Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Takiyye By: armi Date: 30 Mart 2010, 15:26:06
TAKÝYYE



Korunmak, gizlenmek, saklamak, ihtiyat tedbiri almak. Güçlü olan kâfirlerin karþýsýnda can, mal, ýrz, namus ve her türlü kutsal deðerleri tehlike karþýsýnda olan müslümanlarýn, söz konusu olumsuz durumdan kendilerini kurtarmak ve zarara uðramamak için imanlarýný gizlemelerini ifaden eden ve özellikle Þii Müslümanlarca benimsenen ilke. Kur´an-ý Kerim ve hadis-i þeriflerde çok açýk ifadelerle izin verilen takiyye bütün mezhepler tarafýndan helal kabul edilmiþ, zorluk karþýsýnda imanýn gizlenebileceði bildirilmiþtir.

Ýslâm´ýn Mekke döneminde güçsüz Müslümanlar, ileri gelen Mekke müþriklerinin iþkencesi altýnda ezilirken, imanla küfür, Allah ile putlar, Hz. Peygamber ile müþrikler arasýnda tercih yapmaya zorlanmýþlar, "Allah birdir" dedikçe iþkencelerin dozu arttýrýlmýþtý. Bu Müslümanlardan Habbab Ýbn Eret vücudunda bulunan yaðlar eriyip ateþi söndürünceye kadar kor üzerinde sýrt üstü yatmaya zorlanmýþ fakat, o imanýndan asla taviz vermemiþti. Bilal-i Habeþî, demirden bir zýrh içinde kavurucu sýcaðýn altýnda býrakýlmýþ, kýzgýn kumlar üzerinde çýplak vücudu sürüklenmiþ, o yine de onlarýn isteklerini reddederek imaný tercih etmiþ ve "Allah bir" sözünü bayýlýncaya kadar aðzýndan düþülmemiþtir. Yalancý peygamber Müseylemetü´l-Kezzab´ýn adamlarý tarafýndan organlarý birer birer kesilen Habib Ýbn Zeyd Ýbn Asým son nefesini verinceye kadar onlarýn isteklerini reddetmiþ, Müseyleme´nin peygamber olmadýðýný haykýrmýþ ve bu saðlam imanýný koruyarak þehit olmuþtur. Ýslâm tarihinde ilk þehit olan Hz. Sümeyye de Ebu Cehil´in iþkencesi altýnda can vermiþ ama yine de onun Allah´ý býrakýp putlara tapma isteðini geri çevirmiþti. Canlarý tehlikede olduðu halde küfrü reddedip þehadeti tercih etmek, kâfirlerin azmini kýracaðý, onlarý psikolojik olarak yenilgiye uðratacaðý; diðer yönden Allah korkusu dýþýnda bütün korkulardan Müslümanlarý kurtaracaðý için zor olaný, yani kâfirlere karþý boyun eðmemeyi tercih edip bu uðurda canýný veren Müslümanlar yapýlmasý gerekeni yaptýklarýndan kýnanmazlar, aksine övülürler. Fakat Allah, insanlara güçlerinin yetmeyeceði þeyi de yüklemez. Psikolojik ve bedensel iþkenceler karþýsýnda, imanýný kalbinde gizlediði halde sýrf o anki iþkencenin þiddetinden kurtulmak için iþkencecilerin kendisinden istediði þekilde konuþmasýna izin verir.

