Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Tebenni By: armi Date: 31 Mart 2010, 12:19:30

TEBENNÎ




Oðul edinmek, evlât edinmek anlamýnda bir Ýslâm hukuku terimi. Cahiliyye döneminde câri bir âdet idi. Kiþi birisini evlât edinir ve o, evlât edinen þahsýn oðlu sayýlýrdý. Evlât edinen þahsýn adýyla anýlýr, onun aile fertlerinden birisi sayýlýrdý. Bütün haklarda aile fertlerine eþit olurdu. Evlât edinen öldüðü zaman da mirasýndan pay alýrdý. Ýslâm´ýn baþlangýcýnda da durum böyle idi. Nitekim Ashabtan Mikdâd (r.a)´ý cahiliyye döneminde Esved b. Abdi Yeðûs evlâtlýk edindiði için Mikdâd b. Esved (Esved´in oðlu Mikdâd) diye anýlmýþtýr. Halbuki Mikdâd´ýn babasýnýn adý Amr´dýr. (Kurtubî, el-Câmî, XIV, 120)

Yine ashabtan Zeyd b. Hârise, küçük bir çocukken kabilesinden kaçýrýlmýþ ve Mekke´de Hakîm b. Hizâm tarafýndan köle olarak satýn alýnmýþtý. Hakîm Zeyd´i halasý Hz. Hatice´ye hediye etti. O da Resulullah (s.a.s)´e hediye etti. Zeyd´in izini uzun süreden beri arayan babasý ve amcasý onun Mekke´de olduðunu öðrenince, bedelini ödeyerek memleketlerine geri götürmek üzere geldiler. Resulullah (s.a.s) Zeyd´i yanýnda kalmak veya babasý ve amcasýyla birlikte kabilesine dönmek arasýnda serbest býraktý. Zeyd Resulullah (s.a.s)´in yanýnda kalmayý tercih etti. Bunun üzerine Resulu Ekrem (s.a.s) Kâbe´de "Ey Kureyþ topluluðu, þahit olunuz ki Zeyd benim oðlumdur. O bana, ben de ona varis olacaðým" diye ilân etti. Bunun üzerine babasý ve amcasý hoþnut olarak kabilelerine döndüler (Kurtubî, el-Câmî, XIV, 118; Tecrid-iSarih Tercümesi, XI, 260/261). Bu olaydan sonra Zeyd, Mekke´de Zeyd b. Muhammed diye çaðrýlmaya baþlandý (Müslim, Fedâilü´s-Sahabe, 62; Buharî, Tefsiru Sureti´l-Ahzâb, 2) Resulullah (s.a.s) hicretten sonra onu amcasý Hamza ile de kardeþ yaptý.

Ýslâm soya, soyun karýþtýrýlmamasýna büyük önem verir. Bunun için Cenab-ý Hak, "Allah... Zýhar yaptýðýnýz eþlerinizi sizin anneleriniz yapmadý, evlâtlýklarýnýzý da sizin öz oðullarýnýz kýlmadý. Bunlar sizin aðýzlarýnýza gelen sözlerinizdir. Allah gerçeði söyler ve doðru yola iletir. Onlarý babalarýna nisbet ederek çaðýrýn; bu, Allah katýnda daha adaletlidir. Eðer babalarýný bilmiyorsanýz, onlar sizin din kardeþleriniz ve dostlarýnýzdýr. Yanýlarak yaptýðýnýzda size bir günah yok, fakat kalplerinizin bile bile yaptýðýnda (günah vardýr). Allah çok baðýþlayan, çok esirgeyendir" (el-Ahzâb 33/4-5) buyurarak evlât edinmeyi yasakladý. Artýk o güne kadar evlât edinilenler, asýl babalarýnýn ismiyle anýlmaya baþlandý. O güne kadar evlatlýk edinmeyle ilgili hukukî münasebetler laðvedildi. Onun yerine islâmî kardeþlik ve dostluk baðý kuruldu. Zeyd´e de "Zeyd b. Muhammed" deðil, eskiden olduðu gibi "Zeyd b. Harise" denildi. (Buharî, Tefsîru Sûreti´l-Ahzâb, 2).

