Talut By: armi Date: 30 Mart 2010, 15:35:05
TÂLÛT
Ýsrailoðullarýnýn meliki. Esas adý Saul´dür.
Kelime olarak "Tâlût" Ýbranice bir lakabdýr. Arapça "Tûl" kelimesi ile alakalý olup, aþýrý derecede boylu ve kudretli anlamýna gelir (Goldziher, Der Mythosbei den Hebraern, 162 vd.).
Kur´an´da iki yerde Tâlût kelimesi geçmektedir. Birkaç yerde de, ona iþaret eden zamirler bulunmaktadýr.
Mýsýr ile Filistin arasýnda yaþayan Amalika adlý bir kavim vardý. Baþlarýnda Câlût adýnda bir kral bulunuyordu. Bunlar Ýsrailoðullarýna saldýrýp onlarý periþan ettiler. Ýsrailoðullarý da, kendi peygamberlerinden, düþmanlarýyla çarpýþmak için kendilerine bir kumandan tayin etmesini istediler. Onlarýn bu peygamberi, Musa (a.s.)´dan sonraki peygamberlerden biriydi. Onlarýn bu talebi üzerine, peygamberleri onlarýn basýna, nesli Ya´kûb (a.s.)´ýn oðlu Bunyemin´e dayanan Tâlût´u hükümdar olarak tayin etti (Taberf, Caýmiu´l-Beyân, Mýsýr 1954, II, 595 vd.). Bu durum Kur´an´da söyle ifâde edilmiþtir:
"Peygamberleri onlara: "Bilin ki Allah, Tâlût´u size hükümdar olarak gönderdi" dedi. Bunun üzerine (onlar): "Biz hükümdarlýða daha layýk olduðumuz halde, kendisine servet ve zenginlik yönünden geniþ imkanlar verilmemiþken, o bize nasýl hükümdar olur?" dediler. (Peygamberleri): "Allah sizin üzerinize onu seçti. Ýlimde ve cüssede ona, sizden daha çok üstünlük verdi. Allah mülkünü dilediðine verir. Allah her þeyi ihâta eder ve her þeyi bilendir" dedi" (el-Bakara, 2/247).
Ýsrailoðullarý onun krallýðýný tasvip etmek istemediler; iþi zenginlik ve kýsýr kavmiyet noktasýndan ele almaya çalýþtýlar. Oysa ayette ifâde edildiði gibi, Yüce Allah, Tâlût´a ilimde ve cisimde, maddî ve manevî yönden bir üstünlük vermiþti. Maddî yönden iri cüsseli, güçlü, kuvvetli ve güzel olarak yaratmýþtý. Manevî yönden de, dinî, siyasî, fen, teknik ve savaþ ilimlerinde ona üstün bir baþarý ve maharet vermiþti. Ayný zamanda o, fakirlere karþý merhametli ve þefkatliydi, yoksullarýn dertleriyle dertlenir, sýkýntýlarýný gidermeye çalýþýrdý. Bir de, Yüce Allah amirliði dilediðine verir. Komutanlýk ve amirlik için bunlar önemlidir. Yoksa veraset, soy-sop, ayrý nesepten gelme þartlarý geçerli ve önemli deðildir (el-Beydâvî, Envaru´t-Tenzîl ve Esraru´t-Te´vîl, Mýsýr 1955, I, 55).
Tâlût komutanlýðý ele aldýktan sonra, askerleriyle Câlût´a karþý cihada çýkýyor ve önce askerlerini deniyor. Askerlerinden ihlaslý ve samimi olanlar belirlendikten sonra, düþmanlarýyla cihada devam ediyor. Yüce Allah bu hususta Kur´an´da þu açýklamada bulunmuþtur:
Tâlût, ordusuyla birlikte ayrýldýðýnda dedi ki: "Doðrusu Allah sizi bir ýrmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artýk o benden deðildir ve kim de -eliyle bir avuç avuçlayanlar hariç- onu tatmazsa, o bendendir." Onlardan az bir bölümü dýþýnda ondan içtiler. O, kendisiyle beraber imân edenlerle onu (ýrmaðý) geçince, onlar (geride kalanlar): "Bugün bizim Câlût´a ve ordusuna karþý (koyacak) gücümüz yok" dediler. (O zaman) Allah´a kavuþacaklarýna kesin gözü ile bakanlar: "Nice az bir topluluk, daha çok olan bir topluluða Allah´ýn izniyle galip gelmiþtir. Allah sabredenlerle beraberdir" dediler" (el-Bakara, 2/249).
Tâlat ve askerlerinin, Câlût ve askerlerine karþý cihada hazýrlandýklarýnda, Allah´a karþý yaptýklarý niyâz ve dualarý, Kur´an´da þöyle haber verilmiþtir:
"Onlar, (Tâlût ve ordusu) Calut ve ordusuna karþý meydana (savaþa) çýktýklarýnda, dediler ki:-Rabbimiz, üzerimize sabýr yaðdýr. Adýmlarýmýzý sabit kýl (kaydýrma) ve kafirler topluluðuna karþý bize yardým et" (el-Bakara, 2/250).
Tâlût ile askerlerinin zaferini ve Câlût ile askerlerinin de yýkýlýþýný haber veren bir ayetin meâli ise, þöyledir:
"Derken, Allah´ýn izniyle onlarý bozdular. Dâvûd Câlût´u öldürdü. Allah ona (Dâvûd´a) hükümdarlýk ve hikmet verdi ve ona dilediðini öðretti. Eðer Allah, insanlarýn bir kýsmiyla diðerlerini savmasaydý, dünya bozulurdu. Fakat Allah, bütün âlemlere karþý lütuf sahibidir" (el-Bakara, 2/25 1).
Ayette de ifâde edildiði gibi, Dâvûd (a.s.), Tâlût´un komutasýnda toplanmýþ bulunan Ýsrailoðullarýnýn arasýndaydý ve karþý ordunun baþýnda bulunan Câlût´u öldürdü. Böylece Ýsrailoðullarý bu savaþta galip çýktý. Filistin ordusu yenildi. Dâvûd (a.s.) bilâhare Tâlût´un kýzý ile evlendi ve onun ölümünden sonra da onun yerine kral oldu (Taberî, Camiu´l-Beyân, II, 627 vd.; Ýbn Kesir, Tefsiru´l-Kur´ani´l-Azim, Beyrut 1969, 1, 303).
radyobeyan