Teenni By: armi Date: 31 Mart 2010, 15:14:29
TEENNÝ
Yavaþ iþ görme, aðýrdan alma, ihtiyatlý davranma, acele etmeme, düþünceli ve yavaþ hareket etme ve temkinli davranma.
Teenni ile sabýr, mana bakýmýndan birbirine yakýn olan þeylerdir. Ama ayný þey deðildirler.
Ýnsanýn, sonu gelmeyen arzu ve istekleri birbirini izler durur. Din, ahlâk ve ilim onlarý meþru sýnýrlar içine almaya çalýþýr. Ýnsanýn bunca ihtiras ve isteklerine raðmen, ömrü pek o kadar uzun deðildir. Yapýlacak çok þey, düzeltilecek birçok konu vardýr. Ömür sermayesini planlý, programlý þekilde harcamasýný bilenler, az-çok insanlýktan yana baþarýlýlý ve feyizli hizmetler verirler. Derdi ve kaygýsý sadece þahsi çýkarý ve nefsâni istekleri olanlar ise, ciddi hiç bir hizmette bulunmadan dünyayý terkederler.
Ýnsanýn arzu ve istekleri bir sýnýr tanýmadýðýndan, onlarýn gerçekleþmesinde o, çok acelecidir. Hayra ve iyiliðe çabuk kavuþmak, þer ve kötülükten, sýkýntý ve üzüntüden acele kurtulmak ister. Geçen iyi ve kötü olaylarý çabuk unutabilir bir yapýya sahiptir.
Oysa bilerek, neticesini hesâba katarak, fayda ve zararlý taraflarýný düþünerek sabýrla yapýlan bir iþ; bilmeden, neticesini hesâba katmadan acele yapýlan birçok iþten hem hayýrlý, hem de daha yararlýdýr. Mesele çok iþ yapmak, çok þey söylemek deðil, Allah´ýn rýzasýna uygun olaný seçip, kýsa ömrü feyizli bir hava içinde amacýna ve yaratýldýðý hikmete yöneltmektir. Unutmamalýyýz ki, hiç birimiz her arzuladýðýmýzý elde etmeden peþinde, koþtuklarýmýzýn çoðuna eriþemeden, arzu ve isteklerimizin bütününü gerçekleþtirmeden, baþladýðýmýz iþlerin tamamýný bitiremeden dünyadan ayrýlmak durumundayýz.
Kur´an ve sünnet bu konuda bize, iyi düþünüp sonra istekte bulunma terbiyesini öðretir. Öfke ve acele ile hareket ettiðimiz zaman, zararlý çýkacaðýmýzý, neticede piþman olacaðýmýzý, teenni ile hareket etmenin, çok daha iyi olacaðýný haber verir. Bilhassa insan fýtratýnda olan aceleciliðin iyi bir þey olmadýðýný öðütler:
"Ýnsan (karakteri gereði) aceleden (acele hareket etme duygusuyla) yaratýlmýþtýr" (el-Enbiya, 21/37).
Ýlim adamlarý, bu konu ile ilgili olan diðer ayetleri de dikkate alarak, bu ayetin hakkýnda farklý yorumlarda bulunmuþlardýr.
a- Kurtubî´ye göre, acele üzerine oluþturulup acele olarak yaratýlmýþtýr.
b- Ýbn Kesir´e göre, insan çogu iþlerinde ve durumlarýnda acelecidir.
c- Alâaddin Ali´ye göre, insanýn yapýsý ve aceleden olarak yaratýlmasý tabiatýnýn acelecilik üzere kurulmasý ile ilgilidir.
d- er-Razî´ye göre, insanlar aceleci olarak yaratýlmýþlardýr. Yani acelecilik onlarýn huyu ve karakteridir.
e- Himyeri lûgatýna göre, insan çamurdan yaratýlmýþtýr. Çünkü "acel" bu lûgata göre çamur demektir.
f- Ahfeþ´e göre, insan ivedi bir emirle yaratýlmýþtýr ki o, "kün" emridir. Bu son iki yorum pek itibâr görmemiþtir.
g- Ýnsan çoðu zaman sabýrsýzlýk gösterdiði için, sanki aceleden yaratýlmýþtýr. Bu tabir, sabýrsýzlýðýn mübalaða ifâde eden þeklidir (er-Razî, et-Tefsiru´l-Kebir, Mýsýr 1937, XXII. 171 vd.; et- Taberî, Camiu´l-Beyân, Mýsýr 1954, XVII, 26 vd.; el-Kurtubî, el-Camiu li-Ahkâmi´l-Kur´ân, Kahire 1967, XI 288 vd.; Ýsmail b. Kesir, Tefsiru´l-Kur´âni´l-Azim, Beyrut 1969, III, 178 vd.).
