Kaleme Andolsun By: rabia Date: 28 Mart 2010, 03:55:29
Kaleme Andolsun
Her sanat eseri bir âletle yapýlýr. Heykeltýraþ, heykelini çekiçle þekillendirir. Demirci örsüne koyduðu demiri, çekiçle döver, þekillendirir. Ressam, ruhundan akýp gelen ilhamlarýný, boyalarý emen fýrçasýyla tuvale tayf tayf yansýtýr. Ebru ustasý, suya saldýðý boyalarý fýrçasýyla þekillendirir ve kalbi coþturacak ilham çizgileri çizer. Sadef ustasý deniz kokusu taþýyan sadefini ahþap üzerine hâkkederken hafif darbeler için çekiç kullanýr.
Cam sanatýnda ise maþanýn gerekliliði her türlü izahtan vârestedir... Dizine gergefini yaslamýþ bir kadýnýn bütün ince duygularý elinde tuttuðu iðnenin ucuna toplanmýþ gibidir. Oradan ipliðe ve þekillere geçer ilhamlar, renk renk, desen desen, motif motif… Bir halý dokumacýsýnýn ilhamlarý da atký iplerinin arasýnda gelip giden ve her gelip gidiþinde yeni renkleri ve desenleri þahlandýran mekik vasýtasýyla halýya nakþedilir.
Duygu ve düþüncelerini kaðýda döken yazar ve þairler için de benzer bir âletin olmasý gerek. Ýþte bu âlet kalem ve kalemin sembolize ettiði yazma vasýtalarýdýr. Kalem -bugün için onun ikiz kardeþleri daktilo, bilgisayar veya bir baþka nesnedir demek biraz zorlama olsa da- çoðunlukla dimað ve gönüllerdeki ilham esintilerinin tespit edildiði ilk vasýtadýr.
Yazar ve þair için kalem; ilhamlarý dokuyan mekik, ruh kristallerini öz cevherinden yontan veya kalbinin örsüne koyduðu fikir ve düþünceleri, dövüp þekillendiren çekiç, hayat tuvaline öz paletinden topladýðý solmaz boyalarla ilhamlarýný resmedeceði bir gönül fýrçasýdýr.
Bugünün insaný birçok þeye yabancýlaþtýðý gibi kendine de yabancýlaþmýþ ve vefalý dost olma özelliðini hýzla yitirmektedir. Kalem bugün kendini tutan ellere yabancý hâle gelmiþ bir gariptir. Yazarýn parmaklarýyla bütünleþip, dimað ve kalbinden akýp gelen ilham esintisini mürekkep olarak zerre zerre özüne çeken bu kamýþ veya dal özlü kömür gözlü civan, bir kenara itilmiþ, sayfalardan sürgün ve yalnýzlýða mahkum edilmiþtir.
Ýlhamlara vesile olan okumalarý yapmayarak yetersiz hâle gelmenin acýsý, haksýz yere kalemden çýkarýlmamalýdýr. Kalem sahibinin tembelliðinden ötürü, kabiliyeti olanlar için, bu asýrlýk dostu terk etmek, kadirþinaslýkla baðdaþmaz. Hani “Hýz devrindeyiz.” deyip kurþun kalemin aðaç kokan, dolma kalemin ve tükenmezin mürekkep kokan atmosferi olmayacak sebeplerle terk edilerek vefasýzlýk örneði sergilenmemelidir. Her þeyin hýzlý döndüðü bir çaðda, kaleme biraz hýz kazandýrýlmasý gerekirdi. Þýpsevdi kiþilerin izdivacý da þýp diye baþlar ve biter. Bir damla gibi buharlaþýr bu aþklar. Ama gerçek dostluklar ve izdivaçlar sonsuza dek sürer. Hakiki kalem erbabýnýn kalemle izdivacý da böyle bir arkadaþlýktýr. Dimað ve gönlünde dolarak derya hâline gelmiþleri, hangi ýsý, hangi yangýn seli buhar edip uçurabilir ki…
Ýnsan bir dostuna bir mektup göndermek isterse, çoðu zaman hemen daktilonun veya bilgisayarýn baþýna geçmez. Öncelikle kalemi eline alýr ve baþlar ince hislerini dakik, rakik duygularýný kaleme süzmeye, kalemden sayfaya nakþetmeye... Zîrâ bu, titizlik ve dikkat ister; bütün hisleri ve düþünceleri yoðunlaþtýrmayý gerektirir.
Ýlhamlarýn sökün ettiði zaman dilimine misafir olmak için, bütün dikkatini kalem odaðýnda toplamayan bir yazar veya þair konsantre olamaz ve maveraî bakýþlarýný ilham ufuklarýna çeviremez... Bu da bir yazar ve þair için, verimli olmak yerine, kýsýr ufuklara ve bir verimsizlik vadisine yelken açmak demektir. Bu fýtrî olmayan yolculuk bir süre sonra alabora olup, bunalým ve stres okyanusunda boðulup gitmekle neticelenir.
Bir þairin “Niçin þiir yazýyorsun?” sorusuna verdiði cevap, “Nefes almadan yaþayamam ki!” þeklindedir.
Evet, kalem yazar için bir nefes borusudur. Çift deðil tektir... Tek bir mânâyý soluklamak için, bir minare burcu gibidir kalem. Tek bir yöne yönelmek adýna, tek bir küheylan, tek bir av þahini ve tek bir konsantre ufku. Kalemin sembolize ettiði mânâlar içinde onun sahibi, böyle bir zirve, sidreden ötesine yalnýz çýkmaya mecbur miracî bir yolcu, ilham vadilerinde ýþýktan ceylanlar avlayan bir kartal gagasý veya ateþin bir þahin pençesidir…
Kalem gibi bir dosttan ayrýlmak yokluða ramak kalmasý demektir. Ýlhamý tüketmektir. Þiirin ve nesrin boynuna kesret kemendini ve daðýnýklýk prangasýný geçirmek ya onu boðmak veya ebedî kaos ve küsuf dokulu zindanlara mahkum etmek demektir...
Kur’an-ý Kerîm’de okuma ve yazmaya iþaret eden ve Hz. Peygamber’e (sas) nübüvvetinin baþlangýcýnda arka arkaya nazil olan Alâk ve Kalem surelerindeki mesajlar da bir yönüyle bize ‘Bu güzel dostlardan ayrýlmayýn.’ der.
Kaleme, kalem tutanlara ve ona vefasýzlýk etmeyenlere selâm olsun!
Mehmet ERDOÐAN
radyobeyan