Bu yasaðýn tatbikatýyla ilgili olarak þu hadis-i þerifi zikretmekte fayda vardýr:

"Resulullah (s.a.s)´le beraber Bedir gazasýnda bulunan Huzeyfe b. Utbe -b. Rabia, Sâlim (b. Ma´kýl)´i oðul edinmiþti. Huzeyfe ayný zamanda Sâlîm´e, kardeþi Velîd b. Utbe b. Rabia´nýn kýzý (Hind)´i nikâhlamýþtý. Halbuki Sâlim, Ensardan Sübeyte adlý kadýnýn kölesi idi. Cahiliyye zamanýnda bir kimse birisini evlât edinirse, halk evlatlýðý onun adýyla anar ve evlatlýk, (neseb cihetiyle oðul gibi) o kimsenin mirasýndan pay alýrdý. Bu gelenek Azîz ve Celîl olan Allahü Teâlâ "Evlâtlýklarýnýzý (soy cihetiyle) babalarýnýn adýyla çaðýrýnýz..." kavl-i Þerifini inzâl buyuruncaya kadar devam etti. Bu ayetin inmesi üzerine artýk âzadlý köleler ve evlâdlýklar soydan olan asýl babalarý adýna iade olundu. Bunlardan babalarý bilinmeyenler de (eski efendisine) dinde dost ve kardeþ oldu.

Bu konuyla ilgili olarak Ýslâm´ýn getirdiði gerçek hukukî yeniliklerden birisi de evlâtlýðýn hanýmýnýn nikâhýnýn, o boþadýðý takdirde, evlâtlýk edinen þahsa helâl olduðudur. Nitekim Resulullah (s.a.s) halazadesi Zeynep binti Cahþ´ý azadlýsý ve oðulluk edindiði Zeyd ile nikâhlamýþtý. Ancak bu evlilik yürümedi ve Zeyd, Zeynep´i Resulullah´ýn tavsiyelerine raðmen boþadý. Cenâb-ý Hakk´ýn emri ile de Resulullah (s.a.s) Zeyneb ile evlendi. Tabiatýyla bu, dedikoduya sebep oldu. Yahudiler ve münâfýklar, "Muhammed oðlunun hanýmý ile evlendi" diye dedikodu yaptýlar. Bunun üzerine Ahzâb sûresinin 37-40. ayetleri nâzil olarak evlâtlýðýn boþadýðý hanýmýyla evlenmekle ilgili bir cahiliyye inancý yýkýldý ve bir Ýslâmî gerçek tesbit edilmiþ oldu.

Tebennî olayýyla ilgili bu hükümler bize, Ýslâm´ýn soya ve rahime verdiði deðeri öðretiyor, þu halde soy ve dolayýsýyla aile Ýslâm´da önemlidir.

Ýslâm´da helâl ve haram sýnýrýný koyan Allah´týr. Sun´î yasaklarýn deðeri yoktur. Bunun için soyu bilmeye ve öðrenmeye önem vermek bir zorunluluktur (Tirmizî, Birr, 49). Akrabalýk baðýný koparmak, Baba-evlât baðýný koparmak haramdýr. Baba da, oðul da buna dikkat etmek zorundadýr. Bunun için Resulullah (s.a.s) þöyle buyurdu:

"Kim babasýndan baþkasýnýn çocuðu olduðunu iddia ederse veya kendisini âzâd edenlerden baþkasýnýn azadlýsý olduðunu söylerse, Allah´ýn, meleklerin ve bütün insanlarýn laneti onun üzerine olsun"

"Kim kendi babasý olmadýðýný bile bile, babasýndan baþkasýnýn çocuðu olduðunu iddia ederse, o kimseye Cennet haramdýr"

"Kim babasýndan baþkasýna neseb iddia ederse, o kimse Cennet kokusunu alamayacaktýr. Halbuki Cennet kokusu beþ yüzyýllýk yoldan duyulur" (Ýbn Mâce, Hudûd, 36).

Bu konuda gösterilen bu þiddet, Ýslâm´ýn aileyi her türlü müdahale ve þüphelerden koruma hususundaki titizliðinden ve ona selâmette, doðru yolda, kuvvetli ve devamlý olma sebeplerini hazýrlamasýndan ileri gelmektedir. Gaye ise toplumun birbirini destekleyen iffetli, saðlam ve temiz ailelerden meydana gelmesini saðlamaktýr. (Ayrýca bkz. Evlat edinme).

 


radyobeyan