Tahliye By: armi Date: 27 Mart 2010, 20:35:24
TAHLÝYE
Boþaltma, býrakma, salýverme, terketme, kendi baþýna býrakma; arapça "tef´îl" vezninde bir mastar. Tahliye, bir fýkýh terimi olarak, satýn alýnan bir malýn kabz yollarýndan birisi olup, alýcýnýn arada bir engel olmaksýzýn malý eline geçirmesinin ve arada bir engel olmaksýzýn malý eline geçirmesinin mümkün olmasýdýr. Yani satýlanýn ayrýlmýþ olmasý ve arada bir engelin bulunmamasýdýr. Kýsaca, kabzýn satýcýnýn huzurunda ve kabz izni ile birlikte olmasýdýr.
Meselâ; bir kimse bir evde bulunan buðdayý satýn alsa ve satýcý ona anahtarý vererek, "Seni buðdayla baþ baþa býrakýyorum" yani "sana buðdayý teslim alman için izin veriyorum" dese bu bir kabz iþlemi sayýlýr. Buna göre, alýcý malý zamanýnda teslim almayý ihmal etse, bu arada çalýnma, yangýn, sel baskýný gibi bir nedenle buðday helak olsa, bunu satýcýnýn tazmin etmesi gerekmez. Çünkü alýcý ile satýlan mal arasýnda tahliye gerçekleþmiþtir. Ancak satýcý anahtarlarý alýcýya verip hiç bir þey söylemese bununla kabz gerçekleþmiþ olmaz. Ev, daire, arsa ve arazi gibi taþýnmazlarýn teslimi ise, alýcýnýn bunlarýn içinde veya ona yakýn arazinin yan tarafýný görecek þekilde durmasý yahut da hemen evin kapýsýný kapatabilecek þekilde durmasý ile teslim gerçekleþir. Eðer bu durumdan daha uzak bir þekilde durursa, bununla kabz gerçekleþmiþ olmaz (el-Kâsânî, Bedâyiu´s-Sanâyî´, 2. baský, Beyrut 1394/1974, V, 244; Ýbn Âbidîn, Reddü´l-Muhtâr, Mýsýr t.y., IV, 44; ez-Zerkâ, Akdü´l-Bey´, s. 86).
Bu duruma göre, Hanefler´de kabz tahliye ile gerçekleþir. Teslimi söz konusu olan malýn menkul veya gayri menkul olmasý, sonucu deðiþtirmez. Ancak, ölçü veya tartýyla alýnýp-satýlan standart mallarýn tesliminin ölçülerek veya tartýlarak tam olarak teslim alýnmasýyla gerçekleþmesi hükmü konunun istisnasýdýr.
Þâfiî ve Mâlikîlere göre ise bina, arazi, arsa gibi taþýnmazlarýn kabzý, satýlan malla alýcýnýn arasýndaki engellerin kaldýrýlmasý yani tahliye ile ve eðer varsa anahtarlarýn ona teslim edilerek tasarrufta bulunmasýna imkân vermekle olur. Eþya, davar ve binek hayvaný ve binit araçlarý gibi taþýnýrlarýn kabzý ise insanlar arasýnda cereyan eden örfe göre olur (eþ-Þîrâzî, el-Mühezzeb, Mýsýr t.y., I, 263; ezZühaylî, el-Fýkhu´l-Ýslâmî ve Edilletüh, 2. baský, Dimask, 1405/1985, IV, 419).
Hanbelîlere göre her þeyin kabzý kendi nitelikleri dikkate alýnarak olur. Eðer satýlan þey standart mallardan ise bunlarýn kabzý ölçülerek veya tartýlarak olur. Buna göre kabzýn ne þekilde olacaðýný örf belirler (Ýbn Kudâme, el-Mugn, 3. baský, Kahire 1970, IV, III vd.).
Ebû Yûsuf´a göre taþýnýr mallarýn teslimi için mucerret tahliye yeterli olmaz. Bizzat nakil ve fiilen teslim gereklidir. Bu olmayýnca, meselâ; rehin alan rehni kabzetmiþ sayýlmaz. Çünkü ayette kabz mutlak olarak zikredilmiþtir. Allah Teâlâ þöyle buyurur: "Eðer yolculukta iseniz ve katip bulamazsanýz alýnan rehinler de yeter" (el-Bakara, 2/283). Buradaki "teslim alýnan" ifadesi gerçek alýma delâlet eder. Bu da ancak malý fiilen alýcýya nakletmekle gerçekleþir. Mal ile alýcýnýn arasýnda kabza engel hallerin kaldýrýlmasý ise "hükmî kabz"ý da kapsamýna alýr.
Diðer yandan standart mallardan olan uzunluk ölçüsü ile satýlan þeylerin kabzý ölçüp teslim etmekle, sayý ile satýlanlarýn kabzý ise sayýp teslim etmekle gerçekleþir (bk. el-Kâsânî, a.g.e., VI, 141; Ýbn Âbidîn, a.g.e., V, 341; Ýbnü´l-Hümâm, Fethu´l-Kadîr, 1. baský, Mýsýr 1316/1898, VIII, 193; el-Meydânî, el-Lübâb, Ýstanbul t.y., II, 54; ez-Zühaylî, a.g.e., V, 208, 209).
radyobeyan