Surre By: armi Date: 25 Mart 2010, 16:25:36
SURRE
Her sene hac mevsiminde Osmanlý devleti tarafýndan Mekke ve Medine halkýna daðýtýlmak üzere gönderilen para. "Surre", arapça bir ketime olup para kesesi anlamýna gelir. Gönderilen paralar keselere konduðu için bu adý almýþtýr. Buna Surre-i Hümâyûn da denilmekteydi.
Mekke ve Medine´ye ilk olarak Abbasîlerden el-Muktedir Billah zamanýnda 311 (923-24) yýlýnda surre gönderilmiþtir. Ondan seksen bir yýl kadar önce hac esnasýnda Haremeym fakirlerine daðýtýlmak üzere el-Vasýk Billah tarafýndan bir miktar para gönderilmiþ ise de bu her sene tekrarlanan bir âdet þeklinde deðildi. El-Muktedir Billah tarafýndan her sene tekrarlanmak üzere âdet hafine gelen surre göndermek, daha sonra Hicaz bölgesini hakimiyetleri altýna alan Fâtýmîler tarafýndan da devam ettirilmiþtir. Fâtýmîlerin her sene gönderdikleri surre´nin miktarý, yüz yirmi bin dinar idi. Bu miktar, Vezir Bazurî zamanýnda iki yüz bin dinara çýkarýlmýþtýr ki, Osmanlýlar dönemine kadar Hicaz´a gönderilen paranýn miktarý bu rakama ulaþmamýþtýr, Mýsýr yönetimi tarafýndan gönderilen surrelere "mahmil" denilmekteydi. Bu mahmillerin Hicaz´a ulaþtýrýlmasý iþi itinalý bir þekilde yerine getirildi.
Mýsýr´da kurulan Kölemenler devleti de Hicaz´a surre göndermeye devam etmiþtir.
Osmanlýlar zamanýnda ilk surre, Çelebi Mehmed tarafýndan gönderilmiþ olup, Çelebi Mehmed bunu iki defa tekrarlanmýþtýr. Yavuz Selim zamanýna kadar devam eden surreler bir baðýþ ve ihsan niteliðindeydi. Yavuz Selim devrinde Haremeyn´e surre gönderilmesi devletin siyasî görevlerinden biri oldu (M. Zeki Pakalýn, Tarih Deyimleri ve Terimler sözlüðü, Ýstanbul 1971, II, 284).1126 (1714) yýlýna kadar surreler Mýsýr hazinesinden tertip edilerek gönderilmiþtir. Bu tarihten sonra ise, Enderun´daki Haremeyn hazinesinden gönderilmeye baþlanmýþtýr (Ý.Hakký Uzunçarþýlý, Mekke-i Mükerreme Emirleri, Ankara 1984, 35).
Surreler, "surre emini" denilen bir zatýn baþkanlýðý altýnda her sene, önceleri Recep ayýnda; XlX. yüz yýldan sonra da Þaban ayý içerisinde yola çýkarýlýrdý. Surrelerin Ýstanbul´dan yola çýkarýlýþý, düzenlenen bir merasimden sonra olurdu ki buna "surre alayý" denilmekteydi. Surreler ile gönderilen paralarýn daðýtýlacaðý yerler defterler ile tesbit edilir ve daðýtým bu çerçevede yapýlýrdý. Surrelerle birlikte her yýl Beytullah´a yeni bir örtü gönderilir ve eskisi Ýstanbul´a getirilirdi. Kutsal bir eþya olarak kabul edilen bu örtü devlet ileri gelenleri arasýnda bölüþtürülürdü.
Surreler önceleri, Anadolu, Suriye, Filistin güzergahýndan kara yoluyla gönderilmiþtir. Daha sonra buharlý gemilerin kullanýlmasý ile birlikte surreler, Þaban ayý ortalarýnda Ýstanbul´dan deniz yoluyla Beyrut´a, oradan da Suriye yoluyla Hicaz´a gönderilmeye baþlanmýþtýr. II. Abdülhamid zamanýnda Hicaz demiryolunun inþasýyla, surreler trenler vasýtasýyla gönderilmiþtir. Surre gönderilme geleneði I. Dünya Savaþý sýrasýnda Osmanlý devleti ile Hicaz arasýndaki baðlantýnýn kesilmesiyle son bulmuþtur.
Þamil ÝA
radyobeyan