Denemeler
Pages: 1
Yeniyi Bulmak By: rabia Date: 25 Mart 2010, 14:37:54
Yeniyi Bulmak

Yeniyi bulmak için eskiyi bilmek gerek. Yoksa bulduðunu zannettiðin þey bir eskinin küfü ve pasý olabilir. Yeniyi bilmek için eskiyi bilmek gerek. Yoksa bildiðini zannettiðin bilgi mazide ölmüþ çürümüþ bir bilginin kadavrasý, yahut iskeleti, yahut fosili olabilir.

Ýnsan yeni diye bir arayýþa girdiyse, eskinin bütününü kuþ bakýþý görmesi gerekmez mi?

Ýnsanlarýn yanýldýklarý birinci nokta eskiye sýrt çevirmeleridir. Eskiyi kolaçan edenler yeni þeyler söylemeye hak kazananlardýr. Eskiyi hallaç edenler bilginin Hallac-ý Mansur'u olmaya elyak olmuþlardýr. O yolda ölseler de bu onlar için þereftir, þandýr.

Maziden kopuk her nefes daha ilk baþta eskimeye namzet bir soluktur. Maziye kapalý her kapý geleceði göstermeyen bir menfezdir. Ne kadar ileriye dönük gibi görünse de, geriye kapalý olan ileriye de kapalý olduðu için, görünen zahiri açýklýðý sadece bir göz yanýlmasýdýr. O kapý geleceðe tamamen kapalýdýr. Hattâ kilitlidir.

Yahya Kemal; "Aslan gerilir de öyle atlar" diyor bir mýsraýnda. Bu gerilmek geriye doðru bir adýmdan baþka bir þey deðildir. Zaman perspektifinde bu gerilmek, maziye doðru bir geri adýmdýr ki, ileriye doðru atýlmanýn ilk iþareti iþte her riski göze alabilen bu adýmdýr.

Bu hamle gericilik, korkaklýk ve irtica ile yaftalanabilir, ama ileriye atýlmak için bundan baþka çare var mýdýr?

Okun yayda gerilmesi, bir engeli geçerken geri geri gitmek ve ileriye sýçramak, hep güç kazanma hareketidir.

'Yeni' arayýþý, eskimemekten geçer.

Eskimemek için bir þeyin niçin eskidiðini yakînen görmek gerektir. Bu bir nevi müþahededir. Yani tam görmek ve temaþa etmek. En ince kýlcallarýna kadar eskimenin sýrrýna vakýf olmak, en küçük çizgilerine kadar onu anlamak...

Bunun yanýnda eskide bulunup da günümüzde devam eden, eskimezlik ve ölümsüzlük iksiri içmiþ düþünce ve hislerin de niçin böyle olduðunu yakînen görür, geriye bakmasýný bilenler. Yanlýþlarý tekrar etmezler, güzellikleri yeni zamanlar teknesinde tekrar yoðurup þekillendirirler. Böylece yeni bir üslûp kazanýrlar.

Hem de ölümsüzlük tiryaký yudumlamýþ bir üslûp...

Her yeniyi arayýþ, ýzdýrap imbiðinden geçmek ile baþarýlabilir.

Bu yolun zaferi sabýr ile çalýþmak, sarsýlmadan gayretten baþka nedir ki?

Hemen yorulanlar, býrakýn yeniyi, bu yolda bir kýrýntý bulmayý bile baþaramazlar.

Bunlar bu yolun yolcusu deðillerdir ki, baþarýya ulaþsýnlar.

Hz. Musa sorar Allah'a: "Ya Rabbi, insanlara ne oluyor ki, sana gelirlerken, senin yolunda epeyce yol almýþken biraz sonra geriye dönüyorlar. Bu ne iþtir, senin yoluna girenlerin geriye dönmelerine bir türlü aklým ermiyor." Allah, cevap verir: "Ya Musa onlar benim yolumun yolcularý deðil. Benim dýþýmda bir takým fani gayeler için bu yola düþmüþ olanlardýr. Benim hakiki yolcularým asla geriye dönmezler."

Ýþte bu misalde olduðu gibi bir sanatkâr eðer yeniyi arýyorsa, yeni bir üslûp için çýrpýnýyorsa mutlaka onu bulur; çile çeker, ýzdýrabý bir zehir gibi yudumlar, acýlara katlanýr ve sonra maksuduna erer. Ama gerçekten böyle bir derdi yoksa daldan dala sýçrar; çileden kaçar. Zor iþlerin adamý olmaktan istinkâf eder. Hemen yýlýverir. Zira arayýþ aþký bir potansiyel olarak yürekte yoksa insan çabuk tükenir. Âþýk maþukunu arar. Sevmeyen niçin arasýn ki?

Bu her þey için geçerli bir formüldür.

Bu sebepten yeniyi arayan eskiyi bilmelidir.

Eðer kiþi, eskiyi bilmek hamulesi ve yükü aðýr geliyorsa ve bu iþin altýndan kaçýyorsa, gerçek arayan deðildir demek; lâfta bir yolcudur. Sahtekâr bir yenilik yolcusu...

Yeniyi bulmak eskiyi kaybetmemekle mümkündür.

Eskiyi kaybeden, yeniyi bulsa da onu anlayamaz, onu bulup bulmadýðýný bilemez...

Hadi son söz bir Batýlý'nýn olsun:
"Neyi aradýðýný bilmeyen aradýðýný hiçbir zaman bulamaz..."

Mehmet ERDOÐAN


radyobeyan