Denemeler
Pages: 1
Habbeyi Kubbe, Kubbeyi Habbe Yapmak By: rabia Date: 28 Mart 2010, 03:52:43
Habbeyi Kubbe, Kubbeyi Habbe Yapmak

Cenab-ý Hak insana herhangi bir þeyi hem küçültme, hem de büyütme hissi ve kabiliyeti vermiþtir. Bu durum, kâinatý ve hâdiseleri çok iyi kavramamýza vesile olur. Eðer bu özelliðimiz olmasaydý, atomu veya güneþ sistemini anlayýp kavramamýz pek mümkün olmazdý. Evet, gözle görülmeyecek kadar küçük olan atomu belli bir oranda büyütüyor ve maket ve modellerini yapabiliyoruz. Ayný þekilde Güneþ'in sistem olarak, peykleriyle beraber gezegenlerin de hareketli maket ve modellerini yapabiliyoruz. Eðer böyle bir kabiliyetimiz olmasaydý, bütün derinlik ve inceliðiyle âlemi ve içindekileri idrak etmemiz mümkün olmazdý.

Ama bu durum yerinde kullanýlmazsa, çok yanlýþ þeyler de yapýlabilir. Yani bazý kimseler, bir insanýn küçük bir hatasýný büyük bir þey gibi gösterebilir veya dað gibi büyük iyilikler yapmýþ bir kiþinin bu muazzam hayrýný küçültmek için göz bebeðinin üzerine sinek kadar küçük bir hatasýný koyarak, bütün faziletlerini yok etmeye çalýþabilir. Bu durum, insanlarýn ve toplumlarýn huzurunu bozar. Halbuki tam tersine Kur'anî bir usûlle, yapýlan iyilikleri büyüterek, takdir ve teþvik etmek; hatalarý da habbe gibi küçültmek mümkündür. Bu durum ise, hayatý ve toplum yaþayýþýný kolaylaþtýrýr ve güzelleþtirir. Çünkü kötülüðün yolu kolay olduðu gibi taraftarlarý da nefis ve þeytandýr. Ayrýca kötülük, tahrip cinsinden olduðu için kolay, neticesi de büyüktür.

Ýnsan kendi muhasebesini yaparken nefsinin avukatlýðýný yapma yerine, bir savcý gibi onun hata ve cürümlerini ortaya dökmeli, o hata ve cürümlerin en küçüðünü bile çok büyük ve tehlikeli bir þey gibi ele almalýdýr. Çünkü bazan insanlarý bir günah batýrabilir, bir söz veya bir harama bakýþ girdaba sürükleyebilir.

Ýnsandaki bu geniþlik ve darlýk, bu iniþ ve çýkýþ, bu büyütme ve küçültme, daha önce iþaret ettiðimiz gibi yerine göre faydalý, yerine göre de zararlý olmaktadýr. Bu hususta Bediüzzaman Hazretleri þöyle demektedir: "Ýnsanýn akýl ve fikir meydaný öyle bir geniþliktedir ki, kuþatmak mümkün deðil; o kadar dardýr ki, iðneye mahal olamaz. Evet, bazan zerre içinde dönüyor, bir damla içerisinde yüzüyor, bir noktada hapsoluyor. Bazan da âlemi bir karpuz gibi eline alýr ve kâinatý misafireten getirir, akýl odasýnda misafir eder. Bazan da o kadar haddini tecavüz eder yükseðe çýkar ki, Vâcibü'l-Vücud'u görmeye çalýþýr. Bazan da küçülür zerreye benzer. Bazan da semâvât, kadar büyür. Bazan da bir damla içine girer. Bazan da fýtrat ve hilkati içine alýr." (Mesnevi-i Nuriye, Hubab)

Evet yerine göre kafasýna takýlan küçük bir meseleden kýyametler koparýr, iþi büyütüp beþ lira için "Gururum, onurum" der, adam öldürür... Halbuki zaman olur, milyarlarý cömertçe sarfeder. Atomdaki iki zýddýn bir araya geliþini, yani ayný anda hem çekme, hem de itme gücünü çözemez; ama Cenab-ý Hakk'a ait muazzam sýrlarý çözmeye kalkar. Hatta aczini kabul etmez de inkâra kalkýþýr...

Bu hâlet-i ruhiyenin, insaný, ne hâllere indirip çýkaracaðýný Koca Yunus'umuz þöyle anlatýyor:

Hak bir gönül verdi bana,
Ha demeden hayrân olur.
Bir dem gelir þâdî olur,
Bir dem gelir giryân olur.

Bir dem sanasýn kýþ gibi,
Þol zemheri olmuþ gibi,
Bir dem beþârette doðar,
Hoþ bað ile bostân olur.
Bir dem gelir söyleyemez,
Bir sözü þerh eyleyemez,
Bir dem dilinden dür döker,
Dertlilere dermân olur.

Bir dem çýkar arþ üzere,
Bir dem iner tahte's-serâ,
Bir dem sanasýn katredir,
Bir dem taþar ummân olur.

Bir dem cehâlette kalýr,
Hiç nesneyi bilmez olur,
Bir dem dalar hikmetlere,
Kalinos u Lokmân olur.

Bir dem dev olur ya peri,
Viraneler olur yeri,
Bir dem uçar Belkîs ile,
Sultan-ý ins ü cân olur.

Bir dem varur mescitlere,
Yüz sürer anda yerlere,
Bir dem varýr deyre girer,
Ýncil okur ruhban olur.

Bir dem gelir Ýsa gibi,
Ölmüþleri diri kýlar,
Bir dem girer kîbr evine,
Firavun ile Hâmân olur.

Bir dem döner Cebrail'e,
Rahmet saçar her mahfile,
Bir dem gelir gümrah olur,
Miskin Yunus hayrân olur.

Mühim olan, kendimizi iyi tanýyarak, büyük rehber ve mürþitlerimizin gösterdiði usûllerle muhasebe ve muhakememizi yaparak, sýrât-ý müstakimde ilerleyebilmek...

Safvet SENÝH


radyobeyan