Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Tefsir By: armi Date: 31 Mart 2010, 15:22:03

TEFSÝR





Bir þeyi iyice açýklamak, keþfetmek anlamýnda "el-Fesr" masdarýndan tef´il babýnda bir kelime. Istýlâhta beþerî takat oranýnda, Allah Teâla´nýn muradýna delâlet etmesi yönünden Kur´an-ý Kerim´i inceleyen bir ilimdir.

Konusu, Kur´an ayetleridir.

Gayesi, iki cihanda selamete ve mutluluða ulaþmak için Allah Teâla´nýn kitabýný yine O´nun murâdýna uygun bir þekilde anlamak, anlatmak ve yararlý hükümler çýkarmaya kudret kazanmaktýr.

Tefsir ilminin þerefi: Bu ilmin þerefi, bilinen bir gerçektir. Allah Teâlâ; "Dilediðine hikmeti verir, hikmet verilen kimseye çok þeyler verilmiþtir" (Bakara, 269) buyurmuþtur. Ýbn Abbas (r.a)´dan gelen bir rivâyete göre ayet-i kerimede geçen "hikmet" kelimesi, Kur´an´ýn nasihini, mensuhunu, muhkem ve müteþabihini, ilk ve son inen ayetlerini, helâl ve haramýný, mesellerini bilmek anlamýndadýr. Alimlerin Ýcma´ýna göre Tefsir ilmini öðrenmek farz-ý kifayedir. Bu itibarla Tefsir ilmi Þer´i ilimlerin en yücelerindendir. Mevzu, gâye ve kendisine duyulan ihtiyaç yönünden de ilimlerin en þereflisidir (Menna´el-Kattan, Mebahis-Ulumi´l-Kur´an, Beyrut, 1408/1987, s. 327).

Tefsire olan ihtiyaç: Kur´an-ý Kerîm´in tefsirine büyük bir ihtiyaç vardýr. Vakýa, Kur´an-ý Kerîm bir belâðat mucizesidir, birçok meseleleri, hükümleri pek açýk lafýzlarla beyan buyurmuþtur. Fakat ilmî, edebî, ahlâkî, hukukî, sosyal hakikatlerine kadar açýk bir tarzda yazýlmýþ olurlarsa olsunlar; yine bunlarý herkes gereði gibi anlayamaz; bu hususta þerhlere, izahlara ihtiyaç görülür. Bunun içindir ki, en belið ediplerin, en güçlü yazarlarýn eserleri hakkýnda birçok þerhler, haþiyeler yazýlmýþtýr.

Bununla beraber, herhangi bir mesele, birçok meselelerle ilgili olabilir. Mütehassýs olmayanlar bu ilgiyi göremezler. Bu meseleleri bir arada düþünmeye ve mütalâaya muktedir olamazlar. Müfessirler ise, her meseleyi izah eder ve o mesele ile ilgili olan diðer meseleleri de ortaya koyar. Artýk bu hususta bilinmesi gereken maddeler bir tablo halinde gözler önüne serilir. Böylece mütalâa sahipleri fazla araþtýrmalardan kurtulmuþ olur; az zamanda çok bilgi sahibi olurlar.

Bir de herkes, Kur´an lafýzlarýnýn, ibarelerinin inceliklerini anlayamaz ve en ibret verici noktasýna iþaret edilen bir kýssanýn, bir olayýn teferruatýna vakýf olamaz. Müfessirler ise, lafýzlara ait incelemeleri yaparlar, kelimelerin ve terkiplerin hakiki, mecazî ve kinayeli manalarýný, iþaretlerini, delâletlerini gösterirler, Kýssalara, olaylara dair yeterli derecede bilgi verirler. Böylece Kur´an´ýn hakikatlarý, güzellikleri büyük bir açýklýkla ortaya çýkarmýþ olur.

Tefsirler baþlýca iki kýsma ayrýlýr:

1- Rivâyet tefsirleri: Bu tefsir, selefden nakledilegelen eserlere dayanan tefsir-i naklîdir ki, buna et-Tefsir bi´l-me´sur veya Bi-Tariki´r-Rivâye Tefsir de denir. Bu tefsirlerde ayetlerin manalarý, nüzûl sebepleri, nâsýh ve mensuh olanlarý gösterilir. Böylece rivâyet yolu ile yapýlan tefsirlerin baþlýca kaynaklarý, Hadis-i Þerif kitaplarý ile Siyer ve Tarih kitaplarýdýr. Bunlara muhalif, aklýn hükmüne aykýrý olan rivâyetlere itimat edilmez.

2- Dirayet Tefsirleri: Buna rey ile tefsir de denir. Bu tefsirde müfessir, ayet hakkýnda açýklayýcý bir nakil bulamayýnca reye baþvurur. Yani ictihad eder, ve Lugat, Belâðat gibi lisan ilimlerinden yararlanýr. Müfessir bunu yaparken, müfessirde aranan bazý þartlarý taþýmasý tabiidir.

Gerek rivâyet ve gerekse dirayet sahasýnda oldukça faydalý birçok tefsir te´lif edilmiþtir (Menn´a el-Kattan, a.g.e., s. 347-367; (Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, I, 105-107).


radyobeyan