. Çünkü Hz. Peygamber Hicretin ilk yýlýnda Medîne´de Mescid-i Nebevî´nin yapýmý tamamlanýnca ashabý ile düzenli bir þekilde cemaatle namaz kýlmaya baþlamýþlardý. Bu arada, Allah elçisi namaz vakitlerinin ilâný konusunda ashabýyla istiþarede bulundu. Sahabenin bu konuda gördüðü bazý sadýk rüyalar vahiyle teyid edilince günümüzdeki ezan þekli ortaya çýktý. Hanefîler Abdullah b. Zeyd´den nakledilen hadiste yer alan onbeþ cümlelik ezan þeklini esas aldýlar (ez-Zeylaî, Nasbu´r-Râye, 1. Baský, 1393/1973, y.y. I, 259; Hamdi Döndüren, Delilleriyle Ýslâm Ýlmihali, Ýstanbul 1991, 211 vd.). Kametde farz namazlardan önce okunan iç ezan benzeridir. Ancak ezandan farklý olarak hýzlý okunur ve ikinci "hayya ale´l-felah"tan sonra iki defa "Kad kâmeti´s-salâh" (Namaz baþladý)" cümlesi eklenir.

Bütün namazlarda iftitah (baþlama) tekbiri farzdýr. Çünkü Allah Teâlâ "Rabbini yücelt" (el-Müddessir, 74/3) buyurmuþ, Hz. Peygamber (s.a.s) de namazýn tekbirle baþlanmasý gerektiðini çeþitli hadislerinde belirtmiþtir (bk. Ebû Dâvud, Salât, 73, 144, Tahâret, 31; Tirmizî, Mevâkît, 62, 110, Tahâret, 3; Buhârî, Ezân, 95, 122; Müslim, Salât, 45).

Diðer yandan namazlarda rükûya eðilirken ve secdelere eðilip kalkarken veya oturuþtan sonra ayaða kalkarken "Allahu ekber" denilmesi sünnettir. Abdullah b. Mes´ud (r. anhümâ)´un þöyle dediði nakledilmiþtir: "Hz. Peygamber´in her kalkýþ ve eðiliþlerinde, kýyam ve oturuþlarýnda tekbir getirdiðini gördüm" (Buhârî, Ezân, 116; Tirmizî, Salât, 74; Nesâî, Tatbik, 34, 90, 94, Sehv, 70; Dârimî, Salât, 40). Bu duruma göre günlük beþ vakit kýlýnan 17 rekat farz namazda 94 defa, 20 rekâtlýk sünnet namazlarda 110 defa, vitir namazýnda da 17 defa olmak üzere toplam 281, buna kunut tekbiri de eklenince 282 defa "Allahu ekber" denilmektedir. Ezan ve kametlerle birlikte bu sayý 342´ye ulaþýr. Namazdan sonraki tesbihlerde de 33 x 5 = 165 defa "Allahu ekber" denildiði düþünülürse sayý 507 olur. Kuþluk, evvâbîn, teheccüd, cenaze ve bayram namazlarýndaki tekbirlerle, kurban bayramýnda tekrarlanan "teþrîk tekbirleri" bunun dýþýndadýr.

Hz. Peygamber þöyle buyurmuþtur: "Kim sabah yüz ve akþam yüz defa olmak üzere "Allahu ekber" derse, o gün hiçbir kimse bunun benzerini söyleyen dýþýnda bu kimseden daha büyük amel iþlemiþ olmaz" (Tirmizî, Deavât, 62).

Her gün belli aralýklarla bu kadar tekrarlanan "Allah her þeyden, bütün yaratýklardan üstün ve yücedir" sözü anlamý düþünüldüðü takdirde mümine þuur vermek için yeterlidir. Bununla mümin en üstün güç olarak Allah´ý tanýdýðýný, O´nun üstünde bir güç bulunmadýðýný, kendi iç dünyasýna sürekli bir þekilde hatýrlattýðý gibi ezan ve kamet yoluyla da bunu topluma ilân etmektedir. Çünkü mümin, bütün varlýklarý Allah´ýn yaratýp yöneltmekte olduðunu, dilediðine güç ve kuvvet verdiðine, dilediðini de güçsüz býrakabildiðine inanýr.

Kur´an-ý Kerîm´de yüce Allah´ýn her yerde hazýr bulunduðu ve her þeye gücünün yettiði þöyle ifade edilir: "Gökleri ve yeri altý günde yaratan, sonra Arþ´a hükmeden O´dur. O, yere gireni ve çýkaný gökten ineni ve çýkaný bilir. Siz nerede olursanýz olun, O, sizinle beraberdir. Allah yaptýklarýnýzý çok iyi görendir" (el-Hadîd, 57/4). "Þüphesiz insaný biz yarattýk. Nefsinin ona ne fýsýldadýðýný da biliriz. Biz ona þah damarýndan daha yakýnýzdýr" (Kâf, 50/16). "Siz can çekiþmekte olan kimseye bakar durursunuz. Biz ona sizden daha yakýnýzdýr. Fakat siz göremezsiniz" (el-Vâkýa, 56/84-85).

Allah´ýn yüceliðini ve sonsuz gücünü þu ayet ne güzel belirler: "Allah bir þeyin olmasýný dilediði zaman, O´nun emri sadece "Ol" demektir. O da hemen oluverdi" (Yâsîn, 36/82). Þu ayet-i kerime de müminleri Allah Teâlâ´yý yüceltmeye teþvik etmektedir:

"Hamd, çocuk edinmeyen, mülkte ortaðý bulunmayan, âciz olmayýp bir yardýmcý da edinmeyen Allah´a mahsustur" de. "O´nu lâyýk olduðu þekilde yücelt" (el-Kehf; 18/111).


radyobeyan