Babasý Yasir ile annesi Sümeyye iþkenceyle þehit edilip kendisi de ayný iþkenceler altýnda ölümle karþý karþýya gelen Ammar Ýbn Yasir iþkenceye dayanamaz, müþriklerin istediði sözleri tekrarlar ve ölümden kurtulur. Aðlayarak Resulullah´a koþar ve "Ey Allah´ýn Resulu, ben senin hakkýnda kötü konuþmadan ve ilâhlarýný övmeden beni býrakmadýlar" diyerek özür beyan eder. Hz. Peygamber ona "Peki o an gönlünde neyi hissettin?" diye sorduðunda kalbinin imanla dop dolu olduðunu bildirince Resulullah, ayný durumla karþýlaþmasý halinde yine böyle davranmasýna izin verir. Ardýndan Yüce Allah þu ayetle Hz. Peygamber´in bu iznini onaylar: "Kalbi imanla yatýþmýþ olduðu halde inkâra zorlanan kiþi (kurtulmuþtur), fakat kim inandýktan sonra Allah ´ý tanýmaz ve küfre kalbini açarsa, Allah´ýn gazabý onlarýn basýndadýr, onlar için büyük azab vardýr. Bu onlarýn, dünya hayatýný ahirete tercih etmelerinden ötürüdür ve Allah inkâr eden bir topluluðu doðru yola iletmez" (en-Nahl, 16/106, 107). Bunun yanýnda bir diðer ayet-i kerime, kâfirlerin þerrinden uzak kalmak için zayýf durumda bulunan Müslümanlarýn Kalben onlarý dost bilmek þartýyla onlarla iyi iliþkiler içinde bulunmasýna izin veriyor: "Müminler müminleri býrakýp da kâfirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa Allah´tan iliþiði kesilmiþ olur. Ancak onlardan sakýnmak amacýyla yapýlanlar bunun dýþýndadýr. Allah size kendisinden korkmanýzý emrediyor. Nihayet dönüþ Allah´adýr" (Al Ýmrân, 3/28). Ancak yolunda deðer verdiði þeylerden fedakârlýk yapamayacak dirençsiz Müslümanlara verilen bu izinlere raðmen, Allah onlardan zor olaný tercih etmelerini ve asýl kendinden korkmalarýný emrediyor: "Ey iman edenler, ne sizden önce kitap verilenlerden dininizi oyuncak ve eðlence yapanlarý, ne de diðer kâfirleri (zararlarýndan kurtulmak için) dost edinmeyin. Eðer gerçek müminlersiniz (onlardan deðil) Allah´tan korkun" (el-Mâide, 5/57). Zaten Kur´an-ý Kerim´in birçok ayetinde Müslümanlar Allah´ýn dinini iktidara getirmek, yeryüzünde hâkim kýlýp adaleti saðlamak için mallarýyla ve hatta canlarýyla savaþmaya, öldürmeye, öldürülmeye çaðrýlýyor; hatta Cennete gitmenin yolunun, gerektiðinde canlarý feda etmekten geçtiði bildiriliyor: "Yoksa siz sizden evvel geçenlerin hali baþýnýza gelmeden cennete girivereceðinizi mi sandýnýz? Onlara öyle musibet ve yoksulluklar gelip çattý ve çeþitli belalarla sarsýldýlar ki; hatta peygamberleri emrindeki mü´minlerle birlikte; Allah´ýn yardýmý ne zaman? diyordu..." (el-Bakara, 2/214). Müslümanlardan istenen, Allah´ýn dini konusunda en degerli þeylerini feda etmesidir. Ýmanýn en üstün derecesi budur. Ancak, kafirlerin eline düþen bir Müslüman´a canýný kurtarmak için imanýný özlemesine yani takiyye yapmasýna izin verilmiþtir.

Diðer mezheplerden farklý olarak Þîi Müslümanlar arasýnda takiyye çok yaygýnlýk kazanmýþ, hatta iman esaslarýndan sayýlmýþtýr; "takiyye vacibdir ve onu terkeden, namazý terketmiþ gibi olur" anlayýþý hakimdir. Ancak baþka bir görüþe göre ise; Emevî ve Abbasî saltanat iktidarlarýnýn ilim adamlarýna ve özellikle ehl-i beyt yanlýsý kimselere karþý uyguladýklarý zulümler ister istemez takiyyeyi biraz daha ileri bir dereceye taþýmýþtýr. Hatta öyle aþýrý bir þekilde takiyyeye sarýlan kimselerin bunu ehl-i sünnetin muttakilerine karþý kullandýklarý görülmüþtür. Ýlk dönemlerde can emniyeti için izin verilmiþ olan takiyye, daha sonralarý kendilerinden olmayan herkese karþý siyasî ve itikadî anlayýþlarýný gizleme maksadýyla uygulanmýþtýr. Takiyye can ve ýrz tehlikesi olduðu zaman zalim ve kâfirlere karþý kullanýlacak bir silahtýr. Ancak ayrý anlayýþta olan bir baþka müslüman kesime karþý kullanýlamaz. Ayrýca kiþinin çýkarýndan çok ümmetin çýkarý dikkate alýnarak uygulanmasý gerekir.

Tehlikeli bir durum ortaya çýktýðý zaman takiyye yapýlýp yapýlmayacaðý, bu durumla karþý karþýya kalan müslümanýn imaný çerçevesinde vereceði karara baðlýdýr.

Þamil ÝA

 


radyobeyan