Böylece Kur´ân- Kerim´in tam otuzyedi yerinde insanýn aceleci olduðu, birçok þeyleri acele edip istediði açýklanarak bunun, insanýn mayasýnda doðuþtan bulunduðuna iþâret edilmiþtir.
Ayrýca bu konuda, ilgili ayeti açýklar mahiyette baþka bir ayette þöyle buyurulmaktadýr: "Ýnsan hayra duâ eder gibi, kötülük için duâ eder. Zaten çok acelecidir" (el-Ýsra, 17/11).
Ýbn Abbas´tan rivâyet edildiðine göre, Hz. Peygamber (s.a.s) ashapdan birine (Eþec Abdulkays´e) þöyle buyurmuþtur: "Sende iki özellik var. Allah onlarý sever: Hilm (yumuþaklýk, þefkatli olma) ve teenni."
el-Müzenî´nin rivâyet ettiðine göre, Hz. Muhammed (s.a.s) "Ýktisatlý olma, teenni ile, güzellikle ve doðru dürüst hareket etme, peygamberliðin hasletlerindendir" buyurmuþtur.
Abdulmuhaymin´in babasýndan ve onun da dedesinden naklettiðine göre, sevgili Peygamberimiz (s.a.s) "Teenni ile hareket etmek Allah´tan ve acele ile hareket etmek de þeytandandýr" (et-Tirmizî, es-Sunen, Birr, 66) buyurmuþtur.
Ebû Hureyre´den rivâyet edildiðine göre, Hz. Muhammed (s.a.s) þöyle buyurmuþtur: "Makbul olaný, acele ile hareket etmek deðil, insanýn gazab ve sinirlenme halinde, nefsini yenerek teenni ile hareket etmesidir" (Muhammed b. Allan, Delilu´l-Falihin, Mýsýr 1971, I, 189).
Habbab b. Eret´in þöyle dediði rivâyet edilmiþtir: Hz. Peygamber (s.a.s) Kâbe´nin gölgesinde bürdesine sarýldýðý bir sýrada, ona sýkýntýlarýmýzý arzedip þikayette bulunduk ve "Bizim için Allah´a yalvarýp dua etmez miydiniz?" dedik. O, þu cevabý verdi: "Sizden evvelki ümmetlerin zamanýnda, adam topraða gömülür, demir testerelerle vücudu ikiye bölünür ve eti kemiðinden ayrýlýrdý. Fakat bu onu dininden, imânýndan çevirmezdi. Vallahi Allah bu iþi (dini) tamamlayýp kemâle erdirecek. Öyle ki, insanlar San´a´dan Hadramevt´e kadar hiç bir þeyden korkmadan gidecekler. Ýnsanlar yalnýz Allah´tan korkacaklar ve koyunlarý için, dað baþýndaki kurttan çekinecekler. Fakat siz acele ediyorsunuz (teennide bulunmuyorsunuz)" (Muhammed b. Allan, Delilu´l-Falinîn, I, 175)
Tarih boyunca peygamberler, ilim adamlarý, bilginler, fatihler, veliler, devlet adamlarý, çeþitli engelleri aþarak büyük baþarýlarý elde eden insanlar, acele ile deðil, hep teenni ile hareket etmiþlerdir. Büyük zaferler, teenni ile hareket etmenin ürünüdür. Teenni ile hareket etmek, insaný dünya hayatýnda her türlü baþarýya ve ahirette de Cennet´e götürür. Teenniyi elden býrakýp acele etmek, insanýn hem dünya hem ahirette periþan olmasýna sebep olur.
radyobeyan